Katalog

CUMARTESI 04 28/3/07 15:02 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 31 MART 2007 CUMARTESİ Hooooop Zilli urmalı çalgılar, dünyanın ilk ve en eski enstrüman topluluğudur. Çünkü insanoğlu davulu keşfetmeden önce, el ve ayaklarını kullanarak müzik yapmıştır. Şu anda literatüre girmiş iki binin üstünde vurmalı çalgı olduğu biliniyor. Bu çalgılar arasında bir tura çıkan multi perküsyonist Engin Gürkey bilgisini Gürkey Perküsyon Atölyesi’nde, kendi ritmini hissedip bunu vurmalı çalgılarla duyurmak isteyen herkesle paylaşıyor. Gürkey, eğitimlerini tamamlayan 20 öğrencisiyle Türkiye’nin ilk ve tek kadın perküsyon topluluğu olan ‘ZİLLİ’ yi kurdu. Gürkey topluluğun kuruluş öyküsünü şöyle anlatıyor: YILDIZ “Atölye eğitmenimiz Şirin Gürkey’le geçen sene başladığımız bir projeydi. Bu yıl geleneksel ÇELİK çalışmalarına atölye mezuniyetlerinde, mezun olan öğrencim Pınar Demir bize gelip ‘Hocam bizim sınıf çoğunluk olarak kadınlardan oluşmakta ve kendi aramızda iyi anlaşıyoruz, eğitim sonrası acaba bir şeyler yapabilir miyiz?’ dedi. Şirin’le ilk adımı atıp o kadro üzerine diğer değişik sınıflardan yetenekli ve gönüllü öğrenciler bulup topluluğu kurduk. 20 kişiden oluşan topluluk üyeleri içinde tasarımcı, müzik öğretmeni, öğrenci, fotoğrafçı gibi çeşitli mesleklerden, yaş ortalaması 25 olan kadınlar var.” Perküsyon sanatçısı, eğitmen ve besteci Engin Gürkey “Ritimsiz müzik olmaz. Hepimiz bir ritimiz aslında, ritminizi hissedin ve bunu müzikal yolla perküsyon çalarak duyurun” diyor. V ! D inleyin eğlenin Şiir müzikle birleşirse... Amerikalı ünlü performans sanatçısı ve şair Ursula Rucker hayata dair düşüncelerini kağıda döktüğü kelimeleri naif ve kendine özgü vokal tekniği ile seslendiriyor. Sanatçı 6 Nisan Cuma akşamı Babylon’da müzikseverlerle buluşacak. AfroAmerikan ve İtalyan kökenli bir ailede büyüyen Rucker, Temple Üniversitesinde gazetecilik eğitimi gördükten sonra 1994 yılında Philadelphia Zanzibar Blue’da o güne kadar sadece kendi için yazdığı şiirleri müzikle harmanlayarak izleyenlerin beğenisine sundu. 2001 yılında yayınlanan ilk albümü ‘Supa Sista’ ile ilgileri üzerine çeken Rucker dünya çapında sürdürülen ‘Kadınlara Karşı Şiddete Son’ kampanyasının da önde gelen isimlerinden biri. (0212 292 73 68, biletler 30 ve 20 YTL) ACABA ÇALABİLİRLER Mİ? 20 kadın, Engin Gürkey’in dünya perküsyonları için yazdığı parçalar ve bu parçaları süsledikleri gösterilerle izleyicilerin yüreklerine ulaşıyor. Topluluğun takım kaptanı Pınar Demir, ilk konserlerindeki heyecanlarını; “Provalarımızı sıkı bir şekilde yapmış ve çok hazırlıklıydık ama gene de çok heyecanlıydık. Konsere çıkmadan önce sporcuların yaptığı gibi ellerimizi üst üste koyup ‘Hooooop Zilli’ diye bağırdık. O heyecanımızın üzerine içeri girdiğimizde de ‘Acaba çalabilirler mi?’ bakışları bizi daha heyecanlı yapacağına kendimizi göstermek için neden oldu. Biz çalmaya başlayınca da izleyicilerin tereddütleri kısa sürede keyfe dönüştü” diye anlatırken hedeflerinin bir marka olmak olduğunu da söylemeden geçemiyor. Engin Gürkey 2000 yılında kurduğu, birçok müzisyenin okulu olmuş perküsyon atölyesinde 37, 713, 1317 ve yetişkinler için başta Türk, Latin Amerika, Afrika ve Klasik Batı perküsyon ve ritimlerine dair eğitim veriyor. Gürkey, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve İTÜ’de öğretim görevlisi olarak çalışıyor, bunun yanında perküsyon topluluğu çalışmalarını sürdürüyor. Gürkey Atölyesi mezunlarından oluşan Türkiye’nin ilk ve tek kadın perküsyon topluluğu ZİLLİ, Latin ritimlerinin yanında kıvrak ve neşeli Türk ritimleriyle içimizi ısıtıyor. Zilli’nin diğer hedeflerinden biri de kadın kuruluşları ile bir araya gelip kadın sorunlarına da dikkat çekmek. Şimdilerde Hooooop Zilli sesleriyle her yerde seslerini duyurmaya başlayan topluluk çalışmalarına ve konserlerine devam ediyor. Kadınlardan oluşan perküsyon topluluğuyla neşenize neşe katın! ‘Radar Live’ konserleri sürüyor Doritos ana sponsorluğunda ‘Radar Live’ etkinlikleri kapsamında 6 Nisan Cuma akşamı Indigo’da İngiliz kentsel müziğinin en önemli isimlerinden Plumps DJs sahneye çıkacak. Lee Rous ve Andy Gardner’dan oluşan Plump DJs’den önce Mabbas ve Mindfreq müzikseverlerle olacak. İkili ‘breakbeat’ten ‘electro’ya ve ‘house’dan ‘rock’a kadar uzanan setleriyle ilgi çekiyor. (0216 556 98 00, biletler 28.50 YTL) Mirkelam Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde Türk pop müziğinin başarılı yorumcularından Mirkelam 4 Nisan Çarşamba akşamı Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde konser verecek. İlk albümü ‘Her Gece’ ile başladığı müzik kariyerinde 10 yılı geride bırakan şarkıcı beşinci albümü ‘Mutlu Olmak İstiyorum’ ile müzikseverlerle buluştu. Mirkelam, Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde yeni ve eski şarkılarını sevenleri için seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 23.50 YTL) 90’ların Pink Floyd’u Bu Kasabian başka Kasabian’ı bilir ZÜLAL misiniz? Hayır, 60’lı KALKANDELEN yılların sonunda kzulal?yahoo.com Amerika’nın en karanlık isimlerinden Charles Manson’ın kurduğu hippi komününün içinde yer alan Linda Kasabian’dan değil, ismini ondan alan İngiliz rock grubu Kasabian’dan söz ediyorum. Grup üyeleri, sadece kelimenin telaffuzunu beğendikleri için bu ismi seçmişler. Açıkçası, bir grup için biraz garip bir isim tercihi, ama belki de istedikleri bu yolla dikkat çekmekti ve bunu fazlasıyla başardılar. Son yıllarda parlak bir çıkış yapan Leichesterlı ilginç bir grup Kasabian. Müzik dünyasının ünlüleriyle girdikleri polemiklerle sık sık müzik dergilerinde gündeme geliyorlar. Neyse ki, Oasis’in tam onayını almış durumdalar. Hatta Noel Gallagher, bir konserde sahnede gruba eşlik bile etti. Kendilerinden bahsederken hiçbir zaman alçakgönüllü olmadılar. Bu tavırları, kimilerince ukala bulunup eleştirilse de, onlar hiç geri adım atmadılar. Üstelik, “Empire” adlı yeni albümlerinin, Oasis’in 1994’te yayımladığı “Definitely Maybe”den bu yana yapılmış en iyi albüm olduğunu bile söylediler. Bir milyona yakın satılan ilk albümlerinin getirdiği başarının ardından yayımladıkları bu ikinci albümleri şubat ayında ülkemizde de satışa çıktı. Kasabian, acid rock ile electronica’yı karıştıran tarzı nedeniyle benim de ilgi alanıma giriyor. Müzikleri sık sık Primal Scream’e de benzetilen grubun, hayranları arasında Bobby Gillespie’nin de olması boşuna değil demek ki. Müziklerindeki benzerliğin yanı sıra, müzik üretimine yaklaşımlarındaki tercihin de aynı oluşu dikkat çekici. Kasabian da Primal Scream gibi, farklı müzik türlerini denemekten hiç kaçınmıyor. “Neden tek bir müzik türüne takılıp kalalım ki? Farklı türleri bir araya getirmekten ya da farklı davul seslerini kullanmaktan korkmuyoruz” diyorlar. Bana çekici gelen de bu. “Empire”ı dinlediğinizde, hem Led Zeppelin, Oasis ve Primal Scream ve John Lennon’dan, hem de DJ Shadow, Chemical Brothers, Fat Boy Slim, New Order ve Muse’dan izler buluyorsunuz. Daha önce Editors ve Arctic Monkeys gibi gruplarla çalışmış olan Jim Abbis’in prodüktörlüğü üstlendiği albüm, 70’leri anımsatan rock şarkılarını, akustik baladlar ve techno müziğe özgü vuruşlarla dengeleme başarısını gösterebilen, deneysel bir çalışma olarak tanımlanabilir. Tabii, bu farklı müzik denemelerini, “grubun henüz kendi tarzını bulamadığı” şeklinde yorumlayanlar da var, ama bence tam tersi; bu bir arayış değil, grubun bilinçli olarak tercih ettiği bir yol. 90’lı yılların Pink Floyd’u olarak anılan İngiliz müzik topluluğu Ozric Tentacles bu akşam Balans Music & Performance Hall’da müzikseverlerle buluşacak. Underground İngiliz gruplarının önde gelen isimlerinden Ozric Tentacles 1982 yılında kuruldu. Müziklerinde rock, Arap müziği, progressive rock ve elektronik müzik gibi farklı türlerin ve Eloy, Steve Vai, Pink Floyd, Jimi Hendrix gibi değişik müzisyenlerin etkileri hissediliyor. Topluluk bugüne kadar yirminin üzerinde albüme ilza attı. SAVAŞI DURDURUN! HARCANIYORUZ! Kasabian, bana kalırsa, John Lennon’ı anımsatan “British Legion” gibi baladlardan daha çok, “Stuntman” gibi indie rock ile acid house tınılarını birleştiren enerjik şarkılarda daha başarılı. Nitekim, albümün bir diğer dikkat çekici şarkısı, bas gitarın vurucu seslerini elektronik seslerle bütünleştiren “Sun Rise Light Flies.” Tam bir kitle coşturma şarkısı. Albüme adını veren “Empire” ise, içindeki tempo değişiklikleri nedeniyle, ancak birkaç kere dinlenildiğinde oturuyor. İlk single olarak yayımlanan bu şarkı, savaş karşıtı sözleri ve grup elemanlarının Kırım Savaşı’ndaki askerler gibi gözüktükleri video klibiyle de çok konuşuldu. Habercilik yapan küçük çocuğun vuruluşuyla başlayan klip, meydana gelen yıkıma ve ölümlere karşı “Durun! Hepimiz harcanıp gidiyoruz!” diyerek savaşmayı reddeden askerin kendi komutanı tarafından öldürülüşüyle devam ediyor ve en sonunda ekranda “Dulce et decorum est pro patria nori” yazısı beliriyor. Bu, Romalı şair Horace’in “Odes” adlı şiirinin bir mısrası. Türkçe’de “Vatan için ölmek tatlı ve yüce bir şeydir” anlamına geliyor. Bütün şarkıları, gruba gitar, synth ve arka vokallerde eşlik eden Sergio Pizzorno’nun yazdığı albümün tek konusu savaş değil elbette; yalnızlık, korkular, aşk ve gözyaşları da var. Roxy geceleri Bu akşam Roxy’de Dj Murat çalacak. Cumartesi gecelerinin vazgeçilmez Dj’i müzikseverlere eğlence ve dans dolu saatler yaşatacak. Roxy’de 6 Nisan Cuma akşamı da Dj Kaan sahneye çıkacak. Giriş 35 YTL, ilk içki ücretsiz. kapı açılış saati 22.00. (0212 245 65 39) Nardis’te caz keyfi Los Angeleslı şarkıcı Elle Spencer Lewis Avrupa turnesinin Türkiye ayağı kapsamında 2 Nisan Pazartesi akşamı saat 21.30’da Nardis Jazz Club’de sevenleriyle buluşacak. Dido ve biraz Björk’e de benzeyen ilginç ve sade bir sese sahip şarkıcının son çalışması 2005 yılında piyasaya çıkan ‘Desire Rules The World’dü. (0212 244 63 27, biletler 20 YTL) Diskonun yıldızı... Fransız asıllı Amerikalı DJ François K. bu akşam Sürmeli Oteli’nde sevenleriyle buluşacak. 70’li ve 80’li yılların popüler olan bir çok disko şarkısına yeni düzenlemeler yapan François K., Studio 54 ve Paradise Garage gibi New York’un en gözde gece klüplerinde DJ’lik yaptı. François K.’den önce Dinamo 103.8 ’den Kaan Düzarat ve Barış Türker sahneye çıkacak. (0 212 356 50 56) Flamenkonun efsane gitaristi K lasik ve caz müzikle flamenkoyu buluşturan ilk büyük gitaristlerden Paco De Lucia, 24. Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında bir konser vermek üzere Türkiye’ye geliyor. Caz ve klasik müzikle flamenkoyu yeniden yapılandıran sanatçı 6 Nisan 2007 Cuma akşamı saat 20.30’da MercedesBenz’in katkılarıyla MEB Şura Salonu’nda konser verecek. 1947 doğumlu Paco De Lucia küçük yaşlarda gitar dersleri aldı. İlk kez 11 yaşında sahneye çıkan De Lucia, 1959 yılında festivallere katılmaya ve ödüller almaya başladı. Ailesi Madrid’e taşınınca da Jose Greco’nun grubuna gitarist olarak katılan sanatçı, 1963 yılında henüz 16 yaşındayken, yurtdışında turnelere çıkmaya başladı. 1965 yılında Ricardo Modrego’yla iki albüm kaydeden sanatçı, babasının açtığı flamenko kulübünde büyük isimlerle yanyana gelmeye başladı. Caz saksafon ustası Pedro Iturralde ile flamenko ve caz açılımları yakalamaya başlayan sanatçı, 1967 yılında ‘Festival Flameenco Gitano’ grubuyla turneye çıkarken ilk solo albümünü kaydetmiş oldu. 1969 yılında çıkardığı ‘Fantasia Flamenca’ albümünün ardından, 1973’deki ‘Fuente y Caudal’de kendisini dünyaca ünlü hale getiren ilk önemli şarkısı ‘Entre dos Aguas’ vardı.1981 yılında grubunu kuran sanatçı, vokallerde Pepe de Lucia ile tüm dünyada büyük ilgi görmeye devam etti. 1982 yılından itibaren piyanist Chick Corea ile işbirliği yapmaya başladı ve caz sanatçılarıyla flamenkoyu yepyeni bir boyuta taşıdı. 1991’den itibaren yine grubuyla beraber çalışmalar yaptı, perküsyonda ve flamenko danslarda Manuel Soler yer aldı. Böylece performanslarına yepyeni bir soluk getirdi. Ayrıca, Carlos Saura’nın Carmen’i, Borau’nun La Sabina’sı gibi sinema filmlerinin ve Los Tarantos balesinin ses kayıtlarını gerçekleştirdi. (0216 556 98 00, biletler 75 ve 37.50 YTL) Minik Serçe konseri Sezen Aksu, BKM organizasyonuyla iki konser verecek. Bu akşam İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi’nde, 6 Nisan Cuma gecesi de Bostancı Gösteri Merkezi’nde sevenleriyle buluşacak. Saat 21.00’de başlayacak konserlerde Minik Serçe sevenleri için en beğenilen şarkılarını seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 96, 86, 76 ve 66 YTL)