19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kamilmasaraci?gmail.com 19 ARALIK 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Fena halde Londra’ya benzeyen Kalabalık bir kentmiş Cehennem. Oysa küçük bir Venedik’ti Krepen Pasajı Tedavülden kaldırılmadan önce Hileyle ve cebren. CEVAT ÇAPAN Toprak ve ateş bir arada Bize geçmişte ne olduğumuzu hatırlatıyor Yoğururken nelerden esinlendiniz? İnceleyip araştırdıkça yavaş yavaş toprağı bizim gibi yoğurmuş ustaların dünyasına girmeye başladık. Biraz onlar gibi düşünebilir hale gelince artık kendiliğinden oldu her şey. Hiç zorlamadık, “Olduğu kadar” dedik hep. Bazen o yarı karanlık mağaranın bir köşesinde çalışırken buluyor kendini insan. Kimi zaman toprakla uğraşmaya ne yapacağımızı bilmeden başladık ve hiç ummadığımız kadar ilginç şeylerle bitirdik. Sanki genetik kodumuzda yazılmış gibiydi. Şimdilik bizi birikim ve iç güdülerimiz yönetiyor... Yaptığınız pişmiş topraklar geçmişle bugünü birleştiriyor. Biraz bundan bahseder misiniz? Bu sergi sadece pişmiş toprak, yani geçmiş... Sergideki bazı eserler, yaptığımız işlerin gelecekte ne kılığa gireceği konusunda ip uçları veriyor. Acelemiz yok. Eski ustaların, işlerini satmak gibi ya da mübadele etmek gibi istekleri vardı. Bu nokta geçmişle bizim yaptıklarımızı birleştiriyor. İnsanlar bizim yaptıklarımızı alıp, evlerine taşıyacaklar. Ne yazık ki , bugün her şeyi para ile satın alıyoruz. Oysa keşke tavuk, tahıl ya da elle sıkılmış zeytin yağıyla değişebilsek. Keşke bu idollerin bizi hastalıklardan koruyacağına inanabilecek kadar saf olsak. Şimdilik yaptığımız işler geçmişte ne olduğumuzu hatırlatıyor. Bize bu toprakların kan dökülmeden önceki halini hatırlatıyor. Bundan sonrası için ne gibi planlarınız var? Toprakla uğraşmaya devam mı? Toprakla uğraşmaya devam, çünkü daha henüz başladık. Hem öğrenecek, hem de yapacak birçok şeyimiz var hâlâ. Geçmişi ve günümüzü bir araya getirecek kullanılabilir objeler, aletler üreteceğiz. Geçmişten bize gelen bu ışığı ileriye taşıyıp genç insanların ellerine teslim edeceğiz. Daha mutlu, sade bir dünyanın ürünlerini paylaşmak isteyecekler. Kısaca bu yaşadıklarımız bizi elli yaşımızdan sonra tazeledi. Bu enerjiyi taşımak ve yansıtmak istiyoruz. Ellerimiz parçalansa bile toprakla uğraşmaya tüm insanlar özgür oluncaya kadar devam edeceğiz ve hepimiz de bu yolda devam etmeliyiz. Zerrin ve Ahmet Erülgen uzun yıllar grafik, fotoğraf, film ve tasarımla ilgilendikten sonra kendilerini toprağa, çamura vermişler. Elleriyle şekillendirdikleri, sonra ateşte pişirerek ŞİRİN son halini verdikleri çömlekler ve objeler yeni bir yol açmış yaşamda. Hiç GÜVEN onlara tereddüt etmeden takılmışlar peşine ‘toprak’ ve ‘ateş’in... Ne de olsa artık eskisi gibi koşuşturmak ve bir yerlere yetişmek zorunda hissetmiyorlar kendilerini. “Daha yapacak çok şeyimiz var ama acelemiz yok” diyorlar ve zorlamıyorlar hiçbir şeyi. Akıllarında neden ve niçin yok artık. Onlar birikim ve iç güdüleriyle, yalın ve ifadesiz toprağı şekillendiriyorlar sadece. Daha temiz bir dünya adına... İkilinin 9 Ocak’ta Ürün Sanat Galerisi’nde açılacak ve 4 Şubat’a kadar sürecek ‘Pişmiş Toprak’ adlı sergi öncesi Zerrin Erülgen, sorularımızı yanıtladı. Uzun yıllar başka şeylerle ilgilendikten sonra toprakla, çamurla uğraşmaya nasıl başladınız? Para kazanmak amacıyla birçok işin içinde kaybolmuştuk. Ahmet, bir ‘bypass’ ameliyatı geçirince ikimiz de durduk ve yapacak çok güzel şeyler olduğunu fark ettik. Bilgimiz, tecrübemiz ve gördüklerimiz bize her şeyi yapabilme imkanı veriyor. Telaşa mahal yok... Üç yıl önce İznikli sevgili arkadaşlarımız seramik sanatçısı Nursan ve Adilcan bizi toprağı hatırlamamız konusunda teşvik etti. Böylece toprakla neler yapabileceğimizi yeniden keşfetmemize neden oldular. Bir başladık, sonra baktık elimizi alamıyoruz. Espirisentır Sade, temiz ve basit “Pişmiş Toprak” isimli sergiyi açmaya sizi ne itti? Kendisinin haberi yok ama Gönül Paksoy’un özel koleksiyonundan düzenlediği “Anadolu’da Pişen Toprak” sergisi bizim ufkumuzu açtı. Sergiyi gördükten sonra sanat eseri sayılabilecek düzeyde ev eşyasının arasında bulduk kendimizi. Bizim yaptıklarımız seramik değil “pişmiş toprak”. Yani güveç gibi, ilk çağlardaki pişirilmiş toprak gibi... Anadolu da yaşamış, neolitik dönem insanları gibi yaptık. Torna kullanmadan, elle sıkıştırarak yaptık, perdahladık ve düşük ısıda pişirdik. Bize göre her şey çok sade, temiz ve basit oldu. Sonra bunun adı sadece ‘pişmiş toprak’ olur dedik ve serginin adı “Pişmiş Toprak” oldu. Doktorunuz diyor ki Ne o göbek lan.. rakı göbeği mi.. ayıp ayıp.. insan bi haber verir dimi?! Sahibinin sesi Bir kitabı ilk kez okuyunca, bir dost tanımış olursun; ikinci kez okursan, eski bir dostla karşılaşırsın. Çocuklarla sarhoşlar doğruyu söyler. En iyi dinlenecek adam,en sessiz olanıdır. Pet şop Maskeli balo Haksız mıyım? Yerinde olsam ben de aynı şeyi yapardım.. Misafir çizer: Ali Fuat Süer Off the record Domuz gribinin dünya ekonomisine maliyetinin 4.4 trilyon dolar olucağı açıklanmış.. Hapşırandan vergi alınsın.. Ahali hali Önüne baksana ayı.. Oha.. Çüş.. Babandır.. Hak tuu.. Buna da şükür.. Topus Bugünkü puan, yarınki olden iyidir. Ekonomi politik İnsanlar nasıl ‘yön’ değiştirir? Pusulasını satar.. Disney Live’dan Mickey’nin Masal Dünyası Her çocuğun hayalini süsleyen Mickey Mouse ve arkadaşları çok yakında Türkiye’de. Dünyaca ünlü Disney Live “Mickey’nin Masal Dünyası” müzikali, 20 Ocak14 Şubat tarihleri arasında Türk Telekom’un çocuklar için geliştirdiği TTÇocuk portalının sponsorluğu ile İstanbul Çocuk Tiyatrosu (ICT) tarafından seyirci ile buluşacak. Gösteri Feld Entertainment tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde sahnelenecek. Tüm dünyada büyük beğeni toplayan gösteride; Mickey Mouse, Minnie Mouse, Donald Duck ve Goofy’nin sunumuyla, “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”, “Sindirella”, “Güzel ve Çirkin” masalları, muhteşem müzikler eşliğinde sahnede canlandırılacak. Gösteri, Mickey, Minnie, Donald ve Goofy’nin, Mickey’nin evinin tavan arasında saklı sihirli bir hikaye kitabını bulmasıyla başlar. Dört arkadaş merakla sayfaları çevirir ve Pamuk Prenses’i gerçek aşkını ararken, Sindirella’yı büyük baloya hazırlanırken ve Güzel ve Çirkin’deki Bella’yı en beklenmedik yerde mutluluğu ararken bulurlar. Bu yolculukta, seyirciler de, masallardaki ipuçlarını arayarak ve şarkılara eşlik ederek eğlenceye katılırlar. Gösteriyi sunan Mickey ve arkadaşları için sihirli hikaye kitabı, inanılmaz maceraların kaynağı olur. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle