20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 28/3/07 15:02 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 31 MART 2007 CUMARTESİ 3 Teknoloji Canon’un yeni dijital fotoğraf makinesi PowerShot A640, 10 megapiksellik görüntü işlemcisi ile 3648 x 2736 çözünülürlüğünde fotoğraf çekmeyi mümkün kılıyor. 35140mm (35mm film eşdeğeri) odak uzaklığına sahip 4x optik zum objektifi bulunan kamera optik görüntü sabitleyicisi sayesinde hareketli görüntülerde net çekim imkanı sunuyor. A640’ın 640 x 480 çözünülürlüğünde saniyede 30 kare video çekim özelliği de bulunuyor. 2.5 inç büyüklüğünde LCD ekranı olan model, 80800 arası ISO değerlerine sahip. 4 AA pili ile çalışan A640 uzun çekim ömrü sunuyor. ? 10 megapiksellik A640 Bu gece Ferhat nöbetçi ameliyatı o yapacak er; Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Zaman; yaklaşık iki ay önce bir perşembe günü, akşam saaatleri... Uzun süredir çeşitli rahatsızlıkları olan annem, son günlerdeki şikayetlerinden ötürü evininin yakınlarındaki bir özel hastanaye götürülüyor. Çeşitli tahliller yapılan anneme bağırsak tıkanıklığı teşhisi konuyor ve hemen ameliyat edilmesi gerektiği söyleniyor. Ablam önce beni sonra da diğer kardeşlerimi arıyor. Fazla tanımadığı için hastanenin içine sinmediğini, annemizi başka bir yere götürmek istediğini söylüyor. Ben, daha önce ölümcül bir durumdan hayata döndürüldüğüm, ilk çocuğumu orada doğurduğum ama en önemlisi çok OLCAY güvendiğim arkadaşlarım orada olduğu için BÜYÜKTAŞ kalabalıklığına, labirent gibi koridorlarına bir yerden bir yere giderken hala en az üç kere sormama karşın Haydarpaşa’ya götürülmesini öneriyorum. Ablam ‘tamam’ diyor. Ben, hastaneyi, her türlü sağlık sorunumda en çok kahrımı çeken arkadaşım Güray’ı arıyorum. O da Haydarpaşa’da çalışıyor. Durumu anlatıyorum. Annem, her saat Taksim Meydanı’ndan daha kalabalık olan Haydarpaşa’nın acil servisine götürülüyor. Gün boyu orada da tahliler yapılıyor ve ameliyata karar veriliyor. Akşam üstü hepimiz hastanenin yolunu tutuyoruz. Güray, “Bu gece Ferhat nöbeçiymiş, ameliyatı o yapacak” diyor. Espiri yaptığını sanıyorum. Biraz daha geç bir vakit, Ferhat Göçer geliyor. Soğuk, akşam olduğu için daha da soğuyan yüksek tavanlı hastanede yeşil gömleğinin üstünde el örgüsü siyah bir hırka, yorgunluktan yüzü çökmüş, boyu küçülmüş gibi görünen Göçer, aynı zamanda damar tıkanıklığı, kalp rahatsızlığı ve tansiyon hastası olan annemin çok Şarkıcılığının riskli bir şekilde ameliyata alanacağını anlatıyor. yanı sıra hekim Tek tek risklerin ne olduğunu, yaşanacak olduğunu biliyordum. olasılıkları herhangi bir eksik bırakmaksızın Aynı hastanede çalışan anlatıyor tam bir hekim ciddiyetiyle. Gece 23.00 hekim arkadaşlarım, iş civarı annem ameliyata alınıyor, yarım saat kadar disiplininden ödün sonra Göçer giriyor ameliyathaneye, bir vermediğini söylüyordu, saat kadar sonra da çıkıyor. Kapıda ama nedense bana bir bekleyen bizlere, içerde neler türlü gerçek değilmiş gibi yapıldığını, sorunun giderildiğini, annemin de geliyordu, ta ki annem şimdi dikişlerinin acilen amaliyata atıldığını bir yarım alınana saat kadar sonra kadar... çıkacağını söylüyor. Y Üniversitesi, İstanbul Devlet Konservatuvarı’na gidiyor. Mecburi hizmet sırasında ara vermek durumunda kaldığı için 1994’te lisans sınavlarına girerek devam ediyor. Birbirine hiç benzemeyen bu alanlardan herhangi birini tercih etmiyor, etmek istemiyor. İkisine de emek veren biri olarak her ikisini de sürdürmek istiyor. Hekimliğin parayla ilgisi olmadığını düşünüyor. İnsanlara yardım etmek istiyor, hekimlik yaparken ayaklarının yere bastığını hissediyor. Şarkı söylemek, insanlara güzel şeyler hissettirmek de güzel ama hekimlik başka... Mesleki tatmin için sürdüyor hekimliği. Farklı bir yeteneği var, hem kendisinin hem de başkalarının saygı duyduğu bir mesleği sürdürebiliyor olmak istiyor ve “bir cerrahım” diyor... Müzikten para kazanmasına kazanıyor tabii ki... Ama yine de daha fazla mesai, daha fazla efor sarfetmesine karşın çok cüzzi bir para kazanmasına karşın hekimlikten vazgeçmeyeceğini söylüyor. ADINA SERVİS ÖNERİLİYOR Tanındıktan sonra özel hastanelerden teklif alıp almadığını soruyorum. 2005’ten, yani ilk albüm çıktıktan sonra pek çok teklif aldığını, hatta adına servis kurulmasının bile önerildiğini söylüyor. Ama gerçekçi bulmadığı, önerilerin meslekteki kalitesi ile değil şöhreti ile ilgili olduğunu düşündüğü için kabul etmiyor. Vefalı davranıyor. Onu yetiştiren serviste, onu yetiştiren insanlarla çalışmayı, hizmet etmeyi tercih ediyor. Gerçi Haydarpaşa’da, ünlü olduktan sonra gördüğü ilgi kadar olumsuz tarvırlara da muraz kalıyor ama bu yine de tercihlerini değiştirmesine neden olmuyor. Sağlık ve hastane yönetimi, mesai devamlılığı, göreve devam edip etmemesi konusunda aşırı sorgulayıcı davranıyor, en küçük hatada direkt uyarı cezaları alıyor. Kimi de kayrıldığına inanıyor ama olsun bütün bunlar hizmet etmeye engel değil... Ne de olsa tüm hastane karşısında değil, kendi mesleki sorumluluğuna bir de servisteki meslektaşları hele hocası ve servis şefi İzzet Titiz’in desteği eklenince, pekçok şeyi atlatmak daha kolay oluyor. Zaten, bir klinik şefi destek olmazsa böylesi iki işin birarada yürümesi imkansız Göçer’e göre. Video oyun dünyasının yaratıcılarından Commodore, oyun amaçlı bilgisayarlarla piyasaya geri dönmeye hazırlanıyor. Commodore 64 modeli ile 1980’li ve 1990’lı yıllarda büyük popülerlik kazanan firma, 17 milyondan fazla konsol satmıştı. Geri dönüşünü Cg, Cgs, Cgx ve Cxx adlı dört modelle gerçekleştirecek olan Commodore Cxx’de Intel Core 2 Quad 2.66GHz dört çekirdekli işlemci, Asus anakart, 2 x 150GB harddisk, 4GB Corsair bellek ve 2 x NVIDIA 8800 GTX 768MB ekran kartı bulunuyor. Tam bir oyun canavarı olması beklenen sistemde kasa isteğe göre boyanabiliyor. ViewSonic’in Tayvan’da piyasaya sürdüğü yeni monitörü VX2835wm, bilgisayar kullanıcılarına farklı bir izleme deneyimi sunuyor. 28 inçlik dev ekranıyla 1920x1200 çözünülürlüğünde Full HD görüntü sağlayan VX2835wm, bilgisayardan film izleyenleri mutlu edecek. Monitör 1000:1 kontrast oranı ve 3ms tepkime süresi ile net ve keskin bir görüntü sağlıyor. Nokia yeni modeli E65 ile üçüncü nesil iletişime (3G) hazır. 2 megapiksellik kamerası, MP3, AAC, MPEG4, 3GP dosyalarını çalabilen medya oynatıcısı, görüntülü konuşma için ikinci kamerası, Handsfree, Kızılötesi ve Bluetooth özellikleri bulunuyor. E65’in ekranı 16 milyon renge sahip ve 240 x 320 piksel büyüklüğünde. 115 gr ağırlığındaki model 265 saat bekleme süresi ve 6 saat konuşma süresine sahip. ? Efsane geri dönüyor ? 28 inçlik dev ekran Yolun açık olsun ? E65 ile 3G keyfi PARAYLA İLGİSİ YOK Durumun şokunu atlattıktan, annem iyileşmeye başladıktan sonra, olayı anlattığın gazetedeki arkadaşarlar, “Allah allah yeterince para kazanamıyormuymuş, niye hem de bir devlet hastanesinde çalışıyor ki?” yorumunu yapıyor. Hal böyle olunca ben de gidip kendisine merak ettiğimiz her şeyi soruyorum. 1970 Şanlıurfa doğumlu Göçer’in, 198586 dönem İstanbul Tıp Fakültesi girişli olduğunu, 1993’te mezun olduğunu, bir buçuk yıl yarısı sağlık ocağında olmak üzere Şanlıurfa’da mecburi hizmet yaptığını, 1994’te uzmanlık sınavını kazanarak Haydarpaşa’ya geldiğini ve o tarihten itibaren Haydrarpaşa’da hekimlik yaptığını öğreniyorum. Genel cerrahi istediği bir alan... Tıp eğitimine başladığında parelel olarak da İstanbul kinci ablümün çok önemli olduğunu, adeta bir sırat köprüsü niteliğinde olduğunu söyleyen Göçer, Türkiye sınırları içinde, şarkı söylemeyi, dinlemeyi seven herkesin yüreğinde yer etmek iskteyen bir sanatçı olarak tanımlıyor kendisini. On yıldır şarkı söylüyor ama asıl 2005’teki albümle tanınıyor. İkinci albüm çok daha riskli Göçer’e göre. Başarıyı yönlendirmeye başlamış bir sanatçı portresini ancak ikinci albümle yakalayabilirdi. Önemli bir aşama olarak gördüğü ikinci albümden çok memnun, kısa süredeki satış grafiği doğru yolda olduğunu gösteriyor. Önemsediği bir çalışma, hem genç hem de otoritesini kanıtlamış insanlarla çalşma şansını yakalıyor. Şehrazat, Sezen Aksu, Ozan Doğulu, Sıla Gençoğlu gibi isimlerle çalışıyor. “Yolun Açık Olsun” için 100’ü aşkın beste arasında 30’nun düzenlemesini Ozan Doğulu yapıyor. Müzik ustalarının oluşturduğu bir jüri de sayıyı 12’ye indiriyor. 70’li yıllara damgasını vuran Yeliz’in seslendirdiği “Yalan” adlı şarkıyı da yeniden düzenleyerek albümüne alıyor. “Yolun Açık Olsun” albümünde Türkiye’nin iki önemli klarnet ustası Hüsnü Şenlendirici ve Göksun Çavdar bir araya geliyor. Şarkıların düzenlemesini, aynı zamanda albümün müzik direktörlüğünü de üstlenen Ozan Doğulu yapıyor. İ Evrimin yeni halkası: Heroes Mart ayının başında CNBCe’de gösterilmeye başlayan yeni dizi Heroes, kısa sürede ülkemizde de büyük bir hayran kitlesi yarattı. Aslında bu çok da süpriz olmadı çünkü ilk olarak geçen yılın Eylül ayında Amerikan NBC kanalında gösterilen dizi, birkaç ay içinde kırkı aşkın ülkede yayınlanmaya başlamıştı bile. Aynı ülkemizdeki gibi dizi furyasının yaşandığı ABD’de daha önceleri de Lost, 4400 ve Battlestar Galactica gibi yapımlar fanatik hayran kitlelerine sahip olmuştu, Heroes da bu yapımların arasından sıyrılıp daha ilk gösteriminde 14 milyonu aşkın izleyiciye ulaşmayı başardı. Uçma, zamanda yolculuk ve anında iyileşme gibi insanüstü özelliklere sahip olduklarını öğrenen insanların yaşamlarını takip eden Heroes, şu ana kadar gösterilen 18 bölümünde Hintli genetik bilim adamının gözünden insan evriminin gelişimini anlatıyor. ABD’de 23 Nisan’a kadar ara verilen dizinin ilk sezonu, son dört bölümün yayınlanmasının ardından tatile girecek. Hayranları için iyi haberi verelim, dizinin ikinci sezonu için anlaşmaya varıldı bile. Heroes en basit özetiyle, birbirine yakın zamanlarda, insanüstü güçleri olduğunu farkeden karakterlerin öyküsünü anlatıyor. Ancak kahramanlarımız, diğer fantastik ERDEM KOCA filmlerde alışık olduğumuz gibi birden daracık köstümlerini giyip dünyayı kurtarmaya girişmiyorlar. Dizi, New York’u gerçekleşecek bir patlamadan kurtarma fikri üzerine gelişse de ilk 18 bölümde işlenen konu, evrimin bir sonraki halkası olmanın karakterlere getirdiği ruh haliyle ilgili. Her karakterin bu özelliklere verdiği tepkiler farklı farklı oluyor; şirin bilgisayar programcısı Tokyo’lu Hiro Nakamura zaman ve mekanı bükebilme özelliğini kolayca kabullenip gururla maceraya atılırken, Teksas’lı amigo kız Claire en ölümcül yaralanmalar sonrası bile anında iyileşebilen vücudunun sırrını anlamak için biyolojik ailesini bulmaya çalışıyor. Geleceği resmetme yeteneğine sahip Isaac bu özel durumu bir lanet olarak algılayıp uyuşturucuya sığınırken, New York’lu hemşire Peter neden dilediği zaman değil de sadece abisinin yanındayken uçabildiğini anlamaya çalışıyor. Dizinin yaratıcısı Tim Kring, çizgi roman anlatım tarzını barındıran Heroes’u aslında klasik bir süper kahraman şovundan çok kendilerini keşfetmeye çalışan altı dolu karakterin olduğu bir dram olarak gördüğünü söylüyor; ‘Kendimi ‘güçler’e çok fazla kaptırıp, karakterlerin gerçek cazibesinden uzaklaşmayı istemiyorum. Heroes özünde karakter temelli bir hikaye, bu yeteneklerin karakterlere getirdiği kişisel mücadeleler beni çok daha fazla büyülüyor. Bu insanların kim olduğu konusunda daha çok şey göstermek istiyorum, amacım Heroes’un insanlara gerçek gibi gelmesi, sanki tüm bunlar içimizden birinin başına gelebilirmiş gibi.’ Kring’in yarattığı kahramanlar, aynı Stan Lee’nin Örümcek Adam’ında olduğu gibi günlük yaşamlarında kötü giden evlilik, mali zorluklar, aşk acısı gibi birçok sıradan sorunla uğraşmak zorunda kalıyor. Tim Kring, Heroes projesi kafasında canlanmaya başladığında, özellikle de Xmen ile benzerliklerini göz önüne aldığında, çizgi roman ve film dünyasındaki örneklerinin bir tekrarı olmaması için yazar Jeph Loeb’e danışmaya karar vermiş. Daha önce Superman, Batman ve Supergirl çizgi romanlarında, Smallville ve Lost dizilerinde yazarlık yapan Loeb, Kring’in fikrinden etkilenmiş ve Heroes’un senaristliğini ve ortak yapımcılığını üstlenmiş. Dizinin sadece bir süper kahraman güç gösterisi olmamasında Loeb’in rolü şüphesiz büyük. Heroes’da bölümler ilerledikçe karakterler süpergüçlerini, izleyiciler de kahramanları keşfediyor. İlk bölümlerde sayısı birkaç olan kahramanlar 18 bölümün sonunda 21’e çıkıyor. İlerleyen bölümlerde adı daha da sıkça duyulacak olan kötü karakter Sylar’ın karanlık hikayesi de en az kahramanların olduğu kadar ilgi çekici. Bu sezonun 22 bölümde biteceğini söyleyen dizinin yartıcısı Tim Kring, net bir açıklama yapmasa da tüm karakterlerin ölebileceğinin ve ikinci sezonda bambaşka kahramanların hikayesinin anlatılabileceğinin sinyallerini veriyor. RİFAT MUTLU rifatmutlu?hotmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle