17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sinema VİZYON ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? Ersin Pertan’ın yönettiği Mazi Yarası’nda Nilüfer Açıkalın, Erkan Taşdöğen, Algı Eke Saatçi ile Alp Tuğhan Taş rol alıyor. Samiye ve oğlu İsmail, Anadolu’da bir kasabada 240 dönüm arazi satın alırlar. Bu haber belediye başkanı Refik’in kulağına gelir. Herkes meraklanır. Samiye çok büyük bir holdingin sahibidir ve Refik onu geçmişten tanımaktadır. Samiye neden dönmüştür? Refik arsanın satışına onay verecek midir? Bu arada İsmail, Refik’in kızı Sevda’ya aşık olur ve bu Refik’i telaşlandırır. Acaba mazide Refik ve Samiye arasında ne geçmiştir? (Time Traveller’s Wife) Robert Schwentke’nin yönettiği ve Rachel McAdams, Eric Bana, Arliss Howard ile Ron Livingston’un oynadığı Zaman Yolcusunun Karısı, çok satan aynı adlı kitaptan uyarlandı. Kaderlerinde birlikte olmalarının yazıldığına inanan Clare, Henry’i büyük bir aşkla sevmiştir. Ne zaman ayrılıvereceklerini ise bilmez, çünkü Henry bir zaman yolcusudur: Genetik bir nedenle zaman içinde ileriye ve geriye doğru, kendi kontrolü Zaman dışında gidip gelmektedir. Yolcusunun ? Zaman Yolcusunun Karısı ? Mazi Yarası Karısı ? Akamas Panikos Chrissanthou’nun yönettiği filmde Christopher Greco, Agni Scott, Michalis Terlikkas ile Thodoris Michailides rol alıyor. Akamas, ilk kez Venedik Film Festivali’nde seyirci karşısına çıktı. Film Kıbrıs adasının siyasi sürecine ışık tutan, sıra dışı bir belgeseldrama. (Drag Me To Hell) Yönetmenliğini Sam Raimi’nin yaptığı filmin başrollerini Alison Lohman, Justin Long, Lorna Raver ile Dileep Rao paylaşıyor. Christine bir ev kredisi uzmanı. Esrarengiz görünümlü Bayan Ganush’un aldığı konut kredisinin vadesinin uzatılması için bankaya gelişine kadar hayatı normaldir. Christine, borcuna karşılık evden tahliye edilmesi için talimatı verince Bayan Ganush zor durumda kalır. İntikam hırsına kapılan yaşlı kadın Christine’ye çok güçlü bir büyü yapar. ? Kara Büyü Bir manifesto: Yeni dalga 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinema sanatına kazandırdığı yeni bir bakış ve anlatım olanakları ile tüm dünya sinemasını etkileyen, ASLI ellinci yılını kutlayan Fransız SELÇUK Yeni Dalga akımını selamlayarak Yeni Dalga ve Sonrası adlı özel bir bölüm düzenliyor. Bu bölümde JeanLuc Godard’ın (79) A bout de souffle (Serseri Aşıklar/1959), François Truffaut’nun (19321984) la Femme d’à côté(Komşu Kadın/1981), Agnès Varda’nın (79) Les glaneurs et la glaneuse (Toplayıcılar/2000), Claude Chabrol’ün (79) Une affaire de femmes (Bir Kadın Meselesi/1988) ve Madame Bovary (1991) filmleri gösteriliyor. 1950’lerin bitiminde başlayıp 1962’ye dek uzanan Yeni Dalga akımında, Godard, Truffaut, Chabrol gibi coşkulu, yeni düşüncelerle dolu sinema yazarları geleneksel kalıplara sıkışmış burjuvalar için burjuva sineması yapan yönetmenlerin çağı kapandı diye adeta manifestolarını açıklamışlardı. Sinemalarını yeniden yapılandırıp kişisel yaklaşımlarını getirmek istiyorlardı. Akım, öğrenci gösterileri, Cezayir Savaşı, kadın özgürlük hareketi gibi toplumsal olaylardan etkilenerek öteki sanat dallarında olduğu gibi sinemaya da bir özgürlük havası getirdi. Meselesi ve Madame Bovary uyarlamasıyla yer alan Chabrol, burjuvazinin üstü örtülü sahtekarlığı, ortalamalardaki kimliği, sıradanlığı gibi gözde konularından doksanların ortasında psikolojik, dramatik gerilimlere, entrikalı öykülere yöneldi. Ölüm ve tutkulu aşk temalarını işlediği Komşu Kadın’da Truffaut yazgının biraraya getirdiği iki eski aşığın, Mathilde’le Bernard’ın öyküsünü anlatır. Mathilde’le Bernard birbirlerine komşu olunca aralarındaki eski aşkta alevlenir. Ayrılmayı isteselerde bir türlü başaramayan bu çiftin trajedisi insani duyguların anlatıldığı bir psikolojik gerilimdir. Toplayıcılar’ı çekerken belgesel bir filmde nesnelliğe inanmadığını belirten Varda, her belgeselde kaçınılmaz olarak yönetmenin yorumunun bulunduğunu savunuyor. Yeni Dalga’nın anası çekimde yoksulların kendilerinden çok daha yoksul olanları düşündüğünü görünce çok şaşırmış, çok etkilenmiş. 1950’lerden beri düşündürücü, yetkin çalışmalarını sürdüren Varda’nın, Godard’ın, Chabrol’ün dünya sinemasındaki özgün yerlerini daima koruyacakları kesin. Aşkın 500 Günü Aşk varsa imkânsız “Aşkın 500 Günü” (500 Days of Summer), karşılıksız aşka yakalananlara adanabilecek istisnasız en güzel filmlerden biri... “Zaman Yolcusunun Karısı” (Time Traveller’s Wife), ALPER bilimkurguyu, üzmeye meyilli bir sevi TURGUT öyküsüne yediren kalburüstü bir seyirlik. Yerli işi “Uzak İhtimal” ise, bir müezzin ile rahibe adayı genç bir kadına dair (gayet de iyi kotarılmış), saf, duru ve bol ödüllü bir film. Uzun lafın kısası; her üç filmi de hararetle öneririm, mutlaka beğeneceksiniz. Aşkın 500 Günü’nün afişinde şu yazıyor; “Kız ve oğlan tanışırlar. Çocuk âşık olur. Kız aşka inanmaz”... Kadınların doğru adamı bulma yetisine –istisnalar kaideyi bozmaz saygı duyarım, erkeklerin bile bile lades diyen ve ayakları asla yere basmayan uçsuz bucaksız aptallığına ise kefilim. Kadınlar aşktan muaftır, haliyle yanan yalnızca erkeklerdir gibi bir çıkarımda bulunmayacağım yok, hayır. Henüz aklımı yitirmedim. Ancak filmde adamakıllı zarar gören yegâne mağdur bir delikanlıdır. Halden anlamak gerek; bir erkek (yaşı fark etmez), sevdaya düşmeden önce bebektir, aşk yarasının kapanmasının ardından ise olsa olsa çocukluğa terfi eder. Bence olgun bir adamı, tarih henüz yazmamıştır. Varsa öyle biri, kesinlikle bir masal kahramanıdır. Konuyu yine dağıtmayı başardım. Haybeden bir çıkış daha yapıp feminist bir zılgıt (bakınız; ‘zırıltı’ demedim) yemeden evvel toparlamaya çalışalım. Evet, Aşkın 500 Günü, son yıllarda izlediğim en eli yüzü düzgün romantik komedilerden biriydi ve beni sinemadan hüzünlü bir gülümsemeyle uğurlamasını bildi. İlk gösterimi Sundance Film Festivali’nde gerçekleştirilen bu enfes, muzip ve alışılmadık filmi, bugüne dek video kliplerle uğraşan Marc Webb çekti. Senaryo, Scott Neustadter ve Michael H. Weber’e ait. Filmin başrol oyuncularından Joseph GordonLevitt, yedi yaşından bu yana TV dünyasında boy gösteriyor. Görüntü yönetmeni bir baba ve aktris bir annenin kızı olan kaldı ki ablası da oyuncu Zooey Deschanel ise Hollywood yıldızlığına koşar adım ilerleyen bir isim. Levitt ve Deschanel daha önce “Manic” adlı 2001 tarihli filmde birlikte oynamışlardı. Aşkın 500 Günü, metni, kurgusu, oyunculukları, müzikleri ve hatta göndermeleri ve türlü orijinallikleriyle, her övgüyü ziyadesiyle hak ediyor. eğlenen hanım kızımızın ördüğü ağa yakalanmıştır. Sayılı gün çabuk geçer ve Tom, apar topar berduş olur. Canı yanar, istemeye istemeye değişime koşullanır. Elbette esaret de bitecektir. Yaz biter, sonbahar gelir ve mevsimler sürer gider. yoktur Agnès Varda Dönemin aynası Yeni Dalga o dönemin aynası oldu, toplumsal gelişmeleri, aile modelinin değişimlerini eleştirerek yansıttı. Fransız sinemasının özgünlük ve yaratıcılıktan giderek yoksun kaldığı bir dönemde çıkan bu akımda yönetmenlerin kişisel, duyarlı yaklaşımları hızla dikkat çekti. Bu yeni anlatım dilinde, gerçekçi estetik bir yaklaşım, insan davranışına varoluşçu yaklaşım, hafif kameraların, aydınlatma araçlarının, doğaçlamanın, gerçek görüntülerin kullanımı, stüdyo dışına çıkarak yaşanan mekanlarda yapılan çekimler, dolaylı kurgulamalar, filmsel mekan ve zamanla deneyimleme, uzun plansekansların kullanımı gibi yeni olgular, teknikler yer alıyordu. İtalyan Yeni Gerçekçilik akımından da etkilenen Yeni Dalgacılar sosyal, ekonomik, politik değişimlerin izinde filmin asıl sahibi ve yaratıcısı yönetmendir ilkesini savundular. Akım tüm dünya sinemasını sararak yaratıcı sinema kavramını da oluşturdu. 1959’da 24 Fransız yönetmen ilk filmlerini çektiler. Sinema tarihçisi Georges Sadoul, Agnès Varda’nın La Pointe Courte’unu (Paralel Yaşamlar/1956) Yeni Dalga’nın ilk filmi saydı. Filmin kurgusunu akımın ustalarından Alain Resnais (Hiroşima Sevgilim/1960) yaptı. Kurmaca ile belgesel anlatımı içiçe geçiren Varda Paralel Yaşamlar’da nesnelerin görünür dünyası ile duygu ve düşüncelerin iç dünyası arasındaki ilişkiyi başarıyla betimlemişti. Film akımın öncü filmiydi, ilk kıvılcımı da çakmıştı. 1958’de Claude Chabrol’ün kalan bir miras parasıyla çektiği le Beau Serge (Yakışıklı Serge) akımın manifestosu oldu. Chabrol’ün çocukluğunu geçirdiği Sardent taşrasında gelişen film tecimsel Fransız sinemasının dışında ayrıksı bir çalışmaydı. Kurduğu yapım şirketiyle Yeni Dalgacıların çalışmalarını destekleyen Chabrol, Serseri Aşıklar’ın teknik danışmanlığını da yaptı. Truffaut’nun les Quatre Cents Coups’su (400 Darbe/1959) akımın yönetmenlerinin kalemkamera olarak benimsedikleri yöntemin özenle işlendiği bir çalışmadır. Değişen çekirdek aile olguları filmde netlikle izlenir. Aşk bazen zamanla da yarışır ABD’li romancı Audrey Niffenegger’ın çoksatan eseri “Zaman Yolcusunun Karısı”, Hollywood’da da rüştünü ispat eden genç Alman yönetmen Robert Schwentke tarafından beyazperdeye uyarlandı. Yetenekli oyuncular Eric Bana ve Rachel McAdams’ın sırtladığı film, geçmiş, bugün ve gelecek arasında mekik dokuyan bir zaman yolcusu ile mümkünü zorlayan sıradan bir kadının aşkını dillendiriyor. Henry, genetik bir bozukluk yüzünden zamanda sıçrar durur, başı da beladan kurtulmaz. Onun sakin limanı ise zavallı Clare’den başkası değildir. Clare için neden acınacak yaftasını yapıştırdım derseniz. Yanıtım hazırdır; ufacık bir kız çocuğunun karşısına çıkan kocaman zaman yolcusu Henry, Clare’i resmen büyüler ve deyim yerindeyse onun kafasını karıştırır. Eh artık o saatten sonra beklesin bizim Clare... Yeteneksiz Henry, şarkı söylemeyi de beceremediği için zoraki yolculuklarını da frenleyemez. Neme lazım ama şunu da söyleyebilmeli; onlar bir birlikteliği yürütebilmeyi ister ve denerler. Dahası evlenirler. Bu büyük aşk, hüsrana mı uğrayacak yoksa saadetle mi kucaklaşacak, onu da sinemaya gidenler öğrenecekler. Claude Chabrol Sevdanın “Uzak İhtimal”i Uzak İhtimal’i, gazeteci Ahmet Hakan’ın ABD’de sinema eğitimi gören kardeşi Mahmut Fazıl Coşkun çekti. Senaryoyu Tarık Tufan, Görkem Yeltan ve Bektaş Toplaoğlu kaleme aldılar. Filmin başrolünü üstlenen tiyatro kökenli Nadir Sarıbacak, yılın en önemli oyunculuk performanslarından birine imza attı. TV dizilerinden sinemaya geçiş yapan aktris Görkem Yeltan’ın (o aynı zamanda sekiz çocuk kitabı yazdı) da hakkını yemeyelim. Rotterdam, İstanbul ve Adana’da ödüller kazanan yapım, şimdi de şansını Altın Portakal ve Avrupa Film Ödülleri’nde deneyecek. Uzak İhtimal, suskun, çekingen, düzgün ve özgün bir öyküye karşılık geliyor. Katiyen yalpalamayan ve her anı merak uyandırıcı, Sırıtmayan bir mizahtan demlendiği ise yadsınamaz bir gerçek. Filmin hikâyesi kısaca şöyle; taşralı müezzin Musa’nın ilk ataması İstanbul Galata’daki bir camiye yapılır. Musa’nın komşusu İtalyan asıllı Clara ise rahibe olmak istemektedir. Musa çok geçmeden Clara’ya âşık olur. [email protected] Yaz’dan kaçan sonbahara yakalanır François Truffaut Hikâyemizde kronolojik bir sıra yok. Zaten âşık kişinin, kabul buyurun ki; ayarları kısmen bozuktur, ruh hali ise kaçıklara özgüdür. Dirlik ve düzen mi? Orasını hak getire... O zaman hep birlikte kahramanımız Tom Hansen’in, bir kahreden bir mutluluktan uçuran 500 gününe gelişigüzel dalalım. Mimarlığı çok teknik bulan romantik genç Tom, duygu dolu zırvalardan beslenen kartpostal yazarlığı ile yetinmesini bilir. Onun kısır dünyasına bereketi getiren, patronunun yeni asistanı Summer (Yaz) Finn’den başkası değildir. Tom, Yaz’ı görür görmez abayı yakar ve bu tuhaf ikili, zamanla adı konulmamış bir ilişki yaşarlar. Aslında bizim helal süt emmiş nezih kardeşimiz, anını yaşayan ve kendince Yetkin çalışmalar Truffaut’nun bir düşüncesinden yola çıkan Godard, Serseri Aşıklar’da Amerikan gerilim türünün eleştirisini yapar. Hiçbir bağı olmayan başıboş genç bir adam araba çalar, adam öldürür, aşık olur, polisçe izlenir, budalaca ölür. Sinemanın günümüzde çok başka bir boyuta geçtiğini belirten önemli sinema teorisyeni ve yazar Godard Yeni Dalga’nın metin nedir, görüntü nedir, ikisini nasıl birleştirmeliyiz gibi sorular sorduğunu, onlara göre senarist ve yönetmenin tek kişi olduklarını belirtiyor: “O zamanlar insanlar filmlerle ilgili tartışmaktan, konuşmaktan çekinmezlerdi. Bu yüzden birbirlerinden koparlardı. Beethoven, Rock and Roll ya da tenis yüzünden değil filmlere olan yaklaşımlarından ötürü yollarını ayırırlardı” diyen Godard, 1950’lerden beri protest, militan kimliğini, sanatını özenle koruyarak yolunda yürümeyi hâlâ sürdürüyor. Bölümde Alman işgali altındaki 1940’ların Paris’inde kadınlara yönelik erkek hoşgörüsüzlüğünü anlatan Bir Kadın JeanLuc Godard 21. yüzyıl tarihe aptallık çağı olarak mı geçecek? Franny Armstrong’un yönettiği ve Pete Postlethwaite’in sunduğu belgesel film Aptallık Çağı, 3.5 yılda çekimi tamamlanan ve 450 bin Sterlinlik bütçesinin tamamı bireysel desteklerle sağlanan, bugüne dek iklim değişikliği ve sonuçları üzerine yapılmış en etkili bağımsız yapımlardan. Filmde, Aralık ayında Kophenag’ta düzenlenecek BM İklim Zirvesi öncesinde acil önlem alınmazsa iklim değişikliğinin yaratabileceği felaketlere dikkat çekiliyor. Ayrıca gelecek nesillerin bu çağı nasıl adlandıracağı sorgulanıyor: 21. yüzyıl tarihe, bütün bilimsel veriler ve çözümlerin ortada olmasına rağmen bu felakete izin veren insanların yaşadığı “Aptallık Çağı” olarak mı geçecek? Film, altı bağımsız hikâyede anlatılan, tüketim, savaş, iklim değişikliği, petrol ve alternatifleri gibi temalardan oluşuyor. Drama, animasyon ve belgesel karışımı yapım, insanoğlunun aptallığıyla kaybedilen bir dünyaya eleştirel bir gözle bakıyor ve çözüm üretmek için harekete geçmeye çağırıyor. Filmin amacı bilinçlendirmeye yönelik büyük değişimin bir parçası olmak, hükümetleri dünyadaki sıcaklık oranını iki derece düşürerek sabitlemeleri ve gezegenimizi insanlar ve diğer canlılar için yaşanabilir hale getirmeleri için global emisyon düzeylerini azaltacak uluslararası bağlayıcı anlaşmalar yapmaya teşvik etmek. Çekim süresince açığa 94 ton karbon ayak izi çıktı, ki bu yaklaşık dört Amerikalının bir yılda ürettiğine veya 185 dış mekân ısıtıcısının bir ayda ürettiğine eşit. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle