02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] Avrupa gezisinde protesto edilmediği tek ülke oldu… C S TRATEJİ ölümünden sonra da "revizyonist oportünist" çizgi benimsediği gerekçesiyle Çin’le (1978) tüm bağlarını kopardı. Büyük bölümü dağlarla kaplı olduğu için zaten ulaşılması güç bir ülke olan Arnavutluk artık, tam bir ‘kapalı kutu’ olmuş, tamamen yalnız kalmıştı. Komünizmin sona ermesinden sonra tüm dünyaya açılan Arnavutluk, Batı sistemine dâhil olmak yolunda büyük çaba sarf etti; en büyük desteği de Balkanlardaki diğer Arnavutlar gibi ABD’den gördü. ABD’ye duyulan sempati de başta ABD Başkanı Wilson’un Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde ülkenin İtalya, Yugoslavya ve Yunanistan arasında parçalanmasını önlemeye çalışmasına ve Makedonya Arnavutlarına ve Kosova’ya verilen ABD desteğine dayanıyor. ABD’nin girişimi ve ciddi desteğiyle hayat bulan Arnavutluk’un Adriyatik kıyılarındaki Dürres’i İstanbul’a, Burgaz’a ve Varna’ya demiryolları ve otoyollarla bağlayan ve birçok TransAvrupa ulaştırma koridoru ile kesişen 8. Koridor Projesi gibi ArnavutlukMakedonyaBulgaristan’dan hattındaki AMBO petrol boru hattı da yoksul Arnavutluk için ABD’nin uzattığı can simidi olarak görülüyor. A BD Başkanı George Bush, G–8 zirvesi ardından düzenlediği Avrupa gezisi kapsamında protestolarla karşılandığı İtalya’nın ardından 10 Haziran’da Tiran’ı, ertesi gün de Sofya’yı ziyaret etti. Arnavutluk’ta Adriyatik Tüzüğü’nün üç üyesi Arnavutluk, Makedonya ve Hırvatistan başbakanları ile görüşen Bush, siyasi ve savunma reformlarının tamamlanması gereğini hatırlatarak üç ülkenin NATO’nun 2008 zirvesinde üyelik daveti alma çabalarına destek mesajı verdi. Kosova’nın bağımsızlığının kaçınılmaz olduğu vurgusu ise Arnavutluk ziyaretinin en fazla ses getiren söylemi oldu. Avrupa turunun son ayağı olan Bulgaristan’da da Kosova’nın bağımsızlığının geciktirilmemesi mesajı yenilenirken Doğu Avrupa’da kurulması planlanan füze savunma sisteminin dışında Arnavutluk’ta Bush sevgisi G8 zirvesinin ardından Avrupa turuna çıkan Bush, gittiği ülkelerde protesto edildi. Yalnızca Arnavutlukta ‘kral’ gibi karşılandı. Bush’a gösterilen ilgi Batı’da basını hayretler içinde bırakırken, ‘Tiran, Tiran’da’ yorumları yapıldı. bırakıldığını düşünen Bulgaristan’ın uzun menzilli füzelere karşı savunma şemsiyesi altında olma isteği görüşüldü. Bush’un bu ziyaretini konuşulur kılan ise verilen mesajlar, müttefiklik övgüleri ya da Bulgaristan’ın Bush tarafından, Arnavutluk’un ise bir ABD başkanı tarafından ilk kez ziyaret edilmesi değildi. Neredeyse her tarafta istenmeyen adam olarak görülen Bush’u Arnavutların coşkulu sevgi gösterileri ile karşılamasıydı ilginç olan. Dünya kamuoyu biraz da Arnavutların anlaşılmaz sempatisini küçümseyerek tartıştı sıcak kucaklamaları ve "Bushie" çığlıklarını. Forum sitelerinde Amerikalıların Bush’un hep orada kalması hatta Arnavutluk’a kral olması ya da bütün Arnavutları Washington’a taşıması önerileri, Arnavutların henüz ABD’nin gerçek yüzünü göremeyecek kadar kapalı yaşadığı, Bush’un ilk kez Clinton gibi olmanın nasıl olduğunu hissettiği yönündeki alaycı yorumlar yer aldı. "Tiran Tiran’da" yorumlarına rağmen bir haftalık Avrupa turuna Arnavutluk’u da eklemekle Bush akıllıca bir hareket yapmış oldu. Amerikan basını "rock yıldızı" gibi karşılandığını söylese de krallar gibi karşılandığını ifade etmek daha yerinde olur, çünkü sadece Bush’un ziyaret edeceği hükümet binalarının güzelleştirilmesi için 1 milyon Euro harcandı. Bush’un şanlı ziyaretinin hemen ardından Dünya Bankası’ndan serbest bırakılan 10 milyon Euro’luk kredinin önemi düşünülünce yokluk içindeki bir ülke için Bush’un göz zevkine harcanan paranın ve ABD’nin anlamı da ortaya çıkıyor. Bush coşkusunu savunmak zorunda kalan Arnavutlar, bunun Bush’a özel bir durum olmadığını ABD’nin her zaman kendilerine destek olduğunu ve bu ilginin Wilson’a kadar uzandığını söylüyorlar. ABD’NİN ARNAVUT POLİTİKASI ABD’nin Arnavutluk politikasının ise tartışılması gerekir. Kosova’ya verdiği desteğin bölgedeki istikrarsızlığın doğrudan Avrupa’yı tehdit etmesi, Avrupa güvenliğini sağlayan savunma örgütü NATO’nun hareketsiz kalmasının imkânsızlığı ve ABD’nin Avrupa’ya olan yükümlülüklerinde azalma olduğu düşüncesinin bertaraf edilmesiyle ilgili olduğu yadsınamaz. Aslında ABD’nin Balkanlardaki çatışmalarda Balkan Müslümanlarına yönelik çifte standart uyguladığı Bosna ve Kosova’daki çatışmaların gelişim süreci incelendiğinde açıkça görülüyor. Boşnakların dramına yüz binlerce insan ölene dek göz yummuş hatta silah ambargosu uygulayarak teçhizatlı Hırvat ve Sırp orduları karşısında Boşnakları savunmasız bırakmıştı. Kosova’da ise bugünkü ABD siyasetinden eser yoktu; 1991’de alınan bağımsızlık kararı tanınmadığı gibi sorun Sırbistan’ın iç işi olarak görülmüş ve güç kullanımıyla bastırılması beklenmişti. Balkan çatışmalarının dini yanını inkâr eden ABD, müdahale ettikten sonra ise bunu Müslümanlara verilen destek olarak lanse etti, sonrasındaki politikalarında da "salt Müslüman karşıtı" olmadığına kanıt olarak kullandı. Üstelik Kosova’ya verilen destek bir yandan ABD’ye bağlı bölünmüş vilayetçikler oluşturma siyasetinin bir parçasını oluştururken bir yandan da Balkanlarda Rusya ihtimaline daha az pay veren politikalar oluşturulmasını sağlıyor. ABD enerji nakil hatlarının Balkanlar ayağında da güvenliği sağlayıp, gerek askeri üs gerekse zamanında Tiran’da açtığı FBI ofisi ile sorgulama üssü elde ederken bir yandan da yeni müttefik ilişkileri geliştireceği zemini hazırlıyor. Yine de ABD’nin politikalarında Arnavutların yeri ne olursa olsun Kosova’dan Sırpların sürülmesiyle hem Arnavutluk’ta hem de Kosova’da Amerikan nüfuzunun kuvvetlendiği bir gerçek. Kurtarıcı olarak görmeleri sebebiyle Arnavutlar İsrail’den sonra en büyük Amerikan taraftarı halk oldu. Amerikan taraftarlığının Arnavutluk’ta bir tabu halini aldığı, Amerikan bayraklarının Arnavut liderlerin ve politikacıların özel ofislerine yerleştiği dahası ABD’nin desteğini çekmesi halinde hükümetlerin tepe taklak olacağı şaşmaz bir gerçek halini aldı. Arnavutların kaderini belirleyen en önemli aktör olarak ABD’nin de bu rolü başından beri etkili şekilde kullandığı açık. AMERİKA SEVDASI Arnavutların Amerika sevdası kuşkusuz komünizm sonrasında özgürlüğün merkezi olarak ABD’nin görülmesi ile ilgili. Komünizmin en radikal şekilde uygulandığı ülkelerden olan Arnavutluk en fazla izolasyona uğrayandı. Komünizmin en sert uygulayıcısı kabul edilen Enver Hoca, Arnavutluk üstündeki emelleri gerekçesiyle önce Yugoslavya ile (1948) ardından Sovyetler Birliği ile (1961) ve Mao’nun Bush’a ilgi gösterildi...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle