20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 22/8/07 15:25 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 25 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ Franz Ferdinand topluluk, yeni albümleri Zeitgeist ve yeni dünya turnesi ile sahnelere döndü. Dünya çapında 50 milyondan fazla albüm satan grup, festivalcileri kelimenin tam anlamıyla coşturacak. Bugün merakla beklenen bir diğer müzisyen de Chris Cornell. Soundgarden, Audioslave ve Temple Of The DogIun lideri Cornell, ilk solo albümü sonrasında çıktığı dünya turnesi kapsamında Rock’n Coke sahnesini sallayacak. Ayrıca bugün; Badly Drawn Boy, Within Temptation, Styleİst, Erol Alkan, DJ Mehdi, Uffie & Feadz, Agentorange, Popcorn, Neon, Rumblefish, Üçnoktabir, Teoman vs. Rashit, Gripin ve Aslı da müzikseverlerle Mandy buluşacak. Franz Ferdinand, hiç şüphesiz yarın sahneye çıkacak isimlerin en önemlisi. Indie rock ve post punk’ın önde gelen topluluklarından olan Franz Ferdinand, çıkardığı 2 albümle 4 milyona yakın albüm satışı gerçekleştirdi. İsimlerini I. Dünya Savaşının başlama sebebi olan Avusturya’lı Arşidük Franz Ferdinand’dan alan grup; ‘Take Me Out’, ‘The Dark Of The Matinée’, ‘This Fire’ ve ‘Do You Want To’ gibi çok beğenilen şarkıları ile sevenlerini coşturacak. Yarın, Türkiye’de ve dünyada geniş bir hayran kitlesine sahip Manic Street Preachers’ın yanı sıra; Mandy, Pentagram, Avid, Özlem Tekin, Hayko Cepkin, 110, Mabbas, Filthy Dukes, Buraka Som Sistema, Digital Playground, Bedük, Ayben & Fairuz Derinbulut ve Ayyuka da konser verecek. Geniş bir alan üzerine kurulu festival alanında müziğe eşlik edecek pek çok etkinlik bulmak da mümkün. Çeşitli spor aktiviteleri, uçan balon ve kamikazi festivalcileri iki gün boyunca tatil havasına sokacak. Konser Ve Rock’n Coke geldi! Dört gözle beklenen Rock’n Coke, sonunda geldi çattı... Festival dün kamp kuran festivalciler için bomba gibi başladı. Dirty Soundsystem ve Raining Pleasure, Hazarfen Havaalanı’nı festival havasına soktu. Bu sene beşincisi gerçekleşen festivalde, bugün ve yarın da iki ayrı sahnede birbirinden önemli topluluklar ve DJ’ler sahneye çıkacak. Festivalin bugünkü yıldızı The Smashing Pumpkins. Nirvana ve Pearl Jam ile birlikte 90’lar Amerikan rock dünyasının üç önemli figüründen biri olarak kabul edilen Nil’in turnesi bitiyor Köprünün ötesindeki APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Sahnede bir rock şarkıcısı grubuyla birlikte muhteşem bir kalabalığa konser veriyor. Geçmişin siyah – beyaz televizyon yayınında bu görüntüyü meraklı gözlerle izliyoruz. Gitar solosunun tansiyonu yükselttiği şarkının final bölümünde kamera yüksekten seyircilere doğru yöneliyor. O anda epik tiyatronun ustalarını bile imrendirecek bir yabancılaştırma ile karşı karşıya gelirken oradaki seyirci kalabalığının cansız mankenlerden oluştuğunu anlıyoruz. O dönemin TRT TV’sinde çıkan bu görüntü İlhan İrem’in şarkısına aitti. Buna “klip” dememiz bile olası değildi, zira o zaman için “klip” dünyada bile çok yeni bir keşifti. 1973’te “Birlessin Bütün Eller” ve ardından “Anlasana” isimli 45’lik plaklarıyla bir dönemin simgesi haline gelen İlhan İrem, 80’lerde karşımıza senfonik rock denemeleriyle çıkacaktı. Bunu biraz da Tarık Akan’ın oyunculuk serüvenine benzetebiliriz. Çıkışında “Salon Filmleri” diye tabir edilen, gişe hasılatı hayli yekünlü aşk filmlerinin vazgeçilmez jönü olan Tarık Akan, sonraları toplumcu gerçekçi sinema yapıtlarını tercih edecekti. İrem’in ki de böylesi bir değişim gibi gelirdi bana. Ancak o “Genç Kızlarını Sevgilisi” imajını reddedip, bir gecenin sabahı uyanınca toplumcu hatta yer yer protest ironiler katan şarkı sözleri ve sert gitarlarla rock yapmaya karar vermedi. İlk dönemini oluşturan aşk şarkılarında rock hissedilmese de titizliği onun iyi bir rock dinleyicisi olduğunu belli ediyordu. Yanısıra 70’lerin sonuna doğru yaptığı “Bezgin” ve “Olanlar Olmuş” bu değişimin ilk belirtilerini gizlemeksizin verebiliyordu. pencere İlhan İrem’deki bu değişim kendi döneminin rock başlangıçlı müzisyenleri için de geçerlidir. Rock sevdasıyla başlayan ve bu yeni tarzı sunmaya kalkan müzisyenlerimiz “Müslüman mahallesinde salyangoz satma” çaresizliğine düşünce yeni denemelere gireceklerdi. Birçoğu Anadolu ezgilerini müziklerine katarak pop ve rock yapma yolunu seçti. İlhan İrem de bunu kentli bir bakışta aşk şarkıları şeklinde götürecekti. 10 yıllık bir süreçte toplumu ısıtan bu deneyler sonucunda kafalarındaki müziği tam sunabileceklerdi ki gelen arabesk hakimiyeti ve yanısıra eşlik eden gerici darbe bu birikimi yerle yeksan edecekti. Cem Karaca ve Barış Manço’nun uğraşları bu ülke insanını ilerde yapacakları rock müziğine ısındımaya başlamışken vuku bulan bu arabesk darbe bütün köprüleri yıkmıştı. İşte böylesi bir katastropta albümleriyle “Pencere” ve “Köprü” açacaktı, İlhan İrem. ironik eleştirel yaklaşımı yer yer müziğinin dışında da yaşam biçimine dönüşüyordu. O dönemde TRT’ye küpe takıyor diye çıkarılmayınca verdiği tepki, gerici şahlanışa karşı yaptığı şarkısının sadece TRT’de değil albümüne konulmasının da yasaklanması başlıca sayılabilecek vakalardandı. 80’lerde başlayan Batı destekli liberal ve gerici karşı devrimin 90’larda çatısının inşası kültürel boyutumuzda da kendini göstermesi sonucu ilginç bir “Pop Patlaması” yaşanacaktı. O buna bir şarkısında “Dilimde hep aynı şarkı idiyot muyum ben” sözleriyle ironik bir yanıt verirken aynı zamanda Don Kişot’luğunun da izlerini sunacaktı. Sonra iyicene bu kirlenişten elini eteğini çekerek görünmez oldu. Bu inzivaya çekiliş müzikten uzak kalması anlamına gelmiyordu. O baştan itibaren yaptıklarını zaman içinde günümüz teknolojisine uygun olarak CD şeklinde yayınladı. Bunun sonucunda bütün külliyatını yozlaşan piyasaya karşı bir bayrak gibi sallayacaktı. Ama hiç bir zaman ortada görünmeksizin. 14 yıl sürün sessizliğini geçen yıl bozmuştu, İlhan İrem. İstanbul Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda verdiği konser sonbahar yağmurunun gazabına rağmen tıklım tıklım dolmuştu. Bu belki de çürümeye karşı kaliteye hasret insanların açlığı gibiydi. Akabinde İzmir ve Ankara’da da tekrarlanan konserlerle özlem son bulmuştu. Bu Cumartesi gecesi Kuruçesme Arena’da onunla birkez daha buluşacağız... Bu yokluk günlerinde buna fena halde ihtiyacımız vardı hani. Nil Karaibrahimgil’in turnesinin son ayağı 28 Ağustos Salı akşamı İstanbul’da yapılacak. Suada’da gerçekleşek konserde Karaibrahimgil sahneye saat 21.00’de çıkacak. Ardından saat 23.00’de ise MFÖ de müzikseverlerle buluşacak. Konseri, Garanti Flexi sahipleri %50 indirimli izleyebilecek. (0216 556 98 00, biletler 56.50 YTL) Erşahin True Blue’da Dünyaca ünlü sanatçılarımızdan İlhan Erşahin, 29 Ağustos Çarşamba akşamı Fenerbahçe True Blue’da konser verecek. New York basını tarafindan ‘Underground müzik sahnesini ayakta tutan 5 isimden biri’ olarak kabul edilen müzisyen ve prodüktör İlhan Erşahin, doğaçlama yeteneği ile de biliniyor. Erşahin, müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. (0216 556 98 00, biletler 30 ve 25 YTL) DON KİŞOT GİBİ Bu yıkımın iyi olan bir yanı da İlhan İrem’in bütün renklerini hissetmemizi sağlamasıydı. Yokoluş günlerinde o müzik adamlığının yanısıra şair, ressam ve yazar kişiliklerini de ortaya çıkartacaktı. Hoş bunlara imkan sağlayan da yaptığı senfonik rock tarzından başkası değildi hani. Yıllardır dinleyicisi olduğu Pink Floyd’un itici gücünü olusturduğu bu tarz böylesi geniş açıya imkan verebiliyordu. İlhan İrem’in rock dönüşümü öylesi sığ bir değişim değildi. Kültürel boyutu da kendini gösteriyordu. Çevreci, insancı, 25 yılın şarkıları Ezginin Günlüğü, 28 Ağustos Salı akşamı saat 21.15’te Turkcell Kuruçeşme Arena’da çok özel bir konser verecek. 25 yıla dağılan şarkılarını, 25. yılda Çeyrek albümünde toplayan topluluk, sürpriz konuklarla birlikte sahneye çıkacak. Albüme konuk olan sanatçıların yanı sıra, grubun şarkılarını kendi yorumlarıyla seslendirecek pek çok sanatçının yer alacağı konserde tüm sanatçılara Gürol Ağırbaş ve orkestrası eşlik edecek. Konserde sahneye çıkacak bazı isimler: Feridun Düzağaç, Bulutsuzluk Özlemi, Gündoğarken, Vasiliki, Ayşe Tütüncü, Yaşar, Haluk Levent, Yüksek Sadakat, Vokaliz, Sunay Akın ve Yavuz Bingöl. (0216 556 98 00, biletler, 45, 33.50 ve 28 YTL) Şarkılarımız merhem olsun ürkiye’de sol muhalif müzik denildiğinde akla gelen ilk gruplardan Yorum, bu akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda dinleyicileriyle bir kez daha kucaklaşacak. 12 Eylül askeri darbesini takip eden yıllarda, gençliğin isyanını müzik yoluyla ifade etmeye çalışan çok sayıdaki müzik grubundan HATİCE biri olan Yorum, 1985 bu yana ayakta TUNCER yılından kalabildi. Geçen yıl 20. albümünü “Yıldızlar Kuşandık” adıyla yayımlayan Grup Yorum yaz aylarını yurt içinde ve yurt dışında yoğun bir konser programıyla geçirdi. Grup Yorum’da bağlama çalan ve geri vokalde katkı yapan Cihan Keşkek, Harbiye konserini anlatırken dinleyicilerine yeni bir albüm için hazırlandıkları müjdesini verdi. . Grup Yorum için Harbiye konserlerinin önemi nedir? Grup Yorum, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda ilk konserini 1989’da vermişti. Çeşitli gerekçelerle engellemeler, yasaklamalardan sonra 2001 yılında tekrar Açıkhava’da konser verebildik. 2001’den sonra her yıl yaz ayında verdiğimiz konserleri “20. Yıl”, “Bir Masal Gecesi” gibi farklı başlıklar ve içeriklerle sunduk. Tüm müzik camiasında da olduğu gibi biz de Harbiye konserini dinleyiciye kendimizi ifade etmek anlamında çok belirleyici buluyoruz ve bir yıl boyunca iple çekiyoruz. Harbiye’de bu kez nasıl bir konser izleyeyeceğiz? Geçmişten bugüne şarkılarımızla 22 yıllık tarihimizden kesitler sunarken, halkların enternasyonal mücadelesi, sosyalizm, halkların kardeşliği gibi temaları özel olarak T Geçen yıl yirminci albümünü yayımlayan muhalif Grup Yorum bu akşam Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda dinleyicilerle özlem giderecek. GRUBUN 3. KUŞAK ÜYESİ Siz Grup Yorum’daki kaçıncı kuşak müzisyensiniz? Bilmiyorum belki 3. kuşak denilebilir. Ben 1978 doğumluyum ve insanlar Grup Yorum’un şarkılarından etkilenirken ben ilkokula başlıyordum. Varlığından bile haberim yoktu. Geçenlerde 1 Mayıs marşının yazarı Sarper Özhan’ı röportaj yapmak için ziyaret ettiğimizde “O dönemin müziğini bugüne siz taşıdınız” dedi. Bugün de mücadele yürüten gruplar, sanatçılar az da olsa var ama ayakta durabilmenin bile zor görüldüğü bu dönemde politik mücadele içinde sanatçı duruşuyla ortaya çıkabilmek çok önemli. 80’lerden bu yana Grup Yorum bu ülkenin politik dönemlerinin bir parçası oldu. Örgütlü olmamız 22 yıla ulaşabilmemizin nedeni aslında. örnek almıştı, Zülfü Livaneli’den Ruhi Su’dan etkilenmeler vardı. Artık müzikal anlamda o günlerden bambaşka bir yerdeyiz. Üzerine o kadar çok şey eklemişiz ki. Bazen yüzyıllık halk deyişi gibi algılanabilen bestelerimiz oluyor. Yeri geliyor “Boran Fırtınası” gibi senfonik şarkılar yapabiliyoruz. “Yeni nesil neyi dinliyor” diye sürekli araştırıyoruz, bunlar enstrumanlarımıza yansıyor. Derdimizi en iyi nasıl anlatabilirsek müziği de o şekilde yapıyoruz. Sınır koymuyoruz, pop, rock, halk, çağdaş müzik gibi ayrımlar yapmıyoruz. Onun için “Müziğimiz devrimcidir” diyoruz. Her tarzı, enstrumanı içine alabilir. Reggae ritimleri, rock ritimleri kullanmadığımız şeyler değil. Tamamen rock ritmleriyle yürüyen, o soundla hazırladığımız şarkılarımız da var. Hatta sohbetlerimizde, çeşitli yollarla iletişimlerimizde yeni bir çevrenin bizi dinlemeye başladığından bahsediyorlar. Kalamış’ta caz Hakan Erdoğan Productions, İstanbullu cazseverleri Kalamış’a davet ediyor. ‘Jazz in Kalamış’, Garanti Bankası’nın desteğiyle, bugün ve yarın Kalamış Parkı’nda düzenlenecek. Saat 18.00’de başlayacak beş saatlik programlara toplam sekiz topluluk katılacak. Dünyanın en eski Big Band’lerinden Oleg Lundstrem Jazz Orchestra; Türkiye’de Sony BMG’den albümü çıkan Lyambiko; canlı kaydedilen son albümünün ekibiyle ve dünyanın en iyi füzyon davulcusu seçilen Paul Wertico’yla sahneye çıkacak olan Larry Coryell; piyano virtüözü Marian Petrescu ve triosu; Portekiz cazının starı Jacinta; son albümüyle müthiş bir çıkış yakalayan Kerem Görsev; Latin müziğin Türkiye temsilcisi Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars ve eğlence müziğinin en iyilerinden Ercüment Vural & Jelatin müzikseverleri caza doyuracak. işleyeceğiz. Gösterilerle, kurgularla şarkılarımızı destekleyeceğiz, konuklarımız da olacak. Ama hazırladığımız bazı gösterileri konser sırasında sürpriz olarak sunmak istiyoruz. Nasıl bir sahne düzeni olacak? Geçmişteki bazı konserlerimizde geniş orkestralar da kurmuştuk. Bu konserimizde dar bir orkestrayla, tam bir Yorum kadrosuyla ve yeniliklerle çıkacağız. Klarnet, keman, perküsyon gibi çalgılarda dışarıdan müzisyenler arkadaşlarımız bize eşlik edecek. Solistlerimizden Eren Olcay klasik gitar da çalıyor. Yeni bir solistimiz var; Mesut Eröksüz, aynı zamanda bağlamada da eşlik edecek. Öznur Turan solist, Selma Kıl solistliğin yanı sıra yan flüt de çalacak. Ali Aracı üflemeli çalgılarda, İnan Altın davulda, Muharrem Cengiz gitarda, İbrahim Gökçek bas gitarda yer alacak. Konsere nasıl hazırlandınız? Her gün prova yapmamızın dışında konser hazırlıklarının tüm ayrıntılarıyla yine Yorumcular uğraştı. Afişlerin hazırlanması, grafiği, basılması, asılması, tanıtım dosyaları, basınla ilişkiler bütün bu çalışmalarda kendimiz de yer aldık. Yoğun ve hummalı bir çalışma süreci geçirdik. SINIR KOYMUYORUZ Tatil yerlerindeki konserleriniz nasıl geçti? Didim’de Altınoluk’ta, Ayvalık’ta çok güzel konserlerimiz oldu. Tatilde olanlar çok ilgi gösterdi. Bunun yanı sıra o bölge insanının da gelmesini çok istiyorduk Gerçekten bölge halkının ilgisi de çok iyiydi. Bu konserler arasındaki iki günlük boşlukta 7. Munzur Festivali’nde konser verdik. Yorum’un ilk kurulduğu günlerden bugünlere bir karşılaştırma yapabilir misiniz? Grup Yorum’un ilk çıkışında Latin Amerika’dan Inti İllimani’yi, Victor Jara’yı Jack’in partisi Jack’in 157. doğum günü partisi ve ‘Jack Road Show’un finali bu akşam Parkorman’da gerçekleşecek. Gece, Özge Fışkın ve Chantage konser verecek. Ayrıca Rakı, Opal, Punch, Parti, Pin, Ominous Grief, Dem, Tortu ve Vagus da Parkorman’ı müzikle renklendirecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle