22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 10/10/07 16:33 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 13 EKİM 2007 CUMARTESİ 3 stanbul Bienali’nin sanat ortamına getirdiği canlılık sadece sergilerle sınırlı değil. Kimi sanat mekânları da Bienal’in yarattığı haraketli ortamı arkasına almak için birer birer açılmaya başladı. Örneğin Santral İstanbul, Bm Suma ve Rodeo.... 9. Uluslararası İstanbul Bienali’nde de kullanılan Tophane’deki eski Tütün Deposu, Rodeo adıyla, artık bir sanat mekânı olarak hizmet verecek. Konumu ise, ESRA İstanbul ALİÇAVUŞOĞLU Modern, Siemens Sanat, esraali@yahoo.com BM Suma, Kasa Galeri, Garanti Osmanlı Müzesi gibi müze ve galerilerin yer aldığı KaraköyFındıklı hattında olmasıyla dikkat çekici. Genellikle kurum galerilerinin bulunduğu bu bölgede, Rodeo farklı yapısıyla alternatif bir temsil alanı yaratacağa benziyor. Rodeo’nun açılış sergisi “Öyle İken Böyle” hem mekânın kullanımı açısından, hem de sanatçıların çalışmaları bağlamında son derece başarılı ve gelecekteki sergilerini de merak ettirecek türden. Sanat tarihçi Sylvia Kouvali’nin tasarladığı Rodeo, ticari galeri/nitelikli sergi ikilemini çözmeyi amaçlıyor. Hedef hem satış, hem de iyi sergi kısaca. Öyle İken Böyle ilk kez Picasso tarafından kullanılan kolaj tekniği üzerine Apolinnaire’nin yazdığı bir metinde kullanılmış; bu sergide ise direkt birbiri ile ilişkisi olmayan işleri aynı başlık altında toplamak için ele alınıyor... Aslında “Öyle İken Böyle” Tütün Deposu iken sanat mekânına dönüşen yapıyı işaret ediyor en çok. Tütün Deposu’ndan Sergi Rodeo’ya İ Karamustafa ise sergiye, geçen günlerde kitabı da çıkan, Boğaz’ın 1954’te Karadeniz’den gelen buzullarla donması olayından yola çıkarak oluşturduğu çalışmalarıyla katılıyor. Buzulların üzerinde Avrupa’dan Asya Yakası’na geçmeye çalışan insanları, boğazı seyredenleri, kısaca bu olaya ilişkin kimi fotografları dönüştürerek, gravür mantığı ile ele alıyor sanatçı. Karamustafa’nın bir diğer çalışması “Çocuk Şiirleri” ise sanatçının sanat pratiğinde sıkça kullandığı resmi ve kurumsal söylemin gerçekliği, geçirdiği evrim ve günümüzdeki algılanışı üzerine. Bu bağlamda hem çok çarpıcı, hem de sanatçının daha önceki çalışmalarıyla da bir süreklilik gösteriyor. Timurtaş Onan Nürnberg ve Atina’da İRONİK DÜZENLEME Hüseyin Alptekin ise bu sergi ile Heterotopia’sını tekrar gündeme getiriyor. Ayrıca, Ulan Batur’daki The New World Hotel’den aldığı yatak çarşaflarını “Karadelik”in işlendiği bir tuvale dönüştürüyor. Buluntu nesneler, imgeler ve beyaz çarşaf üzerine işlenmiş kelimelerle eğlenceli, ironik ve çift anlamlarla dolu bir düzenleme gerçekleştiriyor sanatçı. Alptekin’in “Lovelace” neonlarını da bu sergide görebilirsiniz. Sergide ayrıca, Christodoulos Panayiotou bir bölgenin tarih katmanlarına ilişkin söz söyleyen ve görsellik üreten çalışmalarıyla, Mustafa Hulusi ise Doğu Londra sokaklarından görüntüleri galeri mekanına taşıdığı “Çiçek Tarlası” fotoğrafları ile karşımıza çıkıyor. “Öyle İken Böyle”, mekânın atmosferini de arkasına alan ve ondan fazlasıyla yararlanan, görülmesi gereken bir sergi. Bu serginin daha sonra galerinin ikinci katına yerleşeceğini ve Rodeo’nun resmi açılışının Ocak 2008’de yapılacağını da belirtelim. Rodeo, “Öyle İken Böyle” 9 Eylül – 28 Ekim 2007 Tütün Deposu, Lüleci Hendek Caddesi, No: 12 Tophane Tel : 0212 293 58 00 Fotoğraf sanatçısı Timurtaş Onan, 14. Uluslararası “Athens Month of Photography (Atina Fotoğraf Ayı)” kapsamında ‘Beyoğlu Geceleri’ çalışmasını sergilemeye hazırlanıyor. Onan’ın Türkiye’de hem sergilenen hem kitap olarak yayımlanan çalışması Beyoğlu Geceleri’nde gözlemlediklerini kendi yorumuyla izleyenlere aktarıyor. 3 Ekim’de Artower Clio Gallery’de açılacak sergi Ekim ayı sonuna kadar kalacak. Aynı zamanda Almanya’nın Nürnberg şehrinde 221 Ekim tarihleri arasında Nürnberg Belediyesi’nin katkılarıyla Antalya Nürnberg Kardeş Şehir Derneği’nin düzenlediği ‘Kaleiçi Satılık’ adlı sergi Klinikum Süd’de açılacak. Sanatçının Antalya’da yaşadığı 19992000 yılları arasında çektiği fotoğraflardan oluşan sergi, Kaleiçi’nin ne kadar değiştirildiğine ve hırpalandığına dikkat çekiyor. Zihni Sinir Proceler Kumpanyası Doğuş Power Center, İrfan Sayar’ın yarattığı Zihni Sinir’in 30. yaşını bir sergiyle kutluyor. “Porof. Zihni Sinir Proceler Kumpanyası” Porof. Zihni Sinir karakterinin tasarladığı yüzlerce proce, maket, karikatür ve ürün arasından büyük bir titizlikle seçilen 16 tasarımı bir araya getiriyor. Gelen ziyaretçileri şaşırtmayı, eğlendirmeyi, güldürmeyi ve yaratıcı düşünmeye teşvik etmeyi amaçlayan sergi ile Zihni Sinir’in 30 yılının bir özeti olma niteliğini taşıyan sergide tüm duvarlar Zihni Sinir’in “Taşıtlar ve Trafik sorunları” temasını işleyen dev boyutlardaki karikatürlerine ayrıldı. Dikiş makineli bisikletten çekyatlı park bankına; eğilmeden bağlanabilen ayakkabılardan yumurta tokuşturma makinesine kadar birbirinden yaratıcı tasarımların görülebileceği sergi 31 Aralık tarihine dek ziyaret edilebilecek. POSTMODERN VİTRAY Rodeo’nun giriş katı Ahmet Öğüt tarafından sokak ile galeri arasında bir hazırlık mekânı olarak düşünülmüş. Hem sokakhem değil, hem içerisihem de dışarısı gibi... Koku ve atmosfer olarak apartmanların kapalı otoparklarında dolaştığınız izlenimi yaratıyor. Öğüt’ün “Zemin Aşayişi” adını verdiği çalışma, iç mekânın zeminine dökülmüş asfalttan oluşuyor. Bir alanı kontrol altına alırken nefes alacak alanı da yok etmek zorunda kalan zihniyeti oldukça iyi hissettiriyor sanatçı. Bu iş sergiden sonra da aynı yerde kalacak... Galerinin atmosferini etkileyen ve ona katkı yapan bir diğer çalışma ise Eftihis Patsourakis’e ait. Yapının içindeki kimi pencerelere renkli postitler yapıştıran sanatçı postmodern bir vitray çalışması gerçekleştiriyor adeta. Vitrayın kullanıldığı mekâna kattığı uhrevi nitelikle aynı etkiyi yaratıyor postit’ler de. Ancak vitray gibi yüzyıllar dayanan bir malzeme ile güneş ışığına karşı koyamayan kâğıt parçacıkları müthiş bir ikilem yaratıyor. Serginin etkili çalışmalarından biri ise yapının tavan arasında. Bu yapıtın, yer aldığı mekânın sıradışı etkisini de arkasına aldığını söylemeliyiz. Bu videoda Haris Epaminonda, Mısır menşeeli popüler bir diziden alıntıladığı portre görüntüleri ağır çekimde, müzik eşliğinde sunuyor. Tavanarasına çağıran, geçmişe dair bir buluntuyla karşılaştığınız izlenimi veren bir iş bu. Gülsün Plastic Tree Volume II Dirimart, ‘Plastic Tree Volume II’ sergisi ile dört sanatçıyı bir araya getiriyor. Sanatsal üretimde farklı malzemelerin kullanımını konu alan serginin ikincisinde Drimart Doğan Doğan, Esra Okyay Ahmet Oran ve Barış Sarıbaş’ın eserlerine ev sahipliği yapıyor. 20072008 sezonunun ikinci büyük sergisi olan Plastik Tree Volume II, 27 Ekim tarihine dek sürecek. (Tel: 0 212 291 34 34) Sanat tarihçisi GeorgChristof Bertsch, Avrupalıların İstanbul’u hiç tanımadığını söylüyor Bu şehir sürekli bir oluşum halinde İstanbul, 2010 için İstanbul’un Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasındaki en önemli Avrupa’nın konferans ve toplantı merkezlerinden biri olması gerekir. Türkiye kültür başkenti ilan edildi. Bu nedenle olmalı, ile İstanbul şehir yönetiminin, gerek yatırımcılar gerekse Avrupalıbu dünya kentinin geçmişine ve Asyalı politikacılarla, İstanbul’un toplantılar, konferanslar, sportif güncel konumuna yönelik karşılaşmalar ve konserler için bir küresel düğüm noktası haline uluslararası ilgide sürekli bir getirmek üzere anlaşmasında yarar vardır. Bence, bugün, artış gözleniyor. Nitekim, İstanbul’un yapabileceği en akıllıca yatırımlar, konferans ve çalışmalarını başta Frankfurt toplantı altyapısına olmak üzere dünyanın çeşitli yönelik yoğun yatırımlar bölgelerindeki üniversitelerde olurdu. Ayrıca, spor hazırladığı seminerlerle ve karşılaşmaları düzenlediği sergilerle sürdüren yazar, küratör, sanat tarihçisi ve düzenlemek için ilgi ve tasarımcı GeorgChristof çaba gösterilmesini de Bertsch’e göre, İstanbul, önermek isterim. Avrupa’nın kültürel yaşamında ve tarihinde eşsiz bir yere sahip; ancak bunun ne İstanbullular ne de Avrupalılar farkında. Dolayısıyla bu varsıllığın gereklerini yerine getiren pek bulunmuyor. Olanaklar da değerlendirilemiyor. Belki daha geriden başlamak gerekiyor, çünkü aslında her şey çok eskilere dayanıyor. GeorgChristof Bertsch, bazı şehirlerin tarih içindeki farklı dönemlerde farklı rollere sahip olduğu görüşünde: “Kimi ülke ve etnik gruplar, kültürler, siyasetler de var olabiliyor. Şehrin şehirlerin özellikle öne çıktığı dönemler var. Ama aynı ülke ve doğallığı içinde hatta bunların olması da gerekiyor.” şehirlerin dünyanın kaderi üzerinde önemli bir etkiye sahip olamadıkları dönemler de var.” Alman akademisyenin iki STANBUL’UN GÜCÜ BÜYÜK örneği Cenova ve Augsburg. Ortaçağın bu iki dev metropolü, Bertsch’e göre İstanbul’un bütünsel bir gücü var ve bu güç bugün sıradan birer taşra şehri konumunda. Yani şehirlerin ve sanıldığından çok daha büyük. Sorun, uygarlığa katkıda ülkelerin tarih içinde “yıldızlarının parladığı zamanlar” var ve bulunma yeteneğinde değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun 20’nci bu yıldızlar daha sonra sönebiliyorlar. yüzyıl başında büyük toprak kaybetmesiyle gelen özgüven Fakat, disiplinler arası çalışmalarıyla dikkat çeken tasarımcı zayıflığında aranmalıdır. İTÜ’nün Alman konuk profesörü, Bertsch, İstanbul’un bu kaderini sineye çekmek İstanbul’un rolünü sorgularken açık yürekli davranıyor: istemeyenlerden: “Özellikle Sovyetler Birliği’nin bitiminden sonra Karadeniz’e “Şöyle düşünülebilir: Boğaziçi’ndeki bu şehir, vaktiyle tamamen açılmış olan bugünün İstanbul’una nasıl bir rol Konstantinopel, Bizans, İstanbul adlarıyla bilinen bir dünya düşüyor, diye sorulabilir. Kahire’nin yanı sıra İstanbul tüm şehriydi. Ancak 20’inci yüzyılın akışı içinde bunu hiç sürdüremedi. Gerçi adı hâlâ İstanbul, ama şehir o eski İstanbul bölgenin en büyük şehri. Tam anlamıyla Doğu ve Batı’nın bağlantı yerinde duruyor ve bir Avrupa şehri. Peki, İstanbul, değil artık. Bunun belli bir süre böyle göründüğü inkar Boğaziçi’nin iki kıyısında uzanmasına rağmen, nasıl Avrupa edilemez. Ama örneğin 20’nci yüzyılın 80’li yıllarında, birine İstanbul’u sorsalar, onun aklına ‘büyük bir Türk şehri’ dışında bir şey gelmezdi.” OSMAN ÇUTSAY ‘’ İ S ahne tozu İki Efendinin Uşağı Kocaeli Şehir Tiyatroları İki Efendinin Uşağı adlı oyunla perdelerini açıyor. Carlo Goldoni’nin İtalyan ve Dünya tiyatrosuna kazandırdığı en ünlü klasik eserlerinden biri olan “İki Efendinin Uşağı, İtalyan Halk Tiyatrosu Commedia dell’arte’nin son dönemdeki en önemli oyunlarından biri olarak kabul ediliyor. Oyunda Commedia dell Arte’nin sağladığı malzemeden yaralanarak, sahneye Venedik’in değişik toplum katmanlarından tipler getiriyor ve bu tipleri, Venedik’te gelişmekte olan ticaret burjuvazisinin bireyleriyle özleştiriyor. Levent Suner’in yönettiği oyunda Aydın Sigalı, Esra Ronabar, Tarık Keskiner, Erdem Irmak, Esra Bezen Bilgin, Nuri Karadeniz rol alıyor. Oyun 18, 19, 20 Ekim tarihlerinde Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. (Tel: 0 262 311 59 00) Kuzey Işığı Belçikalı yazar Paul Pourveur’un kuantum fiziğini temel alarak yazdığı Kuzey Işığı adlı oyun Tiyatro Rast tarafından sahneye uyarlandı. Yazarın, Türkiye’de sahnelenen ilk oyunu olan Kuzey Işığı, oyunun yönetmenliğini de üstlenen Şaban Ol tarafından Türkçe’ye çevrildi. Bir otel lobisinde 1927 yılının 28 Ekim’ini 29 Ekim’e bağlayan gece yarısı başlayan oyunda bir bilim adamı, bir otel müşterisi ve resepsiyon görevlisi sabahın ilk ışıklarına dek dünyaya, insanın geçmişine ve geleceğine dair sorularına yanıt bulmaya çalışıyor. Köksal Engür, Bülent Emin Yarar ve Erdem Akakçe’nin rol aldığı oyun, 17, 18, 19 ve 20 Ekim tarihlerinde Fransız Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. KÜLTÜR ALANLARI GENİŞLEDİ Bertsch, temelde bir şeylerin değişmiş olduğunu düşünüyor. İslami kültür alanlarının genişlemesinden kaynaklanan değişimler bunlar: “İstanbul, İslami kültür bölgelerinin güçlenmesi ve özellikle de İslam ülkelerindeki yoğun nüfus artışı karşısında, büyük bir farkla Avrupa’nın en önemli yeri ve düğüm noktası oldu. Neden? Bir kere, bu, marjinal bir Müslüman nüfusa sahip şehirlerden değil, temelde Müslüman bir şehir. Bu şehirde tüm şehri olabiliyor? Çünkü İstanbul, kimliği, bizzat kendi algı ufku tarafından damgalanmış bir şehir. Bu ufuk, Akdeniz bölgesini aşmaktadır ve ortalamanın üzerinde bir algı ufkudur. Şu anda İstanbul’u en genç dünya şehri olarak görme şansı mevcut. En canlı ve en enerjik dünya şehri. Bununla anlatılmak istenen, hem bir ekonomik alan vizyonu hem de zengin gece ve müzik yaşamındaki dalgalanmalardır. Merak, ekonomik yönelim, yurttaşlık hukukuna gösterilen büyük ilgi ve demokratik sivil toplumu anlamında, İstanbul, Avrupalıdır. Ancak tüketimcilik sadece bir yüzüdür bu işi. Sadece farklılaşmış bir toplumun oluşmasına katkıda bulunur.” Bertsch, İstanbul’u sürekli bir oluşum halinde bulunduğuna inanıyor. Berlin için yapılan “Bu şehir hiç tamamlanmıyor, sürekli bir oluş içinde” saptamasının, aslında İstanbul için çok daha büyük ölçüde doğru olduğu görüşünde: “Kimse kendini aldatmamalı. İstanbul, Avrupa için önemlidir ve günden güne daha da önem kazanıyor. Türkiye, genelde, bir köprü ülke olarak, Ortadoğu’daki nazik çıkarlar arasında aracılık yapmayı beceriyor. Bu müthiş bir hizmet. İstanbul, işte böyle aracılık yapan, tartan bir tür siyaset için model, emsal ve vizyon olarak hizmette bulunabilir. Fakat sonuçta İstanbul, benim için, bir oluş halinin kavramlaşmasıdır. Bu vizyon, bir gelecek modeli. Tabii bütün çelişki ve anlaşılmaz yanlarıyla... İstanbul, genç, hızlı, büyük ve devasa. Eğer bu tempoyu korumayı başarırsa, çok geniş bir alandaki en önemli şehir olması mümkün. Çünkü İstanbul’da çelişki yaşıyor, karmaşıklık yaşıyor, düzensizlik ve dolayısıyla yaratıcılık, yeni, beklenmedik ve şaşırtıcı olan yaşıyor.” Leyla İle Mecnun İskender Pala’nın yazdığı, müziklerini Yalçın Tura’nın bestelediği, Ali Taygun’un yönettiği Leyla ile Mecnun şehir tiyatroları tarafından bu sezon da sahneye koyuluyor. Fuzuli’nin herkes tarafından bilinen eserine farklı bir yorum getiren oyunda Leyla ile Mecnun’un aşkını savunanlarla, aşklarına engel olanların çatışmasını konu alıyor. Leyla ile Mecnun müzikali, bugün ve yarın Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle