23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dinleyin 4 3 OCAK 2009 CUMARTESİ İçkiye meze konserler 80’lerin melodileri Electronica’yı rock ile buluşturan müziğiyle ününü yalnızca Türkiye’de değil, uzak diyarlarda da duyurmuş olan Portecho, City Star Nights by Converse konser serisinin yeni yıldaki ilk konuğu oluyor. 8 Ocak Perşembe akşamı Babylon’da sahneye çıkacak Portecho, Tan Tunçağ ve Deniz Cuylan’ın 2005 yılında bir araya gelmesiyle kuruldu. İlk albümü ‘Undertone’u 2006 yılında yayınlayan ikili, müziğinde İngilizce vokallerle 80’lerin melodilerini kullanıyor. (0212 292 73 68, biletler 12 ve 20 YTL) Badem ve Şeşen birlikte Badem ve İlhan Şeşen, 5 Ocak Pazartesi akşamı saat 21.00’de Bahariye Sanat Merkezi’nde konser verecek. İlhan Şeşen ve Badem grubu en sevilen parçalarını sevenleri için seslendirecek. Badem konserde İlhan Şeşen’in konuk sanatçı olarak yer aldığı ve halen klibi çekilmekte olan ‘Geceyedir Küsmelerim’ parçasına da yer verecek. Müzikseverler unutulmaz saatler yaşayacak. (0216 345 55 67, biletler 20 YTL) Geçenlerde bir TV kanalına eski gazetecilerimizden Mete Akyol konuk olarak çıkmıştı. Yeni yazdığı “Bir Başkadır Benim APTÜLKADİR Mesleğim” isimli kitabını tanıtmak için davet edilen ELÇİOĞLU Akyol, anılarına da yer veriyordu. Onlardan biri benim ilgimi bir anda çekecekti. Usta gazeteci bundan bir iki yıl önce bir üniversiteye konuşmacı olarak davet edildiğinde, organize edenler afişe yazılması için konferansın konusunu istemişler. O da onlara konferans konusu için “Gazete Okumayı Biliyor muyuz?” yanıtını vermiş. Tabii bu başlık herkesi şaşırtmış. Öyle ya gazete okumakta ne var ki! O konuşmayı dinlerken aklıma birden “acaba müzik dinlemeyi biliyor muyuz?” sorusu gelecekti. Bunlara film izlemek, resme ve heykele bakmak gibi şeyleri de ekleyebiliriz. Siz bu yazıyı okurken kendi kendinize bu soruları genişletebilirsiniz. Şimdi bir çok insan “resme bakmayı bilmek de ne demek?” dedikten sonra, “gözlerimiz var be kardeşim!” diye sinirlenecek. E tabii müzik de öyle, sonuçta sağır değiliz ya… Ama dinliyor muyuz? Ya da dinlemeyi biliyor muyuz? BAR MUHABBETİ Bu soruyu kendime devamlı sorar oldum. Son zamanlardaki müzik etkinliklerine baktığımda ise sorunun hassasiyet dozu daha da artıyor. Mesela bu yaz ülkemize ilk kez gelen yılların gruplarının konserlerine gittiğimde, karşılaştığım manzaraları anlatayım size. Yazın yapılan konserlerin açık hava mekanlarında gerçekleşmesi gerçekten güzel. Hele Kuruçeşme Arena’dakilerde tabak gibi Boğaz manzarasıyla keyifler daha da yüksek boyuta ulaşıyor. Fakat manzaradan bize ne, yapılacak eylem bir müzik konseri. Eğer ki duygulanırsanız, kafanızı gökyüzüne çevirip, yıldızlara bakarsınız. Çok iyi hatırlarım, 80 sonundaki İstanbul Festivali, Açık Hava Tiyatrosu konserleri bu konuda eline su dökülmezler arasındadır. Ayrıca kusmuk gibi çöp attığımız, gaz çıkarırcasına havai fişek atma nöbetleri geçirdiğimiz Boğaz’ın manzarasına bakmasını biliyor muyuz ki! Neyse biz konumuza dönelim, Kuruçeşme Arena konserlerinde insanlar tam bir bar muhabbeti içinde. Özellikle mekanın Boğaz’a yakın olması da bahaneyle Layla ya da Pahsa havasına sokuyor, insanı. Eline bira alan sırtını sahneye dönüp, başlıyor lak lak yapmaya. Bir de V.I.P denilen bölüm var ki, orada viski içmeniz de mümkün hani. Ayrıca Boğaz’ı daha da iyi seyre dalabiliyorsunuz. Bu V.I.P (Çok Özel İnsanlar) bölümünün en komik yanı da sahnenin iyi görülememesi ve konserin sesinin iyi algılanamaması. Peki yerin “çok özel” durumu nerede acaba! Müziğin en iyi dinlenebildiği yer olan konserler, artık git gide bar ortamına dönüyor. Bir yıldır neredeyse hiçbir yerli konsere gidemiyorum. Bu gruplardan bir çoğunu albüm kayıtlarından dinleyip beğeniyorum. Bu yüzden konserlerine de şahit olmak istiyorum ama ne yazık ki bir türlü olamıyor. ÇOK ESKİDEN... Çoğu zaman telefon edip kapıya ismimin yazılacağını söylemelerine rağmen gidemiyorum. Bu konserler en erken saat 22.00’de başlıyor. Grupların sahneye çıkması ise doğal gecikmelerle 22.30’u buluyor. Sözün özü konserin havasına saat 23.00 gibi girebiliyorsunuz. Hele bir de konserde iki grup varsa yandınız. Onu beklemeniz sonucunda saat 00.00’ı geçiyor ve ertesi gün başlıyor. Yani tipik bar ortamı haline geliyor. Oradaki içkiler pahalı olduğu için de konsere gelmeden önce bir temiz içiyorsunuz ve ne çalınıyor ne ediliyor anlamanıza imkan, ihtimal kalamıyor. O eskilerin öğleden sonra konserlerinden eser yok artık. Ondan vazgeçtik, şöyle saat 20.00’de başlasa ve bitiminde de keyifle evimize Piyano günleri başlıyor Akbank Sanat, 8 Ocak Perşembe akşamından 21 Ocak Çarşamba’ya kadar birbirinden önemli piyano sanatçılarına ev sahipliği yapacak. Akbank Sanat Piyano Günleri kapsamında gerçekleşecek konserlerin ilki için 8 Ocak Perşembe günü Gülsin Onay sahneye çıkacak. Uluslararası alanda önemli bir Chopin icracısı olarak kabul edilen ve Rachmaninov yorumlarıyla müzik otoritelerinden büyük övgüler alan Onay, sınırsız enerjisi ve farklı yorumuyla müzikseverlere olağanüstü bir deneyim yaşatacak. Konser saat 20.00’de başlayacak. (0 212 252 35 00, biletler 10 ve 5 YTL) gitsek… Ne gezer. Şöyle bir hayal edin… İşten çıkıyorsunuz ve saat 20.00’de konsere gidiyorsunuz. Bütünüyle müziği algılayabileceğiniz bir ortamda geçiyor konser. Saat 23.00 gibi de bitiyor. Evinize ulaştığınızda ise huzurla yatağınıza girip, ertesi günü mutlu bir şekilde uyanıyorsunuz. Ya da iş olmadığı bir günü yani hafta sonunu ele alalım. Öğleden sonra saat 16.00 ya da 18.00 gibi konsere gidiyorsunuz. Konserin bitiminden sonra da arkadaşlarınız ile bir yere gidip içerek muhabbet edip konser hakkında konuşuyorsunuz. Çok daha keyifli olmaz mı? Çok eskiden böyleydi ve müzik dinlenirdi. Evde arkadaşlarınla toplanıp çay içerek plak dinlenilen dönemler artık çok eskilerde kaldı. Çünkü müziği dinlemeyi unuttuk. 2009’a girdiğimiz şu günlerde sizlere geçtiğimiz yılın dökümünü yapmak isterdim. Ancak müzik adına hiçbir şey yok. Dilerim bu yeni yılda müzik dinlemeyi tekrar hatırlarız. Eskisi gibi konserlerin içkiye meze yapılmadığı ve ağırlığı olduğu günleri tekrar kazanabilmek en büyük dileğimiz, ne dersiniz. İki nefesli, bir piyano 1995’te kurduğu PiyanoPerküsyon Grubu’yla çalmaya devam eden Ayşe Tütüncü 2004 yılında yeni bir ‘Üçlü’ kurdu. Oğuz Büyükberber, Yahya Dai ve Tütüncü’den oluşan topluluk 6 Ocak Salı akşamı saat 21.30’da Nardis Jazz Club’de sahneye çıkacak. İki nefesli aletin birbiriyle ve piyanoyla ilişkisi üzerine kurulmuş grup, Astor Piazzola ve Carla Bley’den eserler seslendirecekler. Topluluğun müzik karakteri klasik batı müziği, caz ve yöresel müziğin Tütüncü’ye has bir üslupta harmanlanması olarak tarif edilebilir. (0212 244 63 27, biletler 25 ve 15 YTL) Vurmalı çalgılar ustası İsrail doğumlu ve Irak kökenli perküsyon sanatçısı Yinon Muallem, 8 Ocak Perşembe akşamı saat 22.00’de Ghetto sahnesinde olacak. Ortadoğu, Türk ve Güney Hindistan enstrümanlarını çalmada kendine özgü bir stil geliştiren Muallem, farklı müzik türlerinin ritim ve melodilerini ustaca sentezliyor. Muallem, Ortadoğu müziği ile ilgili çalışmalarına başladığı yıllarda, ud virtüözü Yurdal Tokcan ile çalışmak üzere Türkiye’ye geldi. Sanatçıya konserde bas klarinet ustası Oğuz Büyükberber eşlik edecek. (0212 251 75 01, biletler 10 ve 15 YTL) Çevik ile Fışkın Özgür Çevik ve Özge Fışkın, 7 Ocak Çarşamba akşamı Beyoğlu Hayal Kahvesi’ne konuk olacaklar. Çevik’in saat 22.00’de başlayacak konserinin ardından Fışkın saat 00.00’da sahneye çıkacak. İlk kez 2004 yılında özel bir televizyon kanalında yayınlanan Akademi Türkiye yarışması ile ismini duyuran Çevik, 2008’de ilk albümünü yayınladı. İlk solo albümüne kadar Sertab Erener ve Levent Yüksel gibi sanatçılara geri vokaller yapan Fışkın ise ilk solo albümünü 2007 yılında çıkardı. (0212 244 25 58, biletler 20 ve 15 YTL) sirin.guven?gmail.com BİRİLERİ 2009, müzik dünyasında büyük birleşmelerin yılı olacak gibi görünüyor. Led Zeppelin’in tam kadro bir araya gelme umudu, ZÜLAL Robert Plant “Ben yokum,” KALKANDELEN deyince suya düştü, ama sevindirici başka birleşme kzulal?yahoo.com haberleri var. Müzikte büyük geri dönüşler yılı PRODIGY akımına karşı gitar temelli rock müziğini öne çıkararak birçok grubu etkilediler. Morrissey, yazdığı çarpıcı şarkı sözleri, olağanüstü güzel sesi ve güçlü kişiliği ile büyük beğeni kazandı. Gitarist Johnny Marr ile Morrissey’in izlenecek müzikal rota konusundaki sürtüşmeleri artınca, grup, dört stüdyo albümü yaptıktan sonra bir anda dağıldı. 87’den bu yana, hayranları Morrissey’in solo çalışmalarını yakından izlemeyi sürdürse de, The Smiths hiç unutulmadı... Son gelen haberlere göre, Marr ve Morrissey birkaç aydır görüşüyorlar. Basçı Andy Rourke ve baterist Mike Joyce’u da alıp eski kadroyla yeniden konser verirlerse stadyumlar dolmaz mı? Hele bir de “Meat Is Murder”ı çalarlarsa, muhteşem olmaz mı? Son iyi haber de, 90’ların sevilen pop grubu Take That hakkında. Grubun Robbie Williams dışındakı dört üyesinin, 2005’den bu yana yeniden bir araya gelip albüm çıkardıklarını biliyoruz. İngiltere’nin en sevilen müzisyenlerinden Robbie Williams ise, 95’te gruptan ayrıldığından beri çalışmalarını tek başına sürdürüyor. Bugüne kadar yaptığı albümlerle sayısız ödül kazandı, bir gün içinde 1.6 milyon konser bileti satıldığı için Guinness Rekorlar Kitabı’na bile girdi. Fakat dünya çapında ün ve yığınla para, Robbie Williams’a pek de mutluluk getirmedi. Alkol ve uyuşturucu batağına saplandı genç müzisyen. Los Angeles kliniklerinde tedavi görüp hayata yeniden dönüş yaptı. Bir büyük dönüşü daha Take That’e katılarak yapabileceği söyleniyor. Kendisi de, bunu gerçekten istediğini internet sitesinden duyurdu. Geçmişte kavgalı olduğu vokalist/şarkı yazarı Garry Barlow ile konuşuyorlarmış bir süredir... Bu arada, Take That’in geçen ay çıkan “Circus” adlı albümü, İngiltere’de tüm zamanların en hızlı satılan ikinci albümü oldu. Şimdi yanlarına Robbie gibi bir yeteneği yeniden alırlarsa, kimse tutamaz onları... www.zulalkalkandelen.com BLUR VE THE PRODIGY YENİDEN BİR ARADA Britpop’un en büyük gruplarından Blur, gelecek yaz Londra Hyde Park’ta bir konser vermeye hazırlanıyor. Konser duyurusu öylesine heyecan yarattı ki, biletler tam anlamıyla kapışıldı. 50 bin bilet satışa çıktıktan tam iki dakika sonra tükenince, hemen ikinci bir konser planlandı. Gitarist Graham Coxon, 2002’de Blur’dan ayrılınca, grubun dağıldığı söylentileri yayılmıştı. Fakat vokalist Damon Albarn, baterist Dave Rowntree ve basçı Alex James yollarına devam edip, 2003’te “Think Tank” adlı albümü çıkardılar. Rowntree ile o yıl Londra’da yaptığım bir röportajda bu dağılma konusunu da sormuştum. Böyle bir şey olmadığını söylüyordu; ama bu albümün sonrasında grup üyeleri, kendi özel projelerine yöneldi. Bu dönemi müzik açısından en verimli kullanan Damon oldu. Mali’ye gidip yerel müzisyenlerle albüm yaptı; animasyon karakterlerden oluşan ilk elektronik rock grubu Gorillaz ile büyük başarı kazandı; The Good, The Bad and the Queen adlı rock grubunu kurdu; son olarak da “Monkey” adlı bir opera yazdı... Graham Coxon, kendini solo albüm yapmaya verdi. Küçük bir caz grubuyla çalışmalar yapan Alex James’in peynir üreticiliğine soyunduğu, Rowntree’nin ise parlamentoya girmeyi düşündüğü haberleri geliyordu. Tam bu sırada Blur’un orijinal ekibiyle konser vereceği duyulunca, yüreğimize su serpildi. Son zamanlarda duyduğum en iyi geri dönüş haberi ise, breakbeat’in unutulmaz üçlüsü The Prodigy’den geldi. Grup, kısa bir süre önce, yeni albümleri “Invaders Must Die”ın, 2009 Mart başında çıkacağını duyurdu. Albümle aynı adı taşıyan ilk single’ı internette dinledim. Yine old school rave ile teknolojinin geliştirdiği dans müziğini buluşturdukları anlaşılıyor. Bu albümün bir özelliği de, 1997’de yayımladıkları “The Fat of the Land”den sonra grubun üç üyesini (Lim Howlett, Keith Flint ve Maxim Reality) buluşturan ilk çalışma olması. Ayrıca, rock grubu Foo Fighters’dan Dave Grohl ile işbirliği yapmış olmaları da, albüme yönelik merakımızı kamçılıyor. RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com Kesinleşen bu birlikteliklerin yanı sıra, henüz tam olarak netleşmeyen ama olumlu işaretlerini aldıklarımız da var. Bunlardan birisi, gelmiş geçmiş en önemli gruplardan The Smiths! Sadece 19821987 arasında müzik yaptılar ama adeta indie rock’ın alfabesini yazdılar. Synthesizer ağırlıklı new wave C MY B C MY B THE SMITHS VE TAKE THAT İÇİN UMUT VAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle