Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 05 5/9/07 16:50 Page 1 CUMARTESİ EKİ 5 CMYK figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 8 EYLÜL 2007 CUMARTESİ 5 FİGEN ATALAY “Kaliteli zaman” kavramından çok hoşlanmıyorum. Bu sanki, çalışan annelerin vicdan azabını ve suçluluk duygusunu hafifletmek için icat edilmiş gibi geliyor. Çok da haksızlık etmeyeyim, gün içinde çocuğunuza ayıracak yalnızca iki saatiniz varsa ve bunu da tamamen çocuğunuza odaklanarak yaşıyorsanız bu tabii ki kötü bir şey değil ama çocuğun yuvaya başlayana kadar annesine olan büyük gereksinimini ne yazık ki “kaliteli zaman” karşılayamıyor. Keşke mümkün olsa da anneler hiç olmazsa 3 yaşa kadar çalışmaya ara verebilseler. O zaman “kaliteli zaman’’ için çok kafa yormasak da olur. Çünkü çocuk, annesi mutfakta yemek yaparken yanıbaşında oyun oynarken de mutlu olur, birlikte alışverişe giderken de. KALBİNİ KIRMAYIN! Şimdi moda kaliteli zaman Oyun, çocukla zaman geçirmenin en iyi yoludur. Bu yüzden de oyun oynamayı bilmeyen ya da bundan sıkılan annebabaların mutlaka oyun öğrenmeleri ve bundan zevk almak için çaba harcamaları gerekir... Oyun oynarken özgür olsun Çalışan anneyseniz ne yapsanız suçluluk duygusundan tamamen kurtulmanızın yolu yok! Ama hafifletmek mümkün. İşten eve dönerken çocuğunuza paketi açtıktan 5 dakika sonra bir kenara atacağı yeni bir oyuncak almak yerine, onunla oyun oynama kararıyla gitseniz mesela... Oyun oynama isteği sizden gelse de çocuğunuz sevinç ve şaşkınlık duygularını birlikte yaşasa... Hafta sonları herşeyi birlikte yapsanız. Alışveriş, yemek, ev temizliği.. herşeye onu da katsanız. Sonra da parka gitmeye, evinizin duvarlarını birlikte yaptığınız resimlerle süslemeye, evin içinde saklambaç oynamaya zaman kalsa... Sizden birlikte oyun oynamanızı istediğinde, “yapacak bir sürü işim var, oynayamam’’ deyip onun kalbini kırmak yerine, “gel önce birlikte evi toplayalım, sonra da oynarız” deseniz. Yoğun iş temposu, başka yaşam zorunlulukları, zaman zaman annebabaların eve çok geç saatlerde gelmelerine ve bu nedenle de bazen neredeyse çocuklarıyla hiç görüşememelerine neden olabiliyor. Bu noktada bir çok uzman çocuklarla geçirilen zamanın miktarının değil kalitesinin önemine dikkat çekiyorlar. Uzman pedagog Belgin Temur, “kaliteli zaman’’ın ne demek olduğunu şöyle anlatıyor: “Tüm insan ilişkilerinde olduğu gibi çocuk ile annebaba ilişkisinde de zamanın paylaşım, etkileşim, karşılıklı duygu alışverişi şeklinde geçirilebilmesi önemlidir. Fiziksel olarak bir arada bulunmak, çocuklar için zamanın birlikte geçirilmesi anlamına gelmemektedir. Çocuklar annebabalarının kendi dünyalarına aktif bir şekilde katılımına ihtiyaç duyarlar. Birlikte geçirilen zamanın mümkün olduğunda çocuğu dinlemeye, anlamaya, ihtiyaçlarını, sevinçlerini, mutluluklarını, kızgınlıklarını, üzüntülerini, kaygılarını anlamaya yönelik olarak geçirilmesi esastır. Ayrıca çocuklar kendi dünyalarındaki heyecanları annebabalarıyla paylaşmaya ihtiyaç duyarlar. Kendileri için önemli olan herşeye annebabanın da aynı ilgi ile katılımını beklerler. İşte çocukla geçirilen zamanın böyle bir paylaşım içinde geçirilmesi durumunda zamanın kaliteli olmasından söz edilmektedir.’’ Belgin Temur, çocuk denince akla ilk gelen şeyin oyun olduğuna dikkat çekerek annebabanın oyun oynamasının, oyunun bir parçası olması veya oyuna aracılık edebilmesinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Çünkü oyun, hem çocuğun ihtiyacını karşılayan, hem de annebabanın çocuğu yakından tanımasını ve takip etmesini sağlayan bir aktivite. Oyun oynarken çocuğun özgür olması, kendini rahat ifade edebilmesi ve yargılanmaması çok önemli. Bize daha çocuksu ya da bebeksi görünen bir oyun ve oyuncak, çocuğumuzun önemli bir ihtiyacını karşılıyor olabilir. Oyun oynayabilmek annebaba için her zaman kolay olmaz. Bazı kişilerin böyle bir yatkınlığı olmayabilir. Bulut mavi mi, yoksa kırmızı mı? Belgin Temur’un annebabalara bu konuyla ilgili önerileri şöyle: “Böyle bir durumda da oynayabileceğimiz, keyif aldığımız oyunlarla keyif almadıklarımızı birbirinden ayırmak önemlidir. Belki de anne ve babanın oyun paylaşımı yapmaları gerekmektedir. Örneğin anne evcilik oyununu daha keyifli oynayabilirken baba da top ve bahçe oyunlarında çocuğa eşlik edebilir. Çünkü sıkılarak keyif almadan oynanan oyunlar çocukların da sıkılmasına ve oyundan tatmin olamamalarına neden olmaktadır. Oyunda çocuğu gözlemek ve duygularını ifade etmesi için ortam yaratmak da önemlidir. Özellikle okul öncesi yaşlarda evcilik, kukla gibi dramatizasyon oyunları çocukların iç dünyalarını yansıtmaları için çok önemlidir. Bu tip oyunlar için gerekli malzemelerin bulundurulması da bu açıdan önem taşır. Ayrıca resim de çok önemli bir oyun ve ifade aracıdır. Çocuklar dış dünyayı, kendi duygularını ve yaşadıklarını resim ve boyalar aracılığıyla genellikle çok açık bir şekilde ifade ederler. Bu nedenle bol bol resim malzemesi almak ve bu konuda onu desteklemek önemlidir. Tüm diğer oyun ve aktivitelerde olduğu gibi resim sırasında da çocuğa öğretici olmak yerine serbest bırakmak önemlidir. Örneğin çocuğun kırmızıya boyadığı bir bulutun ısrarla maviye boyanmasını istemek yerine boyadığı kırmızı bulutun onun için ne ifade ettiğini konuşmak birlikte geçirilen zamanın daha kaliteli geçirilmesi anlamına gelecektir. Elbette ki çocuklara bilgiyi öğretmek de önemlidir. Ancak özellikle oyun sırasında bu zamanın bir paylaşım ve rahatlama zamanı olduğu unutulmamalı, çocukta performans kaygısı yaratacak şekilde öğretici ve zorlayıcı olmamaya özen gösterilmelidir.”