19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ekmek yok, 2 pamuk tohumu Biraz tuz, biraz biber 19 ARALIK 2009 CUMARTESİ ABD’li bilim adamları açlığa çareyi buldu! Yalnızca ineklerin tüketebildiği pamuk tohumunu gen teknolojisi kullanarak zehrinden arındırdılar. Yüzde 1 oranında zehirli tohumlardan ekmek, pasta ve diğer gıda maddeleri yapılacak. GDO’nun zararları ise görmezden geliniyor. yiyin çokça ustalık başlıyor. Tulumun en iyisi Erzincan’da diye biliriz çoğumuz ama Çorum tulumunun lezzeti de tatmaya değer. Sonrasında yine soğuk başlangıç olarak Ege usulü yaprak sarma ve patlıcan dolma ve havyarlı rezene geliyor. Taze rezene kökünü zeytinyağlı bir yemeği olarak tanımlayabileceğimiz bu mezeyi tatmanız mümkün. Ara sıcaklarla Meyyali’de doymak gerçekten mümkün. Muhsin Usta’nın Edirne’de yiyeceğiniz ciğer tavadan bile daha Edirneli olarak tarif ettiği ciğer tava, ciğersevenler için harika. Anadolu yarması ve deniz ürünleri ile buğday pilavı ise arasıcakların mükemmeli. Keşkekle risotto arası bir tat düşünün. Risottoyu neden Muhsin Ertürk Fotoğraf: OĞUZ YILDIZ METE KIZIK Pamuk insanlık tarihinin en eski kültür bitkilerinden biri. Tüylerinden giysiler yapılıyor, ilkyardımda kullanılıyor. Dünyada 20082009 sezonunda 24,5 milyon ton pamuk elde edildi. Bir kilo pamuk için 1,6 kg tohum gerekli. GDO’lu pamuk üreten Çin, şu anda dünya lideri. Tohumlar ise bu alanda dünya tekeli olan ABD’li Monsanto’dan. Bir kilo GDO’lu pamuk tohumu yaklaşık iki dolar. Fiyatı geleneksel tarım tohumundan beş kat daha fazla. Ancak yüzde 30 daha fazla ürün elde edildiği, diğer yabancı bitki ve böcekleri yok ettiği için tercih ediliyor. Kısa vadede avantaj sağlanıyor. Ancak; toprak ve üretici; bu şirkete köle yapılıyor. Toprak zehirleniyor ve başka tohum, ilaç kabul etmiyor. Biyolojik çeşitlilik azaltılıyor üstelik karbondioksit salınımı çoğalıyor. Pamuk tohumu yağ bakımından soya gibi zengin. İçeriğinde yüzde 21 yağ, 23 oranında da yüksek değerde protein bulunuyor. Ancak gossypol nedeniyle zehirleyici. Bu nedenle pamuk tohumu yem olarak sadece ineklerde kullanılıyor. Çünkü ineklerin sindirim sistemi gossypolu yok edebiliyor. Oysa diğer hayvanlar ve insanlarda kalb ve böbrek hastalığına yol açıyor. Bu yemden beslenen tavuklar ise bir hafta içinde ölüyor. Günümüze kadar sadece inek yemi olarak tüketilen pamuk tohumları yakında, insanların midesine uygun hale getirildiği için kullanılmaya başlanacak. Üstelik açlık da yok edilmiş olacak. Nasıl mı? Kukla tiyatrosu Batı medyasında neredeyse tek satır bile karşı duruşun yer almadığı, övgüler dizilen bu yeni gelişmeyle ilgili eleştirisel bakış sadece radikal çevreci örgülerin web sitelerinde yer bulabiliyor. İşte bunlardan Global 2000 örgütünün gen teknolojisi uzmanı Werner Müller’in değerlendirmesi: “Açlığın hüküm sürdüğü ülkelerde insanlar, GDO’lu ürünlerin yol açtığı hastalıklara ve zehir artıklarına karşı mücadele etmek zorunda kalıyor. GDO’dan para kazanan şirketler, sağlığını yitirenler ise yoksul halk oluyor.” BM İnsan Hakları Komisyonu Gıda Hakkı Raportörü Jean Ziegler’in görüşleri de şöyle: “GDO’lu şirketlerin zarar ettiklerini gördünüz mü hiç? Siz GDO’lu tarımdan uzun sürede kazanan, zenginleşen bir çifçi gördünüz mü? Hindistan’da GDO’lu tohuma dayalı çifçi intiharları 30 bini bulmadı mı? Açlık nedeniyle insanlar ölmüyor, aksine öldürülüyor. Açlığa çare olacağı iddia edilen GDO’lu ürünler, insanları ve doğayı öldürüyor. Kazanan sadece şirketler oluyor.” İstinye sırtlarında, 10 bin metre karelik doğal bir alan üzerinde kurulu olan Meyyali, bu kış değiştirdiği konseptiyle damağına SİNEM düşkünler için güzel bir DÖNMEZ seçenek olacak. Türkiye’nin yedi bölgesinden, unutulan ya da hiç duyulmamış yerel tatlarını sunuyor konuklarına Meyyali. Osmanlı Saray Mutfağı’nı da, Anadolu’nun lezzetlerini de, Selçuklu’yu da katıyor işin içine. Ortaya da tam bir Türk mutfağı mönüsü çıkıyor. Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün karşısında yer alan Meyyali’de karşınızda boğaz, yüzünüzde şömine ateşi kendinizi Türk lezzetlerine bırakabilirsiniz. Sahibi Cevat Turan’ın özellikle uygun fiyatlarını vurguladığı Meyyali, kış olduğu kadar yazın da bahçesindeki kameriyeleriyle keyifli olacak. İstinye’deki Meyyali konuklarına Türkiye’nin yedi bölgesinden yerel tatlar sunuyor. Çorum tulumu, havyarlı rezene, buğday pilavı bunlardan birkaçı. Bir hafta sonu kaçamağıyla kendinizi Boğaz manzarasına ve şömine ateşine bırakabilirsiniz. Yemeklerin sunumları da iştah kabartıyor. pirinçle yapıyoruz diye düşündüren bir yemek. Kastamonu bölgesine ait el yapımı erişteden cevizli yayımda da keş kullanılmış. Keşi anlatırken “Anadolu Kadınları’nın kokusunu alırsınız” diyor Muhsin Usta. Ana yemekler arasından Meyyali’nin spesiyaliteleri geliyor sırayla. Önce patlıcanlı Doruk Kebabı, sonrasında Osmanlı Saray Mutfağı’ndan erik soslu kuzu incik. Muhsin Usta’nın etleri pişirirken hiç baharat kullanmayışı da ilgimizi çekiyor, soruyoruz, “et et gibi olmalıdır, et gibi pişmelidir, başka bir baharata gerek yok, eti tattığınızda damağınıza başka bir tat gelmemeli” diyor. Nitekim Doruk Kebabı’nda da, Kuzu İncik’te de et yediğinizi anlıyorsunuz. Tatlı mönüsü de bir hayli geniş Meyyali’nin. Rumeli mutfağından kaymaçina, Aydın yöresinden incirli hurma telemesi, Adapazarı yöresinden çerkez kabağı, Osmanlı mutfağından samsa tatlısı başı çekenlerden. Özel tatlar Yerel etik değerler ABD’li bilim adamlarının bu yeni buluşunu “beyaz adam” ve medyası, Afrika’daki açlığa çözüm olarak görüyor. Teksas A&M Üniversitesi öğretim üyelerinden Meerti Rathore’nin açıklamasına göre “çok fazla sayıda yoksul insan var. Geliştirilen yöntem açlığa karşı güzel bir kaynak.” Bilim adamları tohumdaki gossypolu arındırdıklarını belirtiyorlar. Tohumun içinde bulunan yüzde 1,5’luk Gossypol, yüzde 99 oranında düşürülmüş durumda. Üstelik bu zehiri yok edilmiş yeni ürün tohumlarından; ekmek, kek ve diğer gıda maddeleri de üretilebilecek. Çünkü; tohum, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve ABD Gıda Kontrol Dairesi (FDA) gıda yasalarına uygun duruma getirilmiş durumda. Geriye sadece yerel etiksel değerler kalıyormuş... Bu buluşla ilgili yapılan reklamlara göre dünyada her yıl elde edilen 44 milyon ton pamuk karşılığında dokuz milyon ton protein elde sağlanabilir. Bu da 500 milyon insanın günlük protein gereksinimini (50gr) karşılayacak oran demek. WHO kıstaslarına göre gıda maddelerinde bulunması gereken milyonda bir gramın çok altında. Dünyamızda 200809 yılları arasında 24,5 milyon ton pamuk elde edildi. Ancak zehirsiz içeriğinin ABD’li uzmanlarca açlığa karşı pratik çözüm olacağı öne sürülüyor. Bu buluşun “yeşil gen teknik” yanlılarınca savunulması şöyle: “Yapılan müdahele ile gossypolun gelişimi, daha tohum halindeyken engelleniyor. Böylece diğer hücrelere dokunulmadığından bitkinin özü de korunmuş oluyor.” Meyyali’nin ustası Muhsin Ertürk, Meyyali’nin başarısında büyük payı olan insanlardan. Mutfağa girip biraz sohbet ettiğinizde işine olan aşkı belli oluyor zaten. Gününün büyük kısmını mutfakta, geri kalanını da internette yeni Türk lezzetleri araştırarak geçiriyor. “Biraz tuz, biraz biber biraz da ustalık” diye özetliyor yaptıklarını. Yaptığı her yemeğin içindeki malzemelerin gerçekten yöresinden edinilmesi konusunda oldukça hassas Muhsin Usta, keşi Kastamonu’dan, tulumu Çorum’dan ciğeri Edirne’den getirtiyor. Aslen Tokatlı olan Muhsin Usta, yaza özel olarak da Tokat kebabı yapıyor, biz tadamamış olsak da, yaz gelip de patlıcan ve süt kuzusunun mevsimi geldiğinde ilk tadına bakılacaklar listemize alıyoruz. Meyyali’nin dekorasyonu da değişmiş yemekleriyle birlikte. Daha modern ama yine Türk unsurlarını barındıran, hoş, ferah bir salonu var. Yemeklerin lezzetlerinden önce sunumları iştah kabartıyor. Sunumları iştah kabartıyor dediysek kendilerinin lezzetsiz olduğundan değil elbet. Biz en iyisi Meyyali’nin özel tatlarına gelelim. Yemeğimiz, Çorum kargı tulumu ve tereyağı ve de Meyyali’nin sıcak ekmekleriyle Danışıklı dövüş Şirketler bilimi yönetiyor. Dünyada GDO alanında en büyük şirket Monsanto. Şirket her yıl kazançlarını neredeyse katlayarak büyütüyor. Hisseleri en fazla kazanç getiren kağıtlar arasında. Bu şirketin kolları gezegenimizin her yerinde, lobi grupları ve yöneticileriyle sıkı fıkı ilişkileri var. ABD’de bu şirket yöneticileri sıkça devlet yönetimine transfer oluyor, tersi durum da sıkça yaşanıyor. Monsanto ve İngiliz Labour Parti’nin reklamını, PR Ajansı yapıyor. Partinin üst tabakasının gen teknolojisiyle yatırımları sıkça basında yer alıyor. Almanya’da Tüketicileri Koruma ve Gıda Sağlığı Dairesinin Gen Teknolojisi İzin Bölümü’nün iki üst yöneticisi, Monsanto şirketinin reklam filminde rol alıp gen teknolojisini övüyorlar. Çok sayıda üniversite Monsanto’dan mali destek alıyor. Bu sayede gen teknolojisi için gerekli olan araştırmalar ve bilim adamı, yeni teknikler profesörler ve öğrenciler üzerinden de yürütülüyor. Pamuk tohumundaki bu yeni durum Teksas A&M Üniversitesi üzerinden gerçekleştiriliyor. Kendi çıkar ağları içindeki dünya medyasında da bu durum olumlu yansıtılıyor. Açlığın parasal, iklimsel, talihsizlik sonucu olduğu işlenip şirketlerinin bu felaketi kaldırmak istediği yönünde kanı oluşturulmak isteniyor. Oysa insanlarının açlığa karşı pamuk tohumu değil, sömürüsüz, savaşsız ve adaletli bir düzene ihtiyaçları var. [email protected] İstanbul’da bir Rum tavernası Yunan salatası, taze enginar Lipsi’nin mönüsü fiks. Midyeli lahana dolması, fava, zencefilli levrek, hamsi sevişe, deniz mahsullü orzo, arpa şehriyeli risottoya benzeyen deniz mahsullü orzo, Yunan salatası, ıspanaklı ve peynirli börek, taze enginar kalbi gibi geniş bir başlangıç mönüsünden sonra, ana yemek seçiliyor. Et, balık ya da köri soslu karidesli makarna tercih edebiliyorsunuz. Sakızlı muhallebi ya da çikolatalı sufleyle de yemeğinizi bitiriyorsunuz. Bu arada fiks mönünün fiyatı içki hariç 75 Lira. Lipsi’nin işletmecisi Ayşegül İlsever taverna kültürünü Nişantaşı’na taşımış. Yunanlı müzisyen Gallis de grubuyla müzik yapıyor. Nişantaşı’nın ortasında bir Rum tavernası. Hem de en gerçeğinden. Lipsi, mavi sandalyeleri, kareli örtüleri, sirtakisi ve Rum mezeleriyle Nişantaşı’nın alışıldık eğlencesine alternatif bir mekân. Hem ferah ve şirin bir dekorasyonda oturayım, hem Rum mezelerinin tadına bakayım, Yunan müzikleri dinleyeyim, üzerine de çıkayım sirtaki yapayım diyenlere Lipsi bire bir. Yunanistan’dan gelen konukların bile Yunanistan’da böyle bir yer yok dediği Lipsi’nin işletmecisi Ayşegül İlsever’le, Lipsi’yi konuştuk. Reina’da işlettikleri Michelin yıldızlı restoran Varoulko’nun hem Türk hem de Yunan konuklar tarafından çok beğenilmesiyle bu lezzeti Nişantaşı’na taşımaya karar veren Ayşegül İlsever, “madem bu kadar iç içeyiz Yunanlılarla niçin yeni bir konsept yaratmıyoruz Nişantaşı’nda?” diye düşünmüş. İki yakanın mutfakları konusunda uzmanlaşan aşçı kadrosunu ve taverna eğlencesini bir araya getirmiş. Taverna kültürünü İstanbul’un farklı bir yerine taşıma kararını Niş’in yeri için uygun görmüşler. Yemeklere, konsepte ve dekorasyona karar verilmiş ve Lipsi açılmış. İsmini de Yunanistan’ın minik bir adasından almış Lipsi. Her iki tarafın da mutfaklarının birleşimi olarak tarif ediyor İlsever Lipsi’nin mönüsünü. Mevsimsel olarak değişen bir mönüsü var. Balık mevsimine göre değişiyor, ancak tabii ki hiç değişmeyen mezeler de var. Asıl eğlence hafta içi Diyelim bir gece Lipsi’de eğlendiniz, sirtaki yapanları görünce imrendiniz, kalkıp da dans edemediniz, bunun da çaresini buluyorlar. İki yıldır cumartesileri Bahattin ve Nurşen Bayburan sirtaki dersi veriyor Lipsi’de. İlk dersi Lipsi hediye ediyor, devam etmek isteyenler onların kurslarına kayıt oluyor. Çok da talep olduğunu söylüyor İlsever. Lipsi’nin asıl eğlencesi haftaiçi desek yalan olmaz. Lipsi’de salı, çarşamba ve perşembe günleri, Yunanlı müzisyen Gallis grubu ile birlikte canlı müzik yapıyor. Yunanistan doğumlu müzisyen Gallis, 17 yıl gibi uzun bir süredir Türkiye’de yaşıyor. Lipsi’de de Repetiko, Layka, Elafrolayka ve Nisyotika gibi tarzları meraklısıyla buluşturuyor. Cuma cumartesi Lipsi’nin konseptine uygun Yunancalar Türkçeler, eski Türkçeleri harmanlayarak müzik yapılıyor. hafta?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk, Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım, Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64, Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya, Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı, Tel: 0 212 251 98 7475, 0 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Lipsi, mavi sandalyeleri ve Rum mezeleriyle tam bir Rum tavernası.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle