17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

oluşturuyor. Bu Annan gösterilerin hedefi oluyor. nedenle, ABD, bu coğrafyada kendisiyle uyumlu yönetimler istiyor. Fakat ABD’nin bu istemine karşı iki direnç noktası oluştu. Bunlar: Rusya ve Çin’dir. Bu iki ülke, bölge ülkesi olması nedeniyle ABD’den daha avantajlı bir pozisyonda bulunuyorlar. 2005 yılında Genişletilmiş Ortadoğu projesine karşılık Şanghay İşbirliği Örgütü( ŞİÖ) ABD’den Orta Asya’dan çekilmesini istedi ve Özbekistan’daki üs kapandı. Buna ek olarak, ABD’nin Şer Ekseninin önemli bir üyesi olarak gördüğü İran da gözlemci üye yanında almaya başladı. Bu arada, ABD, politik olarak kabul edildi. İran konusunda harcadığı çabaya söylemlerin Genişletilmiş Ortadoğu hiçbir bölge ülkesinden tam anlamıyla destek projesini hayata geçirmeye muktedir gelmemesi ve Irak’ta hiçbir gelişme ve iyileşme olamayacağını anladı. Ortadoğu’daki olmaması ABD’nin süslü bir şekilde sunduğu sınırların ve rejimlerin ancak orta Genişletilmiş Ortadoğu projesini de suya düşürdü. ölçekli bir savaşla ABD, bu direnç noktalarını kırabilmek için renkli değişebileceğine inanan ABD, devrimler adı verilen halk hareketlerini başlatarak bu uğurda İsrail’i de kurban Rusya ve Çin’i yönlendirmeye çalıştı. Ancak bu da ediyor. Canla başla savaşan başarılı olamadı. Mao’nun da dediği gibi "politik İsrail, getirisinin ne olacağı zafer namlunun ucundadır" ilkesi gereğince ABD de belli olmayan meçhul bir Genişletilmiş Ortadoğu projesinde politik çabaların savaşa girmiş durumda. bir sonuç vermemesi nedeniyle güç kullanma Dolaysıyla, ortaya çıkan seçeneğini gündeme getirmiş durumda. tabloda ABD’nin, İran’a yakın bir zamanda İN’İN İSLAM SİYASETİ operasyon düzenleyebileceği İran’ın ŞİÖ’de bulunmasının en önemli yansıması görülmektedir. Bunun için Çin’e oldu. Çin, bir şekilde Ortadoğu politikasında önce arkasını sağlama almak yer almak istiyor. Pekin, ABD’nin İsrail merkezli istiyor. O nedenle Hizbullah’ın Ortadoğu politikası yerine, Arap ve Müslüman gücünü İsrail aracılığıyla kırmaya merkezli bir politika tercih ediyor. Onun içindir ki çalışıyor. İleride bir İran başta Filistin Kurtuluş Örgütü, Hamas ve Hizbullah operasyonunda kendisine bu bölgede gibi bölgede etkin örgütlerle politik temaslarını İsrail’den başka hiçbir ülkenin lojistik sürdürüyor. Özellikle İran aracılığıyla, Irak’taki destek vermeyeceğinin farkında. O nedenle, Şiilerle ilişkileri geliştirmek istiyor. Böylece Irak İsrail’in Hizbullah tehdidinden arınmış olması petrollerinden faydalanabilecektir. Yine İran gerekir ki, ABD’ye rahat yardım yapsın. Diğer bir aracılığıyla Lübnan’daki Şiilerle ve Hizbullah’la hesap da İsrail’in Suriye sınırında bekleyerek, olası ilişkileri geliştiriyor. Hizbullah’ın kullandığı hafif İran operasyonunda Suriye’nin İran’a yardım silahlar, özellikle piyade tüfekleri Çin yapımıdır. Bu etmesini önlemektir. Suriye’nin gözü İsrail üzerinde silahların, İran ve Suriye aracılığıyla geldiği tahmin olacağı için İran’a yardım edemeyecektir. Zaten ediliyor. Çin’in özellikle Şii nüfusla oldukça yakın diplomatik kulislerde konuşulan konulardan bir ilişkiye girmesinin arkasında yatan önemli tanesi de Rusya’nın Suriye’nin Lazkiye limanına gerekçeler bulunuyor. Radikal İslami hareketler, Çin Akdeniz filosunu yerleştirme konusunda anlaşmaya için en büyük tehdidi oluşturuyor. Hemen hemen vardığı iddialarıdır. ABDİsrail ikilisinin harekete İslami grupların çoğunlunun Sünni olması, Çin’in geçmesinin en önemli nedenlerinden birisinin bu karşı bir denge unsuru olarak Şiileri tercih etmesine olduğu düşünülüyor. neden oluyor. Çin, ŞiiSünni mücadelesinden Uluslararası toplumun tepkisini de son BM faydalanmak istiyor. Son yıllarda, Çin’deki Uygur gözlem noktasına düzenlenen saldırıda ortaya çıkan toplumu üzerinde Fars (İran) kültürünün etkisi "zoraki pasif tepki" ile ölçülmüş ve en azından hemen her fırsatta merkezi yönetim tarafından dile Çin’in, bireysel kınamanın dışında bir şey getiriliyor. Böylelikle, buradaki Müslümanlar İran yapamadığı ortaya çıkmış durumda. Yine de bütün merkezli bir İslam anlayışına doğru yönlendirilmek bu senaryoların ışığı altında aslında kötü giden ABD isteniyor. ekonomisinin bir şekilde kurtarılması yatıyor. Önce ÇinRus ikilisi, ABD’ye son iki yılda oldukça petrol kaynaklarının tamamen bir şekilde kontrol büyük bir mevzii kaybettiler. Öyle ki dünyada nerede altına alınması sağlanacak ardından ABD’de ise, ülke ABD karşıtı bir ülke olsa soluğu hemen Çin’in içindeki durgunluğun savaş nedeniyle silah sanayinin C S TRATEJİ 19 yeniden üretime geçmesi ve bölge ülkelerine silah satması sağlanarak ortadan kaldırılması temin edilecek. ABD’DEN HAZIRLIK ABD yönetimi, Avrasya’da orta vadede çıkacak büyük mücadele için şimdiden hazırlığını yapıyor. Ortadoğu bölgesindeki enerji kaynaklarının kontrolünü ele geçirerek daha güçlü bir şekilde Rusya ve Çin’le bu bölgede karşı karşıya gelecek. ABD’nin, Hindistan’la amaçladığı, bölge içinden RusÇin mihverini yıkma stratejisi başarısızlığa uğramış durumda. Dolaysıyla, Orta Asya’da kaybettiği inisiyatifi ABD, Ortadoğu’daki siyasi haritayı yeniden şekillendirerek en azından bu bölgede geri almak istiyor. Haziran ayında Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisinde Rudolph Peters imzalı yayınlanan makalede verilen harita da bunun bir göstergesidir. Bütün bu gelişmeler ışığı altında Çin tam bir karmaşa yaşıyor. Yeni sürece nasıl müdahale edeceğini kestiremiyor. "Çin’in mevcut durumunun, mazlum halkların küresel avukatlığına soyunmasına izin vermediği bir kez daha ortaya çıkmıştır." Bu durum, Çin’in gerek Doğu Asya’da gerekse, küresel politikada itibarını ve gücünü oldukça yaralamıştır. Özellikle, Tayvan konusunda son zamanlarda yaşanan krizde gerekirse güç kullanırım diyen Çin’i, dünya barışının teminatı olarak gösterilen BM’nin ABD tarafından engellenmesi oldukça zor duruma soktu. ABD’nin tatlı sert tavırları aslında, uluslararası sistemdeki tek kutuplu dönemin devam ettiği ve küresel istikrarın aslında hegemonik bir istikrar olduğu, bu istikrarın da küresel hegemonya olan ABD’nin kendi politikaları tarafından belirlendiği mesajı veriliyor. ABD’nin verdiği diğer önemli bir mesaj ise, Ortadoğu bölgesinin kendisine ait olduğu gerçeğidir. Gerçekten de, ne AB, ne de Çin ve Rusya, ABD’yi askeri, hukuki ve politik olarak engelleyemiyor. O halde denilebilir ki, "Avrasya bize ait" diyen Çin ve Rusya’ya karşı ABD de "Ortadoğu bana ait" diyor. Çin’in Ortadoğu’dan püskürtülmesi, küreselleşmekte olan Çin’i sınırlı bir bölgesel güce dönüştürebilir. Ç Hizbullah’ın destekçisi İran ile Çin’in yakınlığı biliniyor. İsrail ile olan ilişkileri nedeniyle Pekin, keskin bir tavır sergileyemiyor. Son çatışma ile ABD, RusyaÇin ikilisine Ortadoğu’daki egemenliğinin sürdüğü mesajını veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle