10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Mahmut KİPER Metalurji Mühendisi USİAD Danışmanı [email protected] [email protected] ir önceki yazıda da belirtildiği gibi, Cumhuriyet demiryollarının Eskişehir’deki kuvvet üssünde yaratılan ilklerden biri de bu tesisin onurlu serüvenini taçlandıran yerli üretim bir otomobildir ve adı da ‘Devrim’dir. Aydın Engin’in Cumhuriyet Gazetesi’nde 28 Ağustos 1994 günü başlayan ve dört gün süren ‘Devrim DireniyorBir Meydan Okumanın Öyküsü’ başlıklı yazı dizisinden derlenen ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından Mayıs 2004 yılında yayınlanan Mühendislik ve Mimarlık Öyküleri1 kitabındaki öyküden bu otomobilin kaderini aktarmaya devam edelim. İlk yerli otomobil Devrim’in sonu… C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 11 Ağustos 2008 / 215 B BENZİNLE UMUT BİTTİ 23 inançlı Türk mühendisinin ve o zamanki ismiyle Eskişehir Demiryolu fabrikası’nın ustalarının sadece 129 günlük insanüstü çabaları sonucu hayat bulan, motorları dahil tümüyle yerli iki otomobil (Devrim1 ve Devrim2) 29 Ekim 1961 sabahı Karakurt lokomotifinin çektiği tren katarından indirilir. Biri bej diğeri siyah iki adet Devrim’in benzin depoları buharlı lokomotifin bacasından çıkacak kıvılcımların yaratacağı tehlike nedeniyle boşaltılmıştır. Arabalara, bir kilometre ötedeki Shell istasyonuna gitmeye yetecek kadar, bir iki litre benzin konmuş ancak kraldan çok kralcı yüksek bürokratların aceleciliği, konvoya eşlik eden motosikletli polislerin zamanında uyarılmamasıyla benzin ikmali yapılamadan TBMM'nin yolu tutulmuştur. Cumhurbaşkanı Gürsel siyah arabaya yaklaşırken Kemalettin Vardar ile Rifat Serdaroğlu gazete kağıdından yaptıkları huni ile alelacele bulunan bir Ama 30 Ekim sabahı yayınlanan tüm gazeteler bidon benzini siyah Devrim’in deposuna doldurmaya ağız birliği etmişçesine ve galiba Devrim sözcüğüyle uğraşırlar ama nafile. Kağıt huninin ıslanıp bilinçaltı bir hesaplaşmanın hınç ve şehvetiyle hamurlaşıvermesi ile Kemalettin Vardar’ın avuçlarını "Devrim yolda kaldı", "Devrim'in benzini bitti", huni gibi depo kapağına tutup, "Dök şunu Rifat "Devrim yürümedi", "Devrim ancak 200 metre geliyor adam, dök şunu" çabaları da sonuçsuz yürüdü" başlıklarıyla çıkarlar. kalacak, benzin depo yerine yere boşalacaktır. Gürsel Devrim’in defteri dürülmüştür. Her iki araba da gelip siyah otomobile oturunca, Serdoğlu çaresizlik Eskişehir’e dönerler. İdam fermanları ise gecikmez. içinde, benzinden sırılsıklam ellerini pantolonuna Otomobiller istenir ve gönderilenler presle ezilir. Son silip direksiyona oturur ama siyah Devrim otomobili kalan otomobil ise ‘Eskişehir Cer Atelyesi’nin milli ancak 200 metre gider, önce bir öksürür, sonra da durur. Cemal Gürsel sorar: "Ne oldu?" Her zaman sakin, her zaman çelebi Serdaroğlu yanıtlar: "Benzin bitti paşam"... ve Gürsel tarihsel(!) sözünü söyler: "Batı kafası ile otomobil yapıyorsunuz ama Doğu kafası ile benzin koymayı unutuyorsunuz!" O arada, Nurettin Erguvanlı, Şecaatin Sevgen ve Mehmet Nöker benzin ikmali yapmayı becerdikleri bej Devrim’i çabucak siyah Devrim’in yanına çekerler ve Gürsel bu arabaya geçer. Direksiyonunda yüksek mühendis Şecaattin Sevgen’in oturduğu bej renkli Devrim1 Ankara caddelerini, alkış ve gözyaşları arasında aşıp, önce Anıtkabir’e oradan da geçit töreninin yapılacağı Hipodrom’a gider ve geçit törenine katılır. Devrim otomobili,Ankara’da denemeler sırasında... İlk yerli otomobil Devrim’in üretimi, hazin bir şekilde sonuçlandı. Tamamen güvenlik önlemleri nedeniyle benzinsiz bir BASIN’IN KARALAMASI Devrim otomobiline yönelen saldırılar salt şekilde Ankara’ya nakledilen "yürüdü, yürümedi" noktasında yoğunlaşmadı. O Devrim, çalışmasının ardından dönemde bir ithal otomobil 50 bin liraya satılırken, Devrim otomobillerinin üretimi için "tahsis" edilen 1 milyon 600 bin lira da dile düştü. 200 metre sonra durdu. Bu "Milletin parası har vurup harman savruldu" duruş, yerli otomobil üretme çığlıkları atıldı. Oysa 1 milyon 600 bin liraya dört prototip otomobil yapılmıştı, bunlar için çeşitli tip ve güçlerde 7 motor üretilmişti. Özel kalıplar heyecanının da sonu oldu. hazırlanmış, tezgahlar kurulmuştu. Bunlar dikkate bile alınmadı. DEVRİM’E ÖLÜM FERMANI Yüksek Mühendis Nurettin Erguvanlı, uzun yıllar Umutlar, benzinle tükendi mücadeleden kalma ruhuyla bozuk olduğu gerekçesiyle gönderilmez, saklanır. İşte bugünlere kalan miras odur. Böylece, ‘Devrim’ otomobili kendisini tarihten silmek isteyenlere inat tarihe mal olur. Onu yaratanlar da olan, bitenler karşısında şaşkın ve bir o kadar kırgındırlar. Rifat Serdaroğlu anlatıyor: ‘Basın olayı bu kadar olumsuz işlemeseydi çok daha farklı sonuçlar alınabilirdi. O günlerde gazetelerde bir de fotoğraf yayınlanmıştı. İngiltere Kraliçesi'nin limuzini yolda kalmış. Lordlar arkadan itiyorlar. Ortalık da birbirine girmiyor. Bu olay normal bir şeydir yani Limuzin kalitesinde bir araba da yolda kalabilirdi, denenmemiş bir Devrim de. Üstelik benzin bittiği için değil, bir başka arızadan yolda kalabilirdi. Sorun bu değil ki..’ Şecaattin Sevgen farklı bir karamsarlığı dile getiriyor: ‘Basının ne denli büyük bir güç olduğunu kavramıştım o günlerde ve aralarında gerçekleri sabırla araştıran ve uzun vadeli çıkarları gözetenlerin pek ender bulunduğu kanısına varmıştım. Biz seri üretime uygun bir otomobil yapmadık. Bir prototip yaptık biz. Şayet ilk imalat sorunsuz olursa bu daha kötü olur, eksikleri geliştirilemez. İşte bu anlaşılamadı.’ öncesinde kalmış o günleri anlatırken, ‘Heyecanlı günlerdi. Özel sektör otomotiv sanayisinde bir hamleye hazırlanıyordu. Bir kaç yıl sonra bir sürü üretim kusuruyla sokaklarımızı dolduracak, yerli (!) arabaların hazırlığı yapılıyordu. Binlerce ve binlerce motor ithal edilecekti Türkiye'ye. Ford, Fiat motorları filan. Tümüyle yerli bir motor üretimi de o günlerde gerçekleşince…’ Devrim'in üretiminin de, savunulmasının da yorulmaz militanlarından Salih Kaya Sağın anlatıyor: ‘Haber, yorum ve fıkralarda, harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruyorlardı. Bize 1 milyon 600 bin lira tahsis edilmişti. Oysa aynı yıl orduda süvari birlikleri kaldırıldığı halde Tarım Bakanlığı bütçesine "At neslinin ıslahı " için konmuş bulunan 25 milyon lira ödenekten ve sonucundan kimse söz etmiyordu. Hala merak ederim, at neslinde o günden bu yana bir gelişme sağlanmış mıdır?’ MEYDAN OKUMA Mustafa Seyrek şöyle diyordu; ‘Bu bir meydan okumaydı. Toplu iğnenin bile ithal edildiği bir ülkede bir meydan okumaydı. Devrim projesi başarıya ulaşmış ve kendini kanıtlamıştır. Engellenmesiyle ilgili ayrıntılara girmek istemiyorum. Ama şunu vurgulamak istiyorum. Biz, bu ülkenin yetişmiş elemanlarının, bu ülkenin servetler harcayarak yetiştirdiği mühendislerinin en zorlu teknik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle