15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 02 7/2/08 16:33 Page 1 CUMARTESİ EKİ 2 CMYK 2 9 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ Maslak’ta salata, Boğaz’da suşi yeniyor Zeytinyağlısından baklavasına, ekmeğinden salatasına kadar her şeyi kendi çatısı altında üreten Keyveni Mutfağı merdivenaltı üretime savaş açtı “Marmara Üniversitesi’nde işletme okumak için İstanbul’a gelmiştim. Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalıyordum. Okul çıkışında yurtta ne yemek yiyeceğimi, hatta yemek yiyip yiyemeyeceğimi bile bilmiyordum. Bir gün bu duruma dayanamayıp MELTEM 300 arkadaş bir araya geldik ve yemekhanesine el koyduk. YILMAZ yurdun Herkesin ailesi memleketinden bir şeyler gönderiyor, biz de pişiriyorduk. Bir çorba ve bir kase sıcak yemek dışarda 10 liraysa biz 1 liraya üretir olmuştuk. Okulu bitirdikten sonra bir dönem devlet memurluğu yaptım ancak 12 Eylül döneminde istifa ettim. Sonrasındaysa en iyi bildiğim işe, yemekçiliğe giriştim.” Sadık Çelik, ilkini 1987’de 300 metrekarelik bir alanda açtığı Keyveni Mutfağı’nın öyküsünü böyle anlatıyor. Her gün ortalama 35 çeşit yemeğin 20 büyük ölçekli şirkete ve orta ölçekli şirketlere dağıtımını sağlayan Türkiye’nin ilk butik yemek tesisi Keyveni Mutfağı’nın, kendine ait et işletme tesisi, kasabı ve pastanesi var. Meyveli ve çikolatalı pastaların, Anadolu’ya ait özel tatlıların yanında taze ekmeğin de üretildiği pastane 2004’ten bu yana faaliyette. Üretim tesislerinde dondurulmuş ürün ve katkı maddesi kullanmayan tesisin portföyünde Petrol Ofisi, Fortis, Frito Lay, Doğan Online gibi markalar var. Tesis, yalnızca tercih edilmeyi değil, “tercih etme” prensibini de göz önünde bulunduruyor; çünkü Çelik’e göre “Keyveni Mutfağı müşterileri herşeyden önce damak tadını bilen ve ‘yemek seçen’ insanlar olmalı.” makarna. Keyveni Mutfağı’nda alışveriş, en fazla özen gösterilen konuların başında geliyor. Mutfak alışverişinde saf yağ Divriği’den, ceviz Şebinkarahisar’dan, baklavalık boz fıstık Nizip yöresinden, asma yaprağı Tokat Niksar’dan, duru bulgur Konya Karaman’dan, elma Eğridir’den, portakal Finike’den, kestane ve balkabağı Düzce’den getirtiliyor. Her gıda kendi yöresinden gelince de, yemek haliyle tadından yenmez oluyor. Çelik, sebze meyve alışverişini de aynı titizlikle yaptıklarını, öyle ki alışverişe kimi zaman dayanamayıp kendisinin çıktığını söylüyor. Ona göre mutfak alışverişi çok önemli, çünkü: “Keyveni’de uluslararası firmalara, büyük ve orta ölçekli şirketlere personel yemeği üretiyoruz. Günlük 5 haneli rakamlara varan kişi sayısı için üretim yaptığımız oluyor. Dolayısıyla hammadde alımını toplu halde yapıyoruz. Keyveni olarak en fazla önem verdiğimiz konuların başında hammadde satın alımı geliyor. Çünkü yemek yapmak sihirbazlığa benzemiyor, eğer kullandığınız hammadde iyi ve kaliteli değilse ortaya iyi bir yemek çıkarmak mümkün değil. Dolayısıyla alışveriş yaparken en fazla önem verdiğimiz unsur, gıdanın kaliteli ve doğru üretilmiş olması. Uygun hammaddeyi bulduğumuz takdirde muadillerinin iki üç kat fazla fiyatınna dahi olsa satın alıyoruz.” Keyveni Mutfağı’nın müşterilerinin tiryakisi olduğu lezzetlerin başında baklava geliyor. Burada hazırlanan baklavayı diğer mutfaklardan farklı kılansa “içindekilerde” saklı. Boz fıstık, saf tereyağı ve manda sütü ile hazırlanan Keyveni Baklavası, bir hamur işi olmaktan çıkıp ustalık gerektiren bir alan haline dönüşmüş. Müşterilerin damak tadına bakılırsa baklavayı ayva tatlısı, kazandibi ve tavukgöğsü takip ediyor. Keyveni Catering Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO Meslek Komitesi Üyesi Sadık Çelik tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde başlatılan “Açık Kapı Kampanyası”, üretim tessinde şeffaflığı ve hijyeni öngören, tüketiciyi denetime çağıran bir sivil toplum hareketi. Üretimde şeffaflığı bir zorunluluk olarak getiren kampanyada üreticiler, kaliteli koşullarda üretim yapmaya teşvik edilirken tüketici de hakkını aramaya davet ediliyor. Kampanyayla, sektörün en büyük problemi olan merdivenaltı üretimin de önüne geçilmesini amaçladığını aktaran Çelik, gıda sektöründe faaliyet gösteren yüzakı firmaların bu sayede haklarını koruyabileceğini hatırlattı. Açık Kapı Kampanyası’na yer almak isteyen üreticiler ve denetim hakkına katılmak isteyen tüketiciler, 0212 320 57 60 numaralı telefondan Keyveni’ye ulaşabiliyor. Merhaba Vatanına, kentine aşık olan adam, sevdiği kadını kolundan tutup getirmek istedi hep... Olmadı, olamadı... Şehrine ulaşamadı. Bitirirken yolunu dinlendi kadınının ‘gül bahçesinde’... Vasiyet etti ona; ‘Ben artık olmadığımda bir kerecik git. Seni orada karşılayacağım’. Geldi kadın o yokken. İki aşık, buluştular büyülü şehirde, kimseler duymadan... Sonra... Birlikte gelmeye karar verdiler. Elele, kolkola... Yanlarında Moskova Pesçannava Sokağı’ndaki evlerinden getirdikleri kocaman bir bavul... İçinde hasret kokan, sevdayı, mücadeleyi, kederi, mutluluğu anlatan eşyalar, fotoğraflar, kitaplar, şiirler... Hikayelerini anlatıyorlar evlerine gelenlere. Cüzdanındaki sevdiği kadının fotoğrafını ve şiirini gösteriyor adam. Parasız zamanında Paris’te ona aldığı bir çift ayakkabıyı gösteriyor. Evlilik cüzdanı duruyor yan tarafta. Dostların yazdığı mektuplar okunuyor tek tek... Kadın giriyor söze. Yaşını hiç saklamadığını söylüyor sevdiği adamın. Özenli kesilmiş ve taranmış saçlarıyla, günde iki kez gömleğini değiştirdiğini fısıldıyor... Birlikte çektirdikleri fotoğrafları bakmamız için önümüze seriyor. Ardından, tanıştıkları günü anlatıyor, sevda ve özlem dolu sözcüklerle... Adam şiir okuyor durmadan, beyaz perdeye yansıyan görüntüler eşliğinde... Vera Tulyakova ve Nazım Hikmet, 1955 yılı sonlarında başlayan büyük aşklarını anlatıyorlar Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde... Serginin hazırlığı için uzun süre Moskova’da Vera’nın kızı Anna Stepanova ile birlikte çalışan M. Melih Güneş, “Vera Tulyakova ve kızında gördüğümüz vefadan ziyade, bir saygılı duruş sanki Nâzım Hikmet’e, Türk halkına ve edebiyat dünyasına” diyor. 22 Mart’a kadar sürecek sergiyi, küratör Güneş’le konuşan Sinem Dönmez yazdı.. İyi hafta sonları. Herkesin bir pizzası var SİNEM DÖNMEZ Carlo Pizza’nın pizzaları, evde yemek olmadığında sipariş edilen, alelacele yediklerimizden çok farklı. İncecik hamuru, taş fırında pişirilmesi, İtalya’daki bir pizza restoranından esinlenen orijinal mönüsüyle kulaktan kulağa yayılan bir lezzet haline gelmiş. Üstelik çift diplomalı genç bir girişimci tarafından düşünülmüş bir restoran olması da cabası. Tayfun Kürşat Tayfur’un Carlo Pizza’yı açma hikayesi de oldukça ilginç. Lise yıllarından beri hep bir restoran açma hayali kuran Kürşat’la Başakşehir’deki ilk şubesinde buluştuk. Bilgi Üniversitesi ve London School of Economics’i eş zamanlı bitiren daha sonra Bocconi Üniversitesi’nde master yapan şimdilerde de Koç Üniversitesi’nde MBA yapan Tayfur, Türkiye’nin ilk İtalyan pizza restoranı Carlo Pizza’nın sahibi. İnsanlarla kolaylıkla diyalog kuran Tayfur sohbet etmeyi çok sevdiğini söylüyor. “Hem insanların hikayesini dinleyebileceğim, hem de para kazanabileceğim en zevkli iş kolu restoran işletmeciliği. Üstelik karşınızdaki insan ilk ısırığını aldığı anda sonucu görebiliyorsunuz. Başarı için beklemeye gerek yok. Bunun mutluluğu beni bu işi yapmaya itiyor” diyor. Üniversite yıllarında okuduğu İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere kampüsündeki kantinde bir waffle tezgahıyla başlamış Tayfur’un macerası. Bebek’teki wafflecılardan tarifi almış, kantindeki ilk gün 10 kişilik bir kuyruk olmuş. Üniversite bittikten sonra İtalya’ya master yapmaya gitmiş. Master sırasında sık sık gittiği bir restoran varmış. Napoli tarzı pizzaların olduğu bu İtalyan restoranı İtalya’daki Türklerin ve Tayfur’un ziyaretine gelen ailesi ve arkadaşlarının da ilgisini çekmiş. Hatta arkadaşları ona sık sık sen bu pizzanın tarifini alsan da Türkiye’de yapsan aynısını diyorlarmış. O zamanlar pek de dikkate almadığı bu fikir, Türkiye’ye döndükten sonra Tayfur’u oldukça heyecanlandırmış. Başakşehir’de şu anki şubesinin olduğu dükkanı tutmuş ve bir hafta içinde de İtalya’ya gitmiş. “O zamanlar Carlo’yla sık sık gidip gelmekten oluşan dostane bir ilişkimiz vardı ama beni hatırlayacağından bile emin değildim. İtalyancam da çok iyi değildi. Bir arkadaşıma uzun bir mektup yazdırdım. İtalya’ya gittiğimde dükkandan içeri girdim. Carlo ‘Hemen Kürşat’ın pizzasını atın’ dedi. Oturduk ve ona mektubu okuttum. ‘Yarın gel başla’ dedi” diye anlatıyor. Carlo’dan 15 gün boyunca pizza yapmanın inceliklerini öğrenen Tayfur geri dönmüş ve Carlo’nun adını verdiği pizzeria’sını açmış. Pizza menüsünde et sevenlere de, balık sevenlere de, vejetaryenlere de birbirinden farklı lezzetler sunuyor Carlo Pizza. Tayfur, “İtalyanlar pizza hamurunu bir tabak olarak görür. Ben de öyle düşünüyorum. Önemli olan pizzanın malzemelerinin kalitesi, lezzeti ve ahengi. Ben buraya gelen birinin burada neden makarna yok diye düşünmesin diye mönüye pek çok farklı pizza çeşidi koydum. Herkesin sevdiği bir tat, yani herkesin bir pizzası vardır. Birinin altında çalışacağıma kendi markamı yaratırım. Benim Türkiye’ye dönmemin sebebi de bu. Amacım Adana, Erzurum ya da Ankara değil İstanbul’dan sonra yurtdışında tanınmak. Ben bu rüyayı taşıyarak hareket ediyorum” diyor. Carlo Pizza’nın dekorasyonu da içeri girer girmez İtalyan sıcaklığını hissettiriyor. Ahşap, altın varaklar ve renkli koltuklarıyla küçük bir Napoli. Kendisi de hem Başakşehir, hem Soyak Olimpiakent hem de ilerde açmayı düşündüğü tüm şubelerde bu ruhu yansıtmak istediğini vurguluyor. Tıpatıp aynısı olmasına gerek yok, “Picasso’nun her tablosunu tanıyabiliyoruz ama Picasso tanınabilsin diye hep aynı renkleri kullanmamış” diyor Tayfur. Carlo Pizza da dünyanın neresinde olursa olsun bu ruhu taşıyacağını da ekliyor sözlerine. “Paket servis de var ama ben isterim ki müşteriler buraya gelsin, pizzalarını yesin, üzerine birlikte kahvelerimizi içelim, sohbet edelim” diyerek işletmeciliğe girişindeki amacını da ortaya koyuyor. “Üçüncü şubeyi İstanbul’un göbeğinde açmak istiyorum. Ben neyi en iyi yapıyorsam onu yapmalıyım. Tek bir şey yapayım onunla iyi olayım. İtalyan restoranı olsam birçoğundan biri olacaktım. Ama sadece pizza üzerine başka bir restoran daha yok şu an Türkiye’de” diyor. Müşterilerin gözdesi baklava Açık Kapı Kampanyası Yemek sadece taze fasulye değil Her gün çeşit çeşit ana yemek, salata ve tatlı mönüsüyle kişiye özel seçenekler sunan Keyveni Mutfağı, yemek denince akla gelen “taze fasulye ve tas kebabı” klişesini yerle bir etmek için mücadele veriyor. Tesiste çalışacak ustalar özel olarak seçiliyor çünkü kural şu: Her yemeğin, zeytinyağlının ve tatlının bir ustası olmalı. Her mönü için farklı usta, her şirket için farklı mönü uygulamasıyla hareket eden Keyveni Mutfağı, semtlere göre beslenme alışkanlıklarını da belirlemiş. İstanbul’un yemek haritasına göre Maslak’ta salata yenirken Boğaz’da suşi, Zeytinburnu’nda piyaz seviliyor. Şişli’de ise tercih fırında Ruhsal ve bedensel detoks Yoga Mutluluk, sağlık ve yaşamsal konfor bu üç kavram bize ne kadar mesafede? Yoksa yanıbaşımızda biz mi görmüyoruz? Çabuk inciniyor ve çabuk geriliyoruz. Şikayette sürçü lisan SANEM etmiyoruz. Toplumsal olarak KİLCİ silkelenmeye, duygu ve düşüncelerimizi temize çekmeye, ruhumuzu dinlendirmeye ne de çok ihtiyacımız var. Huzur, sağlık ve mutluluğu istiyorsan, ‘içindeki yola doğru yürü’ diyor yoga öğretisi. Yogayı yaşayan ve öğreten bir kişi olarak şunu belirtmeliyim ki; içimizde bizi nihai mutluluğa ve sağlığa götürecek uzunca bir dehliz var. Sadece keşfedilmeyi bekliyor. İnsan mikrokozmostur. Yani küçültülmüş evrendir. Makrokozmosun (evrenin) tüm özelliklerini içinde barındırır. Hepimiz evrenin birer minyatürüyüz. Yoga ile ruhsal, zihinsel ve bedensel yönden kişinin mükemmeliğe tam sağlık haline ulaşması hedeflenir. Yoga nedir? Yoganın sağladığı yararlar nelerdir? En çok sorulan bu iki soruya açıklık getireyim.Yoga; kişinin bedeni, duyguları ve zihni üzerinde tam kontrol sağlayabilmesidir. Kişiye kendini tanımasını, dengeli ve sağlıklı kalabilmesini öğretir. Yogayı öğrettiğim bir çok kişinin hayatla daha iyi mücadele ettiğini, daha pozitif ve mesleki alanlarında daha verimli olduklarını memnuniyetle görmekteyim. Yoga ile uyuyan iç potansiyelimizi uyandırırız. Günümüzde hızla artan gerilimleri, stresi, erken yaşlanma ve hafıza problemleri gibi bir çok olumsuzluğun yok edilmesinde kesin bir yoldur. Bir çok olimpiyat takımının ve astronot ekiplerinin yoga çalıştırıldıklarını biliyoruz. Başarı, sağlık ve iyileşmeye büyük katkı sağladığı için bir çok hastanelerde, okullarda, doğal tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde yoga uygulandığını görmekteyiz. Bu sevindirici bir gelişme böylece toplumsal olarak rahatlar, hastalıklarımızdan, kronik mutsuzluğumuzdan beraberce sıyrılırız. Yogada misyon, gruplaşma, dogmalar, politik eylemler asla olmamalıdır. İçine bunlardan birisi azıcık bile sızmış olsa uygulanan yoga olmaktan çıkar. Rahatlıkla diyebilirim ki kültür, inanç, yaşama şekli ne olursa olsun yoga tüm insanlık içindir. Sözün kısası yaşamın tek geçer akçesi ‘sağlık’ olmadığında bizler için elit hayat köhne bir sürgit olur. Denge ve sağlık tam olmayınca ruhumuz ve zihnimiz iki yabancı gibi olur; bedende sırt sırta dönük ve derbeder... Maddi hırs ve egosal savaşların arttığı günümüzde huzura, arınmaya, bedensel ve ruhsal detoksa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çevremizden üzerimize şıçrayan bu kaotik enerjiyi yetenekli bir simyacı gibi değiştirelim.Yoga içimizde acı, değersiz, zararlı ne varsa hepsini süpürür. Hayata dair tüm paradoksları ustalıkla çözer ve böylece endişe mühendisliğinden daimi olarak istifa edebiliriz. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı, Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu Tel: 212251 98 7475 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ NaturMed Doğal Tedavi Merkezi Yoga Öğretmeni Sanem Kilci. hafta?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle