22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 05 22/8/07 15:24 Page 1 CUMARTESİ EKİ 5 CMYK 25 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ 5 Minikler evlerine dönsün figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 FİGEN ATALAY Aile birleştirme paketi ? Proje, halen kurumsal bakım altında yaşayan 1000 çocuğun aileleriyle yeniden bir araya getirilmesini destekleyecek. Aile birleştirme paketi, Sosyal Yardımlaşma ve Türkiye’de yaklaşık 20 bin çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) kurumlarında yaşıyor. Bu çocukların yüzde 60’ının annebabaları hayatta ancak gelirleri çok düşük olduğundan çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Ailelerinin yoksulluğu nedeniyle kurumsal bakım altında yaşamak zorunda kalan bu çocukların 12 bininin, evde kendilerine maddi destek sağlanması halinde annebabalarıyla yeniden biraraya getirilebileceği tahmin ediliyor. “Çocukların Aileleriyle Tekrar Biraraya Getirilmesi”’ projesine maddi destek arayan UNICEF Türkiye yetkilileri, “Kız ve erkek çocukların aileleriyle yeniden bir araya gelmesine sponsorluk yapmak, Türk toplumundaki en savunmasız ve en dışlanmış çocuklara yardım eli uzatmanın en doğrudan yoludur’’ diyorlar. Çünkü, bu çocuklar ebeveyn rol modellerine, mahremiyete ve kişisel bakıma büyük ihtiyaç duyuyorlar ve bunları da en iyi şekilde sağlayabilecek olanlar, her durumda çocukların aileleri. Ergenlerin durumu ise öncelik taşıyor çünkü bu çocuklar 18 yaşına gelip de kurumsal bakımı arkalarında bıraktıklarında, yetişkin yaşamına yeterince hazırlanamamış olma riski altında bulunuyorlar. Bu projenin, ‘’aile içinde çocuğun masraflarını desteklemenin, aileleri veya anne–babaları hayatta olan çocuklar için kurumsal bakım sağlama ihtiyacını nasıl ortadan kaldırdığını’’ gösterdiğini vurgulayan UNICEF yetkilileri, bu kampanyada, çocuklarını okula göndermek isteyen ancak bunun için yeterli maddi imkanı olmayan ailelere mali destek sağlayan ve başarıya ulaşan Şartlı Nakit Transferi (ŞNT) uygulamasına benzer bir strateji kullanılacağını belirtiyorlar. Dayanışmayı Teşvik Fonu aracılığıyla idare edilecek. Her bir aileye, çocuklarının masraflarını karşılayabilmeleri için iki yıl boyunca aylık 194 dolar verilecektir. ? Sağlanacak ek bir teşvik; giysi, defter, önlük/üniforma ve spor malzemeleri gibi gerekli okul masraflarının karşılanmasına yardımcı olacaktır. ? Ebeveynlik eğitimi ve aile uzlaştırma oturumları, anne–babaların çocuklarını eve yeniden entegre etme yetisini iyileştirmeyi amaçlayacaktır. ? Ebeveynlik eğitimi kurslarına gitmek, aile birleştirme paketi yoluyla çocuk yardımı için aranan koşullardan biri olacaktır. ? Sosyal hizmet görevlileri, entegrasyonun başarılı olması için çocukların sosyal ve eğitimsel gelişimi hakkında düzenli olarak rapor vereceklerdir. ? Çocuklarının eve sağlıklı ve mutlu bir dönüş yapmasını sağlamak için, ailelerin arabuluculuk/uzlaşı becerileri güçlendirilecektir. Çocuklara Cumhuriyet kitapları... Cumhuriyet Kitapları, çocuklara yönelik kitaplar da yayımlıyor. CK’dan çıkan Necati Cumalı’nın çocuklar için yazdığı “Uç Minik Serçem’’ adlı romanda, çocukların dikkati, çevre ve kent sorunlarına çekiliyor. Muhsine Helimoğlu Yavuz, “Esil ile Yesil’’ adlı kitabındaki masalları, ‘’çocukları iyiden ve doğrudan yana yönlendirip bilinçlendirmek, onları yaşamın karşısında donanımlı ve uyanık kılmak, yaşayacakları sorunlar karşısında güçlü ve sorun çözücü olmalarını sağlamak için’’ kaleme aldığını söylüyor. Yazarın “Bir Varmış Bin Yokmuş’’ adındaki kitabında ise halk masalları yer alıyor. Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan kitaplar arasında, okul öncesi dönemdeki minikler için boyama kitapları da bulunuyor. Sonuç Çocukların Aileleriyle Tekrar Bir araya Getirilmesi projesinin başarılı bir şekilde uygulanması, ? Çok düşük gelirli 1000 hane halkında çocuk yoksulluğunu hafifletecek; kurum bakımı altında yaşayan çocukların sayısını azaltacak; ? Daha çok sayıda çocuğun ebeveynlerinin ya da en yakın akrabalarının koruması altında evde yaşamasına ve okula gitmesine olanak verecek; ? Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun üzerindeki kurumsal bakım hizmeti yükünü azaltacak; ? Çocuğun korunmasına ve aile ortamı içinde desteklenmesine yönelik sosyal harcamalar yeni bir model oluşturacak. Suyu getirdi susuz öldü Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul’un nüfusu 175 bine çıkınca su sıkıntısı başgösterir. Kanuni bu sorunun çözülmesi için Mimarbaşı Sinan’ı görevlendirir. Bu görevi üstlenen Mimar Sinan atına biner İstanbul’un çevresini Çekmece’den Eyüp’e, Kemerburgaz’dan Beşiktaş’a kadar tüm su kaynaklarını inceler, belirler ve sonra da Kanuni Sultan Süleyman’ın karşısına çıkar. Kanuni sorar: “Mimarbaşı, İstanbul’un su sorununu çözmek mümkün müdür?” Sinan’ın cevabı: “Mümkündür sultanım. Fakat çok masraflı olacaktır.” Kanuni’nin cevabı kısa olur: “Sen istanbul’a suyu getir, gerisine karışma.” Bunun üzerine Mimar Sinan işe koyulur, İstanbul’un dışındaki suları Kağıthane civarındaki yerlere toplar. Oralardan da İstanbul’a hem Bizanslılar zamanından kalma su kemerlerini onararak, hem de yenilerini yaparak şehrin belirli yerlerine yaptığı çeşmeler, sebillerle şehre suyu getirir. Sayıları kırkı sulan bu çeşmelerden de Kırk Çeşme Suları akmaya başlar. Sinan’ın bu büyük başarısı üzerine Kanuni Sultan Süleyman bir ferman (kanun) çıkarır: “İstanbul meydanlarındaki umumi çeşmeler halka aittir, hiç kimse bu çeşmelerden yeraltından evine su alamayacaktır.” Bu genel kanuna Kanuni Sultan Süleyman bir istisna ko İSMET AKTEKİN BİR MİMAR SİNAN ÖYKÜSÜ yar. O da Sinan’a aittir. “Sen İstanbul’a böylesine güzel bir çalışma yaptın ve Kırk Çeşme Sularını getirdin, şehrin su sorununu çözdün. Sen de evine özel olarak bu çeşmelerden su getirtebilirsin.” Böylece Süleymaniye’deki Sinan’ın evine özel bir tesisat ile su bağlanır. Devir zamanla de ğişmeye başlar. Kendini tanıyanlar birer birer dünyadan göçmüşlerdir. Günlerden bir gün kapısına biri gelir. “Ben Topkapı Saray postacısıym” der. “Sizi Divan’a çağrıyorlar, ufak bir soruşturmanız olacakmış.” Koca Sinan o haliyle bastonuna dayana dayana Topkapı Sarayı’nın yolunu tutar. Saraya geldiğinde kadılardan, müftülerden, ulemalardan kurulu sorgulama heyetinin karşısında bulur kendini. Heyet Koca Sinan’a şöyle der: “Sinan Ağa, hakkınızda şikayet var. Eve özel olarak su almanızın padişah fermanı ile yasak olduğu halde sizin evinizde özel hatla çekilmiş su varmış.” Sinan şöyle cevap verir: “Evet, Cihan Padişahım bana İstanbul’a yaptığım su getirme hizmetlerimden dolayı şahsıma su alma müsaadesi vermişti ve ben de almıştım.” Heyet, “O zaman su müsaade fermanını görebilir miyiz?” der. Sinan, “O zaman Cihan Padişahımdan ferman istemekten hicap etmiştim (çekinmiştim). Şu anda elimde ferman falan yok, ama su benim evimde akıyor” der. Divan zor durumda kalır, aralarında bazı konuşmalar geçer. Bazıları : “Sinan büyük hizmetler etmiştir. Evinde suyu aksın” der. Bu arada başkaları da çıkar ve derler ki:” Bu topraklara bir tek hizmet eden Sinan mı? Ya onlara da su verilsin, ya da Sinan’ a verilen su kesilsin.” En sonunda Sinan’a verilen suyun kesilmesine ve şimdiye kadar kullandığı sular için de ceza alınmasına karar verilir. Sinan yüz yaşına girerken hastalanır ve yatağa düşer. Vefatı sırasında bir bezi suya batırıp kuru dudaklarına sürmek isterlerken bir de bakarlar ki evindeki musluktan su akmıyor. İstanbul’un suyunu getiren bu ünlü mimar susuz evinde vefat eder.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle