19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 02 2/1/08 16:27 Page 1 CUMARTESİ EKİ 2 CMYK 2 5 OCAK 2008 CUMARTESİ Estetik cerrahinin Merhaba Milli Piyango’nun yılbaşı çekilişi malum hepimize tozpembe hayaller kurdurdu. Yeni bir hayata dair hayaller... Size Ali bebeğin öyküsünü anlatmadan önce hepimizin farklı, huzurlu ve güvenli bir yaşamı düşlediğimizi anımsatmak istedim. İşte onların (mültecilerin) düşü de aynı yönde. İyi bir hayat istiyorlar, başka bir şey değil. Ülkelerindeki savaştan, terörden, açlıktan, yoksulluktan kaçıp gelmişler. Daha iyi bir gelecek için milli piyangodan büyük ikramiye çıkmasını değil, sadece ve sadece kendilerini Avrupa’da herhangi bir ülkeye götürecek bir tekneyi bulmayı diliyorlar. İzmir Basmane’de bekleyen umut yolcuları onlar. Ülkeleri, yaşları, kaçtıkları şey farklı olsa da aynı ortak hedef için yola çıkmışlar... En küçükleri 2 aylık bir bebek... Ali Muzaffer... Annesi karnındayken çıkarmış yola Ali’yi. Belki kendisi için değil yavrusunu güzel yarınlara ulaştırmak için düşmüş yollara Sudan’lı Hanna Biru. Oğuz Yıldız’ın çektiği fotoğrafta küçük bir otel odasında bir elektrik sobasıyla ısınmaya çalışan ana oğul portresi odanın sefaletini örtüyor. Konak Belediyesinin açtığı Basmane Semt Merkezi çalışanları ikinci bir anne olmuşlar Ali’ye. Bugün Ali ülkemizde misafir, yarın nerede olacağını ise kimse bilmiyor. Hakan Dirik, Basmane’de büyük umutlarla göçmen tacirlerini bekleyen insanların öyküsünü araştırırken karşılaşmış Ali’yle. Onun henüz bir kimliği bile yok. Ali, 2 milyar doların üzerindeki ölümlü göç pazarında bekleyen masum bir bebek... . Kaçak göçmen dramı, bu dünyanın gerçeği… Unutmayalım! İyi hafta sonları... işi zor ayat hep iyiyi ve mükemmeli yakalamaya çalışmakla geçiyor. Daha iyi bir iş, daha iyi bir yaşam standardı, daha iyi gelir... İyiye, güzele veya mükemmele ulaşmak biraz da göreceli bir kavram. Tek bir kalıba sığmıyor. Herkesin ZUHAL ‘güzel’i AYTOLUN farklı. Bazen ulaştığı noktayla mutlu olabilirken insan, bazen yetmiyor, daha fazlasını istiyor. Son yıllardaki istatistikler gösteriyor ki fiziksel görüntüde de bu aranır oldu. Aranan güzelliğe ulaşmanın yolu da çoğu zaman estetikten geçiyor. İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü uzmanı Prof. Dr. Oğuz Çetinkale ile estetik üzerine konuşmak üzere bir araya geldik. Ancak gördük ki genellikle güzelleşmek yönünde ya da sağlık nedeniyle estetik yoluna başvurulmuyor. Aldatan erkeklerin eşleri aldatıldıkları kadınlara benzemek için, cezaevinde yıllarca kalmış, yorulmuş, yıpranmış hatta kendisinden sıkılmış kişiler, beğendikleri manken veya sanatçıya benzemek isteyenler de estetik cerrahların kapısını çalıyor. Kimi ileri yaştaki bekarlar, evliliğini kurtarmaya çalışanlar, boşanma sonrası depresyona girenler, ergenlik döneminde hormonal değişikliklere uyum sağlayamayanlar da estetik operasyonlardan medet umuyor. Estetikle bedeninde memnun olmadıkları bölgeleri değiştirerek ya da düzelterek mutlu olabilen, sağlık sorunları giderildiği için yaşama daha çok bağlanan insanlar da mevcut. Kendilerini bu tür durumlarda düzlüğe çıkmış ve rahatlamış gibi hissedebiliyorlar. Ancak Prof. Dr. Çetinkale, başkalarına benzeyerek sorunların giderilemeyeceğini çünkü yeni yüzlerinden sıkıldıkları anda estetiği başarısız bulacaklarına vurgu yapıyor. Prof. Dr. Çetinkale ile estetiğin farklı yönlerini ve 2007 yılının son günlerinde meclisten geçen, tanıkların kimliğinin saklı tutulması ve güvenliğinin sağlanmasına olanak tanıyan ‘Tanık Koruma Yasası’nı konuştuk. H Boşanan doktora koşuyor Estetik de artık pek çok şey gibi moda oldu. Ancak bu durum artık farklı talepleri de beraberinde getiriyor. Prof. Dr. Çetinkale, estetik isteklerinin çoğunlukla boşanma öncesi ya da sonrasında geldiğini söylüyor. Genellikle kadınlar ya eşlerinin beklentisi olduğunu düşündükleri değişikliklerle ya da eşleri tarafından aldatıldıklarını düşündükleri kadınlara benzeme talepleriyle estetiğe başvuruyor. Benzedikleri kadınların ifadeleriyle mutlu olamayan ya da ilişkilerini kurtaramayan kadınlar ise yine mutsuz oluyor. Prof. Dr. Çetinkale, normalden farklı bir ameliyat istendiğinde beklenti ve istekleri sorgulamak gerektiğine vurgu yaparak, “Yalnızca ‘Ben bunu istiyorum’ yanıtı yeterli değil. Çünkü bu ameliyatla eşinin bereber olduğu kadına benzeyerek onu tekrar geri kazanmaya çalışıyor. Ancak ameliyat iyi geçse de eşini geri kazanmıyorsa, o operasyon başarısız sayılıyor. Böyle durumlarda ameliyatı yapmayı reddetmek en doğrusu” diyor. Kimi zaman da ileri yaştaki bekarlar, daha genç ve cazip görünebilmek için de estetik yoluna gidebiliyor. Cezaevinde uzun yıllar kalmış, yorulmuş ve yıpranmış kişiler de kendisinden sıkıldığı ve varolan görüntüsü eski günlerini hatırlattığı için estetiğe başvurabiliyor. Ancak yine bir sorgulama sürecine girmek gerektiğini belirtiyor Prof. Dr. Çetinkale: “Tek tek bakıldığında hepsi masum istekler. Değişiklik için yapılıyorsa bu işlemler yasal. Ancak tamamen kimlik değiştirmek ve farklı bir yüz kazanmanın yasal sınırları bulunuyor. Bütün yüzünü değiştirmek isteyen insan sayısı az. Ancak doğuştan ya da sonradan bir kazayla rahatsız edici bir hasar veya görüntü varsa yapılabiliyor.” İş ve sosyal yaşama kendini çok fazla kaptırarak yıpranmış kişilerde kimi zaman ani bir çöküntü yaşanabildiğini ve bu insanların belirgin imaj değişiklikleri isteğiyle kendisine geldiğini söylüyor Prof. Dr. Çetinkale. Tanık korumada da işe yarıyor Tanıkların kimliğinin saklı tutulması ve güvenliğinin sağlanmasına olanak tanıyan ‘Tanık Koruma Yasası’ kapsamında, tanıkların fizyolojik görünümünün estetik cerrahi yoluyla veya estetik cerrahi gerektirmeksizin değiştirilmesi ve buna uygun kimlik bilgilerinin yeniden düzenlenmesi sağlanacak. Ancak Prof. Dr. Çetinkale, estetikle kimlik değişminin tamamen gerçekleşemeyeceğini ancak büyük oranda değişiklik yapılabileceğini söylüyor. Bir insanın derisini tamamen değiştirmek çok zor ancak görünür lekelere müdahale edilebiliyor. Kaş kaldırılabiliyor, saç sınırı değiştirilebiliyor, önemli vücut hatlarında oynama yapılabiliyor. Yüz dolgunsa inceltilebiliyor, inceyse dolgunlaştırılabiliyor. Burun ve dudaklarda da estetik ameliyatla farklılık yaratmak mümkün. Ses konusunda ise hiçbir değişiklik yapılamıyor. Lens kullanarak göz rengi değiştirilebilse de bakışlara ve göz yapısına müdahale edilemiyor. Kirpiklerin konumu da değiştirilemeyenler arasında. Refleks ve mimikleri kişi kendi iradesiyle farklılaştırabiliyor ancak estetik ameliyatla değişiklik yapmak mümkün değil. Yapılabilen kısmi değişikliklerle toplamda farklı bir yüze ulaşılabiliyor. Ancak kimlik değişimi her zaman yasal değil, sınırları var. Nüfus cüzdanı değişimi ve yurtdışı çıkışlarında görüntünün uyuşmaması nedeniyle çıkabilecek sorunlar için eski ve yeni görüntünün bulunduğu ve geçirdiği estetik ameliyatlarda değiştirilip, değiştirilmeyen noktaların belirtildiği bir rapor hazırlanıyor. Kimi zaman da adli tıptan alınabilen raporla desteklenebiliyor. Ancak tamamen tanınmaz hale gelmenin mümkün olmadığını, bunun için yılların geçmesi gerektiğini vurguluyor Prof. Dr. Çetinkale. Erkekler yağ aldırıyor Estetik konusunda en fazla istek yüz bölgesine geliyor. Önceliği burun alsa da erkeklerde de belli bir yaştan sonra karın çevresindeki yağlardan kurtulma isteği ortaya çıkıyor. Erkeklerde daha spesifik problemlerden biri de ergenlik döneminde hormonal sebeplerle memelerin büyümesi. Kimi zaman utandıracak kimi zaman da erkeği sosyal hayattan uzaklaştıracak denli önemli olan büyük memeler, 20’li yaşlardan itibaren ameliyatla normal haline getirilebiliyor. Kadınlarda ise bu durum daha değişken. Fazla gelişmeyen ya da normalden fazla büyüyen göğüsler, sağlığı da psikolojiyi de etkilediği için estetik müdahale yapılabiliyor. Büyük göğüslü kadınlar genellikle sırt ağrısı, omuzlarda çöküntü, göğüs altında karın derisiyle gerçekleşen sürtünmenin verdiği rahatsızlık nedeniyle göğüs küçültme operasyonuna başvuruyor. Prof. Dr. Çetinkale, göğüs büyüklüğünün rahat yatılamadığı için kimi zaman uyku bozukluğuna da neden olabileceğini söylüyor. Ayrıca karın çevresinde, kalça ve basende yağ toplanması nedeniyle de estetik operasyon yaptırmak isteyebiliyor kadınlar. Fotoğrafla geliyor Bazı kadınların estetik yaptırmak için ellerindeki bir boy fotoğrafla kendisine başvurduğunu ve beklenmedik isteklerini sunduklarını söylüyor Prof. Dr. Çetinkale. Gelen talepler arasında en fazla Demet Akalın ve Deniz Akkaya’ya benzeme isteği yer alıyor. Prof. Dr. Çetinkale: “Elinde portre değil, uzaktan çekilmiş bir boy fotoğrafla, yaptırmak istediği estetik operasyonları gösteren insanlar da var. Bu durumda estetiği gerçekleştirecek doktora büyük iş düşüyor. O fotoğraftaki kişiye neden benzeyip benzeyemeyeceğini iyi anlatmak gerekiyor. Çünkü genellikle ‘Neden ona yapıldı da bana gelince yapılamıyor’ gibi tepkilerle karşılaşıyoruz” diyerek gelenleri ikna etmenin sanıldığından çok daha zor olduğunu vurguluyor. Oysa ki insanın mevcut yapısı, derinin kalınlığı, ten rengi gibi pek çok belirleyici nedenden dolayı yalnızca belli bir noktaya kadar değiştirilebiliyor. Teknoloji güzelliğin hizmetinde Dermamed, cilt yenileme ve gençleştirmede farklı teknolojiler sunuyor. GentleYag, Radyo Frekans ve Ppx mavi ışık tedavileriyle cildin lekeler, ince kırışıklıklar, sarkmalar sonucu bozulan formunu toparlamak, yenilemek mümkün. Ppx mavi ışık terapisi, cildin tüm tabakalarında hızla yenilenme sağlıyor. Işığı kontrollü bir şekilde ısıya dönüştüren sistem, ciltte temizlik, aydınlık, canlılık veriyor, gözeneklerin küçülmesini, kırışıklıkların kaybolmasını ve sıkılaşma sağlıyor. Radyo dalgalarının deri ve deri altındaki kolajen üretimini tetiklemesi olarak tanımlayabileceğimiz radyo frekans terapisi ise kontrollü bir hasar oluşturarak dokunun kendini onarmasını ve yenilenmesini sağlıyor. Uygulama süresi, işlem yapılacak bölgeye göre değişiyor. 5 10 seanslık bir çalışma sonrasında gözle görülür oranda başarılar elde ediliyor. 40’lı yaşlarla birlikte başlayan cilt problemlerinin başında gelen sarkma ve kırışıklıkların giderilmesinde en başarılı uygulamalardan olan GentleYag da, cildin zamanla kaybettiği kolajen ve elastin dokusunu yenileyerek yüz ve boyun bölgesini sıkılaştırıyor. Dermamed’de 2 yıldır uygulanan Gentle Yag lazer, diğer sistemlerle karşılaştırıldığında çok avantajlı bir sistem. Düzenli devam edilen seanslar sonrasında yaşanan değişim 3 ay sonrasında ortaya çıkmaya başlıyor. 6 ay sonrasında ise iki yıl boyunca kalıcı gençleşme sağlanıyor. Deklanşöre Sinan için basılacak 17 yıl önce Çekül Vakfı (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) tarafından başlatılan ve 2003 yılından itibaren ivme kazanan ‘Sinan’a Saygı’ projesi giderek büyüyor. Mimar Sinan’ın eserlerinin bilinmemesi ve korunamaması konusunda duyarlılık gösteren ve pek çok proje yürüten Çekül Vakfı, düzenlediği eskiz yarışması, Sinan’a Saygı gezileri ve 2007 yılı başında yayımladığı İstanbul ve Trakya için Türkçe ve İngilizce gezi haritalarına, bu yıl bir de Osmanlı İmparatorluğu baş mimarı Mimar Sinan’ın eserlerini tanıtmak ve yaşatmak için bir fotoğraf yarışması ekledi. ‘Sinan’a Saygı Fotoğraf Yarışması’nda Anadolu ve Balkanlarda yer alan Mimar Sinan’ın eserlerinin fotoğrafları arasından seçme yapılacak. Sinan’a Saygı proje koordinatörü Ahmet Sezgin ve proje gönüllüleri, bu yarışmanın amacının fotoğrafları yarıştırmaktan çok halkın ilgisini Mimar Sinan eserlerine çekmek, değişik bölgelerdeki Sinan eserlerine ulaşmak ve arşivlenmeleri olduğunun altını çizdiler. Kendilerinin Mimar Sinan eserlerini koruma konusunda bir sivil toplum kuruluşu gibi çalıştıklarını belirten Sezgin, “Yanından gelip geçtiğimiz camiinin bir Mimar Sinan eseri olduğunu bilmiyoruz. Bazı yörelerde ev olarak kullanılan çok önemli eserler var. Biz bu bilinci yaratmak ve pek de ilgi göstermediğimiz bir değeri yaşatmak için uğraşıyoruz” diyor. Sinan’ın eserleri fotoğraflanırken, üç farklı tema işlenecek. Sinan ve Yaşam adlı konuda günlük hayatımızın içinde Mimar Sinan eserleri, Korunamayan Sinan adlı temada Mimar Sinan’ın eserlerinde koruma sorunları, son olarak Kubbelerin Mimarı adlı temada Mimar Sinan’ın eserleri dileyen herkes tarafından görüntülenecek. Fotoğrafların konusu Mimar Sinan’ın eserleri. Türbe, külliye, cami, çeşme, su kemeri gibi Mimar Sinan’a ait yapılardan herhangi biri, iç ve dış mekanlarıyla, ya da mimari ayrıntılarıyla fotoğrafların konusu olabilir. 28 Şubat tarihine dek Çekül Vakfı’na yollanan fotoğraflar, internet üzerinden herkese açık bir oylama ile değerlendirmeye sunulacak. Değerlendirme sonucu belirlenecek eserler Çekül Vakfı tarafından yayımlanacak sergi kataloğunda yer alacak. En çok oy alan fotoğrafların sahiplerine Mimar Sinan ve eserleriyle ilgili birer kitap hediye edilecek. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: İpek Aksoy Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ hafta?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle