22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 22 KASIM 2008 CUMARTESİ Konser Emin İgüs sahnede Emin İgüs Grup, bu akşam Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin Ruhi Su Salonu’nda konser verecek. ‘Bu Dünya Bir Pencere’ başlıklı konserde sahnede Emin İgüs, Hakan Oral, Mutlu Ödemiş, Orçun Gündem ve Erdem Tüzen olacak. Müzikseverlerin unutulmaz saatler yaşayacağı konser saat 18.30’da başlayacak. (0216 414 22 39) Piyano festivali bitiyor 7 Kasım Cuma günü başlayan 9. Uluslararası Antalya Piyano Festivali yarın son bulacak. Festival kapsamında yarın akşam müziğe 8 yaşında flamenko gitarıyla başlayan Chano Dominguez, yepyeni projesi piyano flamenko ile sevenlerinin karşısında olacak. Wynton Marsalis’in ‘dünyadaki en iyi 10 müzisyenden biri’ olarak tanımladığı Dominguez, latin dünyasına ait müzikleri geleneksel caz formunda yorumlamasıyla tanınıyor. Saat 20.30’da başlayacak konser Antalya Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. (0216 556 98 00, biletler 25 ve 20 YTL) İngiliz topluluk Babylon’da İngiltere’nin underground müzik camiasının aranılan isimlerinden olan hip hop ve soul grubu Belleruche, Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında bu akşam saat 23.00’de Babylon’da izleyicilerle buluşacak. Gitarda Ricky Fabulous, vokalde Kathrin deBoer ve DJ Modest’tan oluşan topluluk, ‘Turntable Soul Music’ albümüyle büyük ilgi toplamıştı. Miles Davis, Nina Simone, Ella Fitzgerald, Jimmy Hendrix, Faith No More gibi isimlerden etkilenen grup, saf cazı hareketli ritimlerle zenginleştiriyor. (0216 556 98 00, biletler 33.50 YTL) Cazla pop buluşuyor Caz ve pop dünyasında yeni müzikal anlayışıyla dikkat çeken, besteci, söz yazarı ve vokalist Sacha Vasandani, yeteneğini ilk olarak ‘Monk Competition’da göstermişti. Ardından Lincoln Center Jazz Orkestrası’ndaki başrısı ve New York’un en önemli caz mekanlarındaki performansları yükselişinin ilk basamakları oldu. Vasandani, bu akşam 21.30’da İstanbul Jazz Center’da sahneye çıkacak. Gece ona piyanoda Jeb Patton, bas gitarda David Wong ve davulda Quincy Davis eşlik edecek. (0212 327 50 50) Davulun Jimi Hendrix’i Yıllar önce bir arkadaşım bana “Jimi Hendrix’den çok basçısını severim” dediğinde afalladım. Ama sonra Jimi Hendrix’i eksik dinlediğimi anladım. Bir efsanenin parçası olmak kimi zaman unutulmamıza ya da göz ardı edilmemize neden olabilir. Davulcu Mitch Mitchell böylesi bir talihsizliğin kurbanıdır diyebiliriz. Davulun bu büyük ustası, müzik tarihinin en büyük devriminin APTÜLKADİR gerçekleştiği 68’lerin mihenk noktası olan ELÇİOĞLU Jimi Hendrix’in Experience isimli grubunda yer almıştı. Hendrix bu devrimin başında rol alırken davulda Mitch Mitchell ve basgitarda da Noel Redding bütünü oluştururlardı. Monterey, Wight Adası, Woodstock festivalinin konserlerinde de Hendrix’in yanında yer alan “Hey Joe”, “Purple Haze”, “Crosstown Traffic”, “Foxy Lady”, “Fire”, “Little Wing”, “Spanish Castle Magic”, “All Along the Watchtower” ve “Voodoo Child” gibi Hendirix klasiklerinde bagetiyle imzası olan Mitch Mitchell’i 12 Kasım 2008’de sonsuzluğa uğurladik. Jimi Hendrix, 1966’da çıkan “Purple Haze” plağından sonra Animals’ın basçısı Chas Chandler’ın teşvikiyle İngiltere’ye gider. Aynı zamanda Hendrix’in menejerliğini de üstlenen Chandler, onu basçı Noel Redding ile tanıştırır. Bu tanışmadan sonra aralarına davulcu Mitch Mitchell’i de alarak Experience adlı trio’yu kuracaklardı. 9 Haziran 1947’de Middleesex’de doğan davulcu Mitchell, Elvin Jones, Max Roach, Joe Morello gibi caz davulcularından etkilenerek müziğe başladı. Hendrix’in Experience’sinde “Are You Experience?” (1967), “Axis: Bold As Love” (1968), “Electric Ladyland” (1968) albümlerinde yer aldı. Hendrix’in ani ölümüyle yarım kalan “Cry of Love” ve “Rainbow Bridge” albümlerinin kayıtlarını tamamlayan Mitch Mitchell, daha sonrasında da Rolling Stones, Eric Clapton ve John Lennon gibi müzisyenlerle çalıştı. 80’lerden sonra Roger Chapman, 1986’da Greg Parker, 1998’de Junior Brown ve 1999’da da Bruce Cameron’un albümlerinde davul çalarken gördük onu. Mitch Mitchell ölümüne yakın “Experience Hendrix” isimli bir konser turnesi yapıyordu. İbiza eğlenceleri Levi’s Sound Tab, İbiza’nın ünlü eğlence konsepti Circo Loco’nun arkasındaki ismi Indigo sahnesine taşıyor. Matthias Tanzmann, bu akşam saat 23.00’de sevenleriyle buluşacak. Gecenin ev sahipliğini Indigo’nun DJ’lerinden Tufan Demir yapacak. Ardından Tanzmann, Ibiza’nın unutulmaz eğlence dolu gecelerini İstanbullulara yaşatacak. (0212 244 85 67, biletler 25 ve 15 YTL) Sam Ankara’da Leman Sam, bu akşam Gişe organizasyonuyla Ankara MEB Şura Salonu’nda konser verecek. Sanatçı, ‘İlla’, ‘Eski Fotoğraflar’, ‘Çağrı’ ve ‘Ayak Sesleri’ gibi çok ses getiren ve beğenilen albümlerinden derlediği muhteşem bir repertuvar ve sürprizlerle Ankaralı hayranlarının karşısına çıkacak. Konser saat 21.00’de başlayacak. (03124133845) SERT TINILARIN ZARAFETİ Mitchell’ın davul stili caz etkisi ağır basan fuision tavrındadır. Cream’ın davulcusu Ginger Baker’ın trompetlere patlayıcı vuruşları ile caz davulunda en deneysel devrimci bageti olan Elvin Jones’ın zil kullanımındaki delişmenliği onda birleşmiş gibidir. “Hey Joe”da onu patlamalı kreşendolarda bulurken, “Manic Depression”da ise akıcı bir afro cuban etkide çalarken görebiliriz. “Voodoo Chile” adlı parçalarının konserlerdeki yorumlanışında uzun doğaçlamalarını yaparken onu ağır blues darbeleriyle dinlemenin keyfine doyum olmazdı. Mitch Mitchell’i konser kayıtlarından (DVD) izleme imkanı bulabilirseniz, onda Hendrix’in gitarda yaptıklarının davuldaki yansımasını görebilirsiniz. Sol eli bir caz davulcusu, sağ eli ise sert rock tınılarının izlerini verir. Zamanın bir başka üçlü kahramanlarından Cream’ın davulcusu Ginger Baker’ın patlamalı sert çalışının yansımasını ileri fikirlere taşıyan Mitchell’ın ileriki yıllarda çıkacak olan hard rock ve heavy davulcularına öncülük ettiğini de kavrayabiliriz. Rock müzikte dünyanın en güzel ve sıkı soundunu triolarda yakalayabiliriz. Motorhead, Rush, Kramp, Cream, ZZ Top ve daha niceleri rock’ın sert tınılarını zerafeti eksik etmeden bizlere sunabilmeyi başarabilmişlerdir. Bas, gitar ve davul üçlüsünü en iyi ortaya koyabilen triolardan biri de Experience’ydi ve onları da son kalan elemanın ölümüyle sonsuzluğa uğurladık. Ama onların plaklarının canlılığı yüzyılları aşacak. Rahat uyu “solukbenizli..” Bizlere verdiklerine minnettarız. 40 YIL SÜRECEK DEVRİM Yıllar önce bir arkadaşım bana “Jimi Hendirix’den çok basçısını severim” dediğinde afallamıştım. Bu şaşkınlığımın bir nedeni Hendrix’in isminin önüne bir başkasının geçmesiydi. Tabii bu afallamanın ardından da bir başka gerçeğe vakıf olacaktım: Jimi Hendrix’i eksik dinlediğimi anlayacaktım. Hemen ardından bir Hendrix plağı koyarak ilkinde basçıya, ikincisinde de davulcuya kulak vererek dinledim. O an karşıma yepyeni bir muhteşem görüntü çıkmıştı. Aynı şeyi geçen hafta bir daha yaptım. Bu sefer de Hendrix’in gitarda yaptıklarını davulda da Mitchell’in gerçekleştirdiğini görecektim. Ortaya konulan müzikteki saykodelik, hard rock ve blues tavrında davul ileriki yıllara hakim olacak caz rock’ı yani fusion’un öncülüğünü yapıyordu. İşte bu renklerin birleşimi de rock sahnesinde 40 yıl sürecek olan devrimin temelini atıyordu. İngiliz Blues festivali sürüyor Efes Pilsen Blues Festival rüzgarı İstanbul’a ulaştı. John Lee Hooker Jr., Watermelon Slim ve Sharrie Williams İstanbul Refresh The Venue’de bu akşam blues fırtınası estirecek. Bu yıl 19.’su gerçekleşen festival İstanbul’un ardından 25 Kasım Salı Balıkesir Asya Termal Otel, 26 Kasım Çarşamba Çanakkale Kolin Hotel, 28 ve 29 Kasım akşamları İzmir Hilton, 2 Aralık Salı Kocaeli Şehir Restoran ve 3 Aralık Çarşamba ise Edirne Sivrikaya Tesisleri’nde devam edecek. Tipik konser alışkanlıkları Zamanının azımsanmayacak bir bölümünü konser salonlarında geçiren bir müzik tutkunu olarak bazı izlenimlerimi aktaracağım bu yazıda. Bir konsere neden gidilir? “Elbette müzik dinlemek için” diyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. İlk anda tuhaf bir soru gibi de gelebilir bu, ama ne yazık ki değil... Ne demek istediğimi daha iyi açıklamak için ülkemizden konser gözlemlerimi maddeleyerek anlatayım... 1Konsere bir arkadaş grubuyla gidilir. Bunda normal kzulal?yahoo.com olmayan bir şey yok tabii. Fakat anormallik konserle birlikte başlar; çünkü o gruptaki arkadaşlar konser sırasında hiç durmadan konuşur. Hem sahnedeki müzisyenlere hem de diğer dinleyicilere saygısızlık etmeyi fütursuzca sürdürürler. Bir balad çalıyor bile olsa, onlar için fark etmez; sanki heavy metal konserindeymiş gibi bağıra bağıra konuşurlar. Hiç dinmeyen bir uğultu konser boyunca salona hakim olur. Bu tipler müziği dinlemeyeceklerse, neden bir bara gidip rahatça sohbet etmezler bilmiyorum. Muhtemelen davetiyeleri vardır ve bedava girmişlerdir konsere... Başka açıklaması yok bu davranışın. 2Konuşmalardan uzaklaşıp müziğe odaklanmak istiyorsanız, sahneye yakın ön kısımlara gitmeniz gerekir. Orta ve arka kısım her zaman daha gürültülüdür. Fakat ön kısımlardaki sıkışıklığı ve itişmeden kaynaklanan ter kokusunu göze almanız gerekir. Ya arkada kalıp müziği tam duyamayacaksınız, ya da müziği duymak için ter kokuları içinde sıkışmayı göze alacaksınız. Zor bir tercih... 3Konser boyunca kalabalığı enlemesine yarıp bir o tarafa bir bu tarafa geçenleri görürsünüz. Tuvalete gidiyordur ya da bara ulaşmaya çalışıyordur diye düşünerek yol verirsiniz. Plastik bardakla taşıdıkları bira sıkışıklıktan dolayı üzerinize dökülür, ellerindeki sigara mutlaka bir yerinize değip yakar. Ve aynı kişiler gece boyunca defalarca aynı hareketi tekrarlar. Bir insan iki saatlik konser süresince neden sürekli olarak bir taraftan diğer tarafa geçmeye çalışır, henüz nedenini sirin.guven?gmail.com ZÜLAL KALKANDELEN anlamış değilim. 4Konserin başladığı andan bittiği ana kadar şarkı isteklerini avazı çıktığı kadar bağırarak duyuranlar vardır. O şarkıyı dinlemek için gelmiştir konsere ve dinleyene kadar da susmayacaktır. Bilmez ki, sanatçılar ya da gruplar önceden provasını yaptıkları şarkıları çalarlar konserlerde. Bunun dışına çıktıkları çok enderdir. Ayrıca bir müzisyen, her zaman aynı şarkıları seslendirmek istemeyebilir. Böyle bağıra çağıra şarkı isteğinde bulunanlara en güzel yanıtı, İstanbul Caz Festivali’nde Antony Hegarty vermiş ve espriyle şöyle demişti: “Sanki patates, soğan istermiş gibi bağırıyorsunuz. Ama bu benim şovum. Ne istersem onu söylerim.” 5Açıkhava konserlerine özel bir durum da, konser alanına kurulan döner ve kokoreç standları... Ülkemize ilk kez gelen bir grubun canlı performansını dinlemek yerine, kokoreç kuyruğunda beklemek kişisel bir tercih. Ertesi gün de kokoreç yiyebileceğini ama o grubu belki bir daha canlı dinleyemeyeceğini hesap ediyordur herhalde diye düşünüyoruz. Bu bakımdan o tercihin diğer dinleyicilere bir zararı yok. Ama işin dayanılmaz tarafı, sahneye kadar ulaşan kokoreç kokusunun içinde müzik dinlemek... Bu kokuya karşın şarkı söylemenin zorluğuna da The Beastie Boys üyeleri dikkat çekmişti. SİGARA TERÖRÜ DEVAM EDİYOR Bütün bunları göze alarak konsere gidersiniz, fakat asıl zorluk sigara dumanına dayanabilmektir. Kış geldi, yine kapalı mekanlara girdik. Sigara yasağının lokantalar, kafeler vb. kapalı alanlarda henüz uygulanmaya başlanmaması nedeniyle, tehlikeli bir ortam sizi bekliyor konser salonlarında. Geçtiğimiz hafta gittiğim üç konseri de, bu sigara sorunu nedeniyle, bitmeden bırakıp çıkmak zorunda kaldım. İçerde 300 kişi varsa 250’si sigara içiyordu. Bu 250 kişinin iki saat içinde yalnızca birer sigara içtiğini düşünmeyin. Nedense konserlerde zincirleme sigara içme alışkanlığı yaygın. 250 kişi 10’ar tane içince, 2500 adet sigaranın küçük ve kapalı bir salonun havasını ne hale getireceğini düşünün. Havalandırmanın yetersizliği de cabası. Ama zaten öylesine yoğun bir dumanı temizleyecek bir havalandırma sistemi icat edildiğini de sanmıyorum. Kızaran gözlerden yaşlar akınca ve artık nefes alamayınca, müziğe elveda demekten başka seçenek kalmıyor... Daha önce bu konuda yazdığım bir yazıya okuyuculardan gelen elektronik postalar, benim durumumda olanların hiç de az olmadığını gösteriyor. Birçok kişi, sadece bu nedenle artık konserlere gitmediğini söylüyor. Kapalı yerlerdeki sigara terörü, bu ülkede birçok alanda görüldüğü gibi, çoğunluğun azınlığa diktasından başka bir şey değil. “Rahatsız oluyorsan çek git, buraya geliyorsan sus otur” deniyor. Tanıdık geliyor değil mi? www.zulalkalkandelen.com RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle