19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 08 5/9/07 16:50 Page 1 CUMARTESİ EKİ 8 CMYK ? Aşk Tarifi (No Reservations) ? Damadı Öpebilirsin (I Now Pronounce You Chuck and Larry) Si ne ma 8 Scott Hicks’in yönetmenliğini yaptığı filmde, Aaron Eckhart, Catherine ZetaJones, Bob Balaban ve Abigail Bianca rol alıyor. Baş aşçı Kate Armstrong hayatını, Manhattan’daki 22 Bleecker Restaurant’ı yönettiği gibi yönetmektedir. Çevresindeki herkesi hem etkileyen hem korkutan ve hata kabul etmez bir yoğunlukla çalışan Kate, ekibine yeni katılan neşeli ve vurdumduymaz yeni aşçı yardımcısı Nick Palmer tarafından sınanmaya başlar. Mutfaklarının yeni yükselen yıldızlarından biri olan Nick çalışırken opera dinlemeyi ve etrafındakileri güldürmeyi tercih etmektedir. Kate, işteki bu çalkantıyla başa çıkmak için uğraşmaya başlar. Dennis Dugan yönettiği filmin başrollerinde Jessica Biel, Kevin James, Adam Sandler ve Dan Aykroyd rol alıyor. Film daima omuz omuza çalışan iki itfaiyeci Chuck ve Larry’nin kağıt üzerinde bir evlilik yaparak başlarına nasıl bela aldıklarını konu alıyor. Büyük bir yangında Larry, Chuck’ın hayatını kurtarınca, Chuck ona karşı kendisini borçlu hisseder. Hukuki bir engele takılarak kendi hayat sigortasına öz çocuklarını mirasçı yapamayan Larry, arkadaşının minnet duygusundan yararlanmaya karar verir. Chuck’ın yapacağı tek şey, resmi evraklarda Larry’nin domestik partneri (ABD’de birlikte yaşayan gay ve lezbiyenlerin yasal haklardan yararlanmak için yaptığı sözleşme) olduğunu öne sürmektir. Ancak durum ortaya çıkınca, iki arkadaşın yaptığı sözleşme kent çapında sorun haline gelir ve konu artık gizli olmaktan çıkar. ? Aşkın Kitabı (Becoming Jane) Julian Jarrold yönetmenliğindeki filmde Anne Hathaway, James McAvoy, James Cromwell ve Julie Walters rol alıyor. Aşka inanan Jane’in ailesi 1975 İngilteresinde adet olduğu üzere, para karşılığı bir evlilik yapmasını arzular. Ancak, 20 yaşındaki Jane genç ve yakışıklı bir İrlandalı olan Tom Lefroy ile tanıştığında, zekası ve cüretkarlığı genç kızın merakını uyandırır. Jane, Lady Gresham’ın yeğeninin evlilik teklifini geri çevirip, ailesinin otoritesine ve sosyal adetlere karşı gelerek Tom’u kabul ettirmeye çalışır. Aşkın Kitabı’nda, edebiyat basamaklarındaki genç bir kadının, hayatını ve eserlerini aşk için riske atması anlatılıyor. ??????????????????????????????????? Gelecek 1960 ASLI SELÇUK ’ların ikonik bilimkurguserüven filmi Barbarella yeniden sinemaya uyarlanıyor. İlk gençliğinde moda olan Flash Gordon çizgi romanının uzun süre etkisinde kalan Fransız çizer JeanClaude Forest, 1962’de naif fantezilerini yumuşak pornografiyle birleştirir. Yetişkinlere yönelik Barbarella adlı bir kadın kahramanın yaratıldığı bu resimli romanda Brigitte Bardot ile Cindrella karışımı, yetişkin pişkinliğiyle çocuksu masumiyeti harmanlayan biri vardır. Çok satan bu romanın başarısını gören İtalyan yapımcı Dino De Laurentiis romanın hemen haklarını satın alır, projeyi yönetmen Roger Vadim’le evli Amerikalı oyuncu Jane Fonda’ya iletir. Fonda, Barbarella için Rosemary’nin Bebeği, Bonnie ve Clyde’da oynamayı reddeder. Pop sanatın giderek yaygınlaştığı, TV’de Batman’in ilgiyle izlendiği 60’ların sonunda maliyeti milyon dolarları bulan bir yapım ancak Warner Bros gibi büyük bir şirketin katkısıyla çekilebilirdi. Yetişkinler geçmişin junk kültürünü kucaklayarak onu saygıdeğer bir sanat konumuna yükseltmişlerdi, Barbarella da bu sendromun uzantısıydı. Barbarella ayrıca birbirlerini yakından tanıyan insanların çıkar ilişkilerinin bir göstergesiydi. Senaryosu, yönetmen Vadim’in de bulunduğu 8 kişinin katılımıyla yazılmıştı, içlerinde pornografik taşlama Candy’nin yazarı, Dr. Strangelove, Easy Rider’ın senaristi Terry Southern de vardı. kadındır ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? Barışa dair bir yol hikâyesi Serbest Bölge (Free Zone), çok farklı ve hayli değişik bir yol öyküsü… Şans eseri tanışan bir Arap, bir Yahudi ve bir Amerikalı kadın aynı arabada yolculuk ederler. Gerçi fıkra gibi ama hiçte komik değil… Kanla sulanan Ortadoğu topraklarında ağır aksak ilerleyen otomobildeki kahramanlarımız, kahrolası savaşın izini sürerler. Onlar, düşmanken dost olmayı denerler… Yol boyunca kadınlarda gözlemlediğimiz bu değişim, insana dair umudumuzu diri tutar; Makus talihe lanet, barışa hasret… İsrailli muhalif yönetmen Amos Gitai, bugüne dek Kedma, Kippur ve Alila’nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 50 filme imza attı. Gitai’nin, merakla beklenen 2005 tarihli Serbest Bölge’si ise nihayet dün Bir Film dağıtımıyla vizyon şansını yakaladı. Fonuna Ortadoğu’yu oturtan Serbest Bölge, savaşın, yıkımın ve her türlü acının inadına kesiştiği bir öykü… Barışa hasret topraklarda, kadınca bir çırpınış… Filmlerini uzun upuzun diyaloglarla bezeyen Gitai, Serbest Bölge’nin biraz yavan, biraz eksik ve çokça didaktik senaryosunu MarieJose Sanselme ile birlikte kaleme aldı. Serbest Bölge’nin neredeyse tamamı arabada geçiyor. Yapımın müziğini Chava Alberstein, görüntü yönetimini ise Laurent Brunet üstlendi. Serbest Bölge’nin başrolünde, çocuk yaşta ün kazanan (Sevginin Gücü Leon filmindeki Mathilda rolüyle) Kudüs doğumlu İsrailli güzel yıldız Natalie Portman var. Büyük Hesaplaşma (Heat), Yıldız Savaşları (Star Wars), Daha Yaklaş (Closer), V for Vendetta ve Goya’nın Hayaletleri (Goya’s Ghost)… İnanın, Portman, iyi oyuncu olma yolunda tam gaz ilerliyor... Yetenekli aktris Hana Laszlo ise filmde tam manasıyla harika kompozisyon çiziyor. Zaten bunun ödülünü iki yıl önce Cannes’da en iyi kadın oyuncu seçilerek aldı. Suriyeli Gelin (The Syrian Bride), Vaat Edilen Cennet (Paradise Now), Steven Spielberg imzalı Münih ve yine bu ay vizyona girecek Meryem Ana: Hz. İsa’nın Doğuşu (The Nativity Story) ile işte bu dedirten Filistinli kadın oyuncu Hiam Abbass da, Leila (Leyla) rolüyle adeta büyülüyor. Ve Carmen Maura… O, ünlü İspanyol yönetmen Carlos Saura’nın tüyleri diken diken eden yanık ve hareketli bir gerilla ALPER TURGUT BAŞARILI FORMÜL Barbarella, 60’ların en gözde filmleri James Bond’ların başarı formülüyle oluşturulmuş, oyuncular da popülerliğe göre seçilmişti: Avrupalı haylaz bir yönetmenle evli Amerikalı prenses Jane Fonda, isyankar devrimci Dildano’da BlowUp’ın (Cinayeti Gördüm/1966) kahramanı David Hemmings, kör melek Pygar’da The Russians Are Coming’in (Ruslar Geliyor/1966) genç oyuncusu John Philip Law, lanetli Kara Kraliçe’de Mick Jagger’ın sevgilisi Anita Pallenberg, Kraliçe’nin yardımcısında Romeo ve Jülyet’le, James Joyce’un ünlü Ulysses’inin sahne yıldızı Milo O’Shea, Profesör Ping’te pantomimin büyük ustası Marcel Marceau vardı. Böylesine bir oyuncu kadrosunun uygunsuzluğu adeta yozlaşmış bir komiklik izlenimi verebilmek amacıyla bir araya getirilmişti. Milattan sonra 40 bin yılında, yüzyıllardır barışla, sevgiyle yönetilen evrende Dünya Başkanı, bilimadamı Duran Duran’ın yok edici silahını imha etmesi için yetenekli seyir subayı Barbarella’yı göreve çağırır. Alis Harikalar Diyarı’nda benzeri Barbarella iyisinden kötüsüne çeşitli karakterlerle karşılaşır. Şeytani ikizlerin eline düşer, oyuncak bebeklerin saldırısına uğrar, Avcı Mark’la eski usulde sevişir, Düşler Odası’na girer, erkek esansı içen kadınlara rastlar, Zevkler Sarayı’nı ziyaret eder, Aşk Labirent’inde dolaşır, saldırgan kuşlardan kurtulur, Taşkınlık Makinesi’nin sigortalarını attırır, negatif beyin dalgalarıyla beslenen Mathmos bile onun masumiyetinden etkilenir. Filmin özünde cinsel devrimin bütünleyici bir yanı vardır. Serüvenin başında çekici bir yaratık olmasına karşın saflıkla betimlenen Barbarella orgazm orgunun içine girdikten, çok değişik cinsel deneyimlere denek olduktan sonra değişime uğrar. Bu aşk oyunlarına küçük kız haylazlığıyla yaklaşır, her karşılaşmadan sonra da güçlü bir doyuma ulaşır, pişkinleşir. Cinsel devrimle özdeşleştirilen yapım, sinemanın yeni özgürlük simgesi olur. türküsünden uyarladığı Ay, Carmela adlı filmiyle ünlendi. Bugün artık 62 yaşını süren Carmen Maura, bir diğer meşhur İspanyol, Pedro Almodovar’ın Matador ve Dönüş (Volver) adlı filmlerinde de rol almış bir isim… DÜŞMANLIK... Chava Alberstein’in seslendirdiği hüzünlü çocuk şarkısı Had Gadia ile filmimiz başlar. İlk beş dakika Chava’nın sesine Rebecca’nın (Natalie Portman) gözyaşları ve ince ince yağan yağmur eşlik eder. Birkaç aydır Kudüs’te yaşayan Amerikalı Rebecca, nişanlısından yeni ayrılmıştır. Yiten bir aşkın ardından ah keşke diyip iç geçirmek… Rebecca, bir Kibutz çiftliğinde kocasıyla yaşama tutunmaya çalışan Hanna Ben Moshe’nin (Hana Laszlo) kullandığı taksiye binmiştir. Ürdün’deki “Serbest Bölge”ye giden Hanna, kocasının ortağı olan Amerikalı bir adamdan para alacaktır. Ne yapacağını bilmez durumdaki Rebecca, Ürdün seyahatinde Hanna’ya eşlik etmek ister ve bir şekilde Hanna’yı ikna etmeyi başarır. Kanlı coğrafyadan çok ama çok uzakta, mutlu ve mesut yaşayan Rebecca, sınır geçişleri sırasında, düşmanlığın ne demek olduğunu kavrar. Burada hayat pamuk ipliğine bağlıdır. Mossad ajanları, Ürdünlü meslektaşlarına oranla daha sert, daha işgüzar ve dediğim dediktir. Irksal ve dinsel farklılıklar, insan olma ve insan kalma erdemiyle çoktan çelişmiştir. Kin ve karşılıklı nefretin bayraklarıdır, sınır boyunca dalgalanan… Ürdün’de Filistinli Leyla (Hiam Abbass) onları karşılar. Amerikalı ve dolayısıyla para ortadan kaybolmuştur. Üç kadın, Amerikalının peşine düşmekte gecikmez. Bir Arap ve diğeri Yahudi iki kadın, otomobilin içinde rahat durabilir mi sanıyorsunuz? Tabi ki çağlar boyu süren kavgalarını hatırlayacaklardır. ABD’nin çomak sokmakta beis görmediği Ortadoğu’nun küflenmiş politikaları ağızlarından sanki kendi görüşleriymiş gibi dökülür. Tek gerçeğin savaş, zulüm ve intifada olduğu bir dünyada, acımasız bir çarpıklığı savunmak. Bu bir kara mizahtır… Herkes kendince haklıdır ve en mazlumu oynama rolünü diğerine bırakmaz. Ancak onlar aynı zamanda kadın ve annedirler… Paylaştıkça ve birlikte zaman geçirdikçe, hisler ortak bir paydada toplanır. Bir süre sonra bağırış çağırış kesilir, gülücükler havada uçuşur. 40 YIL SONRA YENİDEN Barbarella’nın başlangıçtaki fütüristik striptizi, orgazm orgunda zevke ulaşımı o zamanlarda çok tartışılan bir erotik duyumsallıkla yansıtılmıştır. 60’larda, birbirlerinin karşıtı olan, bir arada bulunmaları olanaksız sayılan sanat filmleriyle Amerikan tecimsel yapımları, bu savı ilk kez Barbarella ile yıkarlar. Fonda striptiziyle sansürün hedefi olur, filme 18 yaşından küçüklere yasak sınıflandırması konur. Planet of the Apes (Maymunlar Cehennemi/1968), 2001:A Space Odyssey (2001:Uzay Yolu Macerası/1968) ve Barbarella (1968) birbirlerine benzemeseler de insanın en kısa zamanda uzayı istila edeceğini haber veren çalışmalardır. Mayıs 2007’de Dino ve Martha De Laurentiis ikinci versiyonun çekileceğini açıklarlar. İlkinin de yapımcısı olan Dino De Laurentiis, Barbarella’yı akıllı, güçlü, seksi bulduğunu vurgulayarak “Benim vizyonuma göre gelecek kadındır, yeni kuşak izleyicinin Barbarella’yı kesinlikle tanımasını istiyorum” der. Fiziksel beceri, duyarlık, korkusuzluk gerektiren görevleri yüklenen Barbarella’nın yeni öyküsünü Gün Batımından Şafağa, Günah Şehri, Dehşet Gezegeni’nin yaratıcısı Roberto Rodriguez üstlenir. “Dino De Laurentiis tümüyle özgür olduğumu, düş gücümü alabildiğine kullanabileceğimi belirtti. Bu ikonik karakteri, yansıttıklarını seviyorum. Onun dünyasıyla yeni bir izleyici kitlesine meydan okuyacağımdan ötürü de çok heyecanlıyım” diyen Rodriguez, Casino Royale’in senaristleri Neal Purvis ve Robert Wade’le çalışmaya başladı. Martha De Laurentiis yeni Barbarella’nın görkemli, sonsuz evrende coşkun bir serüven olacağını belirtiyor: “Tüm bu olguları göz önünde bulundurarak projeyi Roberto gibi yetenekli, yaratıcı birine verdik.” Bilinen ve bilinmeyen galaksiler arasında yolculuk eden, gelenekleregöreneklere meydan okuyan, izleyiciyi buluş ve mucizenin yaşandığı epik serüvenlere sürükleyen Barbarella, 40 yıl sonra 2008’de eski ve yeni hayranlarıyla buluşacak. İpek Yolu’nda heyecan başlıyor Bu yıl ikincisi düzenlenecek Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali 713 Aralık tarihleri arasında meraklılarıyla buluşacak. Festival kapsamında bu yıl ilk kez ulusal kısa film ve ulusal belgesel film yarışmaları da yapılacak. Belgesel ve kısa film yapımını özendirmek, gelişmesine katkıda bulunmak, yeni sinemacıları desteklemek, onların sinema sektörü ile bütünleşmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen Ulusal Kısa Film Yarışması ve Ulusal Belgesel Film Yarışması’na 1 Aralık 2006 tarihinden sonra hazırlanmış olan yapımlar katılabilecek. Canlandırma, kurmaca, deneysel gibi kategorilerin ve konu sınırlandırmasının olmadığı Ulusal Kısa Film Yarışması’na katılacak filmlerin süresinin 20 dakikayı geçmemesi ve Mini DV, Betacam SP, High Definition ve DVD ile çekilmiş ya da bu formatlara aktarılmış olması gerekiyor. Yarışmada seçilen en iyi film 8 bin YTL para ödülü ve Altın KaragözHacivat Heykeli’nin sahibi olacak. Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda ise en iyi filme 5 bin YTL para ödülü verilecek. 2. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali kapsamında Ulusal Kısa Film Yarışması’na ve Ulusal Belgesel Film Yarışması’na katılmak isteyen sinemacıların www.ipekyolufilmfest.com adresinden, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.den ya da Sinematürk Dergisi’nden edinecekleri başvuru formları ve filmleriyle 20 Ekim 2007 tarihine kadar başvurmaları gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle