17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası [email protected] Bölgesel bütünleşme ön planda… C S TRATEJİ değerlendirilirse, planın merkezinde Türkistan devletlerinin ihtiyaçlarının bulunduğu söylenebilir. Plan, ağırlıklı olarak "bölge içi bütünleşme" bölümünden oluşurken, diğer işbirliği konuları ise doğrudan doğruya Japonya ile Türkistan ülkeleri arasında güvenin tesis edilmesi ve geliştirilmesine yöneliktir. Bölgesel bütünleşmenin amacı olarak "her bir Türkistan ülkesinde ve bölge genelinde sürdürülebilir sosyal ve ekonomik gelişmeye ulaşmak" şeklinde belirlendi. Bölgesel işbirliği yolunda atılacak adımların alanları olarak 1) Terörizm ve uyuşturucuya karşı tedbirler, 2) İnsanı hedef alan mayınların temizlenmesi, 3) Fakirliğin azaltılması, 4) Sağlık ve tıbbi bakım, 5)Çevre, 6) Doğal afetlerin önlenmesi ve azaltılması, 7) Enerji ve su, 8) Ticaret ve yatırım, 9) Ulaştırma belirlendi. Her bir konuda Japonya’nın bölge ülkelerine gösterdiği ve göstermeye planladığı mali ve teknik yardım özetlendi. ("Central Asia plus Japan" ) Çok taraflı şemaları destekleyen Japonya, bölgede bütünleşmeyi hızlandıran bir etki yaratmak niyetindedir. 19 90’lı yıllarda Avrasya kıtasında yavaş yavaş şekillenen yeni duruma bütün Avrasya ülkeleri uyum sağlamaya çalışmıştı. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla Orta Asya (Türkistan) gibi bölgelerde güç boşluğunun oluşması, hem fırsat hem tehdit olarak Avrasya devletlerinin önüne çıkmıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bölgede dış politika açılımı sağlamaya çalışan ülkelerden birisi de Japonya idi. 1990’lı yıllarda bölgede tutarlı bir stratejiye sahip olmayan Japonya’nın bölgedeki çıkarları belirginleştikçe, stratejinin ana hatları da belirmeye başladı. Özellikle 2000’li yılların başında Japonya, Asya bölgesinde güç dengesi açısından bu bölgenin Rusya ve Çin’in etkisine bırakılmayacak bir bölge olduğunu anladı. 11 Eylül olayları ile birlikte bölge ve enerji kaynakları üzerindeki rekabetin olabildiğince hızlandırılması için adeta düğmeye basıldı. Ortadoğu kaynaklı enerji ithalatına bağımlı ekonomik anlamda bir dünya devinin bu rekabete kayıtsız kalması mümkün değildi. Üstelik bölge genişçe bilinen petrol ve doğal gaz kaynaklarına ek olarak dünya uranyum kaynaklarının yüzde 30’undan fazlasına da sahiptir. 1997’de bölgeye yönelik olarak Asya’dan bir bakış geliştirmeye çalışan Japonya, 2004’de diğer ülkelerin bölge yaklaşımlarından çok farklı bir tutum benimsedi. 1997’de ilan edilen Avrasya diplomasisinin devamı olarak 2004’de Türkistan devletleri ve Japonya arasında "Orta Asya Artı Japonya" Diyalogu (Diyalog) adı altında çok taraflı bir işbirliği mekanizması kuruldu. Japonya’nın Orta Asya açılımı Enerji ihtiyacını büyük oranda Ortadoğu’dan karşılayan Japonya, bir süredir dikkatlerini iyiden iyiye Orta Asya’ya yöneltmiş durumda. Tokyo, Orta Asya enerji kaynaklarının Afganistan ve Pakistan üzerinden DEMOKRASİ DE ÖNEMLİ, ANCAK... pazara sunulmasını destekliyor. devam edeceği kaydedilirken, ileride bir zirvenin yapılabileceği de ifade edildi. Planda ayrıca Japonya ve Türkistan ülkeleri arasında yapılması planlanan siyasi diyalogun diğer bir unsuru olarak da "uluslararası arenada işbirliği" olarak gösterildi. Bu bağlamda Plan’da Türkistan ülkelerinin Japonya’nın BM Güvenlik Konseyi daimi üyeliğini destekledikleri ifade edildi. Bunun dışında Japonya ve dört Türkistan ülkesinin nükleer güvenlik konusundaki işbirliği konusuna da değinildi. Türkistan bölgesinin nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge olarak ilan edilmesi sürecine BM aracılığıyla Japonya’nın mali katkı gösterdiği belirtildi. Planda işbirliğinin temelleri arasında yukarıda açıklanan "siyasi diyalogun" dışında, "bölge içi bütünleşme", "ekonomik faaliyetlerin özendirilmesi", "entelektüel diyalog" ve "kültürel ve insani ilişkiler" gibi konular öne çıkarıldı. ("Central Asia plus Japan" Dialogue: Action Plan, Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın websitesi, http://www.mofa.go.jp) ‘ORTA ASYA ARTI JAPONYA’ Haziran 2006’da Tokyo’da Japonya, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan Dışişleri Bakanları ve Kazakistan’ın özel temsilcisi, Diyalog çerçevesindeki İkinci Dışişleri Bakanları toplantısına katıldılar. Toplantı sonucunda kabul edilen faaliyet planında (Plan) Diyalog çerçevesinde bu buluşmaların BÖLGESEL BÜTÜNLEŞME Türkistan ve Japonya arasında gelişen işbirliğinin çerçevesini çizen plan genel olarak Haziran 2006’da dönemin Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso’nun Diyalog toplantısından dört gün önce program niteliğini taşıyan "Barış ve İstikrar Koridoru Olarak Orta Asya" adlı konuşmasında "evrensel değerlere" bağlılık çerçevesinde serbest piyasa ekonomisi ve demokrasi gibi değerlere atıfta bulunmuştu. (Taro Aso, a.g.e.) "Orta Asya Artı Japonya" Diyalogu’nun faaliyet planının giriş kısmında ise demokratikleşme ve serbest piyasa ekonomisinin özendirilmesine vurgu yapılsa da, "farklılığa saygının" Diyalog’un temel ilkelerinden birisi olduğu vurgulanarak hatırlatıldı. ("Central Asia plus Japan") Dolayısıyla Batı’nın bir parçası olarak algılanmaya devam eden Japonya, Türkistan bölgesinde kendisini daha çok bir Asya devleti olarak politikalarını yürütüyor. Kendisi de kalkınma ve demokratikleşme serüvenlerini baştan geçiren Japonya, bu sürecin Batı’dan bakıldığı kadar kolay olmadığını ve kısa sürede gerçekleşmeyeceğinin farkındadır. (M.Laumullin, "Strategiya Yaponiyi v Yevraziyi", KazahstanskoYaponskoe Sotrudniçestvo: Sostoyanie i Perspektivı, Kazakistan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (KİSİ), 2007.) Zaten Japonya’nın Türkistan politikasında demokratikleşme baştan beri geri planda tutulan bir unsurdur. Siyasi demokratikleşmeden ziyade Japonya, kalkınma ile alakalı konulara ağırlık veriyor. Taro Aso’nun konuşmasında vurgulandığı üzere, 2004 yılı itibariyle Japonya’nın Türkistan ülkelerine gösterdiği mali yardım 2 milyar dolardan daha fazla tutardaydı. Bu rakam, OECD’nin Gelişme Yardım Komitesi’ne üye ülkelerinin bölgeye gösterdikleri toplam resmi gelişme yardımın yaklaşık olarak yüzde 30’una karşılık geliyordu. (Taro Aso, a.g.e.) Görüldüğü gibi, Diyalog öncesinde de Japonya’nın bölgeye olan yaklaşımın temelinde sosyoekonomik gelişme bulunuyordu. Bu yaklaşımın korunmasıyla birlikte Diyalog’un şekillenmesi ile Japonya’nın bölgeye olan politikasında jeopolitik kaygıların ağırlık kazanmaya başladığı görülüyor. Son zamanlarda Japonya’nın Türkistan bölgesinin Güney Asya ile bütünleşmesine gösterdiği ilgi bunun bir kanıtıdır. KUZEYGÜNEY BAĞLANTISI 2006’da şekillenmesi tamamlanan JaponyaOrta Asya işbirliği çerçevesi, 2005’den sonra bölgeye yaklaşımını değiştiren ABD’nin benimsediği Aso
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle