11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 29 MART 2008 CUMARTESİ Konser İçiniz ısınacak Havana Salsa, Havana ritimlerini İstanbul’a getirmek için 3 Nisan Perşembe akşamı saat 21.30’da Babylon’da sevenleriyle buluşacak. Hayatını bir Türk’le birleştirdikten sonra burada yaşamaya karar veren Luis Enrique Hendrickson Gonzales, 21 yıldır profesyonel bir perküsyon sanatçısı olan Oscar Armando Acosta Saenz, altı yaşından bu yana müziğin içinde olan Escono Padilla Perez ve dünyanın birçok ülkesinde turnelere katılmış Robinson Perez Fernandez müzikseverlere sıcacık bir gece yaşatacak. (0212 292 73 68, biletler 15 ve 10 YTL) İbrahimova ile Aydoğdu Yıldız İbrahimova, Türkiye’nin önde gelen kanun sanatçısı Tahir Aydoğdu ile birlikte ilk kez 5 Nisan Cumartesi akşamı saat 20.00’de Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sahneye çıkacak. Avrupa, Rumeli ve Anadolu’dan unutulmaz melodiler seslendirilecek ikili, dinleyicileri müzikal bir yolculuğa çıkaracak. Klasik müzik, caz ve geleneksel müzikte vokal kavramına yeni boyutlar getiren, dünyanın önemli müzik festivallerinde uzun performanslar sergileyen Yıldız İbrahimova, Gönülden Gönüle Şarkılar isimli konserde sevenlerini büyüleyecek. (0216 414 22 39, biletler 15 ve 10 YTL) Barok festivali başladı Bu yıl 14.’sü gerçekleşen Uluslararası İstanbul Barok Festivali, geçtiğimiz günlerde başladı. Festival kapsamında bu akşam saat 19.30’da St.Espirit Katedrali’nde ‘Barok Çağ‘da İtalya’da Seyahat’ isimli bir konser düzenlenecek. Şef Francesco Corrias’ın yöneteceği konserde Cristinno Accordi bas çalacak. 2 Nisan Çarşamba gününe kadar devam edecek festivalde, 31 Mart Pazartesi saat 18.00’de Galata Derneği’nde ‘Barok Çağın Sesleri ve Cenevizli Bestecilerden Örnekler’ adıyla müzikli bir söyleşi yapılacak. (www.istanbulbarok.com, etkinliklere girişler ücretsiz) Kübalı perküsyonist Küba müziğini Latin ve caz ile birleştiren Kübalı perküsyonist William Cardoso, El Pluma Band ile birlikte bu akşam Ghetto sahnesinde olacak. Saat 22.30’da başlayacak konserde, AfroKüban müziğin köklerine inilecek. Klasik vurmalı çalgılar alanında eğitim alan Cardoso’nun yaşamı Küba konsolosluğunun da desteğiyle belgesel olarak çekilmişti. Cardoso, Habana Ensemble, Roy Hargrove ve Alex Acuna gibi AfroKüba caz geleneğinin devleriyle yaptığı çalışmalarla anılıyor. (0212 251 75 01, biletler 25 ve 20 YTL) şk üzerine ne şarkılar söylendi, ne şiirler yazıldı. Herkes içinden geçeni döktü bir şekilde ortaya. Coşkusuyla, tutkusuyla, acısıyla, mutluluğuyla aşkın her hali yazıldı, resmedildi, sahnelendi. “Seversin, kavuşamazsın, aşk olur…“ demiş ya Âşık Veysel. En çok da tutkulu ZUHAL özlemi ve acısı söze aşkın. İlk AYTOLUN döküldü kez 2007 yılı Sevgililer Günü için sahnelenen ve aşkın her halinin anlatıldığı Aşk İçin adlı gösteri, aldığı büyük ilgiyle bu yıl da izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. Müjgan Özçay‘ın yazıp sahnelediği ‘Aşk İçin’ adlı müziğin, dansın ve şiirin harmanlandığı gösteride aşk çeşitlemeleri yer alıyor. Müjgan Özçay, sanatçı, eğitmen ve danışman kimliğinin birleşimi olan iletişimdeki uzmanlığıyla hem iş hem sanat dünyası tarafından yakından tanınıyor. Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı, Opera Yüksek Bölümü mezunu olan Özçay, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solist olarak sahneye çıkıyor. Bugüne kadar 20’den fazla eserde rol almış olan sanatçı, ayrıca dramaturgi ile ilgileniyor, çeviriler yapıyor ve oyunlar sahneliyor. Yurtiçi ve yurtdışında sayısız resital veren, konserlere katılan sanatçı bu alanlarda da değişik uygulamalarıyla dikkat çekiyor. ‘Yaratırken uçarım’ diyen Özçay’a bu gösterinin teklifi geldiğinde sıradan olmaması için çok fazla ayrıntıyla zenginleştirerek ayrı bir asalet katmış gösteriye. Minimalist dekoru, ışık ve renkle yapılan sahne düzenlemesi ile son derece şık bir gösteri Aşk İçin. Tek temsil olarak hazırlanan ancak gelen yoğun ilgi üzerine sahnelenmeye devam eden Aşk İçin’de kırmızılar, kalpler, klişe anlatımlar yok. Aşk gibi şık bir sahnesi var gösterinin. Cahit Sıtkı Tarancı‘dan Karacaoğlan‘a, Nâzım Hikmet‘ten Bedri Rahmi Eyüboğlu‘na kadar yazılmış aşk şiirlerinin seslendirilmesinin yanı sıra danslar, nostalji ve aşkın simgesi haline gelmiş Casablanca, Roma Tatili, Rüzgâr Gibi Geçti gibi filmlerden kareler de gösteriliyor. A Emre Aydın turnede Aşk için Metin ve düzenlemesi Müjgan Özçay’a ait olan ‘Aşk İçin’ adlı gösteri, 4 Nisan’da AKM Konser Salonu’nda, 9 Nisan’da Süreyya Operası’nda sahnelenecek aşk ile yeniden Özçay’dan sorun çözme dersleri Müjgan Özçay, ayrıca 11 yıldır Soysal Eğitim Danışmanlık bünyesinde çeşitli kademelerdeki profesyonellere ve yöneticilere seminerler veriyor. Doğru ve etkili konuşma, telefon iletişimi, sunuş becerileri, NLP, satış, pazarlama, müşteri psikolojisi, mağazacılık, hedef belirleme, sorun çözme, zor durumlarla başa çıkma, yaratıcılık, beden dili, dış görünüm gibi kişisel gelişim ve iletişim konularında seminerler, konferanslar veren Özçay, üst düzey yöneticilere birebir danışmanlık yapıyor; bireyleri ve kitleleri etkileme ve iletişim sorunlarını çözme konularında yol gösteriyor. Özçay, kurumlar açısından kurumsal kimliği kurarak onu koruma adına bu eğitimlerin gerekli olduğunu, çalışanlar açısından da yalnızca para değil, değer verilmenin de önemli bir motivasyon olduğunu belirtiyor. Özçay’ın ‘Sesler, Sözler, Etkiler’ kitabının yanı sıra bir de ‘Telefonda İletişim’ isimli yeni bir kitabı yayımlandı. Telefonda İletişim‘in konuyla ilgili bu denli kapsamlı yazılmış tek kitap olduğunu söyleyen Özçay, telefonun iletişimde bir kültür olduğunu ancak telefonla konuşmayı bilmediğimizi, kendimizi geliştirmemiz gerektiğini söylüyor. Özçay bu eğitimlerin, mesajı doğru iletmek amacından dolayı sahneden çok ayrı olmadığını düşündüğünü belirtiyor. Türk rock müziğinin erkek vokallerinden Emre Aydın, Gişe Organizasyon tarafından düzenlenen konserlere devam ediyor. Aydın, dün Kocaeli’nde verdiği konserin ardından bu akşam Ankara MEB Şura Salonu’nda sahneye çıkacak. Yarın Konya Konevi Kültür Merkezi’nde, pazartesi Kayseri Özel İdare Salonu’nda ve 1 Nisan Salı akşamı ise Sivas Üniversite Kongre Salonu’nda sevenleriyle buluşacak. Aydın tüm sevilen parçalarını seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 25 YTL) Yeni albümün konseri Birçok başarılı konsere ve albüm çalışmalarına imza atan Gece Yolcuları, üçüncü stüdyo albümleri ‘Kalbin Kadar Yakın’ı dinleyenleri ile buluşturdu. Topluluk, 5 Nisan Cumartesi akşamı Studio Live’da yeni albümdeki tüm parçaları çalacak. Şu sıralar radyo ve televizyonlarda sık sık yayınlanan çıkış şarkısı ‘Değer Mi?’ müzikseverler tarafından beğenilmişti. Gece Yolcuları konser günü için müthiş bir performans hazırlıyor. (0216 556 98 00, biletler 28 YTL) Bedük’le disko gecesi Bedük, ‘Disco Fever party’ isimli bir gece için 4 Nisan Cuma akşamı saat 23.00’de Gayrettepe Discorium’da sahneye çıkacak. 70’lerden bugüne efsane disko ve dans hitlerinin seslendirileceği gecede, Bedük müzikseverleri sabahın ilk ışıklarına kadar coşturacak. İzleyiciler tüm gece dans pistinden inemeyecek. Konserde Bedük’e; Dj Stylist, özel koreografileri ile dansçı Uğur ve arkadaşları ve görsel şovlarıyla VJ Engin Eraydın eşlik edecek. (0216 556 98 00, biletler 34 YTL) MESAJI DAYANIŞMA Gösteri, tıpkı aşk gibi küçük sürprizler ve küçük heyecanlarla akıcı bir şekilde sahneleniyor. İzleyici anlık diyaloglarla dahil olabiliyor kimi zaman gösteriye. Özçay, “İzleyicinin konuşabileceği, yorum yapabileceği interaktif bir ortam mevcut. Bu yönüyle çok sıcak. Seyirci yalnızca zihnini kullanarak ciddi bir şekilde izliyorsa tam anlamıyla iletilemez mesaj” diyor. Hatta bir anısını da anlatıyor Özçay: “Bir gösteride izleyiciler arasından bir genç, ‘Kalmadı böyle kızlar’ dedi. Bende döndüm, ‘Sen rastlamamışsın’ dedim. Böylece ortam daha da şenlendi.” Aşkın özleminin, tutkusunun, toplumun Vokal grubu Vokaliz 2004 yılında kurulan ve iki tenor, iki bariton ve bir bas vokalden oluşan Vokaliz, 4 Nisan Cuma akşamı saat 20.30’da Yunus Emre Kültür Merkezi Turhan Tuzcu Sahnesi’nde konser verecek. Çalışmalarını çok da alışık olmadığımız enstrümansız vokal müziğiyle yani ‘Acapella’ olarak yorumlayan topluluk, Gişe Organizasyon tarafından gerçekleştirilecek gecede en beğenilen şarkılarını sevenleri için seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 25 ve 20 YTL) aşka bakışının anlatıldığı gösteri, yalnızca aşk üzerine değil. Çok daha kapsamlı bir boyutta mesajını ileten gösterinin finali de sevginin birleştirici gücünü gösteriyor izleyiciye. Özçay, “Aşk, muhteşem bir duygu. Ama bugün daha başka bir duyguya ihtiyacımız var. Bağlılık, şefkat, dayanışma ve birlik. Şimdilerde ihtiyacımız olan şeyler bunlar. O yüzden de final mesajı bu yönde gösterinin” diyor. Çok fazla araştırma yaptığını söyleyen Özçay, özellikle Sparta toplumuna da atıfta bulunmuş gösteride. O dönemde toplum ahlakı gerekçesiyle aşk ifadelerinin yasaklanmasının denendiğine dikkat çeken Özçay, bu kısır döngünün günümüzde de yaşandığını söyleyerek ‘Yıllarla birlikte hiç gelişme gösterememiş miyiz?’ sorunsalını tartışmaya açıyor. sirin.guven?gmail.com Goldfrapp’la pastoral dinginlik Sakin, atmosferik, büyüleyici ve huzur verici… Goldfrapp’ın yeni albümü “Seventh Tree”yi anlatmak için aklıma gelen ilk sıfatlar bunlar. İngiliz elektropop ikilisini, 2003 albümü “Black Cherry” ya da 2005 tarihli “Supernature” ile tanımış olanlar için şaşırtıcı bir tanımlama bu. Ama bir yanlışlık yok; aynı gruptan, Alison Goldfrapp ile Will Gregory’den oluşan Goldfrapp’tan söz ediyorum. Önceki iki albümünde de elektronik dans, kzulal?yahoo.com synthpop ve glam rock karışımı müziğiyle dans kulüplerinin vazgeçilmezleri arasında yerini alan ikili, bu defa ambient, 60 ve 70’lerin Amerikan folk müziği ve sıcacık baladlarla haşır neşir olmuş. Beş yıldır erotizmin doruklarında gezinen müzikleri, şimdi akustik enstrümanlar eşliğinde romantizm rüzgârını estiriyor. Ama bu farklılık, dönüşümden çok aslına dönüş olarak da görülebilir. Grubun 2000 yılında yayımladığı ilk çalışması “Felt Mountain”ı hatırlayanlar için “Seventh Tree” hiç de garip değil. Ticari başarıya ulaşmamış olsa da, bana göre Goldfrapp’ın en iyi albümüdür Felt Mountain. Triphop ile ambient tınılarını birleştirip yarattıkları o albüm, aradan yıllar geçse de, tekrar tekrar dinlettiriyor kendisini. “Black Cherry” ve “Supernature” ise, grubu Amerika’da meşhur edip ticari başarı getiren albümler olarak kariyerlerinde ayrı bir yere sahip. Fakat öyle anlaşılıyor ki, Goldfrapp, artık glam rock ve diskonun göz alıcı ışıklarından biraz sıkılıp değişiklik aramış. ZÜLAL KALKANDELEN Alison Goldfrapp vokali ile, pastoral bir ortamda gezinen bir melek gibi bazen Kate Bush’u bazen de PJ Harvey’i anımsatıyor. Alison’ı daha önceki yıllarda sahnede izleyenler için hayal edilmesi biraz güç bir sahne bu. New York’ta verdikleri bir konserde sahneye, lateks bir hostes kıyafeti içinde, ayağında yüksek topuklu parlak çizmeler ve elinde kamçısıyla fetişist bir animatör kılığında çıkmıştı. Synthesiser’ı tam iki bacağının birleştiği noktanın üzerine yerleştirip çaldığında, salonda büyük bir heyecan yarattığını hatırlıyorum. Fakat konserden sonraki gün röportaj için buluştuğumuzda, asıl şoku ben yaşamıştım. Kot pantolonu ve basit bir tişört içinde, makyajsız bir halde öyle sıradan görünüyordu ki... Sahnedeki o göz alıcı halini, “Ben sahnede bir karakter yaratmıyorum, müziği dramatize ediyorum” diye açıklıyor Alison. Doğrusu bunda çok başarılı. ELEKTROPOP VE AKUSTİK GİTARLAR BİR ARADA “Seventh Tree”nin en dikkat çekici yanlarından birisi, elektropop ile akustik gitarları bir araya getirmesi. Albümün açılış şarkısı “Clowns”, yavaş ritmi ve sanki mırıldanırcasına söylenen sözleriyle, insana kendisini bir rüyadaymış gibi hissettiriyor ve bu his, albüm boyunca devam ediyor. Psychedelic tınılarıyla dikkat çeken “Little Bird” ile, yalnızca müzik dinleyerek başka boyuta geçebilirsiniz. Ayda, deniz kenarında dans edenlerin, mavinin ve altın sarısının hakim olduğu topraklarda özgürlüğü buluşu gerçekten fantastik! Elektrofolk türündeki “Happiness” ise, mutluluk vaad eden yardım merkezleriyle inceden inceye dalga geçiyor. Melankolizmin devreye girdiği şarkı “Eat Yourself”, “Beni sevmediğini bilirken seni nasıl sevebilirim?” diye soruyor. Ama o melankolizm orada kalmayıp ilk single olarak yayımlanan “A& E” de daha hüzünlü bir boyuta varıyor. Müzik diğer şarkılara göre daha hareketli olsa da, tema bir intihar girişimi. Fakat bunları okuduktan sonra, albümün çok karanlık olduğunu düşünmeyin. “Cologne Cerrone Houdini” ile rahatlarken, “Caravan Girl” ile bahar neşesini içinizde hissedip dans bile edebilirsiniz! Alison ve Will ikilisinin, tek bir müzik türüne takılmayıp içlerinden ne geliyorsa ona yönelmesi, takdir edilecek bir özellik. Bu defa da, “psychedelic” sözcüğünün anlamı üzerinde kafa yorup Nick Drake ve ilk dönem Pink Floyd şarkıları dinlerken buldukları ilhamın peşine takılmışlar. RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B MÜZİĞİ DRAMATİZE ETMEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle