Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr GÜNCEL İPEK YOLU BEKÇİLERİ Efsane bu ya... Çin’de çok çocuklu baba uzun yolculuğa çıkmış, dönmemiş. Anne perişan. Sonunda, eşini getirene en güzel kızını vereceğini ilan etmiş. Bunu duyan at, hışımla yola koyulmuş. Babayı bulup getirmiş. Eş, çocuklar sevinç içinde. At da kişnemeye başlamış. Hakkını istiyor! Annenin vaadini duyan baba, çözümü atı öldürmekte bulmuş. Derisini de yüzüp dut ağacının altına sermiş. Kız ağacın yanından geçerken, deri canlanmış, kızı sarmaladığı gibi ağaca çıkarmış. Bir dalın ucuna yerleşmiş. Sarıp sarmalayıp iyice küçülmüş. Kız ve at bildiğimiz ipek kozasına dönüşmüş... Yüzyıllar boyunca Doğu ile Batı arasındaki en sağlam bağlantılardan biri olan ipeğe ilişkin onlarca efsaneden biri böyle. İpek Yolu, Çin’in eski başkenti Şian kentinden başlıyor. Yolun devamı çatallaşıyordu. Şian’a gittiğimde kervanların yola koyulduğu yerdeki heykel serisine uğramadan edememiştim. Turfan ise İpek Yolu’nun en zorlu güzergahlarının başında geliyor. Şian’dan yola çıkan kervanlar, uzuuun çölü geçip Turfan çevresindeki konaklama yerlerine ulaşıyorlardı. Turfan’ın çevresinde bugün de İpek Yolu’nun efsane olduğu günlerden kalma antik kentler var. Ancak yapılar topraktan inşa edildiği için büyük çoğunluğu yıkılmış. Sağlam kalanlar arasında ise zorlu yolculuğu sembolize eden heykeller olmuş. Çoğu sonradan yapılan bu heykeller sanki yolcuları dondurup bugüne taşıyor. Sanki İpek Yolu’nun sessiz bekçileri onlar... En önde yolu gözleyen kişi. Onun arkasında kervan, az geride patron... Kolay mı koca Taklamakan çölünü geçmek. Çölün adını Türkçe’ye çevirelim ki, yolun zorluğu anlaşılsın: Gidilip de dönülmeyen! Ben gittim ve döndüm. Ama, uçakla! İpek yolu Anadolu’dan da geçip Roma’ya ulaşıyordu. Oradan da Avrupa’nın değişik yönlerine dağılıyordu. Bu nedenle de Avrupa kentlerinin çoğunun yolu Roma’ya bağlanıyordu. ‘’Her yol Roma‘‘ sözünün de buradan geldiği söyleniyor! Gezekalın... Turizm ‘doğu’yor! ert coğrafyası, altı ay yerS den kalkmayan karı ve insanın iliklerine işleyen soğuğuyla Doğu Anadolu bölgesi son birkaç yıla kadar turizm yatırımcılarının ilgisini pek çekmedi. Tatilden anlaşılanın deniz, kum, güneş olunca Doğu Anadolu her alanda olduğu gibi turizm sektöründe de ihmale uğratıldı. Sosyal ve ekonomik şartları içinde bulunduğu kriz dönemlerine ve bunun üstüne gelen terörle birkaç yıl öncesine kadar her girişimci elini eteğini Doğu’dan çekmişti. Yerli ve yabancı turist yaz ve kış tatillerinde batı ve güneyi tercih ederek defalarca gittiği merkezlerde zamanını geçiriyor. Bu durum, bugün de değişmiş değil. İlk tatil fırsatında acentelerin ve tur operatörlerinin dayattığı yerler gezip görülüyor. Sosyetenin kalbinin attığı defalarca gidilen tatil beldelerinin yolları aşınıyor. Yurdumuzun yüksek, tertemiz havasını soluyacağımız topraklarına gitmeye, adeta korkuyoruz. Ancak, coğrafya, çetin kış koşulları, sert mizaçlı insanlara yaklaşmak artık, turizmcileri korkutmuyor olsa gerek. Kültür turizminin merkezi olan Doğu Anadolu’dan sayısız uygarlık geçmiş. Bugün o uygarlıkların kalıntılarıyla geçmiş aydınlanıyor. Tabii ki bu aydınlanma gidip görenler için geçerli. Erzurum, Kars, kış turizm faaliyetleriyle canlanmakta. Yaklaşık 2 bin metre yüksekliğe kurulmuş kentler ve şehir merkezlerine yakın kayak merkezleri. Kış turizminin modern dağ otelleri de sıra sıra diziliyor Doğu Anadolu’ya. Sağlık doğuya en son gider, eğitim ve ulaşım da öyle. Bugün varolan potansiyelin farkına varılmaya başlandığını düşünüyoruz. Yavaş yavaş Doğu’da turizm canlanıyor. Doğu Anadolu’da hareketlenen turizm yatırımları halka, geç kalmış bir armağan olsa gerek. Sarıkamış dünyanın kayak sporuna en elverişli merkezlerinden biri. Kayak alanı ise Cıbıltepe Balıklıdağƒ Çamurludağ Kayak Merkezi 2 bin 200, 2bin 900 metre yükseklik gösteren bir plato üzerinde yer alıyor. Kış turizminin yanında Doğu Anadolu, bilinmezliğine inat kentleri, köyleri ve tarihiyle kristal kar tanelerinin, her biri kadar parlak ve gizem dolu. Bilir misiniz en sevilen tatlı üzerine pekmez dökülmüş bembeyaz kardır.