02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Prof. Dr. Ahmet SALTIK A.Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilimdalı ([email protected], www.ahmetsaltik.com) Sektör, küresel sermayenin kazanç alanına dönüştürüldü... C S TRATEJİ özünde, gerek IMF'ye gerekse ulusal ve uluslararası sermaye çevrelerine aktarılacak yeni kaynak arayışı içinde olan tarikatlar koalisyonu AKP'nin kısa dönemde gerçekleştirmeye çabaladığı bir rant transferi ve güven tazeleme operasyonu olarak değerlendirilmelidir. Sosyal güvenlik reformunun yapılmaması nedeniyle birinci gözden geçirmeyi 2005 Temmuz’unda onaylamayan IMF; Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp’ın ağzından, "...yavaşlayan momentumun 2006 yılından itibaren hızlanmasını bekliyoruz. Sürdürülebilirlik açısından kimi reformların uygulanmasını bekliyoruz. Sosyal güvenlik reformunun zamanında hayata geçirilmesi ve takvime uygun götürülmesi yararlı olacak. Bu en önemli önceliğimiz olacak" diyor. İlk "Ulusal Program" daha sonra güncellenerek yeniden AB’ye sunulmuştur. Buna göre, III. 6. bölümde; Uzun ve kısa erimli sigorta programlarının birbirinden ayrılması, Sağlık hizmetlerinin sosyal güvenlik sisteminden ayrılması ve Genel Sağlık Sigortası’nın kurulması isteniyor. Dünya Bankası da küresel koronun elbette ayrılmaz bir elemanıdır. DB 2002 Türkiye Raporu: ? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sağlık sektöründeki temel görevi, evrensel sağlık sigortası sisteminin yönetimine ve işlevlerine denetim ve rehberlik yapmaktır. ? Her 2 bakanlık da, şu anda yüksek öncelik vermedikleri daha önemli görevler taşıdıkları için, varolan yapıların özünü oluşturan sağlık hizmetlerinin üretilmesi ve sunulması işiyle gerçekte doğrudan ilgili olmamalıdır. ? Hastanelerin verimliliğini iyileştirmek için, tüm SB ve SSK hastanelerine hem yönetsel hem parasal açıdan hem de sağlık hizmetlerini üretip yönetmek için gereken girdilerin sağlanması bakımından özerklik tanınmalıdır. İlk aşamada hastane kurumunun geneline özerklik tanınmalı, ikinci aşamada ise, her tesise ayrı ayrı özerklik tanınmalıdır. Sağlık tesislerinde bulunan tüm personel, ilgili kurumun sözleşmeli personeli olacaktır. ? SSK, BağKur ve Emekli Sandığı’nın sunduğu çeşitli sağlık sigortaları ile Devlet memurlarına sunulan hizmetler ve Yeşil Kart gibi refah programları (?!) birleştirilerek tek bir zorunlu sağlık sigortası sistemi ya da Sağlık Fonu haline getirilmelidir. Sağlık Fonu yüksek oranda özerk olmalı ve profesyonelce yönetilmelidir. Görüldüğü üzere günümüzde AKP hükümetinin sağlık politikaları tamamı ile Dünya Bankası’ nın Türkiye’ye dayattığı politikalar doğrultusundadır. Bu politikaların yaşama geçmesi için, ülke nüfusunun yarısına hizmet veren SSK’nın dağıtılması gerekmektedir. Hükümet, DB ve IMF’nin sağlık ve sosyal güvenlik alanında verdiği ödevleri yerine getirerek, bu uluslararası mali kuruluşlarla ve onlar aracılığı ile de varsıl kapitalist ülkelerle iyi geçinerek, ne pahasına olursa olsun, iktidarda kalma, kadrolaşma ve Mayıs 2007’de Cumhurbaşkanı’nı seçme telaşı ve planı içindedir. Küresel emperyalizmin ahtopot kolları uyum içinde Türkiye’ye buyrumlarını kollektif olarak uyum içinde vermekte ve Türkiye bu kez, Attila İlhan’ın ustalıkla uyardığı biçimde; üreselleşme, Amerikan hegemonyasının öteki adıdır."Dr. Henry Kissinger, ABD Eski Dışişleri Bakanı CFR (Council of Foreign Affairs) Üyesi Türkiye’nin sağlık giderleri hızla tırmanıyor. 3 Kasım 2002 seçimleriyle iktidara gelen AKP, "Sağlıkta Dönüşüm" adı altında sağlık politikalarını serbest piyasa ile eklemleme peşinde. Kendinden önceki hiçbir hükümetin göze alamadığı ölçüde cesur... Ya da daha doğru bir anlatımla gözü kara.. Veya kendini eli mahkum ve çaresiz olarak algılıyor.. Sovyetlerin yıkılmasının ardından Atlantik ötesi tek merke zli / güdümlü hale dönüşen Küre’de artık dengeler altüst... Beş yüzyıldır insanlığın başbelası olmuş Emperyalizm, artık Küresel boyuta ulaşmış, Küreselleşmiştir. Dünya hegemonyasında ölçek, "tüm Küre"dir. Ekonomik küreselleştirilme tamamdır.. Sıra "siyasal" ve "yönetsel" küreselleştirilmededir. AKP hükümetinin Kamu Yönetimi Reformu yasa taslakları bu bütünün parçalarıdır.. Veto yemiştir Köşk’ten.. Fakat parça parça yürürlüğe sokulmak istenmekte, sokulmaktadır. K Sağlıkta ‘acı sona’ doğru "rahat etmek" istemektedirler. Önceki ABD Bşkkanı Clinton; "Dünyayı bir apartmana benzetelim; biz de ABD olarak bu apartmanın en tepesindeki dairede oturuyoruz. Doğal olarak apartmanın giriş katından, bizim altımızdaki kata dek tüm dairelerdeki, merdivenlerdeki, yolluklardaki oluşumlar bizi etkiliyor. O halde bu apartmanı denetimimiz altına almalıyız ki, rahat edelim. Bu küreselleşme olacak..." buyuruyor. Türkiye ulusal gelirinin yüzde 6.5’ini (20 milyar dolar) sağlığa harcıyor. Fakat sağlık göstergeleri harcamayla hiç de uyumlu görüntü vermiyor. IMF’nin tasarruf istemlerinde ilk akla sağlık geliyor. 12 EYLÜL GERİLEMESİ 1961 Anayasası Sağlığı yurttaş açısında "temel bir hak" olarak tanımlayıp, devleti bu hizmetle görevlendirirken; 1982 Anayasası sağlık ve çevre konusunu aynı maddede işleyip, sağlık hakkını net olarak vurguluyor; devlete, daha çok "düzenleme ve denetleme" görevi yüklüyor. Özel sektörden söz ediyor, AĞLIKTA DÖNÜŞÜM MASALI son fıkrasında da "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir Prof. Yeldan, AKP’nin hüzünlü sürecini/misyonunu şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık çok çarpıcı biçimde vurgulyor: sigortası kurulabilir" düzenlemesine yer veriyor. ? Türkiye, uluslararası işbölümünde yüksek borçlu İlk kez sağlıkta özel sektörden söz etmekte, devlet bir ülke olarak gözükmekte ve öncelikle borçlarının olarak işlevini, şaşılacak bir cesaretle "denetleme" ve çevrilmesi görevi yükümlülüğüyle, IMF ve ulusal ve "düzenleme" ye indirgeyebiliyor. uluslararası finans sermayesi tarafından denetim altında Bugünler, anlaşılıyor ki, çeyrek yüzyıl öncesinden tutulmaktadır. Öte yandan 2003 ve 2004 Türkiye’sinde kurgulanmış. çok yüksek tempolu büyüme ve kamu sektöründe Küreselleştirmecilerin devleti, halkı ile temel ulaşılan faiz dışı fazla (> yüzde 6.5 / TUGGSMH) sözleşmesini bozmuş, sosyal devlet yerine sermayenin bütçe hedeflerine karşın, borç yükünün azaltılamadığı devletine terfi (!) etmiş durumda. O artık emme basma gözükmektedir. bir tulumba gibi çalışmakta, halktan ağır ve adaletsiz ? Kamu harcamalarındaki kesintilerin ve vergi vergileri devlet gücüyle acımasız toplamakta, bir gelirlerinin de sınırına gelinmiş olduğu izlenmektedir. yandan kreditörlerine borç geri ödemesi yapmakta, bir ? Dolayısıyla, Sağlıkta Dönüşüm Programı yandan da yerliyabancı sermayenin sağlık alanında yaptıkları yatırımların kazançlılığını güvence altına almaktadır. Genel Sağlık Sigortası (GSS) zorunlu tutulmuş, prim= ek vergi için gelir sınırı 128 YTL / ay olarak tanımlanmıştır! İşsizlik sigortası sadakası alan bile prim ödeyecektir! GSS gerçekte yurttaşın sağlığını mı, yoksa sağlık piyasasının karının mı güvencesidir? Ünlü "Toplum Sözleşmesi" yazarı JJ Rousseau yanılmış, küresel çağın günümüzde yaşanan kaçınılmaz gelişmelerini öngörememiştir (!).. "De facto (fiilieylemli)" ve "reel" olan Küreselleştirmedir..! Küresel sermayenin baronları Hastanelerdeki yoğunluk S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle