Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 03 25/4/07 16:01 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 28 NİSAN 2007 CUMARTESİ 3 Tasarım bir protestodur Maybe Design Studio seri üretim yapan firmaların sattıkları ürünleri kendilerine hammadde yaparak istediklerini yaratıyorlar evremizde gördüğümüz tartışmasız herşey bir tasarım ürünü. Kolyeniz, yüzüğünüz, ayakkabınız, çantanız, telefonunuz, arabanız… Tasarım, değişen çağın somut bir yansıması. Tasarım dünyasının nabzını tutan büyük firmalar ve toplu alım yapan markalar, seri imalat sayesinde yüksek adetlerde üretim yapıyor ve Türk tasarımcıların satamayacağı fiyatlara ürün satıyor. Neden onların sattıklarını tasarıma hammadde ya da yarı işlenmiş hammadde olarak sokup istedikleri ürünleri üretmesinler? SABİHA İşte bu konseptle yola çıkan Design Studio’nun KURTULMUŞ Maybe ortaklarından genç tasarımcı Erdem Akan, mekan düzenlemesi ve seçiciliğini üstlendiği “NØTIKEA” tasarım sergisini Piramid Sanat’ta açtı. “NØTIKEA” sergisinde Erdem Akan’ın dışında Bora Akçay, Kunter Şekercioğlu, Sedef Haydar, Ali Bakova, Ahmet Başar ve Taner Şekercioğlu’nun tasarımları yer alıyor. Sergiyi gezerken insan hem eğleniyor, hem şaşırıyor, hem de düşünüyor. Öte yandan nefes alan ve gelecek vaat eden bir hava hakim salona. “İster üretimtüketim düzenine karşı duruş, ister kendi kendinle alay ediş, ister mevcut düzenin nimetlerinden faydalanış diyelim; kesin olan bir şey var: Çıkan son ürün, ürünün ham maddesini aldığımız markaya ait değildir artık, yeni ve daha öte birşeydir” mantığından yola çıkan sergi 25 Mayıs’a kadar Piramid Sanat’ta izlenebilecek. Ç çağdaşlığı temsil ettiği ve önemi anlaşılıyor mu? Tasarıma verilen önemin dünyaya paralel olarak ülkemizde de arttığı bir gerçek. Ne kadarı magazinel, ne kadarı gerçek emin olmasam da... Burada gerçeklikten kastım ticari gerçeklik; yani sanayinin, ürün üreten veya servis veren firmaların tasarımdan yararlanması, değer yaratılması ve bu değerin satılması. Evet, artık daha fazla cümle içinde “tasarım” kelimesini kullanıyoruz ama, korkarım büyük bir kısmı bu aralar “trendy” olduğu için... Bu noktada ciddi endişelerim var. BİREYSEL BAŞARILAR Genç tasarımcıların yaşadığı sorunlar nedir? Genç tasarımcıların sorunları bitmez. İnşallah da bitmez. Çünkü bir tasarımcının sorunu/sorunları bittiğinde üretme için tüm motifini kaybetmiş olur aslında. Tasarım dünyasındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’nin yeri nedir? Yaygın kanının aksine, tasarımın globalleşmesi, ülkelerin lokal önemini azaltmadı. Hâlâ bir İtalyan, Alman, Fransız tasarımından söz etmek mümkün. Globalleşme diğer ülkelere de spot tuttu, mesela Hollanda, Çekoslavakya, Brezilya... Bizim açımızdan durumu değerlendirirsek çok başarılı Türk tasarımcılar var. Ama malesef bunlar bireysel başarılardır ve bu kişilerin isimlerinin Türkçe olması “Türk tasarımından” bahsetmemiz için yeterli değildir. Ve dünya tasarım kültürüne “Türk tasarımını” henüz katmış değiliz kanısındayım. Wii geldi, 4 bin kişi hareket etmek istiyorum dedi Oyun konsolları savaşlarında son durum Nintendo Wii’nin lehinde görünüyor. Uygun fiyatı, eski oyunların yeni nesil Wii’de oynanması, harekete duyarlı kablosuz kumandası ve paketin içinde gelen 5 spor oyunu Nintendo Wii’nin Türkiye’de 4 ayda 4 bin 500 gibi bir satış rakamını yakalamasını sağladı. Nintendo Wii’yi diğer konsollardan ayıran en önemli özellik, kahramanınızın her hareketini kendi hareketlerinizle yönlendirebilmeniz. Nasıl mı? Bu işin sırrı kablosuz kumandada. Diyelim ki boks oynarken elinizde kumanda ile havada sanal yumruklar atıyorsunuz; cihaz sizin vuruş hızınızı ve şeklini algılayıp o hareketi yapıyor. Bir başka oyunda kılıç sallar gibi hareketler yaptığınızda kahramanınız aynı hareketlerle düşmanına saldırıyor. Bu gerçekten de oyun dünyasında bir devrim. Konsol savaşlarının Türkiye’de daha sakin geçmesi bekleniyor. Çünkü Türkiye’ye ancak kumar makinesi statüsünde girebilen konsolların fiyatı, gümrükte uygulanan ve yüzde 30’lara varan vergileriyle cep yakıyor. “Nintendo dünyada sadece oyun oynayan insanları değil, hayatında hiç oyun oynamamış insanları da hedefliyor, bu anlamda Wii, gerçek bir devrim” diyen Nintendo Türkiye Genel Müdürü Hasan Çolakoğlu memnuniyetini şöyle açıklıyor: “Satışların iyi olacağını biliyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk. 799 YTL’lik bir ürün de Türkiye’de yok satabiliyormuş. Ürün siparişlerinin yüzde 25’ini karşılayabiliyoruz.” Wii’nin tüketicilere 20’den fazla oyun seçeneği sunduğunu belirten Çolakoğlu, “Ayrıca şimdiye kadar çıkmış olan tüm Game Cube oyunlarıyla da yüzde yüz uyumlu yaklaşık 100 çeşit oyunla meraklılarının yüzünü güldürecek” diyor. Çolakoğlu, ek bir aparata ihtiyaç duymadan kablolu / kablosuz ev ağından İnternet’e bağlanan Wii’nin birkaç ek özelliğini de şöyle sıralıyor: “WiiChannels adı altındaki farklı eğlence kanallarında oyun seçenekleri, hava durumu ve haber sayfalarına ulaşılabiliyor. Ayrıca konsol üzerinden resim alabiliyor, gönderebiliyor ya da film seyredebiliyorsunuz. Yine bu kanal sayesinde geçmişten günümüze tüm klasik Nintendo oyunları indirilebiliyor. Mii adlı yazılım sayesinde kendi sanal görüntünüzü yaratarak hem oyunlarda hem de diğer Wii sahipleriyle sohbet ve mektuplaşma mümkün oluyor. Opera internet tarayıcı yazılımıyla İnternet’te gezebilir, ev alışverişi ve bankacılık işlemlerinizi yapabilirsiniz.” HAKAN AKARSU NØTIKEA protest bir sergi mi? Açıkçası tasarım benim için her zaman protestodur. Çünkü yeni bir ürün yapıyorsanız, aslında eskisini ve var olanları protesto ediyorsunuz demektir. Serginin varoluşu bunun ötesinde bir protesto içermiyor. Sergi IKEA’ya karşı olma hali değil, ve tam da bu yüzden adı “no IKEA” değil, “NØTIKEA.” Çünkü inanıyorum ki, ürünün hammadesi nereden alınırsa alınsın, tasarımcı onu işlemiş, değiştirmiş, birleştirmiş, eksiltmiş, arttırmış ya da sadece bir bağlam için seçmişse bile; “o” tasarımcının yeni bir ürünüdür, ürünün ham maddesini aldığımız markaya ait değildir artık, yeni ve daha öte birşeydir. Sergiyi nasıl oluşturdunuz? Sergi aslında duygusal protestodan öte bir gerçeğe dayanıyor. Seri üretimin yeniden üretim sürecine dahil edilmesi gerçeği. Bu da ekonomik olarak sürdürelebilir bir durum aslında. Çünkü hammade olarak bile temin edemeyeceğiniz fiyatlara seri üretim satışı yapan firmalardan ürün alabiliyorsunuz. Bir bakıma tasarımcılar için mevcut düzenin nimetlerinden faydalanış diyebiliriz aslında... Bu fikrin kendisi o kadar basit ve gerçekti ki, sergi oluştu. Sanatçıların yaklaşımı nasıl oldu? Her zaman olduğu gibi iki tip yaklaşım vardı. Birincisi çekimser, ikincisi katılımcı. Yalnız bu kez ilginç olan durum; davet edilip de katılmayan çekimserlerin sayısının oldukça fazla olmasıydı. Bunun sebebi; sergi felsefesini yeterince açık aktaramamış olmam veya endüstriyel tasarımcıların endüstri tarafından yanlış anlaşılmak istememeleri olabilir. Sizce Türkiye’de tasarımın Sergiler açıyorsunuz, konsepti nasil oluşturuyorsunuz? Bu sergi ve konuyu farklı platformlara taşımayı düşünüyor musunuz? Konseptler eğer gerçeklere dayanmıyorsa ve bir felsefeden çıkmıyorsa ürüne veya sergiye dönüşmüyor bizim için. Tasarımcı olduğumuz için de gerçekler, üretimtüketim ilişkilerinden kullanmakullanamama durumlarına kadar geniş bir açıda. Sergilerde iki tip ürün oluşuyor, kavramsal ve ticari... Ticari olan projeleri bir mağazada değerlendirmeyi düşünüyoruz. İĞNEYİ KENDİNE ÇUVALDIZI BAŞKASINA... Yurtdışından tasarımların tercih edilmesinde yerli tasarımların pahalı olmasının da etkisi olabilir mi? Yerli tasarımlar pahalı mı? Sanmıyorum. Bence asıl sorun firmalarda tasarım yöneticileri yok, ve bu işlerden çok da anlamayan kişiler ki anlamak zorunda da değiller aslında güvende olmak için en isimli, en ünlü tasarımcı ile çalışmayı tercih ediyor. Genelde PR şirketleri tarafından “yaratıcı” faaliyetlerin yürütüldüğü, yönetildiği bu kurumlar da isimli tasarımcılarla oldukça “pazarlanabilir” projeler gerçekleştiriyorlar. Seri üretim yapan firmalar sizce genç tasarımcıların önünü mü kesiyor, ne yapmak gerekir? Seri üretim ciddi bir iş. O kadar ciddi ki, inanın genç bir tasarımcıyı böyle bir şirketin başına getirin, o bile kendisine tasarım yaptırmayacaktır... Bilmem anlatabiliyor muyum? Tasarımcılar biraz çuvaldızı kendine de batırmalı.. Okuldan yeni mezun bir tasarımcının “beni anlamıyorlar” yerine, “ben bu sistemi ne kadar anlıyorum” diye sorması gerekir. Birilerinin onun tasarladıklarını üretmesini beklemek yerine, kendi üretebileceklerini/ürettirebileceklerini tasarlaması gerekiyor aslında.... Mobil iletişim ve multimedya cihazlarında dünya devi Nokia, müzik odaklı cep telefonlarına, 3G özelliği taşıyan Nokia 5700 XpressMusic’i ekledi. Nokia 5700 XpressMusic’in 270 derece dönen alt kısmı, tek bir hareketle müzikçalar, 2 megepiksellik kamera ve görüntülü arama uygulamaları arasında geçiş yapabiliyor. Telefon, geliştirilmiş müzik deneyimi için özel olarak tasarlanmış bir ses çipiyle, müzik odaklı bir cep telefonu. Bu telefon, 2 GB’ye kadar kart desteğiyle 1500’e kadar şarkı saklayabiliyor. Ayrıca, cep telefonundaki dahili stereo hoparlör sayesinde, kullanıcılar melodileri arkadaşlarıyla paylaşabiliyorlar. 5700 XpressMusic, albüm kapak resimleri, şarkı listeleri, 5 bant ekolayzer ve ses hareketlerinin gösterilmesini de destekliyor. Teknoloji TASARIMIN ÖNEMİ... ? Yalnızca kendiniz dinlemeyin! hakana?cumhuriyet.com.tr Samsung, üç LCD ve iki plazma serisini bu sene içinde Türkiye’de piyasaya sürecek. Yeni Samsung Flat Panel TV 2007 dijital televizyon ailesi, zengin renkleri, görüntü kalitesi ve geliştirilmiş özellikleri ile dikkat çekiyor. Ailenin içinde 15000:1 dinamik kontrast oranına sahip ilk televizyonlar da yer alıyor. Samsung’un ödüllü 2006 serisinden ilham alarak geliştirilmiş Samsung Flat Panel TV 2007 serisinde, Full HD 1080p çözünürlük, Ultra FilterBright, yeni Super Clear Panel ile yeni Wide Color Enhancer özellikleri bulunuyor. LCD HDTV kategorisinde bulunan üç model arasında; en nadide parça olarak nitelenen M8 Serisi (Tulip), mekanlara dekoratif bir nesne olarak da katkı sağlamayı amaçlayan R8 Serisi (Bordeaux Plus) ve uygun fiyatı ile öne çıkan S8 serisi (Jasmine) bulunuyor. Serideki plazma modelleri arasında ise; oyunseverlere dost C9 Serisi (Lilly) ile bu kategorinin yıldızı olarak nitelenen Q9 Serisi (Calla) bulunuyor. ? Oyunseverlerle dost