19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dinleyin 4 16 MAYIS 2009 CUMARTESİ Lamb İstanbul’da Eğlenceye hazır mısınız? Nostaljik Türk pop müziğine, caz klasiklerini, eski türküleri, yüksek dozda bir eğlence ve sıcak bir konser ortamı katın. Seda Peker ‘Eğlence’ adlı programıyla Sakmanistanbul’un kapanışını yapacak. Gece Peker’e klarnette Serdar Sayın, elektro gitarda Zafer Saka, bas gitarda Fehmi Suda ve davulda Can Şahin eşlik edecek. Müzikseverlerin sabaha kadar eğelenebileceği gecede farklı müzik tarzlarından şarkılar seslendrilecek. (0 212 244 58 73, biletler 15 TL) Chillout festivali geliyor ChillOut Festival İstanbul, Lounge 102’nin organizasyonuyla 24 Mayıs Pazar Kemer Golf Country Club’da yapılacak. Doğanın içinde, yeşillikler üzerinde, öğlen saatlerinde açık havada başlayacak festivalde, kesintisiz 12 saat müzik olacak. Festivalde müzikseverlere lounge’dan trip hop’a, latin’den funk’a kadar geniş bir müzik yelpazesi sunulacak. Lamb, benzersiz tarzıyla Yoav, gecmişi bugünle en iyi şekilde harmanlayan The Shortwave Set, Zorzal ile büyük beğeni toplayan Axel Krygier, ülkemizde uzun süredir beklenen Jazzamor ve ‘reggea/dub’ projeleriyle ilgi çeken Sattas canlı performanslarıyla sevenleriyle buluşacak. (0212 2835050) Tolstoy’un torunu Caz müziğinin başarılı kadın vokallerinden Victoria Tolstoy, Garanti Caz Yeşili kapsamında 2223 Mayıs tarihleri arasında saat 21.30’da İstanbul Jazz Center’da konser verecek. Rus edebiyatının ünlü yazarı Lev Tolstoy’un torunu olan Victoria Tolstoy, son albümü ‘My Russian Soul’un tanıtımını yapacak. 1994 yılında tamamladığı ilk albümü “Smile, Love and Spice” ile Arne Domnerus, Putte Wickman, Svante Thuresson gibi İsveçli caz ustalarının beğenisini kazanan Tolstoy, bugüne kadar 8 albüm yayınladı. (0212 327 50 50) İstanbul’un beğenilen müzik etkinliklerinden ChillOut Festival’in dördüncüsü 24 Mayıs Pazar günü yapılıyor. Downtempo radyosu Lounge 102 tarafından düzenlenen ZÜLAL festivalin bu yılki konukları, KALKANDELEN Güney Afrika’dan Yoav, Arjantinli Axel Krygier, kzulal?yahoo.com Almanya’dan Jazzamor ve Boozoo Bajou, İngiltere’den The Shortwave Set ve Lamb... Kemer Golf & Country Club’da öğle saatlerinde başlayıp kesintisiz 12 saat boyunca sürecek olan festivalin en ilgi çekici konuğu ise, kuşkusuz Lamb... Manchesterlı ikiliyi, 2000’de Ömerli’de yapılan H2000 Festivali’nde, sağanak yağmur altında donma pahasına dinlemiştik. Unutulmaz bir gündü... Ama unutulmazlığın nedeni, yağmur ya da soğuk hava değildi. İliklerimize kadar hissettiğimiz şey, müziğin olağanüstü gücüydü; örneğine az rastlanacak kadar etkili bir canlı performans dinlemiştik. 1994 yılında Andy Barlow ve Lou Rhodes tarafından kurulan Lamb, triphop, caz ve drum’n bass’ı bir araya getiren karmaşık bir müzik yapıyor. Lou Rhodes’un yumuşak vokalinden yansıyan melankoli, Barlow’un elektronik sesleri ile garip bir uyum içinde... Gitar, davul, trompet ve yaylıların eşlik ettiği müziğin farklı bir çekiciliği var. Öyle ki, “Cotton Wool”, “Gabriel”, “All In Your Hands” adlı şarkılar, dinlediğiniz anda alışkanlık yapabilir. Polonyalı klasik müzik bestecisi Henryk Gorecki’nin 3. Senfonisi’nden esinlenerek yazdıkları “Gorecki” ise, bana göre, gelmiş geçmiş en güzel aşk şarkılarından birisidir. Beş albüm yaptıktan sonra, 2004 yılında ayrıldıklarında onları bir daha canlı dinleyemeyeceğimizi düşünüp üzülmüştük. Ama zaman, değişimi de beraberinde getirdi. Andy ve Lou, kendi solo çalışmalarına devam etseler de, bu yaz küçük bir Avrupa turnesine çıkmaya karar verdiler. Bu kapsamda İstanbul’a gelmeleri de büyük şans. Konserden önce melek sesli Lou Rhodes’la konuştuk. Yeni dünyanın bedelini ödüyoruz Gökçe müzik yapmak için iyi para kazandığı işini ve saklamıyor. Uzunca bir süre de “68 kuşağı” damarının rahat bir hayatı arkasında bıraktı. Yola rock’la çıktı ama kabardığını ve tüm yaşadıklarının da bu albümün iki yıl önce yayımladığı ilk albümü mayasına karıştığını söylüyor. İşte o yüzden “5 Kuruş “Böğürtlenli Reçel”de rock Yok”ta her şarkı bir hikâye. Gökçe, kimi şarkıda ALİ DENİZ kalıplarının dışına çıktı. İlk kendini, kimi şarkıda da hayatı karşısına alıyor. albümünde müziğinin dansa, Yaşayan ve hissedilebilir bir şey yapmanın peşine USLU eğlenceye ve harekete bir çağrı düşüyor. olduğunu söylüyordu. Şimdi biraz Gökçe aslında iyi de bir davulcu. Şimdi vokalde yanlış anlaşıldığını düşünüyor. Çünkü “eğlenceli rock daha “görünür” olduğunu hissediyor. Bir sahnede müzik” yapmanın, bu müziğe ihanet olduğunu davula, bir sahnede vokale özendiğini, davul çalarken düşünenlerden sıkıntılı. Gökçe ilk albümden sonraki şarkıları söylediğini ya da şarkı söylerken gözünü süreci, “ilk albümüm yayımlandıktan sonra bir davuldan alamadığını anlatıyor. Bu albümde üç şarkıyı dönem beni “mankenden” saymışlardı. Bu kız davulla bestelemiş, gerisini de piyano ile. Şarkılarında fotomodeldi şarkıcı oldu dendi. R&B esintileri ve Gospel duymak Ben hep davulcuydum. Bir mümkün. Zira uzun zamandır anda manken, fotomodel ve Gospel müzik üzerine davul Gökçe yeni albümü “5 daha pek çok şey olduğumu çalışıyor. Aslında onu vokalde Kuruş Yok”ta, beş para fark ettim! Tuhaf işler bunlar” değil de davulun başında görmek etmez tanımların ve diye özetliyor. Samimiyetinin ve daha güzel. Ya da davulunun sınırların kutuplara çektiği başında vokal yaparken en güzeli. rahatlığının da kullanıldığını “yeni” insanlık hallerimizi görüşünde. Gökçe şehir müziği yaptığını, Evet, Gökçe ilk albümünde ne bunun yalnızca İstanbul müziği anlatıyor. Şarkıların rock, ne pop, ne de pop rock olmadığını, biraz Ankara, biraz da hikâyeleri kendine ait. yapıyordu. Keyifli ve dinlenebilir İzmir’i müziğine taşıdığını Slogan atmanın ya da bir tarzı vardı. Şimdi yeni albümü düşünüyor. Albümde bir Leman mesaj vermenin derdinde “5 Kuruş Yok”u yayımladı. Bu Sam klasiği “Anladım” şarkısı ise hiç değil. Kimi albüm ona daha yakın. Sözlerin var. Farklı bir yorum, kolay ve müziğin büyük kısmı ona ait. dinlenilebilir. Renkli brütal akustiği şarkısında kendini, kimi Dili rahat, müzik dingin ve ritmik. şarkıda da hayatı karşısına ile Hayko Cepkin‘le de “Aklım Gökçe müziğini kuralsız yaptığını Giderken” parçasında müzikal bir alıyor. Yaşayan ve söylüyor. Kelimelere yüklediği ortaklık kurmuşlar. “Düşün hissedilebilir bir şey anlamların çeşitliliği de bundan. Yakamdan” parçası onun hiç yapmanın peşine düşüyor. şans vermediği, en kendi halinde “Ben yalnızca istediğimin Zaten rock da istediğini peşindeyim. Anlatmak şarkısı. Dinleyenlerin ise istediklerim önemli. Zaten yapma iradesi değil midir? akıllarında en çok kalanların müzikle mesaj verme derdim başında geliyor. İşte bu da yok. Sloganlı şarkıları müziğin matematiğinin ne kadar sevmiyorum ama göndermelerimi de çekinmeden farklı işlediğinin bir kanıtı. yapıyorum” diyor. “Çünkü bazı şeyleri insanların “5 Kuruş Yok” albümü ismiyle özdeşleştiği gibi yüzüne vurmak gerekli”. ekonomik krize de bir atıf değil. Bu, insanları her türlü Elbette rock müzik denince agresif bir muhalefet, ayrımcılığı sürükleyen kavramlara bir gönderme. siyasal bir söylem geliyor aklımıza. Bu doğru ama Çünkü Gökçe ayrımcılıktan nefret ediyor. kesin bir sınır değil. Gökçe de bu konuda epey dertli. “Ötekileştirmenin” hayatı mengeneye aldığını biliyor. Gerçi rock istediğini yapmak da değil midir? Yani Zira insanların amansız ve acı bir dönüşüm içinde politikası hissettiğini söyleyebilmektir. Gökçe, olduğuna inanıyor. Ruhların içindeki boşlukları da “Şarkılarım eğlendirmeli. Keyifli bir melankoli paranın alabildikleriyle doldurmaya çalışmanın yeni bırakabilmeli dinleyende” diyor. Sonradan da ilk hastalığımız olduğunu düşünüyor. Yeni dünyanın albümünden sonra sıkıntılı günler geçirdiğini anlatıyor. bedelini de böyle ödediğimizin farkında. İşte Gökçe’nin Hem maddi hem manevi olarak yıprandığını de müzikteki derdi ve umudu da bundan ibaret. DAHA YALIN VE AKUSTİK Lamb’in bu yaz Avrupa’da gerçekleştireceği performanslar, bir birleşme işareti mi, yoksa daha ötesi var mı? Bu yaz birlikte konser vermek üzere bir araya geldik... Fakat şu anda bunun ötesinde bir planımız yok 2004 yılında Amsterdam Paradiso’daki konserinizi, Lamb’in son performansı olarak duyurmuştunuz. O günlerde grubun çalışmalarına son vermenizin nedeni neydi? Sadece ara vermeye mi ihtiyaç duydunuz, yoksa ciddi sorunlar mı yaşıyordunuz? Ben, sadece ayrılıp kendi müziğimi yapmak istiyordum. Daha yalın ve akustik tarza yönelme eğilimindeydim. Ayrıca o dönemde, Lamb’in devrini tamamladığını düşünüyordum. Ama şu anda bu konudaki düşüncem oldukça farklı... Ne değişti? Ayrı kaldığımız dönemde, Andy de ben de kendi projelerimizle meşguldük. Ben iki solo albüm yayınladım ve şu anda üçüncü albümüm üzerinde çalışıyorum. Kendi solo konserlerimi veriyorum. Ayrıca “Ma Fleur” adlı albümde The Cinematic Orchestra ile çalıştım. “Crimson Wing” adlı Disney filmi için bir şarkı yazdım. Bütün bunlar, Lamb’in yeniden konser vermesi düşüncesine farklı bir açıdan yaklaşmama neden oldu. Sonuç olarak, kendimi yenilenmiş ve daha özgür hissediyorum. [email protected] BİRİLERİ YİN VE YANG GİBİ Lamb olarak yeni bir CD ya da DVD çıkarma olasılığı var mı? Ünlü Paradiso konserinden beri bir konser DVD’si yayınlamaya çalışıyoruz. Umarım yakında çıkarabiliriz! Lamb’i farklı kılan ana unsur, müziğinizin tam olarak tarif edilememesi... Ama kesin olan şu ki, müziğiniz gerçekten çarpıcı... Bunun nedeni, müziğin içinde barındırdığı karşıtlıklar mı? Evet, Andy ile ben birbiriyle çelişen yöntemlerle çalışıyoruz. Bunun temel nedeni, benim şarkı yazarı, onunsa prodüktör ve programcı olması. Ayrıca dünyadaki duruşumuz da farklı. Bir tür yin ve yang durumu söz konusu... Fakat neyse ki, iki karşıt unsuru bir araya getirdiğinizde, hiç beklenmedik şekilde büyülü bir şeyin doğabileceğini çok önceden anlamış durumdayız. Gelecek hafta İstanbul’da konseriniz var. Nasıl bir performans olacak? Daha önceki yıllarda size eşlik eden müzisyenler de olacak mı konserde? Son durumun nasıl olacağını tartışıyoruz hala ama Jonny Thorne’un (bass) bizimle olacağı kesin. Şarkıların üzerinden geçip hangilerini çalacağımıza karar vermeye çalışıyoruz. Bu yaz vereceğimiz konserleri ilk planladığımız sırada, Andy ve ben, her ikimiz de, şarkıların büyük bir kesimini ilk albümün yansıttığı yalınlığa çekmek istediğimizi hissettik. Ama sonuç olarak canlı performanslar, her türlü değişikliğe açık... www.zulalkalkandelen.com Mersin’de müzik keyfi 8. Mersin Uluslararası Müzik Festivali 21 Mayıs2 Haziran tarihleri arasında yapılacak. Al Di Meola, Europa Galante, Swingle Singers, Fazıl Say gibi pek çok önemli sanatçının Mersinli müzikseverlere buluşacağı etkinlikte farklı kültürler Mersin’in tarihi mekanlarında ortak dil müzikle buluşacak. Piyano virtüozu ve besteci Say, sihirli parmaklarıyla müzikseverlerin kulağının pasını alacak. Dünyanın en iyi gitar ustaları arasında gösterilen ve son 25 yıldır ‘cazflamenko’ tarzıyla müzik dünyasına damgasını vurmuş Al Di Meola, dinleyicileri enstrümantal bir serüvene çıkaracak. 17. ve 18 yüzyıl Barok müziğinin en başarılı yorumcu topluluğu ‘Europa Galante’ Türk dinleyicisiyle ilk kez buluşacak. Enstüruman olarak yalnızca seslerini kullanan ünlü İngiliz Akapella topluluğu ‘Swingle Singers’ın gösterisi kaçırılmaması gereken diğer etkinlikler arasında. Ankara Devlet Opera Balesi, Bale Birimi tarafından sahnelenecek Carmina Burana bale temsili, müziği görsellikle bütünleştirecek. RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle