16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 07 31/1/08 17:17 Page 1 CUMARTESİ EKİ 7 CMYK 2 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ 7 Agresif, kompleksli bir kedi: Recep İvedik Şahan Gökbakar’ın Youtube’da izlenme rekorları kıran, ‘kültürlü kıro’ dediği karakteri canlandırdığı film 22 Şubat’ta vizyona giriyor. Filmin yönetmeni de Togan Gökbakar. ahan Gökbakar’ın youtube’da izlenme rekorları kıran karakteri Recep İvedik, beyaz perdeyle buluşuyor. ‘Kim 500 bin İstemez ki?’ isimli skeçlerde “A mı diyeyim, B mi diyeyim, C mi diyeyim, D mi diyeyim” sorusuyla, yukarıdan sepet sarkıtan teyzeyi sepeti çekerek düşürmesiyle, “Agresifim, kompleksliyim ama perdelerimi kaldırdığın zaman da son derece duygusal, kedi gibi bir ŞİRİN insanım” cümlesiyle, ’nın sevgilisini GÜVEN Asena canlandırdığı skecinde yüzünü saklayarak kaçmasıyla, Buzda Dans’taki bir yarışmacıyı oynarken buz üstünde yaptığı danslarıyla ve ‘Konuşma lan’ diye sinirlenmesiyle ünlü olan Recep İvedik, şimdiye kadar birçok eve girdi ve pek çok kişiyi gülmekten kırıp geçirdi. Şimdi de beyaz perdede izleyicisiyle buluşmak için hazırlanan Recep İvedik, aynı isimli filmle 22 Şubat Cuma günü vizyonda olacak. Şahan Gökbakar’ın başrolünü oynadığı ilk uzun metrajlı filmi, yönetmen kardeşi Togan Gökbakar çekti. Youtube’daki fragmanı şimdiden bin 500’ün üzerinde kişi tarafından izlenen film hakkında konuşmak için ikiliyle buluştuk. Tabii ortaya pek eğlenceli ve çok renkli bir söyleşi çıktı. Recep İvedik nasıl biri, neyi temsil ediyor? Nasıl yarattınız? Şahan G: “Recep İvedik TV 8’de yaptığımız programda, haber bülteninin içinde geçen bir karakterdi aslında. Sonradan aldığımız geri dönüşlerle insanların Recep İvedik’i çok sevdiğini fark ettik. Fanatikleri çıkmaya başlamıştı. İnternette 3 milyon izleyici tarafından seyredildi. Recep İvedik, özünde bir toplum kahramanı. Yani toplumun bütün doğruları, onun için de geçerli. Ayrıca şu anda Türkiye’de yaşayan pek çok kişiyi temsil eden bir cümle Recep İvedik’e de uyuyor: ‘Agresifim, kompleksliyim, ama perdelerimi kaldırdığında kedi gibiyim’. Bu hakikaten pek çoğumuz için geçerli. Recep İvedik, ‘kültürlü bir kıro’.” Ş Merter, cinselliği irdeliyor “Vajina Monologları” adlı oyunla adından söz ettiren tiyatro yönetmeni, oyuncu ve yazar Almula Merter, iki kitabın birarada olduğu “Kerameti Kadında” ve “Keramet Nerede MEHLİKA Bilemedim” adlı kitaplarıyla bir kez AKGÜN daha gündeme geldi. Kadın erkek ilişkilerinin, cinselliğe bakış açısının ve aldatmanın sorgulandığı çift taraflı kitabın “Şeffaf Dünyalar” adlı bölümünde aralarında oyuncu Kerem Alışık’ın, gazeteci Metin Uca’nın, yönetmen Kudret Sabancı’nın ve ismi açıklanmayan bir siyasetçinin de bulunduğu çok sayıda ünlü erkeğin ‘hayata’, ‘cinselliğe’ ve ‘ilişkilere’ yönelik röportajları yer alıyor. Artshop Yayınevi’nden çıkan serinin birincisi olan kitabın diğer yüzünde ise Merter’in çeşitli dergilerde çıkan makaleleri bulunuyor. Kitap hakkında bilgi veren Merter, “Kitabın, ‘Kerameti Kadında’ kısmında çeşitli dergilerde yazdığım makaleler, ‘Keramet Nerde Bilemedim’ adlı kısmında ise ünlü erkeklerle yaptığım röportajlar yer alıyor” dedi. Kitapta kadınları ‘Sözleşmeli kadınlar’ ve ‘Kırbaçlı kadınlar’ olarak ikiye ayırdığını dile getiren Merter, “Sözleşmeli kadınlar, evlenmiş, evinin kadını olmuş kadınlardır. Kırbaçlı kadınlar ise dışa yönelik olan, çalışan, ayakları üstünde durabilen, erkeklere katlanmak mecburiyeti olmayan ancak onları işlerine yaradıkları zaman kullanabilen kadınlardır” diye konuştu. Erkeklerin kırbaçlı kadınları sözleşmeli kadınlarla; sözleşmeli kadınları ise kırbaçlı kadınlarla aldattıklarını savunan Merter, “Bu durumda kadının ikisi de makbul değil. Sonuçta bir şekilde iki kadın aldatılıyor. Erkekler her zaman için aldatma yolunda çok hızlı bir şekilde ilerliyorlar. Kerameti aramak gerekmiyor. Çünkü kerametin nerde olduğunu bulma şansımız yok” diyor. akar Gökb n a Tog Facebook modern bir randevu evi Filmin fragmanın sonunda facebook’la ilgili bir muhabbet var... Şahan G: “Facebook’a karşıyım ben. Hatta internetteki, sanal ortamdaki her şeye karşıyım çünkü samimi değil. Msn’miş, icq’muymuş, ıbıdıkmış, übüdükmüş... Hiç sevmem, hepsine de karşıyım. Zaten Facebook nedir ki? Yok efendim uzun süredir görmediğimiz ilkokul arkadaşımızı bulacakmışız da onunla iletişim kuracakmışız. Senin hayatında önemli biri olsaydı zaten görüşürdün. Ben önem verdiklerimle görüşüyorum mesela. Hiçbirini de Facebook’tan bulmadım. Bakıyorum insanların 300, 400 arkadaşı var. Böyle bir sosyal çevrenin insana yararından çok zararı olur.” Togan G: “Öyle değil ya...” Şahan G: “Nasıl değil? Senin senelerce görmediğin arkadaşın, Facebook’tan seni bulduğu gün ‘Bana 2 milyar borç verir misin’ diye sormadı mı?” Togan G: “Sordu da, şöyle bir şey de var ama. Bir sürü arkadaşımın doğum gününü Facebook aracılığıyla öğreniyorum. Arayıp hepsini kutladım mesela. Birçok güzel aktiviteden de haberim oluyor. Bir bilgi yani aslında Facebook da. Sosyal hayatına düzen getiren bir şey.” Şahan G: “Telefonla da yapabilirsin valla. Facebook çıkmadan önce ne yapıyorduk? Bir de çok yakının olmayan, hatta hiç tanımadığın birinin takma dişi olmayan ninesiyle çekilmiş fotoğrafını görebiliyorsun Facebook’ta. Ne gerek var ya? Sen nineni niye Facebook’a koyarsın, kadını bu yaştan sonra neden rezil edersin? Ya da ne bileyim gece uyurken ki fotoğraflarını koyuyorlar. Ayısına sarılıp uyuyan fotoğraflarını... Bir insan nasıl bir manyaktır ki, resimlerini Facebook’a koyar? Bak gece ayımla böyle uyuyorum, bak tuvaletten çıkınca şöyle oluyorum, sabah uyandığımda gözlerimin altı bu kadar mor oluyor... Nedir ki bu? Herkes kendi reklamını yapıyor işte. Kimse kimseyi haberleşme diye kandırmasın. Bildiğin modern bir randevu evi Facebook. Benim etrafımdaki bütün erkek arkadaşlarımdan ‘Bakalım hangi kızlar beni listesine eklemiş. Kaç tane kız düşmüş’ gibi cümleler duyuyorum.” KÜLTÜRLÜ KIRO Kültürlü kıro ne demek? Şahan G: “Her yerde var böyleleri. Yani her konu hakkında fikri olan ama nereden öğrendiğini anlayamadığımız, sabit n unda fikirli, kendi doğruları olan kişiler...” iniz. B ? t k e ç i uz Togan G: “Bilgi öğrenilebiliyor filmi orsun ku film ir kor ı düşünüy Bence bir için b ama zevk sonradan öğrenilen bir şey i, d . y a im ii.. me yapm e, ben bir ko bu tab değil. Yani zevksiz ama bilgili kırolar Bey, rz bir film in şakası film güzels n a g a İş To mevcut.” ne t gu... er bir sonra “Bilim kur ş. Yani eğ ğildir.” gan?” ilm e Recep İvedik’in çok beğenilmesinin : lı d n G a li eki To çekerim. F n y p m a k e g a in n o ö is m T a e ” ü m . ıl s r il r g ü iy r nedeni halk için geçerli olan her şeyin e ğ t ya ek de u iy ışırım nemli rotik ç aryos türüyle onun için de geçerli olması mı? G: “E ilmse, sen türü hiç ö m, çok yak n a h , f Şa l bir tan sonra k istiyoru Şahan G: “Evet. Bir de Recep İvedik Güze e n G: “ anlandırdık tik denem a g o herşeyi pat pat söyleyebilen biri. ‘Bu kazak o T c r e e ” . y . . e bir bence beni h : “Ben de sana hiç yakışmamış, iğrenç olmuşsun’ nG a h a Ş diyebiliyor mesela. Tabii bu herkesin yapmak istediği bir şey. Ayrıca ben bu ülkede Recep İvedik minvalinde pek çok insanla karşılaştım. Herhalde insanlar biraz kendilerini bulduğu ve kendilerine yakın hissettiği için de seviyorlar onu. ‘Benim adamım ya’ diyenler var.” Recep İvedik ‘Şaban’, siz de Kemal Sunal mısınız? Şahan G: “Estağfurullah, öyle bir iddiam hiçbir zaman olmadı. Böyle bir isteğim de olmadı aslında. Sadece Recep İvedik bir karakter olarak seri filmleri çekilebilecek bir karakter. Yani Şaban filmleri gibi. Recep İvedik filmlerinin de serisi devam edebilir. Bu açıdan benzetiyorum. Ama benim bir Kemal Sunal olmak gibi bir derdim yok. Böyle bir amacım da, isteğim de yok. Çünkü zaten kimsenin yeri doldurulamaz ve Kemal Sunal çok önemli biri.” Belki halkın genel kesimine hitap etmeleri açısından benzerler... Şahan G: “Evet, hitap ettiği kesim açısından benziyorlar. Şaban gibi Recep İvedik’in de, herkesin rahatça kabul edebileceği bir mizah anlayışı var.” Recep İvedik’i beyaz perdeye taşımaya nasıl karar verdiniz? Togan G: “Recep İvedik’in youtube’daki popüleritesinden sonra Şahan’ın hep aklındaydı bu proje aslında. Ama daha önce hiçbir sinema filminde başından sonuna kadar bulunmadığı için bu süreç biraz daha zor oldu. Ayrıca Recep İvedik, bir de karakter olarak da çok uygun sinemaya. Çünkü insanlara çok fazla çatışma sunuyor.” e m l i f k ırım! Erotia kış y k ço ‘ERKEKLERİ ANNELERİ ETKİLİYOR’ Kıllarla 30 gün Peki ağabey kardeş olarak çalışmak nasıldı? Togan G: “Ağabey kardeş çalışmanın hem kolaylıkları, hem zorlukları var. Ben 23 yaşımdayım, yani 23 yıldır Şahan’la yaşıyorum. İster istemez bir telepatik durumumuz var tabii. Yani birbirimizin halinden anlıyoruz, sözsüz iletişim kurabiliyoruz. Bunlar işleri kolaylaştırıyor ve daha samimi sahneler çekmemizi sağlıyor. Ama bir yandan da profesyonelliğe aykırı bir durum, çünkü ister istemez biraz duygusal oluyorsunuz. Mesela oyuncu saat 7’de gelmesi gerekirken gelmezse, yönetmen buna bir tepki göstebilir. Ama ben onun çok yorulduğunu ve dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama kesinlikle çekimi kolaylaştıran, eğlenceli hale getiren ve daha komik şeyler çıkmasını sağlayan bir durum bu.” Şahan G: “Togan’la çalışırken çok rahat ettim çünkü insanı kasıp sadece almak istediğini alan bir yönetmen değil. Senin ne yapmak istediğini, o sahneyi nasıl görmek istediğini de soran bir yönetmen. Filmde de doğaçlama yapma yeteneğinizi kullanabildiniz yani? Şahan G: “Filmin yüzde 60’ı doğaçlama zaten. Belirli bir senaryo var tabii ama bazı sahnelerde o sahnenin mizanseni dışındaki her şey doğaçlama oldu. Togan da çok güldü eğlendi o sıralarda. Zaten filmi çekerken yönetmen koltuğuna oturup kenarda durmadı. Beni daha çok doğaçlama yapmaya itecek hareketlerde bulundu. Mesela gece ormanda, ateşin önünde uyuduğum bir sahne vardı. Orada bir anda kurt gibi uludu. Ben de kalkıp onun olduğu tarafa doğru taş fırlattım. Güzel, komik bir sahne oldu. Ayrıca, o kılların bana yapıştırılmasından da bayağı dertliydim film boyunca. Bu yüzden zaman zaman bunalımlar yaşadım. 30 gün boyunca o kıllarla Recep İvedik olarak yaşamak zordu tabii ama Togan hep anlayışlı oldu, beni rahatlattı.” Akşamları o kıllarla uyumadınız değil mi? Şahan G: Yok uyumadım da, aseton ve yapıştırıcıyla uyuduğum oldu. Asetonla çıkarıyorduk kılları. 15 kilo aseton bitti film boyunca. Üzerimde devamlı aseton kokusu vardı. Bir yandan kafa yapıyordu, garip bir uyuşukluk yapıyordu o koku. Zaten kılların yapışması ayrı, çıkması ayrı dertti. Derim o yapışkanları emiyordu. Zordu gerçekten...” Hayal kadro Başka filmler yapmaya devam ederseniz, birlikte çalışmak istediğiniz isimler var mı? Şahan G: “Benim aslında bütün komedyenleri ya da en azından 4 komedyeni bir araya getirerek bir film yapmak gibi bir hayalim var. Ama maalesef bu mümkün olmuyor...” Niye? Şahan G: “Çünkü o dörtlü bir araya gelmiyor. Hayal kadroyu birleştirmek zor.” Kim o dörtlü? Şahan G: “Cem Yılmaz, Beyazıt Öztürk, Ata Demirer ve ben aynı filmde oynasak, ortaya çok ilginç bir film çıkar. Ya da Engin Günaydın gelse girse aramıza... Ama maalesef böyle bir şey imkansız.” Ünlü erkeklerle yapılan röportajlar hakkında konuşan Merter, “Röportaj sorularımın arasında erkeğin cinsel hayatı ve annesinin onun cinsel hayatı üzerindeki etkisi de yer alıyor. Çünkü annenin erkeğin hayatı üzerinde çok önemli bir rolü var. Erkekleri anneleri büyütüyor ve dolayısıyla onun bütün şeklini, şemalini yaşam tarzını da annesi belirliyor. Bu nedenle de erkekler annelerine benzer kadınlar arıyorlar hayatlarında ve bu yüzden onların evlendikleri kadınlara sözleşmeli kadınlar diyoruz” dedi. Bir erkeğin evleneceği kadını öncelikle ailesine ve çevresine kabul ettirmeye çalıştığını vurgulayan Merter, aile ile çevre tarafından benimsenen kadının aslında “anneye benzeyen kadın” olacağını yani bir anlamda “evini ve hayatını düzene sokan bir kadın” olacağını söyledi. Bu durumda erkeğin anneye benzeyen kadınla evlenerek sözleşme yapmış olduğunun altını çizen Merter, şöyle devam etti: “Ancak erkek, evlendiği kişiyle de mutlu olamıyor çünkü annesine benzeyen kadınla seks yapma şansı olamadığı için dışardaki kadınlara yöneliyorlar, bunlar da kırbaçlı kadınlar oluyorlar. Aslında aklı hep annesinde kalıyor. Bunun bir ortası yok, olması da doğaya aykırı. İkisinin aynı bir araya gelme şansı yoktur çünkü erkek annesine benzer kadınla seks yapamaz.” Birçok olayın kadında da erkekte de aynı şekilde nüksettiğini anlatan Merter, “Ben kadınların erkeklerden daha fazla aldattıklarını düşünüyorum. Beynen de olsa bir aldatma söz konusu. Aldatma beynen de olabilir fiziksel de. Sonuçta aldatma aldatmadır. Kadınların başkasını özlemesi daha fazla” diye konuştu. Merter, Türk kadınının kendini ifade edemediğini ve seks hayatının da çok fazla başarılı olmadığını vurguluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle