17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 noktada ciddi önlemler alınması, özellikle ABD gibi uyuşturucu kullanımına büyük ölçüde açık bir ülke için önemlidir. Çünkü yapılacak her çeşit kontrol bu arada bu uyuşturucuların ülke içerisine girmesini ve laboratuarlarda geliştirilmesini de engelleyebilecektir. Ülkeler arası kontrolün, ülkelerin siyasal konumuna önyargıyla bakmadan yapılmasının gereğine de bu noktada işaret etmekte yarar vardır. Çünkü bugün bu tür silahları geliştirdiğinden şüphe edilen birçok Ortadoğu veya Asya ülkesinin bu tür silahlarla ilgili malzemeyi, Batılı ülkelerden edinmiş olduklarının belirtileri birçok vesile ile ortaya çıkarılmıştır. Bu tür silahların sağlanmasında günümüzdeki teknolojik kolaylıklara karşın kullanımları veya taşınmalarındaki güçlüğün terör amaçlı kullanımı zorlaştırması bakımından insanlık için şimdilik bir avantaj olduğunu da belirtmek gerekir. Özellikle kimyasal silahların depolanması, muhafazası ve kullanılması konusunda gereken özellikleri bu bağlamda belirtmek gerekir. Çünkü kimyasal silahlar yanlış kullanım halinde saldırgana yönelir ve zarar verebilir. Ayrıca taşınmalarının güçlüğünü ve üretimlerinde çevreye verebilecekleri zarar ile imha NBC teçhizatlı İngiliz birlikleri... edilmeleri gerektiğinde karşılaşılabilecek güçlükler, kötü niyetli devletlerin bile bu silahlara çok sıcak bakmamasına neden olmuştur denebilir. Yine biyolojik silahlar için de aynı argümanlar geçerlidir. Bunların kullanılma durumlarında karşı taraf kadar kullanıcı tarafa da olumsuz etki etmesi olasılığı büyüktür. Ayrıca bunların kullanıldıktan sonra şekil değiştirip daha etkileyici ve kontrol edilemez bir değişime uğramaları da mümkündür. Bu da olası kullanıcıları engelleyici bir faktördür. Fakir ülkelerin bu tür silahları elde etmekle, atom bombasının eşdeğerinde bir tehdit mekanizmasına kavuşabilecekleri fikri, aynı ülkelerin, biyolojik silahların yanlış bir kullanım, uygulama ve geliştirmedeki kaçak sonucu esasen zayıf olan sağlık sistemlerinin kaldıramayacağı bir yük ve tehdit altına girebilecek olması nedeniyle bu tür silahlara tereddütle bakmalarına neden olmaktadır. C S TRATEJİ ABDİran gerginliğinin sonuçları uluslararası piyasalara yansımaya başladı Büyümeye petrol tehdidi Aybike KOCA TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] krizlere sürüklenmesi, hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. FİYATLAR ARTIYOR S KARŞI ÖNLEMLER Günümüzdeki siyasal gelişmelerin karmaşık yapısı ve terör tehdidi KİS saldırılarına karşı etkin önlemler alınmasını ve bunlara karşı hazırlıklı olunmasını gerekli kılmaktadır. Olası KİS saldırıları ile ilgili alınacak önlemler öncelikle; ? Bunlara karşı tehlike anında uygulanacak acil tıbbi, güvenlik kurtarma ve yanıt sistemleriyle ilgili programların geliştirilmesi, ? Bu programların uygulanabilirliğinin ölçülmesi için yapılacak tatbikatlar ve ? Bu tatbikatlardan alınan sonuçların uygulamada etkinliğinin sağlanması açısından hazırlanmış planların yeniden düzenlenmesi şeklinde olmalıdır. Günümüzde aktüel bir konu haline gelmekte olan KİS tehlikesine karşı savunma önlemlerinin başında, bu tehdide karşı eşgüdümü sağlayacak bir ihtisas kuruluşunun, koordinasyonu sağlayacak şekilde örgütlenmesi gelmektedir. Böyle bir kuruluşun KİS karşısında önlem olarak istihbarat faaliyetlerinin yanı sıra dost ülkelerden de istihbarat alışverişi yapacak etkinliğe kavuşması önemlidir. Yine böyle bir kuruluşun, uluslararası terörist örgütlerle ilgili bilgi toplama ve depolama kapasitesine de ulaştırılması gerekmektedir. Bunları sağlayabilecek bir örgüt, "Radyolojik, Biyolojik ve Kimyasal Tehditlere Müdahale Örgütü" olarak teşkil edilip, yukarıda işaret edilen durumlara yanıt verebilecek konuma getirilebilir. Bu bağlamda, özellikle olası bir vaka anında kullanılmış maddeyi tespit, hasar tespiti, kurtarma, canlıların bu maddelerden kimyasal yöntemlerle temizlenmesi, acil tıbbi müdahale ve kirlenmiş personelin korunma altına alınması gibi hususlar bu örgütle sağlanabilir. Bu örgütün personelinin 24 saat nöbette ve birkaç saat içerisinde olay mahalline ulaştırılabilmesi de sağlanmalıdır. Yine böyle bir örgütün uzaktan kumandalı patlayıcı imha gereçlerine ve robotlara, seyyar röntgen cihazlarına, güçlü komuta, kontrol kapasitesine, koruyucu giysilere, arındırma gereçlerine, yüksek derecede kirlenmiş bir bölgede kurtarma ifa edebilecek yetenekler ile yeterli derecede tıbbi malzeme ve özellikle antidotlu otomatik enjektörlere sahip olması gerekir. Bu tür önlemler ve her türlü tehdide karşı hazırlıklı olmak çağdaş ve büyük devletlerin bekası ve halkının geleceğinin teminatıdır. on 25 yılın zirvesine çıkan ve 2004 yılından bu yana yüzde 85 oranında artan petrol fiyatları, bir kez daha uluslararası piyasaların kontrolünün sadece bir kaç ülkeye bağlı olabileceğini gösterdi. Dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olan ABD’nin dünyadaki ham petrol rezervlerinin yüzde 10’una sahip olan İran’a yönelttiği tehditler ve oluşan kaos, petrol piyasasının tek belirleyicisi haline geldi. Başta ekonomik olmak üzere, siyasal, toplumsal ve kültürel yönden oldukça karmaşık ve etkin bir yapıya sahip olan petrol piyasasında oluşan dengeler, şüphesiz sadece sorunu ortaya çıkaran devletleri ilgilendirmiyor. Geçmişte uğruna savaşlar yapılan petrolün geleceğinin "karanlık" olduğu biliniyor. Bu bağlamda, oluşan uluslararası krizin bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Küresel çapta bir reaksiyonun kaçınılmaz olduğu böyle bir durumdan en az düzeyde etkilenebilmek için ülkelerin dünyadaki tüm gelişmeleri izlemesi ve bunlara karşı önlem alması gerekiyor. Aksi takdirde dünyanın yeni Petrol fiyatlarındaki yükseliş bir süre sonra da pompalara yansıyacak... Fiyat artışları özelde tek nedene bağlansa da, genel olarak fiyatları etkileyen unsurların başında talep gelir. Her ülkenin (bazılarının daha fazla) ihtiyaç duyduğu petrolün fiyatı, OPEC (Organization of the Petroleum Exporting CountriesPetrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü), Rusya ve Norveç gibi OPEC dışındaki büyük üreticiler, fiyatlar üzerinde tek başına oldukça belirleyici olabilen ABD ve büyük petrol şirketleri tarafından belirlenir. Fiyatlardaki küçük artışlar tehlike oluşturmazken, fiyat artışının sürekli hale gelmesi Türkiye gibi petrol rezervi az olan ülkeler başta olmak üzere tüm petrol ithalatçılarını zor duruma sokar. Fiyatlardaki artış önce benzin, motorin (mazot) gibi ürünlere yansırken daha sonra ara girdi olarak kullanıldığı tüm ürünleri/ürün gruplarını etkiler. Hızla tüm sektörlere yayılan fiyat artışı genel fiyat düzeyine sıçrayana kadar tehlike sinyalleri verir. Enflasyonla birlikte ödemeler dengesinde de tahribat yaratan petrol fiyatlarındaki artış, bu vesileyle milli gelirin reel olarak düşmesinde de etkili olacaktır. Bunun yanında artan enerji
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle