02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 11 Ağustos 2008 / 215 oluşturulduğu, özellikle merkezi Sudan’da göçe zorlanan Afrika kökenliler... idarenin rahatsızlık duyduğu Çad’la ilişki kuran Darfurlu kabilelere karşı kullanıldığı bilinmektedir. Liderliğini Sudan’ın Hitler’i olarak tanımlanan Şeyh Musa Hilal’in yaptığı bu grubun Hartum’un uyguladığı etnik temizliğe olan katkısı büyüktür.(4) Jancevidler yaptıkları köy baskınları, kitlesel öldürmeler ve tecavüzlerle Afrika tarihinin en büyük katliamlarından bir tanesinin gerçekleştirilmesinde rol oynamaktadırlar. 2005 yılında "Savaş Silahı Olarak Tecavüz" adlı, mülteci kamplarında yaşayan yüzlerce Darfurlu’nun tanıklıklarına dayanan bir rapor yayımlayan Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) kitlesel tecavüzlerin bir insanlık suçu olduğu halde uluslararası toplumun buna yeterince tepki vermediğini ifade etmişti. Aynı raporda, bölgedeki kadınların nasıl Jancevidlerin tecavüzlerine uğradığı, kaçırıldığı ve cinsel köle olarak kullanıldıkları, köy baskınlarında devletin ordusunun nasıl aktif biçimde rol aldığı ayrıntılarıyla ortaya konmuştu.(5) Raporda tecavüz mağdurlarının çoğunlukla polise şikâyette bulunmadıkları, çünkü yerleşmişlerdir. Bu şansı elde edemeyenler ise Darfur hiç kimsenin bu suç nedeniyle tutuklanmayacağına etrafında oluşturulan 65 kampa yerleştirilmişler, bunun inandıkları belirtilmekteydi. Eğer suçlanan kişi Sudan yanında Doğu Çad’da da 12 mülteci kampı açılmıştır. Silahlı Kuvvetleri’nin bir üyesiyse, kişinin adı verilse Burada Darfur’dan gelen 250 bin civarında mülteci bile adalet mekanizmasının işlemesinin imkânsız yaşamaktadır. Bu kamplarda yaşam şartları onca çabaya olduğu ifade edilmekteydi. Genellikle şikâyette bulunan rağmen halen iyileştirilebilmiş değildir. Genellikle sivil kadınların zina suçlamasıyla tutuklanmaları da olayın toplum kuruluşları bu kamplardaki yaşam şartlarının trajikomik tarafıydı. Söz konusu raporun sonunda iyileştirilmesi, barınma, yiyecek ve giyecek Uluslararası Af Örgütü bölgede yaşanan insanlık sıkıntılarının giderilmesi konusunda öncülük suçlarının araştırılması amacıyla uluslararası yapmaktadırlar. Örneğin UNICEF ve sivil toplum topluma bir soruşturma komisyonu örgütlerinin yoğun çabaları sayesinde her kampta oluşturulması teklifinde bulunmuştu. ilkokul açılmıştır. Yüzde 46’sı kız olmak üzere, Sudan hükümeti ise ülkede tecavüz ilkokul çağındaki çocukların yüzde 28’i bu olaylarının yaşandığı iddialarının iftira okullarda eğitim görme şansı yakalamıştır. olduğunu söyleyerek, tecavüz İstatistiklere göre bu rakam Darfur sorunu kelimesinin anlamını bile bilmeyen öncesinden yüksektir.(7) Özellikle Darfur yerli halka bunların dış güçler krizinden en çok etkilenen kesimin 1,8 tarafından öğretildiğini iddia milyon kişiyle 18 yaş altı çocuklar olduğu etmektedir.(6) düşünülürse, sorunun ülkenin sadece bugününü değil geleceğini de tehdit altına ORLA GÖÇETTİRME aldığı açıkça ortaya çıkmaktadır. Birleşmiş Milletler, Sudan hükümetine ilk önemli Hartum yönetiminin Darfur’da yaptırımı 29 Mart 2005 tarihinde aldığı uyguladığı bir diğer politika ise bölge topluluklarını yaşadıkları yerleri terk etmeye zorlamak olmuştur. Bu politika sonucu katliamdan bir şekilde kurtulan ancak zorunlu göç mağduru haline gelen büyük bir kitle oluşmuştur. Bu kitlenin bir bölümü Hartum’dan sonra 1591 ülkenin ikinci sayılı karar önemli eyaleti ile yürürlüğe olan Kordofan’a koymuştur. Karara göre, Darfur’da çatışan tüm taraflara silah ambargosu uygulanmaya başlanmıştır. Ambargo öncesinde ise 2004 yılında BM Güvenlik Konseyi, Sudan C S TRATEJİ 11 Hükümeti ve "isyancı" Sudan Kurtuluş Ordusu arasında bir ateşkes anlaşması imzalanmıştır. Buna göre Sudan hükümetinden Jancevidlerin silahsızlandırılması istenmiş buna karşın Halk Ordusu’nun da küçültülmesi istenmiştir.(8) Ancak Sudan Hükümeti anlaşma şartlarına uymamış, Jancevidlerin silahsızlandırılması bir yana, daha fazla silahlandırmış hatta Halk Polisi, Göçebe Polis ve Sınır İstihbarat Muhafızları gibi milis kuvvetler oluşturarak şiddeti daha yaygınlaştırmıştır. Zamanla artan şiddet olayları sonrasında BM Ağustos 2006’da 26 bin askerden oluşan bir barış gücü kurulmasını kararlaştırmıştır. Ancak Sudan hükümetinin yoğun tepkisi barış gücünün ülkede tesisini bir yıl geciktirmiştir. Ağustos 2007’de barış gücü konuşlandırılabilmiş ve kendisine sivillerin korunması için silahlı müdahalede bulunma yetkisi verilmiştir. Uluslararası toplumun kısıtlı da olsa tüm çabalarına rağmen Sudan’da yaşanan insanlık dramı bir türlü sona erdirilememiştir. Devlet Başkanı Beşir hakkında tutuklama isteminde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Luis MorenoOcampo hazırladığı iddianamede Beşir’i sivillerin yerlerinden edilmesi ve tecavüz gibi savaş suçlarıyla itham etmekte, kontrolündeki güçlerin ve ajanların en az 35 bin sivili öldürdüğü, çatışmalar yüzünden evlerini terk edenlerden 80 bin ile toplam 265 bin kişinin yavaş yavaş ölümüne neden olduğu ileri sürmektedir. Beşir ise iddialara cevap olarak uluslararası mahkemenin üyesi olmadıklarını, dolayısıyla mahkemenin kendileri hakkında karar alma yetkisine sahip olmadığını söylemektedir.(9) Sudan, BM’nin etkinliğinin test edildiği önemli bölgelerden birisi olmuştur. Ne yazık ki BM sahip olduğu gücü sivilleri korunması, katliamların sona erdirilmesi bağlamında kullanamamıştır. Bosna ve Irak’tan sonra BM bir sınavdan daha başarısızlıkla çıkmıştır. Başta ABD olmak üzere büyük güçlerin oyuncağı haline gelen, kuruluş felsefesine göre değil, bu devletlerin çıkarlarına göre hareket eden örgüte dünya barışı konusunda bu aşamadan sonra ne kadar güvenilebileceği şüphelidir. BM’nin varlığı ve etkinliği artık sorgulanmaya muhtaçtır. Afrika kökenlilere uygulanan şiddete karşın, Çin, Almanya, Rusya ve Kanada gibi ülkeler, petrol ihtiyaçlarını karşılamak için Sudan yönetimiyle işbirliği yapıyorlar. Özelikle Çin, bu ülkede çok sayıda işçi bulunduruyor. Diğer destekçileri ise Arap Birliği, Mısır ve Libya… Z Dipnotlar: 1 "Sudan lideri mahkemelik", Cumhuriyet, 12 Temmuz 2008. 2 "Arap Birliği’nden Sudan’a Destek", Cumhuriyet, 21 Temmuz 2008. 3 http://www.amnesty.org.tr/yeni/index.php?view=article&catid=69&id=678 &option=comcontent 4. Ali Murat İrat ve Abu Bekir Badi, "Darfur’da Dört Mevsim Kan", Birikim, sayı:212, Aralık 2006. 5 http://www.amnesty.org.tr/yeni/index.php?view=article&catid=70&id=331 &option=comcontent 6. http://www.cnnturk.com/haber/haberdetay.asp?PID=00319&haberID=4 72238 7 http://www.amnesty.org.tr/yeni/index.php?view=article&catid=69&id= 678&option=comcontent 8. http://www.amnesty.org.tr/yeni/index.php?option=comcontent&view= article&id=628&catid=70:basnacklamalar 9 "El Beşir’den gövde gösterisi", Cumhuriyet, 25 Temmuz 2008.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle