Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sinema VİZYON ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? Yeşim Sezgin’in yönettiği filmde Ruhi Yapıcı, Cem Kılıç, Başak Parlak, ile Cenk Tunalı rol alıyor. Oğuz, temiz kalpli, genç, üniversite mezunu ve işsiz bir delikanlıdır. Üç yıldır birlikte olduğu Naz’ın çapkın patronu Alper’in genç kıza olan ilgisinden rahatsız olur. Yaşanan bir kavganın ardından ani bir karar verip Naz ile evlenmeye niyetlenir. Ancak Naz’ın babası Cemal Bey, saplantılı bir şekilde kızını milli forma giyen birisine vermek ister. Oğuz ise sporcu olmanın yollarını arar. Başarısız denemelerin ardından tam umudunu yitirmeye başladığı anda televizyonda hiç bilmediği bir spor dalı görür: “curling”. Oğuz ve çocukluk arkadaşları curling takımı kurarak kimsenin bilmediği bu spor ile kolay yoldan Milli Sporcu olmaya karar verirler. Ancak bu hiç kolay olmayacaktır. Alper’in kurduğu karşı takım ve işin resmiyete dönüşmesinin ardından curling’çi olma fikri içinden çıkılmaz bir hal alır. Yurtdışından getirtilen curling hocası Şuşu’nun hayatlarını cehenneme çevirmesinin yanısıra Curling Turnuvası’nın resmi olarak düzenlenme kararı ile iş çığırından çıkar. James Cameron’un yönettiği ve Sam Worthington, Sigourney Weaver, Michelle Rodriguez ile Zoe Saldana’nın oynadığı Avatar, Na’vi adlı yok olmak üzere olan bir halkın yaşadığı Pandora adlı gezegende geçiyor. Yarı felçli bir savaş gazisi olan Jake Sully, kendilerine özgü dilleri ve kültürü olan Na’vi halkının arasına gönderilir. Askeri bir şirket bu gezegeni incelemek üzere AVATAR adlı bir program oluşturmuştur. Bu program ile insanlar yarı insan yarı Na’vi haline getirilir ve misyoner olarak Pandora’ya gönderilirler. Botanist Dr Grace Augustine (Sigourney Weaver) ile programa gönüllü olarak katılmış Jake’in bedenlerinin Avatar’ı yaratılacak ve böylece Jake’e de felç olmuş bedenini başka bir formda kullanma şansı verilmiş olacaktır. Na’vi halkından Prenses Neytiri ile tanışan Jake, kendisini Pandora’ya gönderen tehlikeden bu halkı savunurken bulur. ? Avatar ? Süpürr! Bir pazarlama balonu: Paranormal Activity ABD’de 15 bin dolar gibi küçük bir bütçeyle gerçekleştirilen Paranormal Activity ASLI adlı korkugerilim SELÇUK tüm zamanların gişe rekorlarını kırmaya hazırlanıyor. Sinema tarihinin en çok kazandıran filmi Blair Witch Project’in (Blair Cadısı/1999) rekorunu hedefleyen, onun gibi ucuza maledilen, onun gibi yapay belgesel havasıyla çekilen, onun gibi kurnaz bir stratejiyle planlanan Paranormal Activity tüm ilgiyi, dikkatleri üzerine çekti. Vavien, Avatar ve iyi sinema... Kara komedi “Vavien”, tüm duyguları büyük bir maharetle karıştırıyor ve ortaya nefis bir aroma çıkartıyor. Şüphesiz yılın en iyi filmlerinden biri ve mutlaka herkes ALPER izlemeli... Dünyanın en çok beklediği TURGUT yapım olan “Avatar” ise beyazperdeyi teknolojinin doruk noktasıyla buluşturan üç boyutlu bir sinema şöleni... Bu görsel mucizeden kaçılmaz. Taylan Biraderler (Yağmur ve Durul Taylan), bu son filmleriyle, resmen kara mizah sevdalısı Coen Kardeşler’e (Joel ve Ethan Coen) nazire yapıyorlar. İyi ve kötü arasında savrulan sıradan bir adamın trajikomik öyküsünü, yetenekli aktör Engin Günaydın kaleme aldı. Tokat’ın Erbaa ilçesinde çekilen filmin görüntü yönetmenliğini Gökhan Tiryaki üstlendi. Müzikler, Attila Özdemiroğlu’na ait. Vavien’in başrollerini Engin Günaydın, Binnur Kaya ve Settar Tanrıöğen sırtlıyorlar. Ercan Kesal, İlker Aksum, Serra Yılmaz ise yardımcı rollerdeler. Oyuncuların hemen hepsi muhteşem bir iş çıkartmışlar, özellikle Günaydın, Kaya, Tanrıöğen ve Aksum, adeta büyülüyorlar. İyi oyunculuğun ve oyuncu yönetiminin ne denli önemli olduğunun bariz bir örneği bu film... Kendilerini iki dizide oynayıp aktör ve aktris sananlar ile oyuncularını zapt edemeyen yönetmen adaylarına duyurulur. Vavien, Ocak ayında gösterime girecek olan Reha Erdem’in “Kosmos”undan sonra bu yıl izlediğim en iyi ikinci film. Sade bir dil, kurgu ustalığı, etkileyici bir metin, üstün oyuncu performansı, ince bir işçilik... Neredeyse eksiksiz bir yapım bu... Kati suretle sulandırmıyor, her duyguyu dozunda veriyor. Sizi başından itibaren kavrıyor, sarıp sarmalıyor ve güzel bir finalle uğurluyor. 2009 yılının, Türk Sineması adına bereketli geçtiğini söylemek mümkün değil. Film sayısının rekor seviyede artması sinemaseverleri yanıltmasın. Gişede çakılan çakılana ve birçoğu gerçekten filmden ziyade her şeye benziyor. Umarım Vavien, 2010’da sinemamızın kaliteli işlere yöneleceğine dair bir muştudur. Elektrikçi Celal, eşi ve oğluyla bedbaht bir yaşam süren, cimri ve içten pazarlıklı bir adamdır. Karısı Sevilay’dan kurtulma hayalleri kuran Celal, düşüncelerini eyleme dökmenin yollarını aramaktadır. Cemal ile ortak oldukları elektrikçi dükkânı da kötü durumdadır, bahtsız ikilinin, uçan kuşa borcu vardır. Celal ile Cemal dünya dertlerinden kurtulmak için arada bir Samsun’a pavyona giderler. Bizim Celal, uslu durmaz ve belayı davet eder. O, küçük ölçekte bir kabadayı tarafından kollanan pavyon şarkıcı Sibel Ceylan’a abayı yakmıştır. Sevilay, tam 15 yıldır, Almanya’da yaşayan babasının gönderdiği paraları biriktirmektedir. Ama bizim uyanık Celal, kendinden habersiz 75 bin avroluk servet oluşturan karasının zulasını patlatır. Sözüm ona Sevilay’ın ölümüyle hem paraya hem de Sibel Ceylan’a kavuşacaktır. Ancak hayatın da Celal’e sürprizleri vardır. “Başka Dilde Aşk”ın aslında yegâne problemi, yola çıktığı basit ve öz öyküsünden ilerleyen dakikalardavazgeçip, içine ekstra konu yükleme merakından kaynaklanıyor. Yoksa filmin seyir keyfi hayli yüksek, özellikle yönetmen İlksen Başarır ile birlikte senaryoya da imza atan Mert Fırat’ın oyunculuğu harika... Filmde, Mert Fırat dışında başrolü omuzlayan diğer isimler ise Saadet Işıl Aksoy, Emre Karayel ve Lale Mansur... Bursa İpek Yolu Film Festivali’nde en iyi kadın ödülünü almış olsa da Aksoy’un performansı, Fırat’ın yakınından bile geçemiyor. İlk filmlerini çeken yönetmenler, genellikle bu şans bana bir daha gülmez gibi bir gerekçeyle eteklerindeki tüm taşları dökmeye çabalıyorlar. Ama olmuyor, tıkıştırılmış 90 dakika, en başta sinema zevkini öldürüyor. Elinizdeki malzeme güzel... Aşkın mâni tanımadığını anlatın işte, işitme engelli bir delikanlı ile genç ve afet muadili bir kadının, hikâyesine yoğunlaştırın bizleri... Hadi, sevdiği katledilince evden çıkmaya korkan adamı da ana metne eklediniz. Mevzudan hafif saptırsa dahi, bunu gayet şık bulduğumu söyleyebilirim. Peki, sorarım sizlere, niye çağrı merkezi çalışanlarının, yapay duran mücadelesini ve inandırıcılıktan uzak eylem görüntülerini de araya katıyorsunuz? Başka Dilde Aşk, çekilen bunca yerli işi kötü filmden kat be kat iyi olmasına karşın ne yazık ki; elindeki fırsatı doğru dürüst değerlendiremiyor. Umarım İlksen Başarır, bunu ikinci filminde başarır. Başka Dilde Aşk Oren Peli adında tanınmamış genç bir sinemacı 2006’da Blair Cadısı benzeri bir korku filmi yapmayı tasarlar. Filmin öyküsü bir perili ev öyküsüdür, gece gündüz evlerinde kötü ruhlar tarafından rahatsız edilen bir çiftin yaşadıklarını anlatır. Amansız ruhlar genç çifti 24 saat sürekli tedirgin ederler. Peli, filmini bir haftada kendi evinde çeker. Yüksek bütçeli bir Hollywood yapımının ancak mutfak giderlerine yetebilecek olan 15 bin dolarlık film, ABD’deki tüm festivalleri gezdikten sonra halkın ve Steven Spielberg’in stüdyosu DreamWorks’un dikkatini çeker. DreamWorks, Amerikan kampuslerında gizlice gösterilen, tüm öğrencilerin ilgi odağına dönüşen bu filmle yakından ilgilenir. Filmi evinde izledikten sonra banyo kapısının içeriden kilitlendiğini ayrımsayan, filmin perili olduğuna inanan Spielberg’in ülkeye yayılan dedikodusu filmi aniden medyanın ana haberi yapar. Hatta Spielberg’in filmin haklarını satın alıp kendine göre bir yeniden çevrim yapmak istediği ama Peli’nin buna razı olmadığı söylentileri de çevreye yayılır. Filmi kendi şirketi DreamWorks aracılığıyla pazarlamak istemeyen Spielberg projeyi ortağı olduğu Paramount’a havale eder. Kasım 2008’de ülkenin en büyük pazarı Amerikan Film Pazarı’nda IM Global Paranormal Activity’iyi dünya dağıtımcılarına satar. Satıştan önce özel bir gösterim düzenleyen IM Global salonu alıcılar ve öğrencilerle doldurur. Film 48 saat içerisinde 50 ülkeye satılır. Bu kez de Wild Bunch şirketinin filmin Almanya ve Fransa gösterim hakları için 500 bin dolar ödediği söylentisi ortalıkta dolaşır. Devam filminin dünya haklarını satın alan Paramount akıllı bir pazarlama kampanyasıyla paranormalmovie.com adlı internet sitesinde olası izleyicilere yönelik kapsamlı bir anket başlatır. Bu girişim aslında Paramount gibi büyük bir stüdyonun yapmaması gereken yasa dışı bir işlemdir. “Sizin oylarınızla, katkınızla film ancak ulusal sinemalarda gösterilebilecek” diyen site iletişim kuranlara filmin yazgısı sizin ellerinizde duygusunu yaratır. İzleyicinin katkısıyla 25 Eylül 2009’da bir avuç sinemada gece yarısı seansında geçen filmin yazgısı aniden değişiverir. Filmin gişe getirisini öngören Paramount, Martin Scorsese’nin Shutter Island’ının (Zindan Adası) çıkışını 2010’un başına erteler, Paranormal Activity’nin gösterimini 2009’a çeker. Internet kanalıyla filmin kentlerindeki, kasabalarındaki sinema salonlarında oynatılmasını isteyen izleyiciler sayesinde Paranormal Activity 12 salondan 33 salona geçer, sonrada 100 salonda birden gösterime girer. Ekim ortasında film aynı anda 1945 salonda gösterimdedir. Beşinci haftasında Cadılar Bayramı’nın arifesinde vizyona giren Saw 6’le (Testere 6) at başı gider. Bir süre sonra Testere 6’yı geride bırakıp listenin tepesine oturur. Gişe getirisi 107 milyon dolara ulaşan Paranormal Activity tüm zamanların izleyici rekorunu kıran Blair Cadısı’nın rekoruna gözünü dikmiş durumda. Yirmi beş bin dolara gerçekleştirilen Blair Cadısı, ABD’de 148 milyon, tüm dünyada ise 250 milyon dolar hasılat yapmıştı. On beş bin dolara malolan Paranormal Activity’nin ulusal getirisi 107 milyon doları aştı. Uluslararası veriler filmin sürpriz başarısının her ülkede aynı olacağını gösteriyor. İspanya, Rusya ve Asya ülkeleri filmin kendi dillerinde yeniden çevirimlerini düşünmeye başladılar bile. Paranormal Activity 2’nin dünya haklarını alan Paramount büyük kazancının sarhoşluğu içinde. İlkinden değişik bir internet pazarlama kampanyası yapmayı planlıyor. Tüm dünyada büyük yankılar uyandıran Paranormal Activity 15 Ocak 2010’da ülkemizde gösterime giriyor. Dabbe, Dabbe 2, Musallat, Araf gibi yerli örneklerle tanışan izleyicimizin Paranormal Activity’iye göstereceği ilgi gerçekten ayrı bir merak konusu. Gişe rekoruna doğru Gelelim yılın en çok beklenilen filmine... Dünyanın en çok gişe geliri getiren (1,8 milyar dolar) filmi Titanic’i çeken James Cameron, Avatar ile dünyanın en pahalı yapımına da (maliyet 400 milyon doları aştı) imza attı. Yıldız Savaşları ve Yüzüklerin Efendisi gibi üstün nitelikli bir senaryoya sahip olmasa da 162 dakikalık Avatar, yılın kuşkusuz en büyük görsel şöleni... Bilimkurgu formatında destansı bir anlatı bu... Üstelik tepeden tırnağa çevreci... İstilacılar ve işgalcilere dair söyleyecekleri de var. Üç boyutlu bu güzelim masal, bizleri vahşi insanoğlu yerine, Pandora gezegeninin ruhuna tapınan Na’vilere yakınlaştırıyor. Belden aşağısı felç olan eski onbaşı Jake Sully, Avatar projesiyle bir Na’viye dönüşür ve Neytiri adındaki dişi bir Na’vi ile aşkı yakalar. Dünyayı çölleştiren insanlar, büyük bir cangılı andıran Pandora’ya da göz dikmişlerdir. Üstün teknoloji sahibi insanlar ve Kızılderililere benzeşen Na’vilerin savaşı başlamak üzeredir. alperturgut@cumhuriyet.com.tr Vavien Avatar VİZYON ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? A. Taner Elhan’ın yönettiği filmin başrollerini Halit Ergenç, Cansu Dere, Songül Öden ile Ezgi Asaroğlu paylaşıyor. Eskişehir’de bir üniversitede edebiyat öğretmenliği yapmakta olan Orhan, evlenmeyi planladığı Ayşe’yle beklenmedik bir anda yollarını ayırıp İstanbul’a gelir ve Oya ile tanışır. Fotoğrafçılık yapan Oya ile belki de hayatının en mutlu günlerini geçirirken daha evliklerinin ilk günlerinde yaşadıkları kötü olaylar ile birlikte kendini zor bir aşk üçgeninin ortasında bulur. Bir yandan da yeni tanıştığı öğrencisi Seda, Orhan’ı çıkılması güç bir yola sürüklemektedir. Üç kadın arasında kalan ve hayatı alt üst olan Orhan’ı zor günler bekler. ? Acı Aşk C MY B C MY B