Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 04 3/10/07 15:59 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 6 EKİM 2007 CUMARTESİ Konser Darbukayla Depeche Mode İstanbul’da uykusuz gece 10. Uluslararası İstanbul Bienali kapsamında bu sene ilk kez ‘Uykusuz Gece’ isimli bir etkinlik düzenleniyor. Bu akşam yapılacak etkinlikte, birçok sanat merkezi kapılarını gece boyunca açık tutacak. Böylece İstanbullular gece de diledikleri sergileri gezebilecekler. Etkinlik kapsamında bir de konser yapılacak. DANdadaDAN, bu akşam saat 22.30’da Bilsar / Fred Perry sponsorluğunda Antrepo No.3’te sevenleriyle buluşacak. (0212 334 07 00, biletler 10 YTL) Dünyaca ünlü pop ve rock parçalarını, klasik Türk müziği sazlarıyla yorumlayan Dolapdere Big Gang, bu akşam Balans Music & Performance Hall’de konser verecek. Saat 22.00’de başlayacak konserde, kanun, klarnet, keman ve darbukayla Depeche Mode, Madonna, Michael Jackson, Gloria Gaynor, Simply Red’in en ünlü şarkılarını seslendirecek. Büyük ilgi gören ilk albümü ‘Local Strangers’da ‘Englishman In New York’, ‘Smoke On The Water’ ve ‘Losing My Religion’ gibi parçaların yorumlarına yer veren topluluk, yeni album için çalışmalara başladı. (0216 556 98 00, biletler 30 YTL) Dans dolu bir gece Türk elektronik müziğinin en yeni ve başarılı isimlerinden Bedük, 11 Ekim Perşembe akşamı saat 22.00’de Ankara If Performance Hall’de sahneye çıkacak. 2. albümü ‘Even Better’ ile iyi bir çıkış yakalayan Bedük, funk, disco ve house müzik türlerini, akılda kalıcı, güçlü ve eğlenceli melodilerle zenginleştiriyor. 2006 Miller Music Factory yarışmasında ‘Dans Müziği’ kategorisinde ‘Like Tomorrow Will Never Come’ isimli parçasıyla birinci olan şarkıcının, albümünün çıkış parçası olan ‘My Woman’, son haftalarda müzik televizyonlarında sıklıkla gösteriliyor. (0312 418 95 06, biletler 10 YTL) Yeni albümün ilk konseri Türk rock müziğinde kendine özgü vokal tekniği, farklı ve yenilikçi tavrı ile yer edinen Nev, 3. stüdyo albümü ‘Işığım ve Gölgem’i Pasaj Müzik etiketiyle yayınladı. Şarkıcı yeni albümünün ilk konserini 13 Ekim Cumartesi akşamı Balans Music & Performance Hall’de verecek. Yeni albümünde 80’lerin müzik anlayışını 2000’lere uyarlayan şarkıcı, sevenleri için yeni albümündeki pek çok şarkıyı seslendirecek. Alaturka tınıları poprock merkezinde birleştiren Nev, saat 22.00’de sahneye çıkacak. (0216 556 98 00, biletler 30 YTL) Letonyalı sanatçılardan kültür eleştirisi: ‘Çok Amerikanlaştık’ u ay İstanbul’da Letonya Kültür Günleri kutlanıyor. Bu kapsamda Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde 28 Ekim’e kadar sürecek olan Letonya Çağdaş Tekstil Sanat Sergisi açıldı. Ülkenin en ünlü sopranosu Inese Galante ve piyanist Inna Davidova da, 3 Ekim’deki açılış gecesinde konser vermek üzere İstanbul’daydı. Avrupa’nın ve Amerika’nın ünlü salonlarında sahneye çıkan Galante, 1991 yılından bu yana Düsseldorf’taki ünlü opera evi Deutsche Oper am Rhein’da çalışmalarını sürdürüyor. Letonya’nın ZÜLAL başkenti Riga’da yaşayan ise, 1998 yılında KALKANDELEN Davidova kurduğu Herman Braun kzulal?yahoo.com Vakfı aracılığıyla müzik organizasyonları yapıp konserler vermeye devam ediyor. İstanbul’daki ilk konserleri öncesinde oldukça heyecanlı görünen bu iki sanatçıyla, klasik müziği ve Letonya’da sosyalizmin egemen olduğu dönemdeki kültürel ortamı konuştuk. Babylon’da farklı gece Türk rap müziğine yepyeni bir soluk getiren Ayben ve Fairuz Derinbulut, 12 Ekim Cuma akşamı Babylon’da birlikte sahneye çıkacak. İkili, saat 23.00’de başlayacak konserde son derece farklı ve enerjik bir performans düzenleyecek. Türkiye’nin ilk kadın rap yıldızı Ayben, Nefret grubu ile başladığı profesyonel müzik çalışmalarını Sertab Erener, Ceza, Burhan Öcal, Aylin Aslım, Fuat, Nil Karaibrahimgil ve Mercan Dede gibi farklı müzik türlerinden sanatçı ve gruplar ile sürdürdü. Fairuz Derinbulut ise, rock, funk, reggae, rap, dub ve hatta arabesk gibi türleri biraraya getirerek oldukça değişik bir müzik tarzı yakaladı. Gece, Ceza konuk sanatçı olarak ikiliye eşlik edecek. (0212 292 73 68, biletler 25 ve 15 YTL) B gerekir. Sovyet dönemlerinde bunları yapmak çok kolaydı; her isteyen bedava kurslara katılabilirdi. Bütün bunların bütünleştiği bir eğitimden geçer, sonra hangi yöne gitmek istediğinize karar verirdiniz. Şimdiki eğitim nasıl? Tamamen değişti. Artık hiçbir şey bedava değil. Eğitim eskisine göre çok daha kötü. Ailem beni müzik okuluna YAŞAMI ŞAŞIRTMAK Inese Galante, sizin özgeçmişinizde dikkat çekici bir şey var. İlk başlarda müzisyen olmayı hiç düşünmediğiniz ve aslında eczacılık eğitimi aldığınız doğru mu? Evet, karışık bir konu. Ailem benim profesyonel bir müzisyen olmamı hiç istememişti. Bilirsiniz, aileler genellikle çocuklarının doktor ya da avukat olmasını ister. Bugün sesin var ama yarın kaybedebilirsin diye düşünürler. Fakat diğer yandan da, ben ülkenin sosyalist dönemlerinde yetiştim ve o dönemlerde sanat çok önemsenirdi. Önce eczacılık eğitimi aldım ama müziğe yeteneğim de vardı, çok iyi hocalarım oldu. Müzik hep içimde hissettiğim bir şeydi. Sanatı önemseyen ailelerin çocuklarının sanatçı olmasını istememeleri garip değil mi? Öyle ama garantisi yok diye düşünürlerdi. Eczacılık eğitimi alıp sonradan soprano olmanız ilginç. Hayat sizi oldukça şaşırtmış olmalı. Belki ben hayatı şaşırtmışımdır! Inna Davidova, ya sizin öykünüz nasıl? Ben de müziğin çok önemsendiği entelektüel bir ailede büyüdüm. Letonya’da bizimki gibi ailelerde çocukların küçük yaşlardan itibaren müzik dersleri alıp piyano çalmaları bir tür gelenektir. Hatta gelenekten daha çok bir zorunluluktur, eğitimin bir parçası olarak görülür. Aynı zamanda yabancı dil öğrenmeniz, jimnastik yapmanız göndermişti ama ben 15 yaşıma kadar müzisyen olup olmak istemediğime karar verememiştim. Fakat okuldan çok yüksek derece ile mezun oldum ve müzik akademisine devam ettim. Daha sonra yüksek lisansımı oda müziği alanında yaptım. Hayatımı ses sanatçılarına piyanoda eşlik ederek geçirmek istediğime tam olarak karar verdiğimde 30 yaşıma gelmiştim. Bir röportajınızda, “Eskiden Batı ile Doğu arasındaki duvarlar çok yüksekti” diyorsunuz. Kariyerinize Letonya’da başlayıp Avrupa’da ve Amerika’da devam etmek zor oldu mu? (Inese Galante) Duvarlar benim için yüksek değildi ama genelde öyleydi. Her sistemin olumlu ve olumsuz yanları vardır elbette, fakat şunu söylemeliyim ki, bizim için eski dönemler kolaydı. Birçok şeyi düşünmek zorunda kalmaz, yalnızca sanatımızla ilgilenirdik. Sanatımızı icra etmek için gereken her şeye kolaylıkla ulaşabiliyorduk. Bazı insanlar ve kimi yazarlar için böyle değildi belki. Ben yalnızca kendi adıma konuşabilirim ve o dönemde çok mutlu olduğumu söyleyebilirim. İnsanlar çok para kazanmıyorlardı ama isterseniz her gece tiyatroya gitme olanağınız vardı. Kültürel etkinlikler her gün yemeye gereksinim duyduğunuz ekmek gibiydi. İstediğimiz üniversitelerde okuma olanağımız vardı. Politik alandan söz etmiyorum, tabii ki cumhurbaşkanı olmak kolay değildi ama burada kolay mı? Mercedes arabamız ya da üç katlı evimiz yoktu ama kültürel zenginliğimiz vardı. Şimdi başka sorunlarla uğraşıyoruz. Bazı insanlar paranın alabileceği herşeye sahip olabiliyorlar ama büyük bir kesim hâlâ olamıyor. İnsanlar artık daha çok seyahat ediyorlar ama sadece seyahat etmekle kalmıyorlar; birçok iyi eğitimli kişi gittiği ülkeden bir daha geri dönmüyor. Çünkü Amerika onlara daha fazla para veriyor. Para artık her şeyin önünde. Bu sağlıklı değil. Fotoğraf: UĞUR DEMİR Brös İstanbul’da İndigo’da Levi’s tarafından düzenlenen Levi’s Sound Tab serisinin bu seneki ilk partisinin konuğu, ülkemizde de geniş bir hayran kitlesine sahip Märtini Brös. Electrohouse denince akla gelen ilk isimlerden olan Brös, bu akşam saat 23.00’de sahneye çıkacak. Müziğinde elektronik alt yapılar ve funk ritimli gitarlar kullanan Brös, ilk albümü ‘Pläy’i 2002 yılında yayınlamıştı. (0216 556 98 00, biletler 28 ve 18 YTL) Göksel Studio Live’da Göksel, 12 Ekim Cuma akşamı Studio Live’da müzikseverlerle buluşacak. Şarkıcı saat 22.00’de başlayacak konserde, sevenleri için en beğenilen parçalarını seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 20 YTL) İNSAN RUHU İÇİN EN İYİ İLAÇ Bazı insanlar klasik müziğin yaşlı insanlar için olduğunu söylüyor, hatta onu seçkinci buluyorlar. Ama klasik müziğin daha geniş kitlelere ulaşamamasında medyanın da rolü yok mu sizce? Bu tür müzik radyo ve televizyonlarda pek fazla yayınlanmıyor. (Inna Davidova) Son 15 yılda çok fazla Amerikanlaştık. Bu yüzden hep eski dönemlerle kıyaslama yapar hale geldik. Eski dönemlerde öncelik klasik müzikteydi. Şimdi insanlar birçok şeyle aynı anda karşı karşıya. Önceleri bu kadar çok pop grubu ve tv kanalı yoktu, internet bu kadar yaygın değildi. (Inese Galante) Ama önemli olan şu ki, klasik müzik insan ruhu için en iyi ilaçtır ve hep var olacaktır. Yurtdışı eğitim fuarı Türkiye’de yapılmakta olan en kapsamlı yurtdışı eğitim organizasyonu olma özelliği taşıyan International Education of Fairs in Turkey (IEFT), bu yıl 12. Yurtdışı Eğitim Fuarı’nı düzenliyor. 20 ülkeden 100’ün üzerinde üniversite, kolej, dil okulu ve lisenin yer aldığı 12. IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarı; 67 Ekim 2007 tarihleri arasında İstanbul Hilton Convention Center’da, 9 Ekim’de İzmir Hilton Otel’de ve 10 Ekim’de ise Ankara Sheraton Otel’de düzenlenecek. Fuara, ABD, Kanada, İngiltere, Hollanda, Avustralya gibi ülkelerden saygın üniversiteler katılıyor. Ayrıca, Fuar kapsamında İspanyolca’dan İngilizce’ye, Almanca’dan Fransızca’ya kadar birçok dili konuşuldukları ülkede öğreten onlarca özel ve devlet okulu da Türk öğrencilerle buluşmak üzere, Türkiye’ye geliyor. Fuarda okulların burs olanakları hakkında bilgi de verilecek. Tüm izleyicilere açık ve ücretsiz olan fuarlar, İstanbul ve İzmir’de 12.0018.00; Ankara’da ise 14.0020.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Detaylı bilgi ve online davetiye için www.ieft.com.tr adresinden veya 0 212 361 68 25 no’lu telefondan bilgi alınabilir. Led Zeppelin’in dönüşünün hatırlattığı gerçek Led Zeppelin tekrar kuruluyor haberleri yayılınca ortalık birbirine girdi. Bu normal gözükebilir ne de olsa sadece rock değil, müzik tarihine bile mâl olmuş bir topluluktur Led Zeppelin. Ancak gösterilen bu ilgi sanki çölde kalan insanların suyun kaynağını bulmaları gibisinden bir patlamaya döndü. Haberin çıktığı ilk iki günde konser bileti için başvuranların sayısı 20 milyon kişiye ulaşmıştı. Konserin verileceği salonun kapasitesinin 20 bin kişilik olduğu göz önüne alınınca bilet için başvuruların sonunda kura çekileceği açıklanarak çözüm bulunabilecekti. Buna benzer bir olayı da geçen yıl yapılan Live 8 konserlerinde de görmüştük. Orada yer alan yüzlerce gruptan bugün akılda kalan yoktur ama gece sahneye çıkan Pink Floyd hala akıllardadır. Açıkcası ileriki yıllara da o festivalden sadece “ilk ve son kez” bir araya gelen Pink Floyd’un konsere çıkması kalacaktır. Bir çok insanın bu konserin DVD’sini sadece Pink Floyd için aldığına da inanıyorum. APTÜLKADİR ELÇİOĞLU James Dio ile anılan albümleri “Heaven And Hell” ismiyle turnelere bile başladılar. Bütün bunlara baktığımızda her birinin rock’ın değişik bakış açılarını, farklı boyut ve renklerini oluşturduklarını görürüz. Ve bu birleşmelerin ardında da grup üyelerinden çok müzik sanayinin ittirdiğini söyleyebilirim. Bunun anlamı ne ola ki? Öyle ya bundan 10 yıl önce rock için “cenaze töreni” düzenleyen ve yeni kahramanlarıyla zafer çığlıkları atan müzik patronları düştükleri kötü durumu eski çamlara sarılarak düzeltmeye çalışıyorlar. Geçen yıl hayata veda eden müzik dünyasına yön veren plak şirketi patronu Ahmet Ertegün’ün adına yapılacak bir müzik okulu için bir araya gelip konser verecek olan Led Zeppelin, bugüne kadar hayatiyetini devam ettiren bir rock ekolünün sahibidir. Davulcuları John Bonham’ın ölümüyle 1980’de dağılma kararı alan grup, aradan geçen çeyrek asrı aşan sürede bile hâlâ yeni çıkan topluluklar da izlerini görmemiz mümkündür. BAGETLERİ OĞUL BONHAM ALIYOR 1968’de kurulan Led Zeppelin, davulcuları Bonham’ın ölümünün ardından artık yollarına devam edemeyeceklerini açıklayarak dağılmışlardı. Üzerine basa basa da “Bonham’ın yerine yeni bir baterist olamaz” diyorlardı. Şimdiki yeni birleşmede de bu sözlerini bir şekilde tutuyorlar. Grubun dönüş konserinde John Bonham’ın oğlu Jason Bonham bagetleri eline alacak. Çocuğu dedik de Jason’un da bugün 41 yaşında ve arkasında uzun bir müzik kariyeri olduğunu belirtelim. Led Zeppelin, 26 Kasım’da İngiltere’nin başkenti Londra’da, gitarist Jimmy Page, solist Robert Plant ve basçı John Paul Jones ve davulcu Jason Bonham’la sahneye çıkıp müzik tarihinin en muhteşem buluşmasını gerçekleştirecek. Led Zeppelin’in bir araya gelip konser verecek olması ortalığı birbirine katıyor. Bununla da kalmayarak eskinin nice grubu tekrar kuruluyor. Kimi konser kimi albüm hazırlıklarına girmiş durumda bile. Peki ne oldu da bit pazarına nur yağdı. 90’lardan sonra rock için alternatifler yaratan, 2000’lerde de rock’a cenaze töreni düzenleyen müzik endüstrisinin beylerine ne oldu? O şaşalı akımları ne oldu? Neredeyse her yıl orasını burasını büküp bozarak oluşturdukları şaşalı akımları nasıl oldu da bir Frenkeştayn’a dönüşüverdi. KABAHATLİ TEKNOLOJİ Mİ? Şimdi onların maruzatı da hazır; “Bütün kabahat internet denilen teknoloj ve bunun sonucunda gelen ‘korsan’ belası”… Bütün kabahat teknolojinin mi? Yoksa müziği kendi iştahları için eğip büken müzik patronlarının mı? O kâr hırsıyla azdırılan tüketimin müsebbibi teknoloji mi? Unutmayalım ki bu teknolojiden önce müzikseverlik vardı. O nasıl kayboldu. O müzik beylerinin kazanma hırslarıyla körüklenen tüketim, müzikseveri bir anda müzik tüketicisi yapmadı mı? İşte bütün bunlar 10 yıllık dönemin “müzikal yeni dünya düzeni”nin sonu. Tıpkı “Tarihin Sonu” teorilerini anlı şanlı yayan dünya patronları gibi müzikteki yansımaları da çöktü. Bu yüzden hepsi yana yakıla “tü kaka” ilan ettikleri eski devlere yalvar yakar döndüler. Siyasette de farklı mı dersiniz… İki üç ay öncesi ülkemizdeki medya “sağ/sol tekrar nasıl diriltilir” diye canhıraş feryatlar atmıyorlar mıydı? Üstelik daha 10 küsur yıl öncesi attıkları “Sağ ve sol diye bir şey artık kalmadı” tiratlarının akisleri bile kulaklarımızdayken. Bizim müzik alemimizde de durum aynı. Her gün arzı endam eden zatlara bakın, bir dosya kağıdına isimlerini yazsanız dolmaz. 20 yıldır da aynı isimler uzun bir tiyatronun oyuncuları. Ve bir bakıyoruz İlhan İrem konseri olay oluyor. YIKILAMAYAN EKOL Geçen yıl Pink Floyd, bu yıl da Led Zeppelin birleşmesi ortalığı iyice sarstı ve hareketlendirdi diyebilirim. Üzerine ölü toprağı atılmış müzik bir anda önem kazandı. Aslında Led Zeppelin tek değil. Çünkü Sting eski grubu The Police’i kurup turneye başladı bile. Yine Led Zeppelin’in ardından Genesis’in birleşip turne planları yapması söz konusu. Haberler birbiri ardına dökülürken bir de baktık ki Sex Pistols da hayat buluyor. Ayrıca Black Sabbath’ın eski vokalistleriyle yaptığı dönüş projeleri de söz konusu. Eski solistleri Ronnie RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com