19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sinema ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? Nesli Çölgeçen’in yönettiği ve Gazi Ömer Küyük, Gazi Yakup Satar, Gazi Veysel Turan ile gazi yakınlarının rol aldığı Son Buluşma, bir kahramanlık hikayesi. Filmde Kurtuluş Savaşı’nın son tanıklarının günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anıları gözler önüne seriliyor. Ömer Dede, önce Anıtkabir’i, ardından son kalan diğer iki gazi, Yakup Satar ve Veysel Turan’ı ziyaret ediyor, anılarını paylaşıp birbirleriyle helalleşiyorlar. ? Son Buluşma ? Bahçemdeki Ateş Böcekleri (Fireflies in the Garden) Dennis Lee’nin yönettiği filmde Ryan Reynolds, Willem Dafoe, Emily Watson ile Carrie Anne Moss rol alıyor. Üniversite profesörü ve yazar olan dominant karakterli baba Charles, anne Lisa ve ergenliğe yeni giren oğul Michael’a bir yazlığına Lisa’nın somurtkan ve küskün kız kardeşi Jane katılır ve Michael ile arkadaş olur. Film, bu ilişkiler içerisinde aşkın karmaşasını ve bir ailenin parçalanışını anlatıyor. Yönetmenliğini Kenny Ortega’nın yaptığı filmin başrollerini Zac Efron, Vanessa Hudgens, Ashley Tisdale ile Lucas Grabeel paylaşıyor. Lise son sınıf öğrencisi Troy ile Gabriella üniversite hayalleri kurarken, farklı kentlerde okuyacakları belli olunca aşklarının tehlikeye düştüğünü düşünür. İki genç, kendi deneyimleri, gelecek umutları ve endişelerini yansıtan seçkin bir müzikal sahneye koyarlar. ? School Musical 3: Senior Year Fırtına ? Fırtına (Bahoz) Kazım Öz’ün yönettiği ve Cahit Gök, Havin Funda Saç, Selim Akgül ile Asiye Dinçsoy’un oynadığı Fırtına, üniversite gençliğinin 90’lardaki siyasallaşmasını konu alıyor. Cemal, üniversite sınavını kazanarak, küçük taşra kasabasından İstanbul’a gelir. Büyük şehrin kalabalığı içindeki yalnızlığı, sistem karşıtı devrimci bir grup ile tanışmasıyla sonra erer. Grubun öncülerinden Helin ile yaşadığı çatışma, kimliğini keşfetmesi için de bir başlangıç olur. Selanik’te şenlik başladı 1423 Kasım’da gerçekleştirilecek Achilles and the Tortoise 49. Selanik Uluslararası Film Festivali dün perdelerini Daren Aronofsky’nin Venedik Altın Aslan ödüllü filmi The Wrestler (Güreşçi) ile açtı. Mickey ASLI Rourke’un SELÇUK sinemaya dönüşünü kutlayan, bir anlamda da yaşamından kesitler taşıyan Güreşçi’nin gösterimine Rourke’un kızını canlandıran, sinemadaki ilk rolü Thirteen’den beri yaratıcı yönetmenlerle çalışmayı yeğleyen genç oyuncu Evan Rachel Wood katıldı. Bu yıl etkinlikte 55 ülkeden dünya, uluslararası ve Avrupa ön gösterimlerini yapacak tam 230 uzun ve kısa metraj yer alıyor. The Wrestler Festivale bin konuğun katılması bekleniyor. Festivalin yöneticisi Despina Mouzaki’ nin düzenlediği Uluslararası Yarışma’da 14 film Altın İskender(37 bin Avro) ve Gümüş İskender (22 bin Avro) ödülleri için yarışacak. Ayrıca başka bölümlerde de toplam 25 bin Avro ödül verilecek. Uluslararası jüride Türkiye’den yönetmen Yeşim Ustaoğlu var. Jüri başkanı The Booker ödüllü İngiliz Hasta’nın yazarı Michael Ondaatje (İngiltere). Seçici kurulun öteki üyeleriyse senarist Diablo Cody (ABD), yapımcı Lisa Stantic (Arjantin), oyuncu Emile Dequenne(Belçika), sinema eleştirmeni David Robinson (İngiltere), besteci Dionisis Savopoulos’tan (Yunanistan) oluşuyor. Time and City Dikkat: Yüreğiniz ağzınıza gelebilir! “Rec: Ölüm Çığlığı” (Rec), hiç şüphesiz son yıllarda çevrilmiş en sağlam korku filmi. Gerilim dozu yüksek, sarsıcı etkisi ise büyük… Dikkat; Ölüm Çığlığı, yüreğinizi ağzınıza getirebilir. Uyarması benden, karar ise sizlerin… ALPER Ölüm Çığlığı‘nın TURGUT yönetmenleri, “Kırılgan” (Fragiles) ile tanıdığımız Katalan alperturgut.blogcu.com asıllı Jeume Balaguero ile genç İspanyol meslektaşı Paco Plaza... Geçmişte de ortaklaşa bir film kotaran Balaguero ve Plaza ikilisi, bu kez yanlarına Lois Berdejo’yu da alarak Ölüm Çığlığı’nın senaryosunu yazmışlar. Doğaçlamaya prim tanıyan filmin başrollerinde, yetenekli oyuncular Manuela Velasco, Ferran Terraza, Jorge Serrano ve Pablo Rosso var. Geçen yıl bu zamanlarda İspanya’da gösterime giren ve bugüne dek katıldığı festivallerde 16 ödül kazanan Ölüm Çığlığı, biraz geçte olsa “Tiglon” dağıtımıyla dün Türkiye’de de vizyon şansı buldu. Tüm dünyada korku filmi tutkunlarınca büyük bir coşkuyla karşılanan ve ayakta alkışlanan yapım, tahmin edersiniz ki; Hollywood’un dikkatini de cezbetti. Vakit kaybedilmeden “Karantina” (Quarantine) adıyla yeniden çekildi, hatta şu aralar Amerikan sinemalarında oynatılıyor bile... Bunun yanı sıra “Rec 2”nin de yapım aşamasında olduğunu notlarımız arasına düşelim. “kanın çekilecek”, “korkudan neredeyse ödün patlayacak”… Herkesin harcı değil ki bu… Zombilerin babası Geoge A. Romero’nun yürüyen ölülere dair ünlü üçlemesi, artık efsaneleşen “Şeytanın Ölüsü” ve birçok ülkede yasaklanan kült yapım “Cannibal Holocaust”… Klasikleşen bu korku filmleri arasına, Ölüm Çığlığı da rahatlıkla girebilir. Çünkü Ölüm Çığlığı, inadına ürperten ve gerilimden kesinlikle vazgeçmeyen sıkı bir film… Yapıtın, türünün iyileri diyerek adlandırabileceğimiz “Blair Cadısı” ve “Canavar” filmleriyle de benzeşen yanları var. Sürekli sallanan el kamerası, hem panik havasını daha da büyütüyor hem de olağandışı hali bir nebze de olsa gerçeğe yaklaştırmayı başarıyor. Ve kamera arkasındaki sizsiniz aslında... Görünmeyen kameramanın yerine koyduğunuz vakit kendinizi, Ölüm Çığlığı’nın çıkardığı ses daha da yükselecek, emin olabilirsiniz. Hele ki kamera gece görüşüne alındığında… Özellikle korku ve gerilim filmi sevenler, kaçırmasınlar. POLİTİK BİR EYLEM ADAMI Uluslararası Yarışma, yarışma dışı, özel gösterimlerden gerçekleşen festival programında ayrıca JeanPierre ve Luc Dardenne’e Saygı (The World’s Racing/1987Lorna’s Silence/2008), Osman Sembene toplu gösterimi (Borom Sarret/1963 Moolaade/2004) Terence Davies toplu gösterimi (The Terence Davies Trilogy/197683Of Time and City/2008), Bölünme ve Birleşme: Ortadoğu’da Sinema, Deneysel Forum, Odak: Commune 2008, Çağdaş Türk Sineması’na Saygı, Romen Kısa Metrajları, Yunan Panoraması, Manos Zakharias toplu gösterimi (The Truth About Children of Greece/1948Under the Name of The Dust of Time Lukac/1977), Bağımsızlık Günleri bölümleri var. Bağımsızlık Günleri Afrika yazını ve sinemasının ikonu, 2007’de 84 yaşında yaşamını yitiren Senegalli yazaryönetmen Sembene’nin on filmini sinemaseverlerin ilgisine sunuyor. Eğitimsiz bir liman işçisiyken kendi kendini yetiştirerek bir aydına, politik bir eylem adamına dönüşen Osman Sembene, Afrika’nın kültürel mirasında, bağımsızlığını kazanmasında çok önemli bir rol üstlenmişti. Bu özel etkinlik Afrika’nın ünlü topluluğu Baobab Orkestrası’nın vereceği bir konserle de pekiştirilecek. Moskova’da film yönetmenliği okuyan, Aleksandr Dovçenko’nun öğrencisi olan, baskıdiktatörlük karşıtı politik sinemasıyla bilinen Manos Zacharias’ın on filmi Bu yıl Balkanlar’a Bakış bölümüyle ortak çalışan 4. de programda. Yunan Panoraması’ndaki özel gösterimde Agora Film Pazarı henüz bitmemiş film projelerini usta Theo Angelopoulos’un Tebai döngüsüne dağıtımcıların, alıcıların, festival programcılarının göndermeler yaparak Yunanistan’ın çağdaş tarihçesini izlemesini sağlıyor. Türkiye’den Kars Öyküleri betimlediği, 1919’da Yunanlıların Odessa’dan (Yönetmen: Özcan Alper, Yapımcı: Başak Emre, Şirket: sürülmesini anlattığı üçlemenin ilk bölümü The Weeping Gezici Film) Agora’da. Balkanlar’a Bakış’ta yer alan Meadow’un (Ağlayan Çayır) devamı The Dust of müzikal belgesel Anadolu’nun Yitik Şarkıları yönetmen Time’ın (Zamanın Külleri) ilk gösterimi Nezih Ünen ve orkestrasının canlı müziği eşliğinde gerçekleştirilecek. Filmin başrolünü üstlenen Willem gösterime sunulacak. Dafoe sinema ve tiyatro oyunculuğuyla ilgili bir ustalar sınıfı yapacak. Altın İskender ödülü verilecek Japon yönetmenoyuncu Takeshi Kitano son filmi Achilles and the Tortoise’ı tanıtacak. KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK Barcelona geceleri... Genç, güzel, cevval ve esprili TV muhabiri Angela Vidal ile yüzünü hiç göremeyeceğimiz haber kameramanı arkadaşı Pablo, “Siz Uyurken...” adlı programları iletişim dünyasına kendi cephesinden ince bir eleştiri yapıyor nedeniyle geceye sızma görevindedirler. O akşam itfaiyecilerin misafiri olmuşlardır. Yatan, uyuyan, yemek yiyen itfaiyeciler derken sıkıntı had safhaya ulaşır. Ta ki bir ihbar telefonuyla, itfaiyeciler ve peşi sıra onlar harekete geçene dek… Artık ortamın ısınma vakti gelmiştir. Yaşlı bir kadının kaza geçirdiği apartmana gelen Angela ve Pablo, çıkışsız ve çaresiz kalacaklarını akıllarına bile getirmemişlerdir. Kan revan içindeki yaşlı kadın ise saldırgan bir ucubeye dönüşmüştür. Kahramanlarımız Angela ve Pablo, itfaiyeciler, polisler ve apartman sakinleri, büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalmışlardır. Tehdit öncelikle psikolojilerine yönelir. Ardından yaşanılanlar, dehşet, şiddet ve vahşetin vücut bulmuş halidir. Ve apartman, çok geçmeden İspanyol yetkililer tarafından karantinaya alınır. Herkes bir virüsten ve onun yol açtığı insanı kudurtan salgından bahsediyordur. Tecrit, kâbusu çoğaltır, çığlıklar daha da artar ve finale doğru yuvarlanırız. İRKİLTİCİ BİR FİLM... Öncelikle hayaletler, zombiler, uzaylılar ve devleşen yaratıklar… Kâfi gelmediyse ejderhalar, iblisler, şeytanlar ve yamyamlar... Ve ille de salya, irin, kusmuk, yara ve kan… Malum, tek amaç korkutmak… Peki, harbiden iyi ve nitelikli bir korku filmi yaratmak sanıldığı kadar kolay mı? Hemen hemen herkesin yanıtı, sanırım “asla” olacaktır. Zaten mevcut gidişatın sonu hayli karanlık görünüyor. Bu, ancak ve sadece “çok kötü” klasmanında yarışabilecek tonla korku denemesinin, yaz aylarında beyazperdeye yığılmasından belli değil mi? Arada sırada yürekleri hoplatan, insanı yerinden zıplatan yapımlara rastlamak, korku sineması düşkünlerini, inanın çölde vaha bulmuşçasına sevindiriyor… Onların irkiltici sahneleri hayranlıkla izlemeleri, dehşete düşürücü filmlere tapınırcasına bağlılıkları, sizlere garip gelebilir, çünkü bazıları kalbe zararlı, bazıları mideye… “Sinirlerin bozulacak”, “tir tir titreyeceksin”, “soğuk terler dökeceksin”, GELECEĞİN RESSAMI Kitano’nun Takeshi’s (2005) ve Glory to the Filmmaker (2007) adlı, sinemacının sanatla ve onu ünlendiren eğlence endüstrisiyle olan ilişkisini sergileyen kişisel üçlemesinin son bölümü Achilles and the Tortoise, ileride büyük bir ressam olan çocuğun öyküsünü anlatıyor. Hazırlık aşamasındakı bir projeye 10 bin Avro destek veren Crossroads bu yıl Balkanlar ve Akdeniz’den 15 proje seçti. Türkiye’den katılan projeler The Fugitives (Yönetmen: Ben Hopkins, Yapımcı: Gülen Gürler Hurley, Şirket: Yalan Dünya) ve Sultan’ın Mutfağı (Yönetmen: Ümit Ünal, Yapımcı: Gülin Üstün, Şirket: Gü Film). Uluslararası uzmanlardan oluşan seçici kurul Nokia N Serisi ödülünü (10 bin Avro) ilk kez 2006’da Yeşim Ustaoğlu’nun Pandora’nın Kutusu’na vermişti. YARIŞMA FİLMLERİ The Inmate (Ellen Ramos, Paolo Villaluna(Filipinler), I’m Gonna Explode (Gerardo Naranjo Gonzalez/Meksika), Over There (Abdulrıza Kahani/İran), The Hourglass (Szabolcs Tolnai/Sırbistan), Three Blind Mice (Matthew Newton/Avustralya), A Broom Becomes a Goldfish (DongJoo Kim/Kore), A Week Alone (Celina Murga/Arjantin), Hooked (Adrian Sitaru/Romanya), Winds of September (Tom ShuYu Lin/TayvanHong Kong), Ordinary Boys (Daniel Hernandez/İspanya), Firaaq (Nandita Das/Hindistan), Sunny Spells (Diastème/Fransa), Without (Aleksandros Avranas/Yunanistan), Three Moments (Petros Sevastikoglu/Yunanistan). C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle