Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 19 TEMMUZ 2008 CUMARTESİ Konser Sabaha kadar dans ElecTrip Records’UN sanatçıları Zi Punt ve Portecho, 23 Temmuz Çarşamba gecesi Blanco’da sahneye çıkacak. Oğuz Kaplangı, Chi K. ve Orange’dan oluşan Zi Punt, electro ile rock birlikteliğini İngilizce vokallerle eşleştiriyor. Tan Tunçağ ve Deniz Cuylan ikilisinden oluşan Portecho ise, sıcak gitar melodileriyle 80’lere gönderme yapıyor. Zi punt ve Portecho’nun müzikseverleri sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendireceği gecenin giriş ücreti yok. (0212 244 25 26) Sanat bireysel bir kaçış yolu ZÜLAL KALKANDELEN de anlatabilir tabii. Fakat Clive’ın bakış açısıyla aynı görüşte olduğum nokta şu ki, iyi grupların yapabilecekleri şarkı sözleriyle kzulal?yahoo.com sınırlı değil. Eğlence sektörü, ancak insanların söylediklerinizi dinlemek Başlıktaki söz, elektronik müzik istedikleri sürece varlığınızı devi Massive Attack’ın kurucusu koruyabildiğiniz bela bir sektör. 3D’ye (Robert Del Naja) ait. Ama bir şekilde de, bir politik İngiliz grup, geçtiğimiz hafta sonu duruş olmalı. Yoksa pop kültürü İstanbul konseri için Parkorman’daydı. içinde ürün satmaktan öteye 3D ile konser öncesinde röportaj geçmez yaptığımız iş. Clive ile bu yapma olanağım oldu. Ama aşağıda anlamda aynı görüşteyim. okuyacağınız röportajdan önce, Pablo Picasso’nun bir sözü var: konserden izlenimleri de yazmak “Sanat, gerçeği kavramamızı istedim. sağlayan bir yalandır.” Massive Attack, muhteşem bir Sanatçıların toplumdaki rolü performans sergileyip 1 saat 45 dakika açısından bu sözü nasıl boyunca çaldı; fakat o süre kimseye yorumluyorsunuz? yetmedi. Bis için sahneye tekrar İnsanların sanata bunun için geldiler. Ama dinleyiciler yine ihtiyaç duyduklarını doymadı. Duydukları müzikle adeta düşünmüyorum. Sanat, bireylere hipnotize olan kalabalık, yeniden kendilerini topluma gösterme, çıkarlar umuduyla mekandan bir türlü anlatma olanağı veriyor. Kişisel bir ayrılamadı. ego var. Sanat bir kaçış yoludur. Daddy G’den sonra artık grubun Bana göre, halk politikayı ve hayatı üçüncü elemanı gibi olan Horace anlamak için sanata ihtiyaç Andy de vardı konserde. O müthiş duymuyor. Okumayan, sanat sesiyle “Angel”ı söyleyince kalabalık Massive Attack İstanbul konserinde barkovizyona yansıtılan çeşitli yazılar kullandı. galerilerine gitmeyen ama üzerinde yarattığı etki görülmeye Politik mesajlar da veren İngiliz grup mesajları Türkçe’ye çevirmişti. televizyon kültürüyle beslenen değerdi. öyle çok insan var ki... Aşağıdaki röportajda okuyacağınız ışıklar ve barkovizyon kullandık.” Sanatçıların Bob Dylan ya da The Beatles döneminde gibi, 3D’ye hem müzik hem de politikaya ilişkin sorular Sıra rahatsız edici soruda: Yeni albüm ne zaman olduğu gibi politik duruş sahibi olması bugün neden zor? yönelttim. Karşımda Irak Savaşı’nı ve İngiliz hükümetinin çıkacak? Birçok müzisyen daha güvenli olan yolu seçiyor. Örneğin bu konudaki tavrını protesto etmek için gazetelere tam sayfa “Bittiği zaman...” çevre sorunları gibi. Ya da aşırı tüketim, küreselleşme ilanlar veren bir müzisyen vardı. Ölüm cezasına karşı Ne zaman bitecek? karşıtlığı ve ticarette adillik gibi konular var. Önemli sayıda çalışmalar yürüten Reprieve adlı kuruluşa büyük destek “Bu yıl içinde biterse iyi olur. Tamamladığımız şarkılar insan artık bu sorunların dünyayı giderek yaşanılmaz bir yere veren, Arapİsrail çatışmasına dikkat çekmek için yardım var ama hangilerinin yeni albümde yer alacağına henüz karar götürdüğü konusunda hemfikir. Dolayısıyla da, bunlar konserleri düzenleyen bir grup Massive Attack. vermedik. Yine de kasım ya da aralık gibi bitirip gelecek yıl hakkında konuşmak güvenli. Fakat hükümetleri eleştirenler, baharda yayınlayabiliriz herhalde.” POLİTİK MESAJLAR yaşayacak alan bulmakta zorlanıyor. Çünkü tam bu noktada Albümün soundu nasıl? Bir yenilik var mı? asıl politika işin içine giriyor. Özellikle siyasi açıdan yarı İstanbul konserinde de yine politik mesajlar verdiler. Bu “Bunu ancak ortaya çıktığında bilebiliriz. Önceden bir yarıya ikiye bölünmüş ülkelerde, bu durum, hayranların bir defa sahnedeki barkovizyonda çeşitli yazılar kullandılar. belirleme yaparak yola çıkarsanız, bazen çok zorlama bölümü ile ters düşmek anlamına geliyor. Bu yüzden, gruplar Grubun isteği üzerine Türkçe’ye çevrilen bu yazılar, ilginç olabiliyor. Tabii bazıları bu şekilde çalışarak çok başarılı da dinleyici kitlesinin önemli bir kısmını kaybetmekten bir şekilde ülkemize anlamlı mesajlar gönderiyor gibiydi. örnekler verebiliyor. Örneğin Radiohead... Yeni albümdeki çekiniyor. Amerikalı gazeteci Horace Greeley’in “Haklarını çiğnediğim herkesten daha aşağıdayım” sözü ile, “Korku, bazı şarkılar yumuşak, bazıları da daha agresif. Karşıtlıkların bir araya gelişi söz konusu.” uygar insan aklının doğal yapısına özgü değildir”, Müziğinizde bir derinlik arayışı var. İnsanları “Kanunlar önünde herkes eşittir” ve “Sesini duyur” en sarsmaya çalışıyorsunuz sanki... çok dikkat çekenlerdi. Amerikalı Senatör Dennis Farklı duyguların bileşimi aslında. Ben kişisel olarak, Kucinich’in Bush hakkında Kongre’ye sunduğu 35 duygulu, melankolik ve içinde bir tür hüzün barındıran maddelik suç duyurusu da yer aldı ekranda. müziklere eğilimliyim. Fakat ilginçtir; bazı neşeli pop Röportaja gelecek olursak... Sanatın bir bireysel kaçış şarkıların, örneğin The Beatles’ın kimi şarkılarının da olduğu noktasında 3D ile aynı görüşte değilim. Eğer öyleyse duygusal derinliği var. Ama hayatınızı sürdürmek için neden konserlerde politik mesajlar verip insanları paraya ya da çevrenizde insanlara ihtiyaç duyduğunuz bir uyandırmaya çalışıyorlar? Söyleşi süremiz kısıtlı olmasaydı dönemdeyseniz, mutlu şarkılar yerine bu tür müziklere soracak çok şey vardı, ama yine de içtenlikle konuştu 3D. yönelirsiniz. Reggae, soul, punk ya da new wave olsun, İngiltere’nin en önemli sanat festivallerinden daima bize gerçek ve yakın gelen şey, işin bu en hüzünlü Meltdown’ın bu yılki küratörlüğünü üstlendiniz. kısmı. Biz de albüm için bir araya geldiğimizde, yaptığımız Heritage Orkestrası Blade Runner filminin soundtrack müzik daha işin en başında o hüznü taşıyor oluyor. müziğini canlı olarak çalarken sizin de aynı anda Reprieve’in kurucusu Clive Stafford Smith ile mikslediğinizi duydum. Nasıl bir deneyimdi? yaptığınız söyleşiyi okumuştum. O röportajda Smith, “İyi “Çok iyiydi. Ama son ana kadar kimse yapılabileceğinden müzik vardır, çok iyi müzik vardır ve politik bir yanı emin değildi. Müziği oldukça elektronik ve orkestral yapmak olmadığı sürece de hiçbir müzik çok iyi olamaz” diyor. istiyorduk. Epey zor bir işti. Filmden konuşmaların, örneğin Katılıyor musunuz bu görüşe? Harrison Ford’un sesinin duyulduğu önceden kayıt edilmiş Bütünüyle değil... Politik olmayan ama çok sevdiğim bölümler vardı. Ama konser günü bunları kullanmayıp şarkılar var. Aşk şarkıları mesela. Blues da öyledir. Kişisel sadece müziğe yer verdik. Birçok insan aynı anda ekranda acıları yansıtır. Aynı zamanda çalışan sınıfın ortak dertlerini filmi göreceğini düşünerek gelmişti ama biz arka planda Yıldızlı geceler Bu yıl 6. kez düzenlenecek olan ‘Yıldızlı Turkcell Geceleri’ büyük bir konserle başlıyor. Dünyaca ünlü iki sanatçı, Zülfü Livaneli ve Amerikalı caz ve blues şarkıcısı Jocelyn Smith, bu akşam Bodrum Antik Tiyatro’da saat sevenleriyle buluşacak. Dünyanın yaşayan en büyük caz ve blues şarkıcılarından biri kabul edilen Jocelyn Smith’in repertuvarında 20 tane Livaneli şarkısı bulunuyor. Sanatçı dünyanın dört bir yanında verdiği konserlerinde bu eserleri de seslendiriyor. İkili bu akşam aynı şarkıları birlikte seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 81, 66 ve 56 YTL) Akdeniz’in güçlü sesi Haris Alexiou, 19. Most Açıkhava Konserleri kapsamında 23 Temmuz Çarşamba akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda konser verecek. Rebetiko, Modern Laika ve Yunan Halk Müziği dalında birçok şarkıya hayat vermiş Alexiou, ‘Olmasa Mektubun’, ‘Telli Telli’ ve ‘Maskeli Balo’ gibi pek çok şarkıdan aşina olduğumuz büyüleyici ses. Akdeniz’in en güçlü kadın vokallerinden olan Haris Alexiou, müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. (0216 556 98 00, biletler 110, 88, 66, 55 ve 45 YTL) Anma konseri Sakin, ‘Hayat’ albümünün ilk video klibi ‘Denek Hayatım’ın çıkışını özel bir konserle kutlamak ve bu şarkının ithaf edildiği 22 Temmuz 2004’de yaşanan Pamukova tren faciasını anmak amacıyla 26 Temmuz Cuma akşamı Studio Live’da bir konser gerçekleştirecek. Sakin’in albümündeki grubun farklı müzikal ve yaratıcı yönlerini güçlü bir şekilde yansıtan ‘Laleler Beyaz’, ‘Edepsiz Komedya’, ‘İkarus Başarsa’ ve ‘Sentetik Sezar’ gibi şarkılar da seslendirilecek. Konser saat 23.00’de başlayacak. (Biletler 15 YTL) Farklı sesler Brooklyn Funk Essentials ve Hüsnü Şenlendirici, bu akşam Babylon Alaçatı’da sahneye çıkacak. Jamaika’dan Puerto Rico’ya, İsveç’ten New Orleans’a kadar geniş bir coğrafyanın müzisyenlerinin oluşturduğu Brooklyn Funk Essentials, Türkiye’de enerjik performanslarıyla oldukça iyi tanınıyor. Farklı kültürlerin seslerini eğlenceli bir müziğe çeviren grup Türkiye’nin en iyi klarnet virtüözlerinden Hüsnü Şenlendirici ile birlikte sahnede olacak. (0216 556 98 00, biletler 33.50 ve 28 YTL) Hem siyah hem beyaz Lenny Kravitz Kravitz son albümü ‘It Is Time for a Love Revolution’ı bu yıl çıkardı. Dünya turne programına da Türkiye’yi ekledi. Kendine has müziği, duruşu ve şarkılarıyla İstanbul Caz Festivali kapsamında, BKM ve Virgin Radio işbirliğiyle 30 Temmuz Çarşamba akşamı Kuruçeşme Arena’da olacak. Sakın kaçırmayın! Akıllarda ‘Fly Away’ şarkısının sözlerindeki gibi, uzaklara uçmak isteyen özgün ruhlu sanatçı olarak yer eden Lenny Kravitz ilk kez Türkiye’ye gelmeye hazırlanıyor. Meşhur parçasıyla ‘Buralardan gitmek istiyorum’ (I want to get away, I wanna fly away) diyerek hepimizin içindeki yaraya parmak basan ya da ‘Are You Gonna Go My Way’ şarkısıyla içimizi enerjiyle doldurup taşıran Lenny Kravitz... Yani aslında hepimizin çok yakından tanıdığı, 4 yıl üst üste ‘En İyi Erkek Rock ŞİRİN Vokal Performansı’ dalında Grammy ödülü GÜVEN almış, albüm satışı dünya çapında 30 milyona ulaşmış ve adından çok söz ettirmiş Kravitz... Tam adı Leonard Albert “Lenny” Kravitz olan Amerikalı sanatçı aslında sadece şarkıcı değil. O, on parmağında on marifet olan cinslerden. Gitardan basa, davuldan armonikaya, klavyeden perküsyona ve sitara kadar pek çok enstrümanı çalabilen Kravitz, aynı zamanda şarkı yazarı, prodüktör ve aranjör... O, kendine özgü sound’unda rock, soul, funk, reggae, hard rock, psychedelic ve folk elementleri ustalıkla ‘retro’laştırıyor. sonra da babasını üniversiteye para vermek yerine albüme para harcamaya ikna etmiş. Kravitz’in ilk demo’su onun birçok plak şirketinden teklif almasına yetmiş. Ancak şirketler Kravitz’e sonradan çok pişman olacakları bir teklifte bulunmuşlar. Kendine özgü müziğini ya daha ‘siyahileştirip’ R&B tarzına kaydırmasını, ya da siyahi kimliğini tümden bırakıp saf rock yapmasını istemişler. Kravitz ise, tekliflerin hepsini reddetmiş. sirin.guven?gmail.com BİZ BARIŞ İSTİYORUZ Yıl 1985’te Kravitz aşk hayatındaki ilk önemli isimle tanışmış: Lisa Bonet. O zamanlar televizyonların bir numaralı dizisi olan Cosby Show’da oynayan Bonet ile çok yakın arkadaş, ardından da sevgili olmuşlar. İnatla daha ‘siyahi’ ya da ‘beyaz’ müzik yapmasını isteyen bütün şirketleri geri çeviren Kravitz, kendi başına bir albüm yapmaya karar vermiş. Klavye ve bas çalan Henry Hirsch ve saksafoncu Karl Denson ile birlikte çalışmaya başlamışlar. Böylece 1989 yılında rock ve funk şarkılar barındıran ilk albümü ‘Let Love Rule’ piyasaya çıkmış. İlk albümden sonrası çorap söküğü gibi gelmiş. 1991’de ‘Mama Said’, 1993’te ‘Are You Gonna Go My Way’, 1995’te ‘Circus’ ve 1998’te ‘5’ birbiri ardına tüm dünyada büyük ilgi uyandırmış. Albümlerin hepsi Billboard’un listelerinde üst sıralara yerleşmiş. Özellikle de ‘5’ albümündeki ‘Fly Away’ şarkısı Lenny Kravitz’in adı duymayanın kalmamasına neden olmuş. Bir yandan da Aerosmith, Mick Jagger, P. Diddy, Pharrell Williams, Al Green ve Curtis Mayfield gibi önemli sanatçılarla birlikte çalışmaya başlamış. Ve 19982001 yılları arasında 4 yıl üst üste Grammy kazanmış. Amcası yıllar önce Kore’de öldürülen Kravitz, 2003 yılında Amerika’nın Irak’a girmesini protesto etmek için bir şarkı yapmış. ‘We Want Peace’ (Biz Barış İstiyoruz) isimli parçayı internetten ücretsiz olarak yayınlamış. Şarkı dünya çapında internetten indirilenler listesinde 1 numaraya yerleşmiş. Bu arada 1993 yılında Bonet ile ayrılan, ardından çıkan Madonna ile ilişki söylentilerini yalanlayan Kravitz, Nicole Kidman ile 2004’te çıkmaya başlamış. Ve yedinci albümü ‘Baptism’i yayınlamış. 2007’de küresel ısınmaya dikkat çekmeye çalışan Live Earth’de de şarkılarını büyük bir coşkuyla seslendirmiş. Kendine has müziği, duruşu ve şarkılarıyla Kravitz’i sakın kaçırmayın! MÜZİĞİN PEŞİNDE Kravitz, 1970’lerin popüler sitcom’u ‘The Jeffersons’ın oyuncularından Roxie Roker ile NBC kanalının haber prodüktörlerinden Sy Kravitz’in çocuğu. Ukraynalı yahudi bir baba ile Bahama Adalı siyahi bir annenin oğlu olarak büyümüş. Henüz üç yaşındayken tencere ve tavaları davul olarak kullanarak müzik yapmaya başlamış. Beş yaşına geldiğindeyse artık ne olmak istediğinden eminmiş. Kısa zaman sonra davul ve ardından da gitar çalmaya başlamış. Ailesinin müzik sevgisi onu hep desteklemiş. Bol bol müzik dinlenen bir evde, onu sık sık konsere götüren bir aileyle büyümüş. Annesi The Jeffersons’da oynamaya başlayınca Los Angeles’a yerleşen Lenny Kravitz, rock müzikle ilk kez orada; Led Zeppelin, Kiss, Aerosmith, Jimi Hendrix, David Bowie, The New York Dolls, Pink Floyd, Cream ve The Who dinleyerek tanışmış. Okula geçmesine yetecek kadar gitmiş. Onun dışındaki tüm zamanını arkadaşlarıyla birlikte saatlerce çalarak geçirmeye başlamış. Ve nihayetinde müzikal kariyerinde ilerleyebilmek için ailesinin yanından ayrılmış ve arkadaşlarında, arabada ya da herhangi başka bir yerde kalarak müziğin peşinden gitmiş. Liseyi bitirdikten RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B