22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Girişte sizi selamlayan değirmenler, ilçenin en büyük özelliklerinden birini daha ortaya koyuyor: Rüzgar. Alaçatı, yalnızca “bilenin gittiği” işlek cadde üzerinde olmayan lokantalara çok benziyor. Ağzının (gezmenin) tadını bileni kendisine çekiyor. Bunda en büyük etkenlerden biri de rüzgar sörfü. Aralarında şampiyonların da olduğu, dünyanın dört bir yanından sörf meraklıları buraya akın ediyor. Size “tatlı bir esinti” olarak yansıyan rüzgar, sörfçülerin istediği gibi esiyor. Su sporlarına ilgi duyuyorsanız, bu şansı değerlendirmelisiniz. Çünkü burası dünyanın en önemli sörf parkurlarından birisi, hatta ilk üç sırada yer alıyor. “Ama ben sörf yapmayı bilmiyorum” diyorsanız, beldenin güneyine dizilen sörf okulları size yardımcı olabilir. Onların, Alaçatı’da kurulması tesadüf değil. Bu alandaki kıyı derinliği 1.5 metreyi geçmiyor. Bu da sörf öğrenimi için aranan temel özellik. Tarihi yapılar, çiçeklerle dolu sokaklar, sörf... Tüm bunlar iyi güzel de, ya deniz? “Denize girmeden asla” diyenler için de cazip Alaçatı. Hele dalgalı olanını sevmeyenler için ideal. Tanımı biz değil, “işin piri” yapmış. Türk denizciliği ve haritacılığının mihenk taşlarından Piri Reis, Kitabı Bahriye’sinde şöyle diyor: “Alaçatı’nın denizi, mayasız ekmek gibi.” Sörfçüleri kendine çektiği göre rüzgarı hiç eksik olmaz bu beldenin, ama nereden eseceğini de bilir. Karadan denize doğru esen rüzgar, çarşafın ütüsüne zarar vermez! Üstelik yönünü değiştirse bile, sizi etkilemez. Çünkü, serin sulara kulaç atmak için Çeşme Yarımadası’nın hem güneyini hem kuzeyini kullanabilirsiniz. Gezdik, gördük, yüzdük, yorulduk... Sonunda acıktık. İşin en “lezzetli” yanı da burada başlıyor. Beldenin kimliği ne kadar bütüncülse, karnınızı doyuracağınız yerler de o derece kendine has özellikler taşıyor. ALAÇATI Alaçatı, turizmciyle turistin pek buluşmadığı bir yer. Halk da konuklar da beldeninn dokusunu koruyor. Ege mutfağının zeytinyağlıları karşısında yaşayacağınız tek zorluk, seçim yapmak olacak. İyot kokusunu duyumsayıp da balık çeşitlerine uzak durmak kolay değildir. Sizin de bu kokuya yenik düşmeniz büyük olasılık. Beldedeki konaklama ve karın doyurma yerlerini birbirinden ayırt etmek zor. Ama bizim Tuval’de yediğimiz sinaritin tadı hala damaklarımızda. Buraya yeni şube açan Miko’nun deniz ürünlerini İzmir’den bildiğimiz için önermekte hiçbir sakınca yok. Bu lezzetlere, tıpkı yaşamda olduğu gibi, artı değer katan bir unsur daha var: “Kadın.” Alaçatı, üzerine kadın eli değmiş gibi duruyor!.. Butiğinden antikacısına, barından oteline, lokantasına dek kadın işletmecilerin güler yüzlülüğü gözleniyor. Büyük çoğunluğu, metropollerin bazen boğucu olabilen havasından uzaklaşarak burada yaşamayı seçen kadınların her köşesiyle ilgilenerek oluşturduğu işletmeler, Alaçatı’ya kendine özgü bir hava katıyor. İlçedeki genel atmosfer, cezbedici. Ama bunu dışarıdan gelip, yerleşenlere mal etmek mümkün değil. Yerel yönetimin bu anlamdaki çabaları, övgüye değer. Eski Belediye Başkanı Remzi Özen’in çabaları, görevi devralan Muhittin Dalgıç’ın ödünsüz tutumu, beldenin geleceğinin daha da parlak olacağını gösteriyor. Turizmciyle turistin uzlaştıkları ender yerleşimlerden biri Alaçatı. Yaşamını turizm geliriyle kazananlar, beldenin doğal ve tarihi güzelliklerini korumayı ödev sayıyor. Bu sayede daha çok ve nitelikli turisti beldeye çekebileceğini biliyor. Gezi meraklıları da zaten bunu istiyor. Alaçatı için bir fırsat mı arıyorsunuz? İşte tam zamanı. Bu hafta sonu Avrupa Sörf Şampiyonası Alaçatı’da gerçekleştirilecek. Profesyonel sörfçülerin rüzgarla dansını, bizim sözcüklerimizle değil, kendiniz görmek isterseniz, bu şenliği kaçırmamanızı öneririz. Rüzgarınız “gezi” yönünden estiğinde, Alaçatı sizi bekliyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle