02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] Ortadoğu’nun değişmeyen kaderi… C S TRATEJİ paralarını boşa atan tutumlarının aksine bugün daha akılcı davranacakları ve ancak yine de silah alımına bölgesel tehditler nedeniyle kaçınılmaz şekilde ağırlık vermelerinin yanı sıra sanayi ve öteki sektörlerini geliştirecek yatırımlara da yöneleceklerine dair işaretler mevcuttur. Yine bu arada ortaya ilginç bir şekilde çıkan husus söz konusu bölge ülkelerinin savunma sanayilerine de ciddi yatırımlar yapabilecekleridir. Temelde hepsi İsrail düşmanı olan söz konusu ülkelerin ABD’den askeri yardım ve silah almaları konusunda İsrail’in karşı çıkmaması ilginç bir gelişmedir. Ancak artık Arap aleminde Suriye ve İran tehdidi konusunda ciddi bir sıkıntı baş göstermiş olması ve Arapların Hizbullah ve Hamas örgütlerinden de dolaylı ya da direk tehdit algılar hale gelmeleri eskiden lafta da olsa gerçekleşmiş olan bir İsrail karşıtı bloğu büyük ölçüde yok etmiştir. Bu nedenle, ABD’nin Arap ülkelerine silah ve askeri yardımı, bilakis İsrail ile İran arasında güçlü bir tampon bölge oluşturacağından dolayı İsrail’i bir bakıma memnun bile etmektedir. Ancak bütün bu gelişmeler arasında ABD’nin İsrail’e, Arap ülkeleri ile arasında niteliksel bir üstünlüğün muhafaza edileceğine dair taahhütte bulunmuş olması da İsrail’in artan bölgesel askeri yardımlara itirazını önlemektedir. rtadoğu, uluslararası çatışmaların gündemden hiç düşmeden sürdürüldüğü bir bölge. Asimetrik savaşın yıllardır devam ettiği ve zaman zaman sınırlı veya topyekun savaşlara dönüştüğü bu bölgenin son yıllardaki insan kaybı bir milyonu geçti. Irak, Lübnan savaşları, bunların çevreye etkisi, Hizbullah’ın geçtiğimiz 2006 Temmuz’unda İsrail’e Lübnan’da meydan okuması, Hamas’ın Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin gözleri önünde Gazze sınırında gedikler açması bölgedeki gelişen asimetrik dinamizmin bir örneği. Ancak yıllardır süren çeşitli boyutlardaki savaşların muhasebesi, ölen insanların sayısına bakıldığında Üçüncü Dünya Savaşı (çoktan) başladı mı sorusunu akla getiriyor. Bu hengame arasında, son birkaç yıldır inanılmaz oranlarda artan petrol fiyatlarının ve bunun bölge ülkelerinde meydana getirdiği zenginliğin sonucunda kendini tehdit altında gören petrol zengini söz konusu ülkelerin ordularını güçlendirmek için silahlanmaya giderek daha fazla para ayırdığını görüyoruz. Bölgede ABD tarafından tehdit unsuru olarak gösterilen İran ve Suriye’nin de saldırgan olmasa bile tehditkar tutumları ve çeşitli terör gruplarının varlığı başta Körfez ülkeleri olmak üzere hemen hemen bütün Ortadoğu ülkelerini silahlanmaya daha çok para ayırmaya zorluyor. Petrolden gelen dolarların yanı sıra ABD’nin de büyük bir kısmı kendine geri döneceğini bilerek olması petrol üreten bölge ülkelerinin milli gelirini üç verdiği 60 milyar dolar civarında olduğu söylenen misli arttırmış iken, Çin ile Hindistan’ın petrol açlığı askeri yardım da Mısır, İsrail, Suudi Arabistan ve artarak sürdükçe, bugün örneğin Körfez ülkelerinden öteki ABD müttefiklerinin silahlanmaya daha çok BAE, Umman, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Suudi harcama yapmalarını sağlıyor. 2007 Temmuz ayında, Arabistan’ın 800 milyar dolar olan petrol gelirlerinin ABD Dışişleri Bakanı Rice ve Savunma Bakanı de 2020’de 6 trilyon dolara çıkması beklenmektedir. Gates’in bölge ziyaretlerinden önce açıkladıkları bu Artan gelir bir yandan bu ülkelerin halkına görece yardım programının İran ve Suriye’yi rahatsız ettiği refah getirirken, çevre ülkelere de yine göreceli olarak ve kendi silahlanma programlarını yeniden gözden tesir etmekte ve Ürdün, Mısır, Lübnan, Suriye gibi geçirip takviye etmelerine yol açtığını söylemek de ülkelere de ticaret, göçmen işçi gelirleri gibi dolaylı çok abartılı olmaz. ABD askeri yardımının El Kaide, yollardan katkı sağlamaktadır. Bu katkının, Radikal Hizbullah, Hamas ve dolayısıyla bunlarla belli İslamcı grupların bölgedeki etkinliğini önlemede ölçülerde ilişkili olduğu söylenen İran ve Suriye’yi ciddi bir yardımı olduğu da uzmanlarca ifade bir ölçüde durduracağını söyleyen Amerikalılar bu edilmektedir. çerçevede yardımlarını bir takvime de bağlamışlar. Artık günümüzde toplumlarının eğitim düzeyleri Buna göre 2009’dan itibaren her yıl İsrail ABD’den 3 de süreç içinde artmış olan petrol ihraç eden ülkelerin milyar dolar yardım alırken Mısır’ın da payına 1,3 1970’lerdeki hızlı gelir artışlarındaki savurgan ve milyar dolar düşecek. On yıl sürecek bu yeni Kuveyt ordusuna ait bir tank... yardım programı 1970’lerden bu yana süren yardımların yüzde 25 arttırılarak devamı… Yardıma muhtaç bölge ülkelerinin dışında, olağanüstü petrol geliri elde eden Suudi Arabistan’ın yanı sıra aynı şekilde zenginleşen ve İran’dan ciddi şekilde yılan Körfez ülkelerinden Bahreyn, Katar, Kuveyt, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) de ABD’nin yaklaşık 20 milyar dolarlık silah satma kararı almış olması da önemli. 2003’de yaklaşık 36 dolar olan bir varil petrolün bugün 100 doların üzerine çıkmış O Küresel güçlerin hesapları nedeniyle çatışmanın uzun süredir eksik olmadığı Ortadoğu’da silahlanma da tam gaz sürüyor. RTADOĞU’DA SİLAH SANAYİ Ülkeler, petrol gelirlerinden elde O Bölgede süregelen ve bir anlamda bir Üçüncü Savaşı’nın başladığına hatta bir süredir ettikleri kaynakların önemli bir Dünya devam ettiğine işaret eden asimetrik ve savaşlar, zenginleşen Arap bölümünü Batılı ülkelerin silah konvansiyonel ülkelerini ve bu arada İran’ı savunma sanayinde kendi kendilerine yeterli olma yolunda adım sistemlerine ayırıyorlar. atmaya zorlamıştır. Bütçeleri ve dış ticaretleri Petrol paraları silaha fazla veren bu ülkeler bir yandan geleceğe yatırımlar yaparak uluslararası sanayi ve finans kuruluşlarını satın alırken öte yandan kendi ülkelerinde de kalıcı yatırımlar gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bunların başında ise, uzun yıllardır elde etmekte olduğu petrol gelirlerini silah alımlarına yöneltmiş olan dünyanın önde gelen silah ithalatçısı Suudi Arabistan gelmektedir. Geçtiğimiz yıl içinde Suudiler yaklaşık 8 milyar dolar tutarında bir yatırım ile Hava Kuvvetleri’ne katmak istedikleri 72 adet Eurofighter savaş uçağının ülkelerinde montajı konusunda karar almışlardır. Bu yatırımın 17 bin kadar Suudi vatandaşına iş sahası açması beklenmektedir. Ayrıca Suudi Arabistan ordusu için açılacak helikopter ihalelerinin 2,2 milyar doları bulması beklenmektedir. Yine Suudi İçişleri Bakanlığı’nın ABD’den 16 adet Skorsky S92 ve 17 adet S76 çok işlevli helikopter alımı ile Deniz Kuvvetlerinin filosuna katmayı düşündüğü destroyerler ile kıyı savaşına yönelik platformlar da önemlidir. Ülkemiz açısından da son yıllarda Suudi Arabistan dahil tüm bölgede pazar arayışları çerçevesinde atılmakta olan adımlar dikkat çekicidir. Bu bağlamda Ankara’da kurulu FNSS Savunma Sistemleri A.Ş, Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri’nin Zırhlı Muharebe Araçları ve Zırhlı Personel Taşıyıcıları ihtiyacını karşılamaya yönelik modernizasyon çalışmaları çerçevesinde 2004 yılı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle