02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] Eğitim uçağı ve tank konusunda işbirliği yolu açıldı… C S TRATEJİ sistemleri üzerinde kullanım sınırlamaları koyması, teknoloji transferine izin vermemesi, yeni teknolojileri vermeye yanaşmaması ve verdiği silah sistemlerinin operasyonel alanda güvenilirliğinin bizce meçhul olacak boşluklar arz etmesi, bizim artık ABD’den silah almamızı giderek güçleştirecek bir hal almıştır. Nitekim ABD’den son yıllarda bağlantı yaptığımız veya görüşmeleri süren platformlardan ek F16 uçakları alımı konusunda bunların Kıbrıs’ta kullanılmaması koşulu gibi kabul edilemez bir husus vardır. Ayrıca yine satın almayı düşündüğümüz F35 Müşterek Taarruz Uçağı’nın da bize verilmesi öngörülen versiyonunun ABD ve hatta İngiltere’nin edineceklerinden daha düşük düzeyde teknolojilere sahip olacağı ve kaynak kodlarının verilmeyeceği bilinmektedir. Bütün bu hususlar bizi yeni adımlar atmaya zorlamıştır. Nitekim önemli projelerden olan Taarruz Helikopteri projesinde geçtiğimiz Nisan 2007’de Amerika dışı önemli bir adım atılmış ve bunun hemen akabinde de Eğitim Uçağı ve Ana Muharebe Tankı gibi yine önemli iki başka proje konusunda da ABD dışına yöneldiğimizi gösteren gelişmeler ortaya çıkmıştır. S avunma sanayimizin özellikle Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında muharebe alanında edindiğimiz deneyimler ve eksiklerimiz göz önüne alınarak hızla geliştirilmesi gerekli olmuştur. Bu bağlamda, haberleşme ve elektronik alanlarındaki hızlı teknolojik gelişmeler ve muhabere sistemlerinin ulusal olması gereğinden hareketle öncelikle Aselsan ve Havelsan gibi kuruluşlar hayata geçirilmiştir. Ancak dünyanın nitelik ve nicelik açısından önde gelen ordularından birine sahip ülkemizin savunma sanayi alanındaki bugünkü konumu yeterli değildir. Aselsan ve Havelsan’a ek olarak başarılı çalışmalar yapan, ürünler geliştiren TAI, Roketsan ve başka öteki birkaç kuruluşun üretimleri dışında bugün hala ordumuzun araç ve gereç gereksiniminin yaklaşık yüzde 70’i dışarıdan sağlanmaktadır. Nicelik ve nitelik olarak dünyanın önde gelen ordularından olan Silahlı Kuvvetlerimizin silah alımları da haliyle boyutları açısından dünyaca ses getirmektedir. Bu nedenle Silahlı Kuvvetlerimizin miktar itibariyle bu yüksek alım gücü ve buna ayırdığı bütçe aslında kendi gereksinimimizi optimum koşullarda karşılayacak yüksek teknolojili silahları yurt içinde üretmeye uygundur. Bunun en son örneği, kategorisinde dünya çapında bir tedarik programı olan Taarruz Helikopteri alımıdır. Miktarın büyüklüğü, İtalyan Agusta Westland firmasını işi almak için Mangusta A129 tipi helikopteri ile ilgili fabrikasını Türkiye’ye taşımaya razı etmiştir. Türkiye bu alım gücü ile bir çok konuda atılım yapabilecek kapasitededir ve sofistike silah sistemleri dahil bütün silah platformlarını, belki 4. ve 5. nesil savaş uçakları hariç, kendisi üretmeye başlamalıdır. Çünkü bugüne dek, müttefik olarak kabul ettiğimiz ABD’nin bize PKK konusunda haksız davranması, verdikleri silah Güney Kore ile savunma ortaklığı Türkiye’nin savunma silahları üretme konusunda kendi kendine yeter durumda olmaması zaman zaman kendini olumsuz yönde hissettirdi. Son dönemde savunma sistemlerinin Türkiye’de üretilmesi yönünde ciddi adımlar atıldı. Türkiye, silah alım GÜNEY KORE İLE gücünü uluslararası ilişkilerinde de İLİŞKİLER kullanabilmeli. Pakistan’ın dışında dünyada ciddi Havelsan’ın Güney Kore için ürettiği uçuş simülatörü... ölçüde iyi siyasi ve askeri ilişkilerimiz olan bir başka ülke de Güney Kore’dir. 1950’lerin başında 5.000 kişilik bir Tugay gücünde kuvvet gönderdiğimiz Kore Savaşında, Çin Halk Cumhuriyeti ve Kuzey Kore Kuvvetlerine karşı Amerikan 25. Piyade Tümeni’ne bağlı olarak savaşan Silahlı Kuvvetlerimiz dünya çapında hayranlık uyandıran bir askeri başarı ve disiplin örnekleri vermişti. Tugayımız, Kunuri, Kumjangjangi, Taegyewonni ve Wegas gibi dört ayrı yerdeki savaşlarında BM ve özellikle Amerikan kuvvetlerinin mahvolmasını engelleyecek şekilde çarpışarak Barış Anlaşması’nın imzalanmasını hızlandıran sonuçlar elde etmişti. Hür Dünya için verilen bu savaşlarda Türk Tugayı’nın kayıplarının; 741 şehit, 2068 yaralı, 163 kayıp ve 2444 esir olduğu söylenir. Yine Türk Tugayı’nın bu savaşı ile ilgili çeşitli yabancı basın kuruluşu ve yetkilinin değerlendirmeleri de şöyleydi; "Ateş hattındaki 4500 Türk askeri mucizenin nasıl yaratılacağını gösterdiler. Türklerin özverilerini asla unutmayacağız" Washington Tribune. "Kore Savaşı’nın sürprizleri Çinliler değil Türklerdi. Türklerin bu savaşta gösterdikleri kahramanlığı telaffuz edecek kelime bulmakta güçlük çekiyoruz" Abend Post. "Türkler Kunuri’de tarihsel ihtişamlarına yakışacak bir kahramanlık gösterdiler. Savaşlardaki muzaffer mücadeleleri bütün dünyanın hayranlığını kazandı" Le Figaro. "Türkler kahramanların da kahramanlarıdır. Türk Tugayı için imkânsızlık hiçbir şekilde söz konusu değildir" General Douglas Mac ArthurBM Kuvvetleri Başkomutanı. "Kahraman bir milletin kahraman askerleri, sizler 8. Ordu ve 9. Kolordu birliklerini kuşatmadan, 2. Tümeni yok olmaktan kurtardınız. Bugün buraya, size BM Kuvvetleri adına teşekkür için geldim" General Walton H. Walker–8. Ordu Komutanı. Her zaman doğrunun yanında olup, özgürlükler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle