Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 5 TEMMUZ 2008 CUMARTESİ Teknoloji HAKAN AKARSU hakana?cumhuriyet.com.tr Ya insanın da bir üst modeli çıkarsa? Cep telefonu, internet bağlantısı, bilgisayarı olmadan rahat edemeyenlerdenseniz teknoloji bağımlısı olabilirsiniz. Uzmanlar teknolojiyle insan arasındaki bu hastalıklı ilişki için “Makineye bu kadar anlam yükleyen başka bir toplum olduğunu sanmıyorum. Teknoloji bizi robot gibi idare ediyor, yönetiyor. Yokluğunda da sudan çıkmış balık gibi oluyoruz” diyor Çok da değil, yakın yıllara kadar bir arkadaşımızla buluşacağımız zaman yer ve saat verir, buluşma yerine giderdik. Ancak artık cep telefonlarıyla birlikte bir paranoya da sardı bizi: “Alo, ben otobüsteyim, geliyorum, sen nerdesin?” “Ben de geliyorum, ama biraz trafik var.” Aradan 10 dakika geçer ve yine telefon çalar. “Alo, ben geldim ama seni göremiyorum. Neredesin?” ZUHAL “Yürüyorum oraya doğru, 3 dakika AYTOLUN sonra orada olurum.” Buluşma noktasına gelinmiştir ama yine eller telefona gider. “Alo, hala seni göremiyorum. Aa tamam tamam gördüm. Yanına geliyorum.” Cep telefonları artık dünyamıza o kadar çok girdi ki, her işimizi onlarla görür olduk. Kamera, fotoğraf makinesi ve çalar saati ile birlikte bir çok işlevi görüyor. Hatta cep telefonlarıyla birlikte kol saati kullanımı da azaldı. Uzmanlar, cep telefonuyla iletişim olanağından uzak kalma korkusuna bir isim verdi: ‘Nomofobi.’ Kelime, İngilizce ‘no mobile phobia’ (telefonsuzluk fobisi) cümlesinden türetildi. Bağımlılık nedeni ise insanların aileleri ve arkadaşlarıyla sürekli temas halinde olma arzusu. ? Lüksü sevenlere yeni kulaklık Jabra, lüks ve ihtişamı sevenler için bir Jacob Jensen tasarımı Jabra JX20 Pura’yı satışa sundu. Sıra dışı tasarımı, ufak boyutları ve titanyum malzemesiyle dikkatleri üzerine çeken Jabra JX20 Pura, hafifliği, kolay kullanımı ve kulağa mükemmel uyumuyla rakipleri arasından sıyrılıyor. Akıllı masa üstü ünitesi ile teknolojinin getirdiği son yenilikleri bünyesinde barındıran Jabra JX20 Pura, 13 gramın altındaki ağırlığı ile de en hafif kulaklıklar arasında yer alıyor. JX20 Pura’nın kutusu içerisinde her kulağa uyması için iki farklı boyda, ultra konfor sağlamak üzere geliştirilmiş kulaklık jeli bulunuyor. HİSTERİK KRİZ GEÇİRİYORUZ Bütün bu teknoloji bağımlılığının ve onun getirdiği fobilerin nedeni tabii ki sistemin tüketen bireyler istemesi. Teknolojinin gelişmesine paralel olarak tüketim de körüklenerek, “Tükettikçe varsın” mesajı yayıldı dört bir yandan. Beyazyürek, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bu süreçten çok fazla etkilendiğini, insanların sorgulamadan her verileni aldığını söylüyor: “Biz akıl çağını ıskalamış bir toplumuz. Gelişmiş toplumlarda teknoloji bu tür bir tehlike arzetmez. Çünkü araçtır teknoloji onlar için. Ama bizim önümüze konulunca bir anda, teknoloji tarafından yönetilmeye başlandık. Bizi idare eden kafalar da bilerek ıskalatıyor bu süreci. Okuyan, düşünen insanları yönetmek zordur. Sistem yönetebileceği insanlar yaratıyor.” Tüm bunların tüketmek için yapıldığını söyleyen Beyazyürek, kendimizi ve hatta insanlığın bütün değerlerini de bu yolla tükettiğimize değiniyor. Televizyon yoksa sohbet edilmiyor, internetteki sıcak sohbetler yüzyüzeyken yerini sessizliğe bırakıyor, filmler evlerde izleniyor, albüm satışları düşüyor. İnsanın sosyal yaşama dair elinde ne varsa yitip gidiyor. “Makineye bu kadar anlam yükleyen başka bir toplum olduğunu sanmıyorum” diyen Beyazyürek, bu mantıktan dolayı da teknolojinin çok daha fazla esiri olduğumuzu ve onun artık bireylere hükmetmeye başladığını söylüyor. Dört bir yandan yağan enformasyon, bireylerde bir anlamda bilgi çöplüğüne neden oluyor. Herkes bir şeyler biliyor ama kimse tam olarak bilgi sahibi değil. Hatta bu ‘bildiğini zannetme’ hali yüzünden gerçek ile yanılgı arasındaki çizgide gittikçe silikleşiyor. İnternet ve televizyondaki pek çok programla birlikte alınan her bilgi, mutlak doğru kabul ediliyor. Pek çoğumuz şu girişe aşinayız: “Uzmanlar diyor ki...” Sorunların kişiye özel olduğunu, sebep ve sonuçlarının yine bireyler üzerinden yorumlanabileceğini unutmamız sonucu ‘uzmanların’ anlattıklarıyla hapsolmuş durumdayız. Bir fazlasını araştırmak yerine, verilen bilgilerle sürdürüyoruz yaşamımızı. “Toplum olarak ciddi bir histerik kriz geçiriyoruz” diyen Beyazyürek’in sözleri gerçekten dikkat çekici. Bahsettiğimiz bağımlılıklardan aslında hepimizde bir parça var. Önemli olan çizgiyi belirlemek, teknolojinin sadece bir araç olduğunu unutmamak. Yoksa televizyonda görüp dalga geçtiğimiz, çizgi romanlarda rastladığımız, dizilerde karikatürize edilen karakterlere benzememiz çok da uzak değil. ? Araç radyosundan cep kontrolü Blaupunkt, yeni ürünü Hamburg MP68 bluetooth özelliği ile cep telefonu ile kablosuz iletişim kuruyor ve özel tuş takımı sayesinde araç içinde kolay ve hızlı cep telefonu kontrolü sağlıyor. Hamburg MP68 modern ve yalın tasarımıyla göze hitap ederken ön panelindeki tuşların boyutları da pratiklik kazandırıyor. Krom kaplı ön panelin üzerindeki dairesel mavi tuş radyonun en önemli fonksiyonlarını kontrol edebilme imkanı sağlıyor. İçine yerleştirilmiş olan 4x50 Watt gücündeki amfi sayesinde yüksek ses kalitesi sunan Hamburg MP68’in 4 kanallı ön amfisi istenildiği zaman çalıştırılabiliyor ve 3 bant ekolayzır ile müzik keyfi kişiselleştirilebiliyor. Erkeklerin yüzde 58’i, kadınlarınsa yüzde 48’i şarj ya da kontörleri bittiğinde veya kapsama alanı dışında kaldıklarında streslerinin arttığını söylüyor. Korkular da o noktada başlıyor. Arayanlar ulaşamayacak, kimse aranamayacak. Sanmayın ki bağımlılığımız yalnızca cep telefonlarına. Televizyon, bilgisayar, oyun konsolları, yeni çıkan her türlü teknolojik alet yaşamın bir parçası haline geliyor. Yalnızlaşıp kabuğuna çekilen insanlar teknolojiyle kendini ifade ediyor. Bu durum artık bizleri kendimize ve çevremize karşı da yabancılaştırıyor. Yüz yüze iletişimin yerini alan internet, her geçen gün daha da fazla giriyor yaşamımıza. Geçen hafta, daha önce de sıkça rastladığımız bir haberi gördüğümüzde bu durumu araştırmaya karar verdik. Bursa’da, eşinin, internette tanıştığı bir kadınla konuştuğunu görüp, kendisine “Benimle evli olduğun halde başka kadınla nasıl aşk yaşıyorsun. Beni beğenmiyor musun?” dediği için bıçaklayan 8 yıllık evli bir erkeğin nasıl bir ruh haline büründüğünü merak ediyor insan. Bu tek örnek değil elbette. İnternet yüzünden boşanma noktasına gelen çiftler, ayrılanlar, kavga edenler mi ararsınız; saatlerce oyun oynayanlar, yaşamını satışa çıkaranlar, maillerini kontrol edemediklerinde huzursuzluk çekenler, günlerini internette geçireceği saate göre programlayanlar mı... Teknoloji bağımlılığını ve bunun sonucunda ortaya Prof. Dr. Mansur çıkan teknolojik fobileri konuştuğumuz Beyazyürek Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Klinikleri Şefi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, her türlü ürünün bir madde olduğunu ve bireylerin maddeyle bir bağ kurarak ondan beklentilerini arttırdığını söylüyor. Tıpkı bir eroin bağımlısı gibi dozunu arttırarak teknolojiden mutluluk beklendiğini ve çeşitli enformasyon yığılmalarıyla da bunun körüklendiğini söyleyen Beyazyürek, “Hayatın gerçekleri değil bunlar. Kandırılıyoruz. Afyonlanıyoruz. Makineye bu kadar anlam yükleyen başka bir toplum olduğunu sanmıyorum. Teknoloji bizi robot gibi idare ediyor, yönetiyor. Yokluğunda da sudan çıkmış balık gibi oluyoruz” diyor. ? Yeni nesil dokunmatik HP, yeni nesil PC ürünü HP TouchSmart IQ500’ü pazara sundu. HP TouchSmart IQ500, HP tarafından özellikle dokunmaya yönelik olarak geliştirilmiş bir yazılımla çalışıyor. Ürün, süper ince dokunmatik ekran üzerinde kaydırılan parmağın hareketlerini tanıyor ve böylece kullanıcılara, bilgiye, eğlenceye ve sosyal ağlara istedikleri an erişme imkânı sunuyor. Tüketiciler, sadece ekrana dokunarak sevdikleri müziği çalabiliyor, yeni müzik listeleri oluşturmak için şarkıların yerini kolayca değiştirebiliyor, büyütmek için bir fotoğrafın köşelerini sürükleyebiliyor, hava durumunu hızla öğrenebiliyor ya da TV seyredebiliyorlar. Büyük bir fotoğraf çerçevesinin boyutlarında olan yeni HP TouchSmart IQ500 PC, ince bir çantanın hatlarını andıracak biçimde tasarlanmış. UYUŞTURULUYORUZ Çok daha temelden başlıyor Beyazyürek anlatmaya. İnsanın mutluluk arayışının dışarıdan gelecek etkilerle gerçekleşeceği mesajlarının verildiğini ve bu haz prensibini çalıştırmak için de teknolojik ürünlerin “mutlu edici” etkilerinin gösterildiğini söylüyor. Teknoloji çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Bir televizyon alıyorsunuz, kısa bir süre sonra bir üst modeli çıkıyor, cep telefonu her geçen gün bir üst modelle karşımızda, bilgisayarlar küçüldükçe küçülüyor. Beyazyürek, bu yapay mutluluğun yeni ürün çıkana kadar süreceğini, yeni ürün çıkınca da onu alma isteği doğuracağını söylüyor. Mutluluğu bir maddeye bağlamanın sonucunda da çeşitli fobilerle karşılaşıyoruz. Nasıl mı? Ya elektrik kesilirse ya da televizyon hiç beklenmeyen bir anda bozulursa? Ne hissedersiniz? Ya çok sevdiğiniz bir dizi, ya da beklediğiniz bir program veya maç varsa o akşam. Eyvah ki ne eyvah! Huzursuzluk ve gerginlik başlıyor. Cep telefonunuzun şarjı ya da kontörü bitti. Şimdi ne olacak? Ya arayanlar ulaşamazsa... Hangimiz çantasında şarj aleti taşımıyor? Ya bilgisayarımıza bir virüs girerse, bütün verilerimiz orada depolanmış halde. Ne yaparız sonra? Bir anlam yüklediğimiz ve zamanlar araç olmaktan amaç olma statüsüne yükselmiş olan çeşitli teknolojik ürünlerin yokluğu gerginliğe ve yaşamsal akışın sekteye uğramasına neden oluyor. Bu kimi zaman mutsuzluk, kimi zaman da saldırganlığa kadar varıyor. O gergin bekleyişte verilen tepkilerin bir bağımlının verdiği tepkilerle aynı olduğunu söylüyor Beyazyürek: “Kişi, sosyal, biyolojik ve psikolojik yapısını olumsuz etkilemesine rağmen bir maddeyi, kendisine yaptığı zararlı etkiyi bildiği halde kullanmaya devam ediyorsa o kişi bağımlıdır. O maddenin yokluğunda her yönden tepki vermeye başlar. Alkol ya da eroin bağımlısı, kullandığı maddenin yokluğunda nasıl sinirlenip geriliyorsa, çamaşır makinesi bozulan kadın da aynı klinik belirtileri gösteriyor. İnternet bağımlısı, internetin yokluğunda ne yapacağını, nereye gideceğini bilemiyor. Ya telefonun şarjı biterse, ya araban bozulursa? Uykusuzluk, gerginlik, saldırganlık, huzursuzluk gibi belirtilerin hepsi tedavi edilmesi gereken bir bağımlılığın göstergesi.” Balıklı Rum Hastanesi’nde İnternet Bağımlılığı biriminde çok sayıda vaka gördüklerini anlatan Beyazyürek, tam bir psikiyatrik tedavi süreci yaşandığına dikkat çekiyor. Kimi bağımlılar için ilaç tedavisinin yanı sıra yatarak tedaviye de başvuruluyor. Saatlerce bilgisayar başından kalkmayan küçük yaştaki çocuklar, internette chat siteleri yüzünden eşiyle boşanma noktasına gelenler, internetsiz kaldığında ne yapacağını bilemez bir çaresizlik yaşayanlar ve daha pek çok vaka, hastanenin bu biriminde tedavi ediliyor. ? Hem göze hem kulağa... Samsung, Yepp serisinden iki yeni portatif medya oynatıcı piyasaya sürdü. Yeni modellerden Yepp P2, hem portatif bir video oynatıcısı, hem de DMB (Dijital Medya Yayını) alıcısı. Sadece 12 cm. kalınlığında olan aygıtta 3 inçlik dokunmatik ekran ve Bluetooth 2.0 bulunuyor. Kapasite seçenekleri ise 4 gigabayt, 8 gigabayt ve 16 gigabayt. 12 band ekolayzır, FM radyo, resim gösterme gibi pek çok portatif müzikçalarda alışıldık hale gelen özellikler barındıran Yepp S3 DAP’nin dikkat çekici özelliği ise, 3 boyutlu ses sistemine sahip olması. ? Dünyanın en küçük faresi Asus’un geliştirdiği MS71 ultra mini kablosuz fare görenleri şaşırtıyor. Boyu 6,5 cm, genişliği ise 2,5 cm olan fare neredeyse bir kibrit kutusu büyüklüğünde ve üzerindeki 2,4 GHz kablosuz alıcı sayesinde kablo derdinden kurtulmamızı sağlıyor. 800 dpi çözünürlüğe sahip olan MS71, bu sayede hareketlerinize hızla cevap vermeyi de başarıyor. Boyutları ile “tek parmak fare” unvanını da alan MS71, donanımsal özellikleri sayesinde enerji tasarrufu da sağlayabiliyor ve bu sayede Asus’un Eee PC’lerinde ve diğer laptop’larda pil ömrünü uzatıyor. Örneğin fare bekleme moduna geçtiğinde yüzde 75’e kadar enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Ayrıca çabuk sarj olma ve benzeri özelliklerle kullanıcılara rahatlık sağlıyor. C MY B C MY B