17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 ÇinABD ilişkileri… C S TRATEJİ Mücadele alanı genişliyor Arş. Gör. Barış ADIBELLİ Ankara Üniversitesi SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Ç inli diplomatların üç aydan beri hazırlıklarını sürdürdüğü, Çin Devlet Başkanı Hu Cintao’nun ABD’ye ilk resmi ziyareti 18–22 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti İki liderin beşinci defa bir araya geldikleri görüşmelere bakış açısı büyük önem taşıyor. Bu görüşme ve ardından yapılan açıklamalar geniş bir çerçevede ele alındığında iki süper gücün yeni küresel siyaseti de daha iyi anlaşılacaktır. STRATEJİK DÖNÜŞÜM ABD, 11 Eylül saldırılarından sonra ortaya attığı Bush doktrini ile yeni bir dönemin başlangıcını ilan etti. Afganistan operasyonu kapsamında Avrasya coğrafyasına askeri olarak yerleşti. Böylece, Rusya ve Çin’e karşı stratejik bir mevzi elde etti. Başlayan bu yeni dönem, özellikle Çin’in pek fazla hoşuna gitmedi. Çin, bu gelişmeyi yeni çevreleme politikasının bir uzantısı olarak gördü. ABD, öncelikle Rusya ve Çin’in yaşam sahasını oluşturan coğrafyalarda renkli devrimler aracılığıyla kendisine yakın yönetimlerin iktidara gelmesi için çalıştı. İktidarının ilk yıllarında, Çin’e karşı mesafeli duran Putin, ABD’nin politikaları nedeniyle, Pekin’e daha da yaklaştı. Bu yakınlaşma, etkisini 2004 yılından itibaren göstermeye başladı. ÇinRus yakınlaşması, kendisini en iyi, küresel olaylarda giderek etkinliğini artıran ve yeni alternatif bir kolektif güvenlik mekanizmasına doğru giden ŞİÖ’de gösterdi. ABD’nin Irak’ta saplanıp kalması, Avrasya’da Çin ve Rusya’nın önünün açılmasına neden oldu. bulunmuyor. Bunun için Avrasya’ya sıkı tutunmaya çalışmaktadır. Bush’un ikinci defa seçilmesinin ardından Çin politikasında da değişiklikler oldu. Bush’un seçim kampanyasında işlenen konuların başında Çin gelmekteydi. Aslında, aynı değişim, Kasım 2002’de Çin’de Hu Cintao’nun 16. Çin Komünist Partisi Kongresi’nde genel sekreter seçilmesiyle ve Mart 2003’de parlamento tarafından da devlet konseyi başkanlığına getirilmesiyle, yaşanmaktaydı. Hu’nun iyi bir komünist olmasının yanında, yeni nesil Çin milliyetçiliğinin de önde gelen ismi olması dikkat çekiyordu. Hu, her ne kadar reform ve yeniden yapılanma sloganlarıyla iktidara gelmiş olsa da muhafazakâr yapısını devam ettirdi. ABD, Çin’e karşı önce Rusya seçeneğini denedi. NATO ile işbirliği içerisine giren Rusya, Barış için Ortaklık Programına da üye oldu. Çin, Rusya’nın bu tutumuna sert tepki gösterdi; ancak ABD’nin 2003 yılından itibaren uluslararası sisteme yeniden şekil verme isteği, Rusya tarafından kabul edilmedi. Böylece Rusya, tekrar doğu eksenine dönüş yaptı. ABD, Japonya ve Güney Kore ile ilişkilerini yeniden gözden geçirerek, Çin’i bu ülkeler aracılığıyla dengelemeye çalıştı. Bu politikanın ilk sonuçları da Japon kabinesinin yeni ulusal savunma programında açıkça Çin’in adını vererek yakın tehdit olarak ilan etmesiyle görüldü. BATMAYAN UÇAK GEMİSİ Tayvan, son günlerde, bağımsızlık yönünde oldukça ciddi sinyaller vermeye başladı. 27 Şubat’ta, Ulusal Birleşme Konseyi’nin faaliyetlerine son vermesi ve 6 Nisan’da, Temmuz ayında 20.000 askerin katılacağı büyük bir tatbikat yapacağını açıklaması, yüzlerce balistik füzeyi Tayvan’a kilitlemiş durumda olan Çin’i epey kızdırdı. Çin’in bütün barış çağrılarını reddeden Tayvanlı lider Çen Şubian’ın 2008 seçimleri için altyapı oluşturduğu düşünülüyor. Çen, kışkırtıcı politikalarla, Çin ve ABD’yi bölgede karşı karşı getirmek istiyor. ABD ise, 1950’lerden bu tarafa Çin’i çevreleme politikasının en önemli parçası olarak gördüğü ve batmayan uçak gemisi olarak adlandırdığı Tayvan’ın Çin’i kışkırtmak suretiyle, AsyaPasifik bölgesinin barış ve istikrarını tehlikeye attığını düşünüyor. AsyaPasifik bölgesi, İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden bu tarafa, ABD’nin "Batı yarım küresi savunma çevresini" oluşturuyor. Oysa kritik şu günlerde, ABD’nin Tayvan adasına ihtiyacı bulunuyor. Gündemde olmayan bir Tayvan, ABD için makbul olan bir durumdur. Bu nedenle, Ulusal Birleşme Konseyi’nin kaldırılmasına ABD çok sert tepki gösterdi, statükonun tek taraflı bozulmasına izin vermeyeceğini belirtti. Zaten son gelişmeler de ABD’nin korktuğunun başına geldiğini gösteriyor. Çin ordusundan üst düzey generaller, yönetime Tayvan sorununa artık son noktayı koymanın zamanı geldiği konusunda baskıda bulunmaya başlamışlardır. Hu Cintao’nun ABD’yi ziyaret etmeden önce, yıllarca Tayvan’ı tek parti iktidarı ile yönetmiş ve Komünist Partinin rakibi olan Milliyetçi Partinin (Guomnidang) onursal başkanı Lien Çan’la Pekin’de ikinci defa bir araya geldi. Hu ile Lien, Tayvan sorununun barışçıl yollardan çözülmesini görüşerek, Tayvan yönetimine de bu yönde çağrıda bulundular. Ancak Tayvan yönetimi bu öneriyi geri çevirdi. Bu ortam içerisinde, Hu Cintao, Washington ziyaretini gerçekleştirmiş ve Bush’tan Çin’in duymak istediği güvenceyi aldı. Şimdi ÇİN’İN ÇEVRELENMESİ 2005 yılından itibaren ABD, yeniden etkin olarak AsyaPasifik bölgesine dönüş yaptı. Geçtiğimiz ay Avustralya’ya yaptığı ziyaret esnasında Amerikan Dışişleri Bakanı Rice’ın ABD’nin Çin’i çevrelemek gibi bir politikasının olmadığını belirtmesine rağmen son birkaç yıldan beri, ABD, Çin’i çevrelemeye yönelik yeni politikalar geliştiriyor. Amerikalı diplomat George Kennan tarafından ortaya atılan ve Soğuk Savaş dönemi boyunca Sovyetler Birliği’ne karşı kullanılan çevreleme politikası, Soğuk Savaş sonrası dönemde Çin’e karşı kullanılmaya başlandı. ABD’ye göre, Avrasya’dan kopmanın bir daha dönüşü Cintao ve Bush Çin, ABD kaynaklarında son yıllarda en çok endişe duyulan ülke olarak anılmaya başlandı. Ekonomik yükselişi, nüfusu ve yeniden yapılandırmaya çalıştığı askeri gücüyle dikkat çeken Pekin, ABD ile mücadele alanını genişletmiş görünüyor. Çin’in Küba, Latin Amerika’nın yanı sıra Azerbaycan ve Türkmenistan’a yönelik ilgisi dikkat çekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle