29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 İ C S ktidar mücadelesinde yeni dönem TRATEJİ Azerbaycan’da parlamento seçimleri Hatem Cabbarlı TURKSAM Ermeni Araştırmaları Direktörü, [email protected] Bağımsızlık mücadelesi tarihi ski Sovyetler Birliği ülkeleri 1991’de bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra demokratikleşme yolunda ciddi başarılar elde edememiş (Batlık ülkeleri hariç) ve bu bağlamda bugün de oldukça sancılı bir süreç yaşamaktadır. Bu süreci yaşayan ülkelerden biri de Azerbaycan’dır. Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettikten sonra iktidarda bulunan Ayaz Mutallibov ülkenin bağımsızlığını korumak ve daha da güçlendirmektense Rusya’nın ekonomik ve güvenlik şemsiyesi altında kalmayı tercih etmiştir. Mutallibov’un böyle bir tercih yapması bugün, o dönem ülkede yaşanan siyasi, askeri ve sosyal nedenlerle açıklanmaktadır. Ama bu nedenler bağımsızlığın ilk yıllarında uygulanan yanlış politikanın Azerbaycan tarihinde çok ciddi olumsuz izler bıraktığı gerçeğini değiştiremez. 1994’e kadar Azerbaycan, sahip olduğu zengin enerji kaynaklarının hangi büyük güç tarafından kontrol edilmesi bağlamında başta Rusya ve ABD olmakl üzere diğer büyük güçlerin mücadele meydanı olmuştur. Azerbaycan Halk Cephesi’nin (AHC) ve halkın baskılarına karşı koyamayan Mutallibov’un Moskova’ya sığınması üzerine Haziran 1992’de yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde iktidara gelen AHC, halkın beklentisinin tersine ülke üzerinde tam olarak kontrolü sağlayamamış, büyük güçlerin jeopolitik ve jeoekonomik oyunlarının ağırlığı altında ezilmiş ve sonuçta 1993’te Albay Suret Hüseynov’un darbe girişimiyle iktidardan uzaklaştırılmıştır. Bunun üzerine Nahçivan Milli Meclis Başkanlığı görevinde bulunan Haydar Aliyev Bakü’ye gelerek önce Milli Meclis Başkanı daha sonra da devlet başkanı seçilerek göreceli de olsa ülkenin kontrolünü ele almış, Eylül 1994’te Asrın Anlaşması olarak bilinen petrol anlaşmasını imzaladıktan sonra iktidarını daha da güçlendirmiş ve ülkeye hakim olmuştur. 6 Kasım 2005’te yapılacak seçimler öncesinde Azerbaycan’ın siyasi gün zerbaycan, 6 Kasım’da parlamento seçimlerine gidiA yor. Bu süreçte sürgündeki Muttalibov gibi liderler ülkelerine geri dönmeye çalışıyor. Kurum ve kuralların tam anlamıyla yerleşmediği ülkede, aday fazlalığı dikkat çekiyor. Seçimlerde hile yapılmaması yönünde Batı’dan gelen uyarılar iktidarı zorluyor, muhalefeti bir nebze rahatlatıyor. E ropaganda yöntemlerinin dahi ilk kez uygulandığı P Azerbaycan’da adaylar, ülkelerinin devlet politikasına yönelik yaklaşımlarının yerine gündelik sorunlar konusunda çözüm vaat ediyorlar. Seçim sürecinde Rusya, ABD, AB ve İran’ın bir şekilde etkin olmaya çalıştığı gözlemleniyor. Türkiye ise gelişmeleri uzaktan izliyor. demini halk oylamasının demokratik olup olmayacağı oluşturuyor. Bu seçimler, aynı zamanda 13 yıldır iktidar nimetlerinden faydalanamayan muhalefet için ‘olmak yada olmamak’ kadar önemlidir. Başarı veya başarısızlık muhalefetin geleceğini belirleyecektir. Aday enflasyonu zerbaycan Parlamentosu 125 milletvekilinden oluşmaktadır. Azerbaycan Merkez Seçim Komisyonu tarafından verilen bilgiye göre adayların kayıt süresi 6 Eylül 2005’te sona ermiştir. Buna göre, seçimlere katılmak için 2237 (% 100) kişi imza kayıt belgesi almış, 2149 (% 96.07) kişi imza kayıt işlemlerini tamamlayarak geri vermiş, 2059 (% 92. 13) kişinin adaylığı resmileşmiştir. Adaylardan 1031 (% 46. 09) kişi bağımsız bir şekilde seçimlere katılmış, 968 (% 46.97) bağımsız adayın kaydı yapılmış, geri kalan yerler ise diğer siyasi partiler ve örgütler arasında paylaşılmıştır. Bazı partiler ise Azadlık, (115 kişi), Yeni Siyaset (101 kişi), Azerbaycancı Güçler (33 kişi), Demokratik Azerbaycan (35 kişi), Islahat (30 kişi), Birlik (9 kişi) ve Azerbaycan İçin (8 kişi) seçim blokları çerçevesinde seçimlere katılmıştır. 6 Kasım 2005 Parlamento seçimlerinde 125 sandalyeye 2059 kişinin aday olması demokrasinin bir göstergesi olmasının yanı sıra, siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan ama yasama organında koltuğu sahiplenme hevesinde olanların bulunduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca bir çok yabancı devlet, büyük holdingler ve ticari firmalar kendi adaylarını Parlamentoya sokmaya çalışmakta ve bunun için lobi faaliyetinde bulunmaktadırlar. Kısacası bu seçimler aynı zamanda bazı kesimler için rant kapısı olarak değerlendirilmektedir. 2000’de yapılan parlamento seçimlerine 390 kişinin aday olduğu göz önüne alınırsa 6 Kasım seçimlerinde gerçekten de aday enflasyonu yaşandığını söylemek mümkündür. Seçimlere kısa süre kala güçlü isimlerin lehine çekilmeyi planlayanların da aday olması, sayının bu kadar artmasının nedenlerinden birini oluşturuyor. İktidarmuhalefet çekişmesi zerbaycan muhalefeti 13 yıldır iktidara gelmek için mücadele etse de merhum Devlet Başkanı Haydar Aliyev tarafından temelleri atılan devlet siyasi sistemi ile mücadelede bugüne kadar yetersiz kalmıştır. Haydar Aliyev’in vefat etmesinden sonra iktidara gelen oğlu İlham Aliyev ile mücadelede çok daha kolay başarı elde edeceklerine inanan muhalefet ‘turuncu’, ‘mavi’, ‘kırmızı’, ‘yeşil’, ‘sarı’ devrim senaryoları hazırlamış, ancak yine de Aliyev rejimi ve siyasi sisteminin gücünü tam olarak hesaplayamadıkları ve İlham Aliyev’i küçümseyerek siyasi potansiyelini göz ardı ettikleri için devlet yönetim mekanizmalarında temsil edilmemektedirler. Her ne kadarı oluşturanlar içinde bazı fikir ayrılıklarının olduğu iddia edilse de, muhalefet gerçekten etkisiz bir durumdadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri, muhalefet partiler arasındaki anlaşmazlıklar ve görüş ayrılığının iktidardaki çatlaklardan çok daha ciddi ve katmanlaşmış olmasıdır. İktidardakilerde yaşandığı iddia edilen çekişme ne kadar ciddi olursa olsun, sonuçta koltuklarını kaybetme tehlikesi olduğu için ya anlaşma sağlıyor ya da tartışmaları belirsiz bir tarihe erteliyorlar. Muhalefet partileri ise kaybedecek bir şeyleri olmadığı ve henüz ellerinde olmayan bir şey için mücadele ettikleri için çoğu zaman mücadele sınırlarını ciddi şekilde aşıyorlar. Muhalefet partileri, hükümeti, uyguladığı ekonomik, sosyal ve özellikle Dağlık Karabağ politikasına göre eleştiriyor. Buna karşın muhalefet Karabağ sorununun çözümü için yapılan görüşmelerin sonuçlarına ilgisiz kalıyor. Kısacası muhalefet partileri kendilerini seçim rüzgarına o kadar çok kaptırmışlar ki iktidara muhalif olmayı bile unutmuşlardır. Sürgün liderler aşta Azerbaycan Demokrat Partisi (ADP) olmak üzere bazı siyasi güçler sürgünde olan liderlerinin ülkeye geri dönmesi için mücadele vermektedir. Bugün eski Devlet Başkanı Ayaz Mutallibov Rusya’da, Parlamento eski Başkanı Resul Kuliyev ise Amerika’da ikamet etmektedir. Mutallibov ve Kuliyev ülkeye geri dönebilmeleri için ABD, Rusya ve AB’yi devreye sokarak hükümeti ikna etmeye çalışsalar da Başsavcılık tarafından yapılan resmi açıklamada adı geçen şahısların ülkeye giriş yaptıklarında kesinlikle tutuklanacakları bildirilmiştir. Azerbaycan vatandaşlarının demokratik ve özgür bir ortamda yaşaması için Aliyev rejimi ile mücadele ettiklerini ve bu yolda gerekirse canlarını kurban vermeye hazır olduklarını iddia eden bu kişiler nedense tutuklanacaklarını bildikleri için kurban olmaya hazır oldukları Azerbaycan’da değil, sürgünde yaşamayı tercih etmektedirler. Muhalefet daha önce yapılan seçimleri örnek göstererek 6 Kasım seçimlerinin de demokratik olmayan bir ortamda ve iktidar partisi lehine ciddi yolsuzlukların yapılacağına peşinen hükmetmektedir. Özellikle adayların A B A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle