18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kamilmasaraci?gmail.com 7 KASIM 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Ekşi nedir bildi mi hiç limon ağacı? ? Açar mı birbirine sırlarını siste Dargın ağaçları ormanın? ? Kum dilinde mi, buz dilinde mi yazılı Son soluk alma tarihi Dünya’nın? ? Uçamayan düşleri olmasın kuşların İplere dizilmiş mandallar? ERDAL ALOVA (Sfenks’in Doksan Dokuz Sorusu’ndan) Sayısalsentır Yıllarını Allianoi Antik Kenti’ne adayan Doç. Dr. Ahmet Yaraş, şimdi de Bergamalı tıp bilgili Galenos’un yazdıklarını ortaya çıkardı. Farmakolojinin babası Galenos, Allianoi hakkında şunları söylüyor: “Allianoi’de çok nadir özelliklere sahip şifalı bir su var, mutlaka tedavi için denenmeli. Bu su Pergamon’dan 100 stadia uzaklıkta (1820 kilometre).” Yaraş henüz kazısı tamamlanamayan hastanenin Galenos hakkında önemli sonuçlar vereceğini anlatıyor. Aşk göze düşmesin hele... Her birimiz neler yapmadık, neler yaşamadık ki... Gönlü ferman dinlemeyenlenden biri de Koronis’e aşık olan METE Apollon’dur. Kralın kızıyla aşk KIZIK yaşar. Kız hamile kalır. Ancak ihbarcı karga tutar Koronis’in bir başka adamla seviştiğini Apollon’a söyler. O da Koronis’in cezasını keser. Diri diri yanacaktır. Apollon, yanarken Koronis’in bebeğini karnından alır ve büyütmesi için Kherion’a verir. Doğada büyüyen Asklepios, Bergama’da ölüleri bile diriltecek kadar uzmanlaşır. Sağlık ve hekimlik tanrısı mertebesine ulaşır. Allianoi’deki hastanesinde şifa dağıtır. Burada kaplıca, çamur banyosu havuzları, psikiyatrik tedavide kullanılan uyku odaları, 100 metrelik su sesi tünelleri, tünelin ucunda da büyük tedavi merkezi, su perisi heykeli yer alır. Çekemez Zeus onu, yıldırımlarıyla öldürür. Bu duruma tepki veren Apollon da yıldırımları bağışlayan Kyklopları öldürür... Bergamalı Galenos’a Off the record Amerika’da her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getirdiği gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılıyor.. Uzun menzilli var.. aabi uzun menzilli lazım mı?.. Doktorunuz diyor ki Doya doya dizi seyret.. yağlarını seyrelt!.. Ben de ööle yapıyom!.. kulak verin Şifalı suyu mutlaka deneyin Allianoi üzerine bugüne kadar bilinen sadece Aelius Aristides’in “Hieroi Logoi (Kutsal Anlatılar) kitabıdır. Eserinde hastalığı nedeniyle buraya uğradığını, tedavi olup dinlendiğini anlatır. Ayrıca astım hastası Aristides’in de burada iyileştiğini belirtir. Bugüne kadar sadece bir belgesine ulaşılan Allianoi’ye ikinci kanıt, yıllarını antik kente adayan Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş sayesinde ortaya çıkarılır. İki yıldır kazı izni alamadıklarından adeta kütüphanelerde araştırma yapan Yaraş, tıp bilgini Galenos’un yazdıklarını ortaya çıkardı geçenlerde. Tıp tarihinde önemli bir yere sahip olan Galenos’un antik çağda Bergama’da yaşadığı biliniyor. Düne dek önemli yaralanmaların ve açık yara tedavilerinin Bergama’da yapıldığı bilinirken, Allianoi bir sağlık merkezi olarak tanınmıyor. Yaraş sayesinde yer kesin olarak saptandı ve Allianoi öne çıktı… Tıp tarihinin en önemli isimlerinden Anadolu’lu Galenos, bulunan bu eserinde “çok nadir özelliklere sahip şifalı bir suyun Allianoi’da var olduğunu, mutlaka tedavi için denenmesi gerektiğini” aktarıyor. Galenos, bu suyun “Pergamon’dan 100 stadia uzaklıkta olduğunu” (1820 kilometre) ve buranın da “Allianoi adında bir kasaba” olduğunu anlatıyor. Çok önemli bir hastane yapısı 2007 yılı kazılarında ortaya çıkartıldı. Buluntular arasındaki dört yüzün üzerindeki metal tıp aletinin çok önemli olduğunu vurgulayan Yaraş, henüz kazısı tamamlanamayan bu hastanenin Galenos hakkında önemli sonuçları da vereceğine inanıyor. Üstelik Galenos hakkında dünyada henüz bilinmeyen pek çok sorunun yanıtının da Allianoi’da olduğuna inanıyor. Bu durum dünya tıp tarihi için de çok önemli. Oysa bilimsel kazılara izin verilmeyen iki yıl, bilim, Bergama ve turizm açısından yitik zaman. Domates üretiminde dünya üçüncüsü olmak amacıyla yola çıkılan baraj öykümüz böyle… Oysa derelerden çok sular akmış, ilkel sulama teknikleri bırakılıyor, damla sulama hızla yaygınlaşıyor. Ama halâ bu inat ve cahillik! Neden? [email protected]. Pet şop Maksat ekonomi kurtulsun Hayrola nerden bööle? Alışverişten.. Naaldın? Kırkımdan gün aldım.. Maskeli balo Ulan seni sokakta görsem tanımıcam he!.. Hakkaten görüşmiyeli bayaaa oldu.. Misafir çizer: İzel Rozental Halka yararlı olanlar unutulur mu... Adına inşa edilen tapınaklar, Asklepion olarak adlandırılıp sağlık kurumları olarak hizmet vermeye başlar. Onun yılan sarılı asası da günümüze dek tıp biliminin simgesi olarak kabul görür. O efsanelerden, o günlerden günümüze ulaşanlardan biri de Bergama’daki Asklepion Antik Kenti olur... Şunun şurasında en fazla 200 yıl öncesinde dönemin yöneticileri kültürel miraslarımızın birçoğunu yabancılara adeta ikram eder. Bazıları da çalar çırpar. Gelen götürür, giden götürür... “Gavur” eserlerinden kurtulma çabası ve tarihsel perspektiften yoksunluk... Talan edilir yurdumuzun bulutları... Zeus Sunağı, Halikarnas Mausoleum’u, Karun Hazinesi’ndeki altın takılar, kepçeler, Lidya yazıtları, Demeter heykeli, Efes buluntuları, Troya eserleri ilk akla gelenler... İşte o dönemin yöneticilerinin devamı olan bugünün badem bıyıklıları, Allianoi’yi yok etmek için adeta çırpınıyor... Onu sular altında bırakmaya kararlılar. Üstelik Danıştay kararlarına karşın... Oysa bilim adamları antik çağdan bugüne ulaşabilmiş sadece dört beş Asklepion olduğu görüşündeler. Yunanistan’da bulunanların yanında Bergama’daki asklepion da dünyadaki en iyi örneklerden sayılıyor. Yıllardır turizme açılma yerine suya gömülmesi yolunda hummalı çalışmalar sürüyor. Dünyada eşi benzeri olmayan Tarihi perspektif yoksunluğu Topus Kaleci uçtuğu yerden belli olur. Sahibinin sesi Yoksulluk arkadaşlıktan hoşlanır. Zincirin gücü, en zayıf halkası kadardır. bir uygulamayla, bir kısmı gün yüzüne çıkarılan ören yerine giriş ve çıkış kesinlikle yasak... Oysa kaplıca olarak değerlendirilse herkes kazanacak. NATO’nun 60. yıl protesto gösterileri için gittiğim BadenBaden üç antik eseri ve kaplıcasıyla dünyada ünlenirken 1800 yıllık Allianoi’yi sulara gömmek için çırpınıyor yöneticiler... Kısaca hatırlayalım yaşananları. 29 yıl önce Yortanlı köyünde arazinin sulanması için baraj yapılmasına karar verilir. DSİ amacın domates üretimini arttırmak olduğunu açıklar. Köylüler bu projeye inandırılır. Çünkü domates sayesinde çok para kazanacaklardır. Ancak barajın en son yeri, Çaltıkoru barajına sadece iki kilometre uzaklıktadır. Bu çok önemli tarihi dokuyu yok edecek ikinci bir baraja neden gerek var? Ne yazık ki kimse mantıklı bir şekilde sorununu yanıtını açıklayamıyor. Allianoi Girişim Gurubu’nca 2005’te “Tarihi Dava” açılır. Baraj projesinin değiştirilmesini Bir şeyler yapılıyor isteyen başvuru DSİ tarafından kabul edilmez. İzmir 2. İdare Mahkemesi DSİ’yi haklı bulur. Temyiz sürecinde Danıştay 6. Daire, 22.05.2009’da “…Birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli olan Allianoi’nin korunması konusunda yetkili organ tarafından alınmış bir karar olmadığı…” gerekçesiyle İzmir 2. İdare Mahkemesi kararını bozar. Böylece DSİ yöneticilerin inadı, vicdanı cebine sıkışmamış yargı üyelerinden döner… Oysa DSİ projede yapılacak küçük bir değişikliği kabul etse hem topraklar sulanacak, hem antik Allianoi sular altında kalmayacaktır… Allianoi Girişim Grubu Dönem Sözcüsü Alime Mitap, son gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: “Bu karara rağmen DSİ ve Kültür Bakanlığı’nın Yortanlı Barajı’nın bir an önce su tutması yolundaki çabalarını ne demek oluyor? Bu hukuk tanımazlık neden? Bu acelecilik neden? Üstelik baraj gövdesi tamamlanmış olmasına karşın sulama kanaletleri ortada yok. Henüz ihale bile edilmedi. Kanalların yapımı, bugün başlasa, uzmanlara göre en az beş yıl sürecektir.” Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde ‘Sol Video’ Sol Video, Video Aktivizm Atölyesi, Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde başlıyor. Atölye, sesi duyulmayanın sesi olmak, videoyu, ezene, sömürene karşı kullanmak için bilinenlerin paylaşılması amacıyla yarın başlayacak ve dört hafta sürecek. Mustafa Kenan Aybastı ve Mustafa Temiztaş tarafından her hafta Pazar günleri 11.0016.00 saatleri arasında yürütülecek olan atölye çalışmalarına deneyim aktarımı için zaman zaman konuklar da katılacak. Katılımın ücretsiz olduğu atölye çalışmaları gerektiğinde stüdyo ziyareti, sokak çekimi gibi etkinliklerle desteklenecek. Etkinlikler sırasında oluşabilecek giderler de kollektif olarak katılımcılar tarafından karşılanacak. Atölye de deneyim şartı aranmıyor. Düzenli katılım ve istekli olmak yeterli. İlk hafta, video aktivizmin kısa tarihçesinden Türkiye ve dünyada neler yapıldığına, başarılı aktivizm örnekleri ve örnek filmlerin gösteriminin yanı sıra ekipler, roller ve ekipman seçimleri ile ilgili bilgilerin verilmesi ve örnek bir proje üzerinde hazırlık provası yapılacak. İkinci hafta ise çekim yöntem ve teknikleri ile temel gazetecilik kuralları, videoda dikkat edilmesi gereken noktalar, kişilerin hakları, hassas bölgeler, girilmemesi gereken alanlar ve yapılması gerekenler ile örnek filmler ve durumlar üzerinde tartışmalar gerçekleştirilecek. Üçüncü hafta da görüntüler ve seslerle bir hikaye anlatmak, temel kurgu teknikleri, seslerle çalışmak ve uygulama örnekleri yapılacak. Son haftada ise görüntülere ulaşma yolları, telif hakları, yayına hazırlık, kritik noktalar ile “Nasıl organize oluruz?, Nasıl etkili oluruz?” konularıyla ilgili tartışmalar yapılacak. Farklı bir dünyayla tanışmak için... Sufi derviş dönüşlerini temel alarak oluşturduğu koreografileriyle 10 yıldır sahneye çıkan ve bugüne kadar Jan Fabre, Yoshi Oida, Ismael Ivo gibi koreografların yanı sıra, Türkiye’den Cem Ertekin, Aydin Teker, Sertab Erener, Mercan Dede, Tuluğ Tırpan, Yılmaz Erdoğan, Orhan Şallıel gibi ustalarla çalışmalara imza atan Ziya Azazi, “Dans Kamera İstanbul, II. Uluslararası Dans Filmleri Festivali” kapsamında “ICONS” adlı canlı dans performansını sunacak. Uzun zamandır yurtdışında ya şayan Ziya Azazi’nin, “AZAB” ve “Dervish in Progress” adlı büyük beğeni toplayan önceki performanslarından yola çıkarak geliştirdiği “Icons”; solo, trio ve düetlerden oluşuyor. Türkiye’de ilk kez sergilenecek performansta sanatçıya, Fransız müzisyen Serge Adam ile dansçı Su Güneş Mıhladız eşlik ediyor. Serge Adam, Azazi’nin koreografisinin tekrara dayalı yapısına uyum sağlıyor ve elektronik sesler ile trompet doğaçlamasını koreografiyle eşzamanlı sergiliyor. Performansa dansıyla eşlik eden Mıhla dız’ın varlığıyla, koreografide, küçükbüyük, kadınerkek, sertkırılgan, aktifpasif yapıların zıtlığına ve bütünlüğüne dikkat çekiliyor. 41 ayrı ülkeden sanatçının katılımıyla düzenlenen festivalde; Pina Bausch, Sasha Waltz gibi dünyaca ünlü koreografların belgeselleri, ödüllü kısa ve uzun metrajlı yapımlar, amatör filmler ve Türkiye’den genç örnekleri sanatseverlerle paylaşılıyor. Azazi, bu akşam saat 20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde, izleyenleri farklı bir dünyayla tanıştıracak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle