Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Terzilerin eski tadı yok Hazır giyim, yükselen maliyetler derken terzilik de çağa yenik düşüyor. İnsanın özel dikilmiş bir kıyafeti giymesi başka olsa da terziler 1520 liraya alınabilen giysiler karşısında yeniliyor. Bir giysinin güzelliğini anlatmak için terzi elinden çıkmış gibi deriz. Bir zanaat ve sanat karışımı olan bu meslek bir zamanlar bulunduğu şehirlerin önemli bir SİNEM geçim kaynağı ve hatta DÖNMEZ altın bileziğiydi. Şimdi ise düğün, davet için büyük mağazaların gösterişli askılarında kendilerine göre bir şey bulamayanlar ya da pişti olmaktan korkanlar çalıyor onların kapısını. Ya da pantolon paçası uzun olanlar. Herşeye rağmen katlayacakları 10 pantolon paçası için dükkanı kapamıyor terziler. Kira masrafları olmayanlar kepenk kapatmadı ama onlar da “Biz son kuşağız artık” diyor. Bir meslek daha yeni binyılın kurbanı oldu. Bakalım daha neleri yitirecek, neleri değişeceğiz yenilerine? Körü körüne hazır giyim sektörünü kötüleyecek değiliz. Hepimizin kolayına geliyor bir mağazaya girip sıra sıra dizili giysileri seçmek. Evet artık kimse günlük giysiler için terziye gitmiyor. Eskiden nereye giderse gitsin para kazanacak kapısı olan terziler, bulundukları dükkanlarının kepenklerini sonsuza dek indiriyor. Yani bir zanaat daha teknolojiye kurban gitti. Alacağımız yanıt belliydi belki ama biz İstanbul’un eski terzilerine sorduk: “İşler nasıl gidiyor?” Osmanbey’de Bursa Pazarı’nda 1957’den beri mesleğini icra eden Halil Ceylan, evinde 40 yıldır terzilik yapan Şekure Sucu ve Talimhane’de babasıyla birlikte erkek takım elbiseleri diken Nahit Şahin’le konuştuk. Kurulan dostluk paradan daha önemli Şeküre Sucu, hep evinde terzilik yapmış. Kız meslek lisesinden mezun olduktan sonra Olgunlaşma Enstitüsünde dikiş üzerine eğitim almış. Daha sonra evlenmiş ancak kocasını kaybedince çalışmak durumunda kalmış. Ve bildiği işi yapmaya başlamış; terziliği. Tek başına başladığı mesleğinde ilerleyince müşterileri çoğalmış, 67 kalfa almış yanına, onlarla çalışmaya devem etmiş. 70’ler, 80’lerde oldukça yoğun olan işleri 90’lara kadar bu yoğunlukla gitmiş ancak hazır giyimin ilerlemesiyle işler yavaşlamış çünkü Ceylan’ın da belirttiği gibi hazır giyim sektörünün ilerlemesi giysilerin daha uygun fiyatlara bulunmasını sağlamış. Sucu, şu an 2 kalfasının kaldığını onlarla birlikte insanların dışarıda bulamadığı giysileri, özel geceler için tuvaletler ve gelinlikler diktiklerini söylerken artık günlük giysiler dikmediklerinin altını çiziyor. Sucu terzilik vasıtasıyla tanıştığı, başından beri kendisini bırakmayan dostları olduğunu anlatırken bize bu mesleğin en güzel yanlarından birinin de provalarda, gelip gitmelerde ilerleyen ahbaplık olduğunu da hatırlattı. Eskiden sabahın üçlerine dek gözlerini kırpmadan çalıştıklarını ve bu kadar çalışmaya karşın ancak yetiştiklerini ve artık bu mesleğin bittiğini ifade ediyor. Artık sadece gelinlik, tuvalet gibi bulunmayan, ya da üzerlerine tam oturmayan insanlar için giysi diktiklerini söylüyor: “Örneğin Türk kadınlarının genelinin üst bedeni dar, basen bölgesi geniştir. Ama istisnalar da var. O istisnalar da bize geliyor.” Kredi kartına taksit yapan mağazalarla da savaşmalarının zor olduğunu söyleyen Sucu, terziliğin bir sanat olduğunu, şişman bir kadını ince gösterecek, güzel yanlarını ortaya çıkaracak giysiler diktiklerini söylüyor: “Bazen bir müşteri öyle sevinir ki diktiğiniz elbiseye sizi kucaklar, ertesi gün bir bakarsınız bir demet gül. Bu paradan çok daha mutlu ediyor insanı. Sizin eseriniz oluyor diktiğiniz.” KADINLARDA TERZİLİK BİTTİ Halil Ceylan, terziliğe çırak olarak başlamış her zanaattaki gibi, sonra kalfalığa ardından ustalığa yükselmiş. Bir dönem konfeksiyon işi yaptıysa da daha sonra terziliğe geri dönmüş. Şu an işlerin eskisi gibi olmadığını söylüyor sohbetimizin en başında. Sipariş işlerinin hemen hemen bitmek üzere olduğunu çünkü dışarıdaki mağazalarda fiyatların çok düşük olduğunu bu yüzden de onların tercih edildiğini söyleyen Ceylan, “Sipariş pahalıya geliyor. Kumaşı, dikiş ücreti derken, dışarıda 30 liraya bulacağı takım elbiseye 100 milyon vermek istemiyor. Fazla buluyorlar. Erkekte tamam ama kadınlarda sipariş usulü terzilik bitmiştir” diyor. “Sizin tanıdığınız dükkanını kapatan terzi var mı?” diye sorduğumuzda; “Çok” dedi Ceylan. Çoğu da kiralarını karşılayamayacak duruma gelip kapamış dükkânını. Kendisinin de artık son aşamada olduğunu vurgularken “Eskiden haftada 4050 takım dikerdik. İşler sıfırda şimdi. Dışarıdaki mağazalardan 1520 liraya pantolon alıyorlar. Nasıl o paraya diktirsin? Mağazalar terziliği bitirdi. Ismarlama siparişe yakın dikişler var artık, konfeksiyon da çok ilerledi” diyor. Terziliğin eskiden olduğunu, 23 yıl öncesine kadar kendilerinin de diktiğini ancak artık sipariş almadıklarını vurgulayan Ceylan, artık terzilerin tadilat ve tamirat işleri için kullanıldığını söylüyor. Kendisinin 34 yıl önce diktiği fiyata diktiğini de ekliyor. 3 mm. için yaka sökerdik Daha sonra yolumuz Talimhane’ye düştü. Mustafa Şahin ve oğlu Nahit Şahin’in birlikte çalıştıkları terziyi ziyaret ettik. Onlar şanslıydı çünkü erkek terzisiydiler. Çünkü hâlâ ailesinden belki babasından kalma alışkanlıkla terzi işi ceketten başka ceket giymeyen erkekler varmış. Terziliğin de aynen bu şekilde babadan oğula geçtiğini vurgulayan Şahin, “Biz en son kuşağız. İşin maliyeti arttı. Artık Beyoğu’nda bir terzinin 20 müşterisi yoktur” diyor. Şahin, terziliğin bittiğini ancak yine de bu kadar büyük bir nüfusa sağlanacak giysilerin altından terzilerin kalkamayacağını da belirtiyor tabii ki. Bu işin babadan oğula geçtiğini özellikle vurgulayan Şahin’le birlikte çalışan Orhan Oktay, terziliğin bir iğnenin ucuyla kumaşı biçimlendirme sanatı olduğunu bu işin okulda değil terzide öğrenileceğini ve artık ne yazık ki çıraklıkustalık ilişkisinin bittiğini anlatıyor: “Ben bu işe 11 yaşında başladım. Babam da terziydi, onun yanında isteyerek severek öğrendim. Şimdi terzilik okulu mezunları da konfeksiyona yöneliyor. Onlara zor geliyor her şeyi elle işlemek. Ama bu iş ancak çıraklıkla olur.” Taksim’deki terzilerden dükkânını kapatan eski ustaları var mı diye sorduğumuzda pek çok olduğunu da belirtiyorlar. “Eski ustalarımız ya öldü ya da kapattılar dükkânlarını, bizi yetiştiren ustalarımız ceketin yakası 3 milimetre yamuk oldu diye bütün yakayı söktürüp baştan yaptırırdı. Kim bu kadar ince işçilikle ceket üretir ki?” diyen Oktay, terziliğin son demlerinde olduğumuzu bu şekilde vurguladı. Teknoloji HAKAN AKARSU hakana?cumhuriyet.com.tr ? Casper Nirvana şimdi daha hızlı Casper, dünyanın en hızlı mobil işlemcisi olan 3.06 GHz hızındaki işlemci ile donatılmış Casper Nirvana modelini teknoloji ve sürat meraklılarının beğenisine sundu. Nirvana’da işlemci hızı 3.06 GHz olan Intel’in en yeni işlemci teknolojisi olan Centrino 2 teknolojisinin en yüksek performanslı işlemcisi bulunuyor. Intel Centrino 2 teknolojili işlemci ailesinin en üst seviyesi olarak nitelendirilen 3.06 GHZ’lik extreme işlemcili Casper Nirvana’nın fiyatı ise KDV hariç 1999 dolar olarak belirlenoi. ? Toshiba’dan yeni model Tecra iş serisinin yeni üyesi R10 yeni şık ve gösterişli olduğu kadar son derece dayanıklı bir malzemeden üretilmiş. Dahili mobil genişbant modülü gibi ileri yönetim ve iletişim özelliklerine sahip R10, üst düzey iş adamlarının hem taşınabilir hem de masa üstü kullanım ihtiyaçlarına cevap veriyor. Tecra R10 14.1 inç LED arka ışıklandırmalı ekran, WXGA ekran görüntüsü ve 8 gigabayta kadar RAM destekli. Ayrıca WLAN, Bluetooth 2,1, beş USB girişi ve bir eSATA/USB çoklu giriş sayesinde zengin iletişim özelliklerine sahip. Bir Express kart ve SD kart girişi harici cihaz ve aksesuarların kullanımını kolaylaştırıyor ? Medya içeriğiniz televizyonunuzda Western Digital, tüketicilerin PC tabanlı dijital içeriklerini, FullHD 1080p çözünürlük ile HD televizyonlarında doğrudan izlemelerine olanak sağlayan basit bir yol sunuyor. WD TV medya oynatıcısı, kullanıcıların televizyon ya da ses sistemine bağlanıyor ve dijital filmlerini, müzik ve fotoğraflarını, WD’nin My Passport taşınabilir sürücülerinden ya da diğer USB belleklerinden kolaylıkla çalıştırmalarını sağlıyor. Ürün ile birlikte gelen uzaktan kumanda sayesinde kullanıcılar, medya oynatıcısının yüksek çözünürlü ekran menüsünü kullanarak, medya içerikleri arasında dolaşabiliyor ve seçtiklerini oynatabiliyorlar. WD TV HD’nin fiyatı ise KDV hariç 129 dolar olacak. ? Ev telefonu ailesine yeni üye Siemens Gigaset ev telefonları ailesinin yeni üyesi A380, çarpıcı tasarımının yanı sıra uygun fiyatı ve üstün teknolojiyle de dikkat çekiyor. A380, uzun bekleme ve konuşma süresi, mükemmel ses kalitesi, yüzde 60’a varan enerji tasarrufu sağlayan ECO DECT fonksiyonu ve eller serbest özelliği ile telefonla konuşmayı zevke dönüştürüyor. Gigaset A380, krem ve espresso rengi ile her evin dekorasyonuna uyum sağlayacak şık ve zarif bir tasarıma sahip. Yeni telefon 25 saate ulaşan konuşma süresiyle dikkat çekiyor. Telefonun Türkiye’de satış fiyatı ise 89.90 YTL olarak belirlendi. C MY B C MY B