02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Dursun YILDIZ USİAD Genel Başkan Danışmanı lkemizdeki birçok doğal kaynağımız ile kısıtlı olan mali kaynaklarımızın verimli bir şekilde kullanıldığını söylemek zordur. Özellikle verimli kullanılmayan mali kaynaklarımız birçok yeni yatırım için gerekli olan finansmanın ağır yükümlülüklerle uluslararası kredi, iç ve dış borç yükü ile karşılanmasına neden olmaktadır. Hızla artan iç ve dış borç yükümüz ise tüm kaynaklarımızın planlı ve verimli bir şekilde kullanımına ne denli zorunlu olduğumuzu açıkça ortaya koymaktadır. Kaynakların verimli ve planlı kullanılması gerekiyor… C S TRATEJİ POPÜLİST EKONOMİ VE PLANSIZLIK Ü Savurganlığa son verilmeli SADECE KURUMSAL YAPI MI SORUN? Ülkemizde yatırımların planlanmasında ve uygulanmasında görev alan kamu yönetimi kurumsal yapısı politik, sosyopolitik ve sosyokültürel faktörlerin etkisi altında bulunmaktadır. Bu nedenle de bazı yatırımlar için rasyonel kararlar üretebilmek açısından zafiyetler yaşamaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı kamu yönetimi kurumsal yapısı kaynakların verimsiz kullanımı ve savurganlık açısından en çok üzerinde durulan yapı olmaktadır. Kamuda uzun dönemdir var olan savurganlık verimsizliğin bir sebebi değil ancak verimsiz, plansız ve sistemsiz bir ortamın sonucudur. Kaynakların verimsiz kullanımının ve savurganlığın sadece iyi çalışmayan bir kurumsal yapı sorunu olduğuna dair değerlendirmeler, sonuç üzerinden yapılan değerlendirmeler olup eksik kalmaktadır. Çünkü DPT raporlarında sürekli yer almasına rağmen bu konuda ilerleme kaydedilmemiştir. Yatırımların daha rasyonel planlanması ve uygulanması için gerekli olan bütüncül politikalar oluşturulamamıştır. Bunda uzun dönemdir birçok alanda ulusal politikalar yerine uluslararası patentli ithal reçete politikaların uygulanması da etkili olmuştur. Bu alanda ulusal politikalar ekseninde kurulması gereken sistemin temel ayakları Üretim Ekonomisi, Planlı Kalkınma, Verimlilik, Etkin Kamusal Denetim olmalıdır. Ülkemizde uzun yıllardır bir politikasızlık ve bu dört temel unsurun yer almadığı bir Sulama kanalı inşaatı... sitem(sizlik) mevcuttur. Ekonomik altyapıyı belirleyecek olan bu politika ve unsurlardan yoksun olunması, doğal olarak ülkemizdeki işgücünün nitel özelliklerine ve verimlik anlayışına da etkili olmaktadır. Oluşturulamayan bu sistem, yine kendi norm ve kuralları içerisinde yetiştirdiği işgücü ve yöneticilerle mevcut durumun sürekliliğini sağlamaktadır. Bunun doğal sonuçlarından birkaçı da kaynaklarımızın verimsiz kullanımı ve savurganlık ekonomisinin sürmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum yıllardır uygulanan bu sistemsizliğin ve İnsan ve toplum ihtiyaçlarının bilimsel yöntemlerle belirlenmesi, öncelik gerektiren yatırımların yine bu çerçevede kararlaştırılması, faydayı doğrudan en çok ihtiyaç olan kesime iletebilir. Matematiksel doğrulara karşın yatırımüretim verimliliğinde siyasi tavır olumsuz etkilere neden oluyor. politikasızlığın bir sonucudur. Bu nedenle çözüm bu sonuçları ele alıp bazı yüzeysel düzenlemelerle günü kurtarma anlayışı üzerinden gerçekleştirilemez. Bu alanda uzun vadeli kalıcı bir çözüm ancak tüm sebeplerin cesaretle ele alınıp radikal politikaların uygulanmasıyla gerçekleşebilir. TOBB’UN RAPORU VAR! Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından 2001 yılında "Savurganlık Ekonomisi Araştırması" raporu yayınlanmıştır. Sorumsuzluk, ihmal ve yolsuzlukların yol açtığı ekonomik kayıpların sıralandığı raporda, son 10 yıldaki toplam kaybın 195 milyar dolar olduğu belirtilmiştir. Bu rapor, geçmişteki ihmal ve sorumsuzlukların ülkeye nelere mal olduğu hakkında bir fikir vermesi açısından önemli bir çalışma niteliğindedir. Ülkemizdeki yolsuzlukların hız kesmeden devam edişi bu saptamaların günümüz için de önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sorumsuzluk, verimsiz kaynak kullanımı ve savurganlığın yol açtığı kayıplar, popülizmle eş tuttuğumuz bir demokrasi anlayışının karşımıza çıkardığı faturalar olmuştur. Türkiye’de siyasal çıkarların ülke yararlarının önüne geçmesi demek olan popülizm, demokrasinin bir gereği gibi algılanmaktadır. Popülizm anlayışı en özlü ifadesini yıllar önce "Bize plan değil pilav lazım" diyen ve bugün "yoksula sadece yardım dağıtma" anlayışına evrilen bir anlayışta bulmaktadır. Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) getirmek istediği; plan anlayışı; saydam ve disiplinli karar sistemi adım adım terk edilerek kaynak savurganlığı kolaylaştırılmıştır. KİT'lerin yönetimi partilerin tercihlerine, bakanların bireysel kararlarına terk edilmiş ve böylece en verimli olanları da özelleştirme adı altında satılmıştır. Kamu yatırımlarına ilişkin kararlarda ekonomik fayda ve kamu yararı yerine siyasal ve kişisel çıkarlar öncelik almıştır. Ekonomimiz çok uzun dönemdir büyük bir savurganlık ve kaynak israfının baskısı altında bulunmaktadır. Diğer taraftan zorunlu hallerde ve üretken yatırımlar için başvurulacak olan borçlanma, kamu finansmanının başlıca aracı haline getirilmiştir. 1980'lerde başlatılan iç borçlanma politikası bugün ulaştığı 190 milyar dolarlık toplam kamu net iç borç stoku ile ekonomik dengeyi tehdit eden bir duruma ulaşmıştır. Uzun dönemdir üretime yönlendirilemeyen bu borçlar artık ancak yeni borçlarla ödenir hale gelmiştir. Bunun yanı sıra bu borçların yıllık faizi 50 milyar YTL ye çıkarak dikkate alınması gereken bir miktar olmuştur. ÖNCELİKLER BİLME GÖRE BELİRLENMELİ 2001 yılında yayınlanan TOBB raporunda "2000 yılı Programındaki verilere göre halen 1984 öncesinde başlanmış ve henüz bitirilememiş 273 önemli proje var. Bunlar toplam proje tutarının yüzde 22‘sini oluşturuyorlar" denmektedir. Yine aynı raporda proje tutarı ile ağırlıklandırarak hesap yapıldığında devam eden projelerin ortalama yaşının 9,3 yıl olarak ortaya çıktığı belirtilmektedir. Sınırlı mali kaynağın yaklaşık 5000 adet kamu yatırım projesine bölünmesi ile projelerin tümünün yavaşlaması doğaldır. Bunun önlenebilmesinin en temel koşulu ise finansman konusuna daha fazla önem verilmesi ve yatırım önceliklerinin daha bilimsel ve ülke çıkarlarına uygun olarak belirlenmesidir. SU YATIRIMLARI ÖNEMLİ Ülkemizdeki teknik ve ekonomik anlamda tüketilebilecek olan yüzey ve yeraltı suyu miktarının toplam 110 milyar metreküp olduğu belirlenmiştir. Bu suyun tamamının
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle