03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 MART 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Sevgi ne zaman biter? Hiçbir zaman.. Peki insan ne zaman biter? Artık sevmediğinde.. TURGAY FİŞEKÇİ ( İnsan üstüne sorularyanıtlar) Çizmek çığlık atmaya benzer Raymond Pettibon 1980’lerde Los Angeles’taki punk ve hardcore hareketleriyle ivmelenen müzik etkileşimine çizimleri ve görsel ALİ DENİZ malzemeleriyle katkıda bulunmuş bir sanatçı. Grunge USLU ve alternatif rock kulvarının kült grupları Black Flag ve Sonic Youth’un logo ve albüm kapağı tasarımlarıyla tanınıyor. Pettibon, anlatımlarını gerçek ve kurgu, imaj ile yazı arasına sınırlamıyor. Ona göre söylemek istedikleri olabildiğince açık. Çizimlerine metinler de ekliyor, ama yaptıkları karikatür değil. Kendi deyişiyle: “Derdi olan çizimler.” Konuları ise hayattan. Siyasete karışmaktan da çekinmiyor. Amerika’nın dış politikası ve Ortadoğu planları çizgisinden payına düşeni alıyor. Çizimleri samimi ve mesafesiz. Bazıları yorucu, düşündürücü. Dikkat gerektiyor olsa da bu muğlak görünüş yabancı değil. Pettibon’un serüveni çeyrek yüzyıl önceye dayanıyor. Yani 80’li ve 90’lı yıllara, kültürel ve politik kırılmanın dönüm noktasına… Zira hareketin ve eylemin görselleştiği bu dönem pek çok sanatçının eserlerini yönlendirdi. Peki değişimin anahtarı neydi? Pettibon kuşakların sanat anlayışının devrimden çok dönüşümle evrildiğini düşünüyor. Bu da hızlı değil yavaş işleyen bir süreç. Sosyal değişimlerin, politik iklimin ve ekonominin buna katkısı da yoğun. Punk’ın da görsel olarak kendini ifade etmesi bu sürecin sonucu. Pettibon, “Seattle, Black Flag, Raymond Pettibon muhalefeti de kendine özgü olan bir kolaj sanatçısı. Sistemin çarpıklığını çizgi roman tadındaki çizimleriyle eleştiriyor. Anlatımlarını gerçek ve kurgu, imaj ile yazı arasına sınırlamıyor. Kendi deyişiyle “derdi olan çizimler” yapıyor. O yüzden çalışmaları hayattan paylarına düşeni fazlasıyla alıyor. Sonic Youth, Nirvana, Soundgarden gibi efsane grunge topluluklarıyla sosyal açıdan güçlü mesajlar veriyordu. Onlar sesi çıkmayan bir kitleye megafon tuttular. Görsellik de onlara yoldaşlık etti. Bu bir şanstı, ama devrim değildi” diyor. katılımcılarla belirginleşebilir. Müziğe çizim yaparken de müzikten fazlasını düşünmek gerekli. Hayal etmek, ironi kurmak ve diyalektik olmazsa olmaz. Pettibon, çizimlerini hikâyeler olarak özetliyor, “Tek bir karede çok şey anlatmak ona yüklediğiniz imgelerin gücüne bağlıdır” diyor: “Çizmek çığlık atmaya benzer.” Çalışmalarının anlamlarını düşündüklerinden bağımsız görüyor. Çünkü izleyicinin düş gücüne rahat hareket imkânı vermeyi seviyor. Kural ve planların dışında çizmeyi tercih ediyor. Çizimlerinin “tesadüfi ve kurgusuz yönetilen işler” olduğu eleştirilerini alsa da, “Her şeye küfretmek ve lanet yağdırmak işinizi korumaz, kolaylaştırmaz. Benim özgürlüğüm canımın istediğini yapabiliyor olmam” diyor: “Bunu da empati kurarak yaptığınızda yarattığınız diyalogların bir parçası oluyorsunuz.” Espirisentır Sayısal ütopya Pratik bilgiler Gemiciğiniz su almaya başladıysa su alan yerlerine hacıyağı sürün faydasını görüceksiniz.. EMPATİ VE DİYALOG Evet, grunge kültürü 90’larda dünyayı sardı. Rüzgârı arkasına alan pek çok müzik grubu taşları yerinden oynattı. Punk hareketinden sonra 90’larda yükselen grunge müzik de karşı kültürün bir salvosuydu. İçinde yalnızlık kadar çaresiz bir yakarış da vardı. Pettibon da dönemin en güçlü isimleri Black Flag ve Sonic Youth’a ruhuru veren kapak ve logo tasarımları yaptı. Ona göre müzik ile çizgi arasındaki organik bir bağ var, ama bu bağ doğru zaman ve doğru Bi yerden para çıksa taaa uzaklara gidip çiçek toplıcam.. En kötü ‘on’ Barış.. Yeşil.. Felsefe.. Akıl.. Darwin.. Kültür.. Eşitlik.. Arya.. Nü.. Su.. İki hayvan 29 Mart röportajı Ne diyosun Descartes aabi?.. iki görüş TİKTAALİK ROSEAE: Bi de zıplarsam bu iş tamam.. AYI: Oha.. Bir cisim kendini iten bir cisme kendi yerini bırakınca başka bir cismin yerine geçer..O başka cisim de yine başka bir cismin yerini alır ve böylece bu süreç sonuncu cisme değin sürer..O da aynı zamanda birincisinin yerini doldurur.. Çıkar ilişkileri emekçilere zarar verir Raymond Pettibon, sistemin getirdiği tekdüzeliğin insanlar arasındaki anlayış dengesini iyice bozduğunu söylüyor. “Eğer 60’larda bir sanatçı olsaydım ve zengin olmak isteseydim bu artistik bir düşüşten fazlasını getirmezdi. Kimseyi tatmin etmenin peşinde de değilim. Bunu yaparsam işlerim ölür” diyor: “Garantili satış stillerini ve tavırlarını kullanmak ahmakça. Zaten öyle düşünseydim sanatçı değil ekonomist olurdum.” Sanatın pazardaki tüketiminden bu yüzden rahatsız. Çünkü çıkar ilişkilerinin işin gerçek emekçilerine zarar verdiğini düşünüyor. Sanatçının farklı çalışmaları da var. Düşük bütçeyle hazırladığı militan video enstalasyonlarında rahat olduğu kadar da küstah. Belki buna punk estetiği demek de mümkün. Elbette, bu tavır Pettibon için ruhsal bir mastürbasyon değil. En bilinen video enstalasyonları ise “Manson Ailesi Komünü”, “Patty Hearst’ün Kaçırılma Skandalı”, “The Weather Underground”. Pettibon, 52. Venedik Bienali’ne katıldı. Çalışmaları 2006 yılında CAC Malaga (İspanya) tarafından başlatılan ve “the Kestner Gesellschaft”a (Hannover, Almanya) kadar gezmiş olan geniş çaplı bir araştırmanın odak noktası oldu. “The Kunsthalle Wien” (Avusturya), 2006 yılında Pettibon’un 500’ü aşkın çizimini kapsayan büyük bir retrospektif hazırladı. 2008 yılında da “Museum of Contemporary Art”, Chicago’da yapılan “Sympathy for the Devil: Art and Rock” grup sergisinde yer aldı. Şimdi de Türkiye’deki ilk kişisel sergisini URA’da açtı. “Crop” isimli sergide, Pettibon’un dört filmi ile birlikte çizim, resim ve kolaj tekniklerini kapsayan kağıt üzerinde 20 çalışma sergileniyor. Hakkında çıkan katalogların, tasarladığı dergilerin, plakların ve de kitapların bulunduğu sergi için özel inşa edilmiş bir de referans odası var. Punk hareketin tanıklarından ve aktivist katılımcılarından Raymond Pettibon’un sergisi 19 Nisan’a kadar açık. Ayrıntılı Bilgi İçin: URA Mısır Apartmanı Birinci Kat. 163 İstiklal Caddesi T el : + 90 212 249 0785 www.uraproject.org/ Pet şop Misafir çizer Mustafa Bilgin Doktorunuz diyor ki Göbek,bel ve basen bölgelerinde biriken yağlardan kurtulmak için kendinizi üzmeyin.. En iyisi YAĞ GELİP YATIN... kamilmasaraci?gmail.com Deklanşörlere ‘Kavuşma’ için basılacak Yeniden Karakalem ortaklaştırmışız. Ancak şartlar zaman zaman ayrı ‘deklanşörünüze kavuşmamız için basın’ derken Defne TürkYunan Derneği, Ege’nin iki düşürmüş bizi. Silahlar çektirilmiş karşılıklı, şöyle sesleniyor: yakasını bu yıl da ‘kavuşturacak’. Bu yıl ayrılıklara sürgün edilmişiz kuşak kuşak. “Yüzlerce yıl bir arada yaşamışız. Müzik sekizincisi gerçekleştirilecek olan Defne TürkAma tarihin tekerleği sürekli yoldan çıkmaz. almışız, yemek vermişiz; geleneklerimizi, Yunan Festivali için düzenlenen lll. Fotoğraf Sonunda insandan yana döner. öyle de oluyor hayatlarımızı, gülmelerimizi, ağlamalarımızı Yarışması’nın konusu, festivalin ana temasına elbette. artık birbirimizle paralel olarak ‘Kavuşma’ olarak buluşmalarımız daha çoğalıyor, belirlendi. artık birbirimize daha çok 1216 Haziran 2009 tarihleri dokunuyoruz, artık birbirimizi arasında KavalaKapadokya daha çok dinliyoruz, artık herkes arasında yapılacak festivalle ilgili kendini bir diğerinin yerini düzenlenen fotoğraf yarışmasına koymak için daha büyük çaba katılan eserler Türkiye’de ve gösteriyor. Yalnızca insanın insana Yunanistan’da iki ayrı jüri kavuşmasıyla sınırlı değil; dansla tarafından değerlendirilecek ve iki müziğin, toprakla suyun, çocukla ülkeden fotoğrafçılar Altın Defne, oyuncağın, dünle bugünün Gümüş Defne, Bronz Defne ile kavuşmasına kadar yaşama, ödüllendirilecekler. Altın Defne dünyaya geniş bir gönül gözüyle Ödülüne layık görülen iki ülke bakmaya çağırıyoruz sizi.” fotoğrafçıları Türkiye ile Son katılım tarihi 1 Mayıs olan Yunanistan arasında yapılacak yarışmaya herkes siyahbeyaz ya festivalde Defne TürkYunan da renkli olarak en çok 5 fotoğrafla Derneği’nin onur konuğu olarak katılabilir. Yarışmacılar ağırlanacaklar. fotoğraflarını 35x50 cm Ayrılığın olduğu yerde başlar boyutunda, 300 dpi çözünürlükte, kavuşma. Araya giren yıllar, tif ve jpg formatında özlemler kavuşmayı daha bir gönderebilirler. (Defne Türkcoşkulu kılar; törene, şölene Yunan dostluk Derneği. Ortaklar dönüştürür. Defne Derneği de Geçen yıl düzenlenen ‘Su ve Işık’ konulu yarışmada Altın Defne Caddesi. Ünal Apt. No: 7/8 buradan yola çıkarak belirlemiş kazanan Yunanistan’dan Chiristina Karagianni’nin fotoğrafı. Mecidiyeköy. İstanbul) yarışmanın konusunu. Katılımcılara 2007 Ekim’inde Yüxexes Karakalem adıyla yayın hayatına atılan, geçen son üç ayda yayınına ara veren Karakalem dergisi, değişen kapak tasarımı ve görsel yapısıyla, bu kez Kırkaltı Karakalem adıyla okuruyla buluşuyor. “Dışarıda” kalmayı tercih eden her türlü sanat, edebiyat oluşumunu içine almayı hedefleyen Karakalem, kara edebiyatın, şiddetin ve karşı duruşun estetiğini yakalamaya devam edecek. Genel Yayın Yönetmenliğini Altay Öktem’in, Fotoğraf Direktörlüğünü Mehmet Turgut’un yaptığı Kırkaltı Karakalem’in Nisan 2009 sayısı, 20 Mart’ta tüm Türkiye’de piyasaya çıkacak. Kırkaltı Karakalem’in Nisan sayısında, “Batman Kara Şövalye” adlı filmi çevirdikten sonra aramızdan ayrılan Heath Ledger’ın müthiş oyunculuğu sayesinde tekrar gündeme gelen Joker karakteri, tüm yönleriyle inceleniyor. Hatta Joker, Karakalem sayesinde yeniden canlanıyor! Çünkü ünlü oyuncu Fikret Kuşkan, saatler süren kostüm ve makyaj hazırlıklarının ardından, bambaşka bir yüzle, gerçek bir Joker olarak geçti Mehmet Turgut’un objektifinin karşısına. Kanlı insanlık tarihinin kazıklı kralı Vlad Tepes, namı diğer Dracula da bu sayının kapsamlı dosyalarından biri. Eroin Güncesi adlı kitabıyla Yeraltı edebiyatımıza adını unutulmaz harflerle kazıyan ve umulmadık bir anda altın vuruşla aramızdan ayrılan Kanat Güner de, underground çevrenin yakından tanıdığı bir yazarın, Sandi’nin kalemiyle anılıyor. Bir yanı şeytani, bir yanı komik bir çizer; Bahadır Baruter, hayatını her yönüyle anlatıyor Deniz Durukan’a. Bununla da kalmıyor, inanılmaz pozlarla çıkıyor Mehmet Turgut’un karşısına. Cemal Süreya’nın ebeveyn motifine yaklaşımı kapsamlı bir biçimde incelenirken, Altay Öktem önemli Kürt şairi ve aydını Kemal Burkay’la bir söyleşi yapıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle