Katalog

13 ARALIK 2008 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Uyuşamayız, yollarımız ayrı Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi Senin yiyeceğin kalaylı kapta Benimki aslan ağzında Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik ‘Tarihimizi doğru düzgün okumuyoruz’ İşadamı İnan Kıraç tam bir Atatürk hayranı. Can Dündar’ın ‘Mustafa’ belgeseli, medyada ve kamuoyunda her kafadan bir ses çıkmasına neden olan sevimsiz bir karmaşa yaratınca, Kıraç’ın dikkatini ELİF bir süre önce eşi Suna ’la birlikte İstanbul BEREKETLİ Kıraç Araştırmaları Enstitüsü’nde oluşturduğu Atatürk arşivinde bulunan 11 Kasım 1938 tarihli gazetelerdeki o samimi üzüntü çekti. İnan Kıraç da, bunu o gün yayımlanan Cumhuriyet, Akşam, Yeni Sabah, Kurun, Tan, Bugün ve Ulus gazetelerinden oluşturduğu bir derleme set aracılığıyla 80 basın mensubuyla paylaşma kararı aldı. O sayfalardaki acı ve kimi zaman kedere varan satırlar Kıraç için üzgün bir halktan çok daha fazlasını ifade ediyor: Geçmişinden ders çıkaramayan ve içinde bulunduğu toplumun yazgısını çizmiş bir insanı gerçekten tanımayı reddeden bir yeni nesil ve “Aziz Ata’sını kaybetmenin derin teessürü içindeki mâtem dolu bir halk” arasındaki fark. Mustafa filminin yarattığı tartışmadan üzüntü duyan İnan Kıraç, 11 Kasım 1938 tarihli gazetelerdeki o samimi üzüntüyü 80 basın mensubuyla paylaştı Son dakika Kafalardaki doluluk oranı ne haberin vaaa mı? Boş versene sen.. Ama seninki de kolay değil kardeşim Kolay değil hani Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü ORHAN VELİ KANIK Espirisentır Pandoranın Kutusu İkili görüşme Sen de mi Brutus?! Abartma..Teğet geçti.. Sözlük AB: Almadılar birader’ in kısaltılmışı.. OBAMA: Bi dakka hatırlamaya çalışıyım.. Obama..Şubama..Bubama... KÜLTÜR: Bunu mu demek istediniz? KÖMÜR Hayırlı tesadüfler Hiç tanımadığınız biri size rozet takabilir.. Hadi hadi gene açtın.. Burç sentır Yay burcundaki kardeşim bu hafta bazı kişiler seni azarlayabilirler hatta halanı da al git falan da diyebilirler.. Amcanı çağır.. GENÇLİK.. 11 KASIM 1938 TARİHLİ GAZETELERDEN... Kıraç’a göre yeni nesil Şefimiz fani hayata gözlerini kapamıştır. Bu bir hakikattir, TAN: Babamızı Kaybettik. Büyük Şefimiz ile eskilerin arasındaki en hazin ve acı bir hakikat. Demek hayal ile hakikat arasında Atatürk Dün Sabah Hayata Gözlerini büyük fark, Cumhuriyet’in bocalıyoruz. Bununla beraber bu hayal kuru bir teselli veya Yumdu hangi şartlar altında aldatıcı bir malihulya değildir... Büyük Matemimiz kurulduğu konusundaki Yazan: Zekeriya SERTEL bilinç düzeyleri. Kıraç ULUS: Kurtarıcını ve En Büyük Evlâdını Ölüm denilen zalim kuvvet nihayet içimizden en bugün gençliğin Kaybettin. Türk Milleti Sen Sağ ol! büyüğümüzü, en çok sevdiğimizi de sorunlarının değiştiğini Yazan: F. R. ATAY aldı. Türkiye’ye ve Türklere nur saçan anlatıyor: “Artık Bırakınız, son kanlı damlasına kadar, ışığı söndürdü. Ruhlarımızı ve globalleşen bir dünyada göz yaşlarınızı onun yasında tüketiniz; gönüllerimizi karanlığa boğdu. Evvelki ‘bayrak, vatan, millet Atatürk’ün ölümünü görmüş olanlar bir akşam birdenbire ağırlaşan Ulu Şefimiz, daha kime ağlayacaksınız? Aylardan hepsine tamam. Ama biz 24 saat süren bir mücadeleen sonra, beri, on yedi milyon onun başucunda, nihayet aramızdan ayrıldı. Zaten yeni sistemin içinde bu faciayı geciktirmek için çırpındı, aylardan beri kalplerimiz endişe ve kimseyle kavga durdu. Bir Tanrı veya kahraman mı, bir ızdırap içinde idi. Atatürk’ün, yatağa etmeyeceğiz, kimsenin baba, dost veya kardeş mi, onunla ne değil cihana sığmayan büyük adamın toprağında gözümüz yatağa esir düşüşü ruhumuzu eziyor, kaybediyorduk? Hayır.. Onsuz nemiz olmayacak, kimsenin de gözümüze yaş doluyor, içimiz ağlıyordu. kalacaktı? Boş sözü bırakalım: Atatürk bizim toprağımızda gözü Mekteplerde çocuklar, evlerde analar, ölmüştür, hakikat bu! Müthiş olan bu! olmasın, sağlık sorunu hepimiz, herkes milletçe aylardan beri On yedi milyon bir günde, bir babadan olmayan, eğitimde her şeyi yas tutuyorduk. Bu ışığın sönmemesi öksüz kaldık. En mesut Türkler Atatürk bulabildiğimiz, iş için bütün ümidimizi bir mucizeye yaşarken ölmüş olanlardır. Ömrümüzün hayatında başarıya bağlamıştık... ve Türk tarihinin en acı yasını tutmak ulaşabileceğimiz bir ortam talihsizliği bize düştü... istiyoruz’ diyor gençler; CUMHURİYET: Büyük Milli bunun için de hayli Matemimiz AKŞAM: Türk Milleti! Kurtarıcını İnan Kıraç aceleciler. Haklılar, ama ve En Büyük Evladını Büyük Şefin Ölümü Önünde böyle bir zamanda Kaybettin. Sen Sağ Ol! Yazan: Yunus NADİ Atatürk’ün ardında Yazan: Necmettin SADAK Büyük Türk milleti her manasile durmak önemli. Bizim öz Türk Milleti uzun tarihinin büyük evlâdı Atatürk’ün ölümile büyük kaydetmediği derin bir matemin ızdırabı babalarımız bu matem içindedir. Gözlerimizden kanlı içinde hıçkırıyor. Sanki kader Atatürk yaşlar akarak ifade ettiğimiz bu mücadalenin, savaşın devrinde yaşamak talihini tadan naslin saadetini çok hakikatin sonsuz teessürleri arasında gene Atatürk’ün içindeydi, her şeyiyle dış gördü, onun yüreğine tahammül edilemez bir ye’sin acısını mütemadiyen karşımızda yükselen, çepeçevre her mihraklara bağlı bir kattı. Bütün vatan baştanbaşa ağlıyor; Türk milleti en tarafımızı kaplıyan beşul ve asil simasile avunabiliyoruz. ülkeye aittiler. Biz büyük evlâdını kaybetti. Bu matem karşısında her teselli Memleket ve millet onun manevi varlığile o kadar Atatürk’e olan o gerçek boştur. Hicbir felaket haberi bir memleketi bu kadar kaynaşmıştır ki, her tarafta onu ve eserini görerek; “hayır; inancı ve sevgiyi gördük, canevinden vurmamıştır. Hiçbir ayrılık bu derece kalbimizi Atatürk ölmemiştir, o işte bütün canlılığile gözlerimizin yaşadık, biliyoruz. Öyle parçalayamazdı... önünde yaşıyor” diyeceğimiz geliyor. Halbuki aziz Ulu bir inanç ki, şapkanın biri bir günde çıktı diğeri bir günde takıldı. On günde imkansız görünen neden olmalı; eğitimsizlik. “Atatürk doğru dönemki Türk toplumunu daha iyi tanıyabilmek devrimler gerçekleşti. Bu ancak sevgiyle olabilirdi. anlatılmıyor. Bırakın Atatürk’ü, biz tarihimizi için bunları görmenin faydası çok. Altını Fakat biz bu bilinci yeni nesile aktaramadık bile doğru düzgün okumuyoruz. Turgut Özakman çiziyorum; asrımızın hakiki, tek lideridir maalesef.” iyi bir araştırmanın sonucu olan ve iyi bir dille Atatürk, Türk ulusunu kuran, tekrar yaşar hale Babasının Atatürk tarafından Amerika’ya yazılan bir kitap yazıyor ve neredeyse 3,5 milyon getiren O’dur. Çok okumuştur. Hatta gönderilmesi ve ilk ziraat mühendisi oluşunu Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün okuduğu ve insan okuyor bunu. Atatürk’ü baştan bu yana anlatıyor Kıraç. Atatürk Etimesgut çiftliğini aldığı böyle anlatabilseydik, bugün ona karşı algımız ve not aldığı kitaplardan bir set hazırlattı, tam 24 zaman, Bursa’daki ziraat okullarından Nebraska’ya sevgimiz daha oturaklı olabilirdi. Ben Atatürk’ü cilt. 4 bin 700 değişik kitabın köşesinde sağında kuru ziraat üzerine 7 yıllık eğitime göndermek için iyi okuldan öğrenmedim, ama aslında okuldan solunda notlar almış. Çok açıktır ki, Mustafa bir öğrenci istemiş, yollanan Kıraç’ın babası Ali öğrenmeliydim, değil mi? Acaba hangi eğitim Kemal çok çalışan, her konuyu etüd eden, Numan Bey olmuş. Kıraç’ın Atatürk’e olan ilgisi düzeyinde, doğru bilginin verildiği kaç zaman araştıran biriymiş.” biraz da bu kişisel hikâyeden geliyor. ayırabiliyoruz ki; buna bakmak lazım.” İnan Kıraç, Mustafa’daki kişisel yorumların İnan Kıraç’a göre bu konuda yapılacak şey Atatürk’ün liderlik vasıflarına zarar verdiğini ASRIMIZIN TEK LİDERİ tarihimizi Bizans’tan Osmanlı’ya ve Cumhuriyet ile düşünüyor ve Atatürk’ün özel hayatındaki detaylara Atatürk’e uzanan bir şekilde ele aldıktan sonra girilerek, yaptığı önemli şeyler bir kenara İnan Kıraç eşi Suna Kıraç’ın rahatsızlığından kendi paradigması içinde değerlendirip yapılanların bırakılarak yapılan bir tanıtımı kabul etmiyor. Kıraç dolayı, rutin işlerini bile genç arkadaşlarına hangi mirasın, neyin üzerine yapıldığı bilinciyle için en büyük sıkıntısıysa Atatürk’ü tanımayı devreder hale gelmiş. Ancak ‘Mustafa’ belgeseliyle hareket etmek: “Olayların somut gerçekliğine reddeden, dolayısıyla onu inkar eden insanların ilgili tartışmalar canını öyle sıkmış ki artık kendi ancak böyle varabiliriz; doğru detaylara doğru önüne ne koyarsanız koyun reddedecek olmaları; deyimiyle ‘olaya burnunu sokmadan edememiş’. Kıraç’a göre böyle insanlar rahatlıkla “Atatürk bakış açıları getirerek. Bizans’ı ben yalnızca ‘Mustafa’yı izlememiş Kıraç; ama Atatürk aslında bu işin liderliğine son dakikada kendini ‘Kahpe Bizans’ diye öğrendim, doğru düzgün hakkında böyle bir belgeseli bir kişinin ve tek bakış getirdi, O gaddar biri, iyi bir asker değil, hiçbir şey anlatmadılar. Atatürk, Osmanlı açısının yapamayacağından, aksi takdirde pek çok sarhoştu” diyebilirler; ama ‘suç’u ve ‘bahane’yi konusunda doğrusunu yaptı elbette, ama yeni hata olabileceğinden; hele hele büyük bir liderle neslin Osmanlı’nın iyi ve kötü yanlarını bilmesi ilgili bazı kişisel konulara girmenin toplum üzerinde bulmak en kolay olanı; Atatürk ise kesinlikle yalnızca bunlardan ibaret değil. gerekiyor. Eski yapıtların tercüme edilmesi ters etkiler yaratabileceğinden emin. 11 Kasım 1938 lazım. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün gazeteleri derlemesini çevresiyle paylaşmasındaki ANLATABİLSEYDİK... Osmanlı hakkındaki değişik görüşleri ve tetikleyici unsur ise bu filmin ardından Atatürk’e ‘Bizans’ın neresindeyiz?’ konusunu ele alışı yeni yöneltilen eleştiriler olmuş: “Atatürk yalnız mıydı, Peki o samimiyete, o içten sevgiye ne olmuştu da neslin doğru yetişmesi için elzem ve kendi içinde toplumuyla mesafeli miydi görülsün istedim. kimilerinin gözünde Atatürk artık farklı bir konuma sağlam bir duruştur.” Atatürk’ü biraz daha iyi bilebilmek için, o yerleştirilir olmuştu? İnan Kıraç’a göre tek bir Acil satılık Tam teşekkülü bir hastanenin Acil Servisi acilen satılıktır. Tek reklam İddianame İddia ediyorum..Türkiye küresel krizden en az etkilenen ülke olucaktır!.. Tek mi çift mi? TEK.. Doktorunuz diyor ki... Aşırıya kaçmamak kaydı ile kazık yiyebilirsiniz! Beter Us Attan düşenin dostu olmaz gemiciği olur. kamilmasaraci?gmail.com Kapalıçarşı’da Noel Kabaresi Almanlara ve Almanya’ya dönük özel etkinliklerle adını duyuran Lamia Tanıtım 14 Aralık Pazar günü Türkiye’nin dört bir yanından gelen Almanları Kapalıçarşı’da ağırlamaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl başlatılan Kapalıçarşı’da Noel Kabaresi’nin bu yılki konuğu Almanya’da ünlenen standup sanatçısı Bülent Ceylan olacak. Kapalıçarşı bu yıl da yine çam ağaçları, noel ışıkları, sıcak şarap, taze kavrulmuş badem ve baharatlı çörek kokularıyla bambaşka bir atmosfere bürünecek. Almanlara ve Almanya’ya dönük özel etkinliklerle adını duyuran Lamia Tanıtım, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’da 2005 yılından bu yana Almanca Kabare Akşamları düzenleniyor. Almanlar, Avusturya’lılar, İsviçreliler ve Almanca konuşan Türklerin müdavimi olduğu kabare akşamları Goethe Enstitüsü İstanbul işbirliğinde ve Federal Almanya Başkonsolosu Matthias von Kummer’in hamiliğinde gerçekleşiyor. Etkinliğe ayrıca Türkiye’deki Alman firmaları da özel önem veriyor ve destekliyorlar. 14 Aralık 2008 Pazar günü Kapalıçarşı‘da Bülent Ceylan’ın solo gösterisiyle düzenlenecek olan Noel Kabaresi MercedesBenz, Siemens, HamburgSüd, Osram, Lufthansa, BECK’s, Kuehne + Nagel, ve BSH ortak inisiyatifi ve desteğiyle düzenleniyor. Bu ortak insiyatif Türklerle Almanları birleştiren başarı hikayelerinin ve bunlara imza atan insanların varlığına dikkat çekmeyi hedefliyor. Sanat, politika, futbol, iş dünyası gibi alanlarda adını duyuran Türkler hem Almanya’nın hem de Türkiye’nin gurur kaynağı oluyorlar. TürkAlman konularını Almanca olarak işleyen ve Almanya’nın sahne sanatlarında önemli bir yeri olan Bülent Ceylan, kabare ve komedi camiasında karakter dönüşümünde en yetenekli sanatçılar arasında yer alıyor. Saniyenin onda biri hızında bir rolden öbürüne geçerken, olağanüstü espri yoğunluğuyla dikkat çekiyor. Beyninden çok vücudundaki kaslarını sergileyen Hasan, safkan Harald, şark kurnazı köşe başı manavı Aslan veya kürk mantosuyla sonradan görme Annelise gibi karakterlerde izleyici kendini tanıdık birine rastlamış gibi, hatta o kişiyle evliymiş gibi hissedebiliyor. Saat 15.00’den itibaren başlayacak Noel Pazarı keyfinin ardından gösteri saat 18.00’de başlayacak.(Tel.: 0212 / 352 28 43) C MY B C MY B