02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

adına Hür Dünya’nın barışı için şehitler vermiş ve NATO’da Sovyetlere karşı büyük bir askeri güç beslemiş olan Türkiye’nin bugün maalesef bu sözde müttefik olduğu anlaşılan ülkelerin bizim teröre karşı verdiğimiz mücadelede bize destek olmaktansa terörist ve düşmanımız olan unsurları desteklemesini şiddetle kınama gereğini burada tekrar bu vesileyle duyduk. Evet, Güney Kore ile böyle başlayan ve Kore halkında Türkiye ve Türkler hakkındaki süregelen dostluk duygularının olumlu yönlerinin süreç içinde siyasal ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra askeri alanda da oluşması kaçınılmazdı. Nitekim 2000’li yıllarda ilk olarak Türkiye’nin Güney Kore’ye, Havelsan'ın ürettiği CN235 tam uçuş eğitim simülatörü satmasıyla başlayan ilişkiler bugün çok daha derin bir askeri işbirliğinin temelini atmıştır. Daha sonra Temmuz 2001’de, Türk teknolojisi ile üretilen kundağı motorlu bir obüs olan T155 Fırtına için Güney Kore ile onların K9 Thunder obüsünde kullanılan ana alt sistemler (kama ve otomatik yükleyici dahil, komple 155mm/52 kalibre silah sistemi ve gerekli teknik paketler) tedarikine yönelik bir anlaşma 300 adet ünite için yapılmıştır. konusundaki hassasiyetimizden dolayı veremediğimiz iki önemli sipariş olan, Hava Kuvvetlerimiz için eğitim uçağı ve Ana Muharebe Tankı projesi programı çerçevesinde üretilecek tank platformunun kararları Kore firmaları lehine verildi. C S TRATEJİ 9 konusunda Güney Kore’nin bağımsız devlet kuruluşu olan DAPA’a (Defense Acquistion Program Administration) ait XK–2 platformunu seçmesi ve konunun Türk Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca kabul görmüş olması da ulusal silah platformları edinim ve üretimi açısından önemli bir gelişmedir. XK–2 platformu, otomatik doldurma sistemli 120 mm.lik bir topa sahip amfibik bir tanktır. "Kara Panter" olarak da isimlendirilen bu platformun helikopterlere karşı da savunma yeteneğine sahip olması önemli bir özelliktir. EĞİTİM UÇAĞI VE TANK Kore Aerospace Industries (KAI) firmasının, Brezilya’nın Embraer firmasının Super Tucano tipi eğitim uçağına karşı önermiş olduğu KT–1 tipi temel eğitim uçağının Hava Kuvvetlerimiz için yaklaşık 330 milyon dolar karşılığı (40 kesin+15 opsiyonlu) 55 adedinin alımı ve üretiminin KAI lehine kabul edilmesi önemli bir gelişme sayılmalıdır. Yine bu noktada geçmiş yıllardan bu yana süregelen müzakerelerde, ABD’nin Raytheon firmasının önerisinde teknoloji transferi konusunda sorun çıkmış olması ve İsviçre’nin de Pilatus tipi eğitim uçağı önerisinin İsviçre’nin sözde "Ermeni Soykırımı" konusundaki yanlış tutumu nedeniyle kabul görmemesi de önemli husustur. Çünkü Türkiye artık, dünyadaki önde gelen silah alıcılarından biri olarak belli kıstasları ön planda tutarak milyonlarca dolar tutarındaki siparişlerini siyasi baskı olarak kullanabileceğini dosta düşmana açıkça deklare etmiştir. Bu politikanın süregelmesinin dileğimiz olduğunu satır arasında vurgulamak yerinde olacaktır. KAI’nin, bu uçakların Türkiye’ye sağlanmasında her çeşit teknolojik desteği verecek olması da TusaşTürk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin (TAI), üretimi gerçekleştirmesinin yanı sıra gelecekteki çalışma ve özgün milli platformlar geliştirmesine yardımcı olacaktır. KT–1 eğitim uçağının kısa mesafelere iniş yapma yeteneği, gelişmiş kokpit enstrüman ve aviyonikleri ile yüksek görüş imkanı, düşük bakım giderleri gibi sağladığı avantajlar fiyat ve tedarik koşullarının yanı sıra sağlamış olduğu öteki üstünlüklerdir. KT–1 eğitim uçağının yanı sıra Türkiye’nin üretmeyi uzun süredir planladığı Ana Muharebe Tankı Projesi için alınacak teknoloji VE DİĞERLERİ... Türkiye’nin Güney Kore ile milyarlarca dolara erişebilecek silah alım anlaşmalarının bu düzeyde kalmayacağı ve şimdiden başka platformlar üzerinde de müzakerelerin başladığı ifade edilmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin Hava Kuvvetleri için edinmek istediği Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi ve Deniz Kuvvetleri için almayı planladığı Ana Çıkarma ve Helikopter Gemisi (LPD) gibi önemli başka gereksinimlerimizin daha güvenilir kaynaklardan sağlanması açısından atılacak adımların habercisidir. Bu LPD gemisine ait ek olarak sağlanması düşünülen; 4 Mekanize Araç Çıkarma Platformu (LCM), 27 Amfibik Taarruz Aracı (AAV), 2 Personel Çıkarma Aracı (LCVP), 1 Kumanda Aracı ve 1 Hava Yastıklı Çıkarma Aracı (RHIB) çıkarma yeteneğimize ciddi düzeyde güç katacaktır. Güney Kore ile bundan böyle, özellikle ABD’ye muhtaç olmadan birçok müşterek proje geliştirmemiz söz konusudur. Bu noktada işaret edilmesi gereken önemli bir husus da, Korelilerin karakter olarak boyun eğmez ve kararlılık arz eden özellikleri olacaktır. Çünkü ABD firmalarının ve ABD yönetiminin bu boyutlardaki önemli silah alımlarında özellikle satıcıya baskı yapmaları ve oyunlar oynamaları söz konusudur. Bu tür oyunlara gelmeyecek güçte ve karakterde bir ülke ile müşterek çalışma içinde olmanın bize ancak fayda sağlayacağı açıktır. Bütün bu gelişmeler belki de şimdilik bir stratejik ortaklık olmasa bile buna atılan bir adım olarak nitelendirilecek hayırlı bir gelişme olacaktır. STRATEJİK İŞBİRLİĞİ Bugün gelinen noktada, Güney Kore’nin sanayisinin her alanında yaptığı atılımlar, teknolojik açıdan kendini sürekli yenilemesi, nükleer teknoloji alanında da gerçekleştirmiş olduğu önemli atılımlara paralel olarak Savunma Sanayisi alanında da kaçınılmaz gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Güney Kore beslediği büyük ordusunun silah gereksinimini uzun bir süre ABD’den tedarik etmiştir. Ne var ki bütün alanlarda yaptıkları atılımlar onların rasyonel bir yaklaşımla bir an önce kendi ulusal savaş sanayisini kurma yolunda hareket etmelerine yardımcı olmuştur. AB ve ABD’den siyasi alanda yediği kazıklardan bıkan Türkiye’nin yıllardır silah alımları açısından bir arayış içinde olduğu gerçeği, milli bir savunma sanayinin temelinin atılmasını ve gereksinim duyulan önemli vurucu platformların bir an önce tedarikini önemli kılıyordu. Bu konuda dost kardeş Pakistan ile belli alanlarda başlayan çalışmaların yanı sıra şimdi de Güney Kore ile tedarik alanında önemli adımların başlaması bizim açımızdan son derece yararlı olacak gibi gözükmektedir. Güney Kore’nin bize satacağı silah sistem ve araçlarının görece fiyat açısından da uygunluğu ifade edilmektedir. Ayrıca Güney Kore’nin teknoloji transferi ve müşterek üretim konusundaki yaklaşımları olumludur ve alacağımız savunma platformlarının NATO standartlarına uygunluğu dolayısıyla bizim bunlara adapte olmamızda ek bir masraf ve eğitim gerektirmemesi açısından avantaj sağlayacaktır. Havelsan’ın TSK için ürettiği simülatör... SİLAH ANLAŞMALARI Geçtiğimiz ay içinde somut adımlar atılmasıyla bütün bu hususların getirdiği olumlu sonuçlar ortaya çıktı. Yıllardır sürüncemede kalan ve Batılı ülkelere olan güvensizliğimizden ve silahların belli kısımlarının üretimlerinin Türkiye’de yapılması Son dönemde savunma alanında işbirliği yapılabilecek ülkeler arasında Güney Kore öne çıkıyor. Üst düzey savunma ihtiyacını büyük oranda kendi olanaklarıyla karşılayan Güney Kore, tank ve eğitim uçağı konularında Türkiye ile işbirliği yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle