23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dönüşüm başladı Moda Günleri İstanbul’da farklı bir rüzgâr estirdi. Organizasyonda koleksiyonlarını sergileyen ünlü tasarımcılara sektörle ilgili düşüncelerini sorduk. Modacılar Türkiye’nin hâlâ bir imalat ülkesi olarak görüldüğünü fakat tasarımın da değerlenmeye başladığını anlatıyor. Milano, Paris, New York... Bunlar dünyada modanın kalbinin attığı şehirler. İstanbul belki de günün birinde bu şehirlerle birlikte anılacak. SİNEM Türkiye henüz imalat DÖNMEZ ülkesi olarak görülse de tasarımın değeri giderek artıyor. Bunu da geçen perşembe başlayan ve bugün bitecek olan İstanbul Moda Günleri’nden anlayabiliyoruz. Perşembeden bugüne BNG, Pierre Cardin, Koton, QUE, Avva, Sunset, Ramsey markaları ve İdil Tarzi, Deniz Mercan, Arzu Kaprol, Mehtap Elaidi, Bahar Korçan’ın koleksiyonları sergilendi. Bugünse Gizia markası ve Gamze Saraçoğlu, Hatice Gökçe, Özlem Süer ve Hakan Yıldırım’ın koleksiyonları izlenecek. İstanbul Moda Günleri’nde koleksiyonlarını defilelerle taçlandıran tasarımcılardan Mehtap Elaidi, Bahar Korçan, Gamze Saraçoğlu, Pierre Cardin için koleksiyon tasarlayan Aylin Ekiz ve İFD komite başkanı İsmail Kutlu’ya sorularımızı yönelttik. yurtdışında kanıksanmış bir kavram. Türkiye’de ise henüz yeni. Korçan, organizasyonun bu kavrama etkisinin pozitif olduğunu belirtirken, “Zorluklar bazen itici güç oluşturuyor. Tasarımcısektör birliktelikleri arttıkça ülkemizde markalaşmanın kalıcı tohumları da atılmış olacak” diyor. Korçan yeni koleksiyonunda bireyleri baskı altında bırakan toplumsal tabuları ve bunlardan dolayı üstümüze yüklenenleri anlattığını söylüyor: “Bireyler bu kısıtlamaları ya olduğu gibi kabul ediyor ya da farkına varıp değiştirme yoluna gidiyor. Bence şimdi uyanma ve farkındalık vakti. Tasarımlarımın bir bölümünde bu yolculuğu anlatmak için kızım Lâl’in desenlerini kullandım.” Modada İstanbul Moda Günleri’yle Türkiye’nin de moda konusunda sözü geçen bir ülke olup olamayacağı konusunda en önemli görevin tekstilcilere düştüğünü belirten İsmail Kutlu, tekstilcilerin modern atölyecilik anlayışını bırakıp kendi markalarını yaratma yoluna gitmeleri gerektiğini vurguluyor. IFD ile Türkiye’nin ilk kez dünya moda takvimine giren bir moda organizasyonuna ev sahipliği yapmış olduğunun altını çiziyor: “Dünyada ilk kez 1943 yılında bir moda haftası New York’da gerçekleştirilmiş. Aradaki yılları kapatmak için çok çalışmalıyız. Üretimde olduğu kadar tasarımdaki gücümüzü de dünyaya göstermek adına gerek marka ve tasarımcılar için koleksiyonlarını sergileme platformu yaratan, gerekse genç tasarımcılara endüstri ile buluşma fırsatı sunan IFD ile iyi bir başlangıç yapıldığını düşünüyorum” diyor. IFD bünyesinde gerçekleşen KOZA genç tasarımcılar yarışması ile gençlere yaratıcılıklarını göstermeleri için önemli bir platform sağlanıyor. Final defilesiyle sonuçlanan yarışma sonucunda bu yıl birinci ilan edilen beş yetenekli gence moda alanında eğitim almaları sağlanacak. ? Atölyecilik anlayışı bırakılmalı Pierre Cardin için koleksiyon hazırlayan Aylin Ekiz, bir erkeğin her mevsimde, her organizasyonda, günün her saatinde giyeceği kıyafeti Pierre Cardin koleksiyonundan seçebileceğini söylüyor: “Bütün ürün grupları, giyecek olan kişilere özel tasarlanıyor gibi düşünebilirsiniz.” Ekiz bir markanın tasarımcı tarafından benimsendiğinde daha başarılı olacağını düşünüyor ve bunun hem tasarımcı hem de marka açısından çok yararlı olduğunu söylüyor: “Bugün başarılı markaların pek çoğunun tasarımcısıyla bütünleşerek iş birliği içinde olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu hem markaya hem tasarımcıya uzun yıllar boyu kalıcı prestij sağlıyor. Uzun yıllar sonunda ayrılsalar da olumsuz olmuyor böylece” ? Tasarımcı markanın her şeyi olmalı İmalat ülkesinden moda ülkesine dönüşümün tasarımcılar dünyasında çoktan başladığını belirten Bahar Korçan, sektör tasarımcı işbirliğinin oluşmasıyla İstanbul’un moda dünyasına iyi bir alternatif oluşturduğunu düşünüyor. Tasarımcıların markalarla birlikte çalışması ? Tabuları anlattım Gamze Saraçoğlu’nun koleksiyonunun teması akış, fakat çıkış noktası su. Koleksiyonunu, suyun doğuşundan dalga formuna gelmesine kadarki yolculuğunu anlatan bir bütün olarak tarif ediyor. “2009 yılında yaşadığım zorlukların yanında küresel kriz ve duygusal çöküntü sonucu, yaşama olumlu bakış getirmek ve kendimi bu şekilde rahatlatmak ve anlatabilmek için bu koleksiyonu tasarladım. Hayatı suya, hayat akışını ise su akışına benzettim koleksiyonda.” ? Çıkış noktası yaşam Mehtap Elaidi, Yollar adını verdiği koleksiyonunda yollardan ilham almış. Kendi tarifiyle “seçtiklerimiz, seçmediklerimiz ya da bir şekilde hayatımızda bize yön veren yollar” koleksiyonun detaylarında var oluyor. Elaidi, Türkiye’nin bir moda ülkesine dönüşmesi için gereken tüm değerlerin havar olduğunu ve bu tip organizasyonlarla olması gereken noktaya daha da yakınlaştığını düşünüyor. Elaidi koleksiyonu haftaya Paris Who’s Next fuarında sergileyecek. ? Elaidi’nin yolları C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle