19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

figenatalay?yahoo.com 16 MAYIS 2009 CUMARTESİ 5 Zengin miniğin boyu da uzun Küresel ısınmaya karşı dev resim Koç Bilgi Grubu Yeşil Bilgi Platformu, küresel ısınma sorununa, sanat aracılığı ile dikkat çekmek amacıyla yeni bir proje gerçekleştirdi. 10 yaşındaki Sina Barlas’ın, Yeşil Bilgi Platformu ve DenizTemiz Derneği / Turmepa işbirliğiyle düzenlenen yarışmada birinci seçilen ve dünyayı terk eden bir kutup ayısını gösteren resmi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü öğrencileri tarafından 6 metrekare büyüklüğündeki dev bir tuvale aktarıldı. Koç Bilgi Grubu’nun çevre bilgisi ve bilincini yaygınlaştırma amacıyla oluşturduğu sosyal sorumluluk platformu Yeşil Bilgi Platformu, günümüzün en büyük çevre sorunu olan küresel ısınma konusuna, sanat aracılığı ile dikkat çekmeyi hedefleyen bir proje gerçekleştirdi. Sina Barlas adlı öğrencinin dünyayı terk eden bir kutup ayısını gösteren resmi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü öğrencileri tarafından 6 metrekare büyüklüğündeki dev bir tuvale aktarıldı. İlk etapta, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde sergilenen resim, ilerleyen dönemlerde farklı mekânlarda da sergilenerek kamuoyuyla paylaşılmaya devam edilecek. 10 yaşındaki Yeşil Bilgi Tohumu Sina Barlas’ın resmi, Yeşil Bilgi Platformu ve DenizTemiz Derneği / Turmepa işbirliğiyle, ilköğretim öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen “İklimimizi değil, alışkanlıklarımızı değiştirelim” temalı resim yarışmasında birinci seçildi. Özel Yüzyıl Işıl Okulları öğrencisi Sina Barlas, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Atina’da INTERMEPA kapsamında gerçekleştirilecek uluslararası yarışmada Türkiye’yi temsil edecek. Yoksul ailelerin çocukları, birçok açıdan hayata dezavantajlı başlıyorlar. Bu gerçek, geniş kapsamlı bir araştırmada bir kez daha gözler önüne serildi. FİGEN Aileleri düşük sosyo ekonomik düzeyde olan ATALAY çocukların, daha 3 yaşındayken zihinsel, dil bilgisi, sosyal ve duygusal gelişim açısından yüksek sosyo ekonomik düzeyde annebabalara sahip çocuklara göre önemli ölçüde geri kaldıkları ortaya çıkarıldı. Bu çocukların ileriki yıllarda, okula başlarken dezavantajlı durumda olacakları acı bir gerçek. Türkiye’de Erken Çocukluk Gelişim Ekolojileri (TEÇGE) Çalışması, Türkiye’deki çocukların 3 yaşından 8 yaşına kadar gelişimlerini ve onların gelişimini etkileyebilecek olan çevresel özellikleri incelemeyi amaçlayan, ulusal çapta bir çalışma. Yürütücülüğü Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Nazlı Baydar tarafından yapılan TEÇGE çalışmasında, farklı alanlarda uzman Koç Üniversiteli dört öğretim üyesi Doç Dr. Aylin Küntay, Doç. Dr. Fatoş Gökşen, Yrd. Doç. Dr. Zeynep Cemalcılar ve Yrd. Doç. Dr. Bilge Yağmurlu yer alıyor. TÜBİTAK, Koç Üniversitesi bünyesinde yürütülen TEÇGE çalışması için mali destek sağlıyor. TEÇGE’nin birinci tur saha çalışması için, MayısEylül 2008’de 22 ilden toplam bin 52 anne ve onların üç yaşındaki (3647 ay) çocukları ile uygulama yapıldı. Aynı ailelere, çocuklar 4 yaşına gelince yeniden ulaşılacak. gösterdiğini bildirdi.  DSED anneleri 3yaş çocuklarının gösterebileceği 36 problem davranıştan ortalama 9’unu, YSED anneleri ise yalnızca 6.5’ini sıklıkla gösterdiğini bildirdi. DSED annelerinin ebeveynlik davranışları da YSED annelerine göre belirgin bir şekilde daha olumsuz.  DSED anneleri, YSED annelerine göre çocuklarının dil gelişimini daha az destekliyor, çocuklarının okula hazır olmasına yönelik etkinlikleri daha az yapıyor, çocuklarının gelişimini destekleyecek materyalleri daha az temin ediyorlar.  DSED anneleri, çocuklarına daha katı ve otoriter yaklaşıyor, daha az sıcaklık gösteriyorlar. Örneğin, DSED annelerinin yüzde 39’u çocukları yanlış davrandığında tokat attıklarını söylediler. Bu oran YSED annelerinde yüzde 15. DSED annelerinin yalnızca yüzde 64’ü, onlara yapılan ev ziyareti sırasında çocuklarına sarıldı, öptü veya okşadı. Bu oran YSED anneleri arasında yüzde 87. Anneler sabırsız Türkiye’deki annelerin çocuklarına karşı davranışları Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da görülenlerden farklı. ? Anneler, 3 yaşındaki çocukları ile 10 dakikalık bir oyun sırasında çocuklarına ortalama 144 komut veriyorlar, 26 eleştirel yorum yapıyorlar. İtme ya da fiziksel kısıtlama gibi 14 olumsuz fiziksel davranışta bulunuyorlar. ? Çocuklar aynı oyun sırasında 10 dakikada ortalama 7 olumsuz davranışta bulunuyorlar. ? Her 4 anneden sadece 1 tanesi bu 10 dakikada çocuklarına fiziksel olarak sıcaklık ya da sevgi gösteriyorlar. ? Annelerin 10 dakikalık oyun sırasında gösterdikleri etkileşimlerin 3’te ikisi olumsuz. Bu oran ABD’deki benzer annelerin benzer durumda gösterdikleri olumsuz davranışların iki misli. ? 3 yaşındaki çocukların her bir olumsuz davranışına anneler, ortalama 31 olumsuz tepki ile yanıt veriyorlar. Bu oran, ABD’deki anneçocuk etkileşimlerinde 2.5; psikolojik tedavi gören çocuklarla annelerinin etkileşiminde 7 civarında. Çocuk istismarı ile suçlanan anneler arasında 10. Zeynep ressam oldu, ben model Zeynep’le ben, Anneler Günü’nde, Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Faber Castell’in desteğiyle düzenlenen “Annem Model Oldu, Ben Ressam” adlı atölye çalışmasına katıldık. Çalışmadan önce çocuklar ve anneler ayrı gruplar halinde, Osmanlı ressamlarını tanıtan “Batı’ya Yolculuk” sergisini gezdik, sergideki portreleri inceledik. Çalışma başlamadan önce, atölye eğitimcileri çocuklara, annelerini nasıl resmetmek istediklerini sordu. Çoğu çocuk, annesini “melek” olarak resimleyeceğini söyledi. Zeynep ise beni prenses olarak çizmeyi tercih etti. Aynı masayı paylaştığımız Oğuz, annesini “cüzdan” olarak resimleyeceğini söyleyerek herkesi çok güldürdü. Sonra çocuklarımızın karşısına oturduk. Onlar da, hepimizin ömrümüzün sonuna kadar saklayacağımız resimlerimizi büyük bir özenle yaptılar. ÇARPICI FARKLAR Düşük sosyo ekonomik düzeydeki (DSED) çocukların aileleri, yüksek sosyo ekonomik düzeydeki (YSED) çocuklara göre daha doğumdan itibaren sağlık ve gelişim açısından dezavantajlı durumda.  DSED çocukların doğumda ortalama ağırlığı 2 bin 600 gr iken YSED çocukların doğumda ortalama ağırlığı 3 bin 300 gr.  3 yaşında ölçüm yapıldığında DSED çocukların boyu 100 cm iken YSED çocukların boyu 105 cm.  Bir bellek testinde YSED çocukların yüzde 50’si belleklerinde 3 parça bilgi tutabildi. DSED çocuklarında bu oran yalnızca yüzde 25  Kelime bilgisi testinde DSED çocukları, bilmeleri olası kelimelerin yüzde 49’unu, YSED çocuklar ise yüzde 74’ünü biliyordu.  DSED anneleri 3yaş çocuklarının göstermesi olası olan 30 olumlu davranıştan 15’ini, YSED anneleri ise 18’ini sıklıkla Değişimin liderleri hemşireler CEM SUNGUR Uluslararası Hemşirelik Konseyi (International Council of Nursing) kuruluşunun 110. yılında, her yıl olduğu gibi, 12 Mayıs 2009 Dünya Hemşirelik Günü’nde işlenecek konuyu ilan etti. ICN tüm hemşireleri, hastalara daha nitelikli hizmet sunulabilmek için gerekli olan değişimleri hayata geçiren liderler olmaya davet etti. Bu değişimlerin sadece hastalar için değil aynı zamanda toplum sağlığı açısından çok önemli olduğunu vurguladı. ICN bu çağrıyı yapmakta gecikmiş bile olabilir. Özellikle son on yılda, sağlık sistemlerinde hasta sonuçlarının iyileştirilmesi ve maliyetlerin azaltılması için yürütülen birçok günlük etkinlik hemşirelerin yenilikçi görüşleri sayesinde hayata geçiyor. Ek olarak hemşirelerle doktorların görev tanımlarında giderek artan oranda örtüşmeler dikkat çekiyor. Gelişmiş ülkelerde, hemşireler geleneksel olarak doktorlar tarafından yürütülen, tanı ve tedaviye yönelik bazı işleri üstleniyorlar. Hemşireler artık birinci değil ikinci basamak sağlık hizmetlerinde de görev alıyor ve endoskopi, küçük cerrahi işlemler ve anestezi uyguluyorlar. Birleşik Krallık’ta 5 bine yakın ileri uzmanlık düzeyine sahip hemşire, pratisyen hekimlerden daha yetkili konumda sağlık hizmeti sunuyorlar. 2004 ile 2007 yılları arasında da reçete yazabilen hemşire sayısında yüzde 27’lik bir artış olarak, toplam sayı 45 bine ulaştı. Başbakan Tony Blair döneminde, bu uygulamalara direnç gösteren çevrelerin itirazlarını dikkate almadan başlatılan yetkilendirmeler, yeni hükümet döneminde de devam ediyor. Gelişmelere en büyük direnci doktorlar gösteriyor. Bu direncin nedenlerinden birisi de sağlık hizmetleri piyasasında ortaya çıkan değişiklikler. Ancak hemşireleri yetkilendiren politikalar, gerekli yasal düzenlemeler desteklenip düzene konulmadığı için çatışmalar sona ermiyor. Ayrıca bu yetkilendirme sonucu el değiştiren sağlık hizmetlerinin sonuçları da, etkili bilimsel araştırmalarla desteklenmediği için spekülasyonlara açık oluyor. Hemşirelik mevcut haliyle zaten oldukça zor ve emek yoğun bir meslek. Günün farklı zaman dilimlerinde, ayakta çalışmak dayanıklılık gerektiriyor. Öte yandan çoğunluğun inandığı gibi, ussal işlevlerin az kullanıldığı ve sadece fizik güce dayalı bir iş değil. Fiziksel güce ek olarak; giderek karmaşıklaşan tedavilerin hazırlanması ve uygulanması, bakım planlarının yapılması, üst düzey aritmetik işlemlerin hatasız tamamlanması, bilgi işletim sistemlerinin etkili biçimde kullanılması ve sağlık sisteminde görev alan değişik grupların eşgüdümünün sağlanması, maliyetlerin azaltılması, hasta güvenliği ve kurum akreditasyonu gibi konularda hemşireler son derece aktifler. ICN de verdiği mesajlarda, bu çabaların mutlaka araştırmalara ve incelemelere konu olmasını ve hemşirelerin sağlık sistemlerine yaptıkları katkıların ölçümlenmesini istiyor. Hedef olarak belirlediğimiz gelişmiş ülkelerde, hemşire olmak için üniversite düzeyinde bir eğitim sürecini tamamlamak gerekiyor. Hemşirelerin üstlendikleri görevlere göz atılacak olursa aksini iddia etmek de gerçeklerle bağdaşmıyor. Ülkemizde gerekli yasal değişiklik yapıldı ama sağlık sistemindeki insan gücü açığı nedeniyle, yasayı hayata geçirecek düzenlemeler ertelendi. Hemşireler bu nedenle umutlu ama aynı zamanda kaygılı bir bekleyiş sürecine girdiler. Sağlık sisteminin en kalabalık meslek grubu olarak ulaşmaları gereken evrensel standartlar sürekli olarak onlardan uzaklaşırken, artık daha fazla zaman kaybetmek istemiyorlar. [email protected] TOÇEV ile birlikte Güneydoğu Anadolu VIP Turizm TOÇEV ile birlikte bir sosyal sorumluluk projesine de imza atıyor. VIP Turizm ile Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır şehirlerini kapsayan 2831 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek GAP turundan elde edilecek gelirin bir kısmı, okuyamayan veya çalışmak zorunda kalan çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için TOÇEV’e (Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı) bağışlanıyor. Tura katılanlar, TOÇEV’in üç farklı ilde üç farklı projesini de alan çalışmasını yerinde gözlemleyebiliyor. Geziye katılanlar; Gaziantep’te “Parlak Gülüşler Parlak Gelecekler” projesi kapsamında ilköğretim üçüncü sınıf öğrencilerine verilen ağız ve diş sağlığı eğitimine, Adıyaman’da “İlkyardıma İlk Adım” projesi kapsamında TOÇEV Tiyatro grubu eşliğinde çocuklara verilen ilkyardım eğitimine ve Diyarbakır’da “Evimdeyim” projesi kapsamında öğretmen lojmanının açılışına tanıklık edecekler. Her damlanın değerini bilen nesiller için P&G ve Tesco Kipa, çocukları bilinçli su tüketimi konusunda bilgilendirmek için bir proje başlattı. İki kurum geçen yıl sağlıklı nesiller yetiştirmek ve yaşam alanlarını sağlıklı hale getirebilmek için el ele vermiş, okullarda hijyen seferberliği başlatarak 30 bin öğrenciye vermişti. Bu yıl ise “Bir Damla Gelecek” projesiyle su kaynaklarının tasarruflu kullanımı konusunda öğrencilere doğru alışkanlıklar kazandırmayı amaçlıyorlar. Projeyle ilk etapta 6 ildeki yaklaşık 30 bin öğrenciye ulaşmak hedefleniyor. Ayrıca UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından hazırlanan “Su Damlası Şıp Şıp ile Suyun Yolculuğu” kitabı basıldı. Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Uşak ve Kırklareli Yatılı Bölge İlköğretim Okulları’nda öğretmenler rehberliğinde, kitaplar uygulamalı çalışmalarla desteklenerek işlenecek. Kipa Çocuk Tiyatrosu da “Su Damlası Şıp Şıp” adlı oyunu sahneleyecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle