Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 02 10/10/07 16:32 Page 1 CUMARTESİ EKİ 2 CMYK 2 13 EKİM 2007 CUMARTESİ Onun işi kültür turizmi zerinden bunca yıl Montreal ofislerinin olduğunu Funda Özkan, İngiltere’de faaliyet geçti ama öğreniyoruz. gösteren First Club Holiday adlı Londra’da hala söz İş ya da tatil amacıyla ediliyor Türkler gelenler için organizasyon şirketiyle önemli başarılara imza attı. ağırlıklı servis veriyor First sergisinden. Türklerin Club Holiday ama şimdi bilet Volga nehrinde turdan, Kraliyet serüveninin sanat satışına da başlıyor artık. Filarmoni Orkestrası’nı Efes’e yoluyla anlatıldığı bu muhteşem sergi, “Yurtdışındaki ofislerimizin açıldığı dönemlerde İngiltere’deki en varlığı nedeniyle zorunlu götürmeye kadar kültür önemli sanat etkinliklerinden biri olarak bilet de satma organizasyonlarını da, büyük şirketlerin kararı aldık” diyen kabul edilmişti. İlkel yine de ağırlıklı yurtdışındaki toplantılarını da titizlikle Özkan MUSTAFA K. kullanım olarak organizasyon araçlarından, amaçlı servis vermeye gerçekleştirdi. ERDEMOL binlerce yıllık devam edeceklerini bir kilim belirtiyor. parçasına, altından yapılmış şamdanlara, denizcilerin bakarak “İngiltere’ye iş amaçlı gelen bir işadamı, iş yolunu buldukları haritalara kadar ne varsa, Türklerin yaşadığı ya toplantılarını tıpkı Türkiye’deki gibi yapmak da bir zamanlar hüküm sürdükleri yerlerden getirilmiş, Londra’da isteyebilir. Bunun için yanında Türkiye’deki ekibinin birbirinden güzel sergi salonlarında meraklılara sunulmuştu. olması gerekmiyor, çünkü her şeyi biz ayarlıyor, Binlerce ziyaretçi çekmiş bir sergiydi Türkler sergisi. Türkiye’deki programının aynısını yapıyoruz. Madame Tussaud’s’daki balmumundan yapılmış Atatürk Örneğin Koç Holding’in tarihinde ilk kez heykelinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna hiç benzemediği yurtdışında yaptığı bir toplantısını biz organize yakınmalarına kayıtsız kalamayan Koç Holding’in, önde gelen ettik. Türkiye’deki bir çok seyahat acentasının heykeltraşlara yaptırdığı, benzediği konusunda da şüphe İngiltere temsilciliğini de yapıyoruz.” bulunmayan yeni Atatürk heykelinin Madame Tussaud’s’daki yerine konulması töreni de başlı başına bir organizasyon başarısıydı. Sadece bu iki önemli örnek hatırlatılarak Funda Özkan’dan söz etmeye başlanabilir. Türkler sergisinin sponsorlarından Aygaz’ın sergiyle ilgili organizasyonunu da, Madam Tussaud’s’daki Atatürk heykelinin konulması törenini de düzenleyen Özkan’ın sahibi olduğu First Club Holiday. Uzun sürmüş bir THY deneyimine, bir dışsatım firmasının 7 yıl İngiltere temsilciliği, 5 yıl da Türkiye’de Koç Holding’in savunma sanayiine hizmet veren tek First Club Holiday’ın Moskova ofisi ile St Petersburg kuruluşu Otokar’da yöneticilik de eklenirse, Özkan’ın, temsilciliği İngiltere’deki servisin aynısını sunuyor. Volga sektördekilerin haberdar olduğu başarısının sırrı da nehri üzerinde Moskova St. Petersburg arası nehir gezisi de anlaşılabilir. Merhaba Geçtiğimiz hafta bir gün içinde beş arkadaşım ‘facebook’ da niye yoksun’ diye sordu. ‘Gelsene çok eğlenceli… Çocukluk arkadaşlarını bile buluyorsun’ dediler. İyi de neden? Neden onları bulmak isteyeyim ki, ya da onların beni bulmasını. Belki bulunmak istemiyorum. Gözetlenmek, izlenmek istemiyorum. Bir haftadır hemen her gazetede facebook ile ilgili yazıları okumuşsunuzdur; Üye sayısı Türkiye’de 300 bine ulaştı, kimin daha çok arkadaşı var, ünlülerin en özel fotoğrafları, vs... Bunun tam adı çılgınlık… Biz de artık bir ‘facebook’ yazısı yazalım dedik. Alper Turgut kendisinin de kapıldığı ‘alem’i yazarken, ben de ‘bir göreyim şu siteyi’ dedim. Arkadaş kontenjanından şöyle bir göz attım. Neler yok ki; insanın aklına bile gelmeyecek gruplar oluşturulmuş. Aralarında, Cumhuriyet ekolünden gelen gazeteciler, Gazeteci olmanın dayanılmaz hafifliği, Sosyal görünme uğruna önüne geleni listesine ekleyenlere kıl olanlar grubu, Küçükken libido kazanına düşenler, Ebemi de bulacam facebook da Allahın izniyle, Anti Kenan Evren, Anti Melih Gökçek, Gırgır ve Fırt ile büyüyenler, Futbol basit bir oyun değildir, TRT 2’deki Ressam Bob Ross, Korkarım bu dünyadan hiçbirimiz sağ çıkamayacağız, Bülent Ersoy’dan korkanlar, Kemancı çocukları bile var. Sanal davetler, sanal ikramlar ve tabii oyunlar... Yalnızlaşmaya karşı bir duruş mu? Sadece bir ‘moda’ mı? Yoksa insanları sanal yaşamla yalnızlaştıran bir olgu mu? Eminim, herkesin yanıtı farklı olacaktır. Anımsarsınız, ilk chat odaları çıktığında da büyük bir çılgınlık yaşanmıştı. Sonra Msn bombası geldi, youtube ise neredeyse televizyon haberciliğinin kurtarıcısı oldu... Teknolojinin ya da internetin diyelim son bombası olan facebook, bakalım ne zamana kadar liderliğini ve gündemdeki yerini koruyacak. Daha neler okuyup, dinleyeceğiz... İyi hafta sonları... Ü VOLGA NEHRİ’NDE GEZİ İNGİLTERE’DE TUR First Club Holiday’ın organizasyonu. Şimdi yeni “destination”lar olarak aralarında Gana’nın da Ş ADAMLARINA TAM DESTEK bulunduğu bir çok ülkeyi belirlediklerini söyleyen Funda Funda Özkan, altından kalkılması hiç de kolay Özkan’ın, Londra’lı geziseverlere de bir müjdesi var. Her Pazar olmayan bu organizasyonları sahibi olduğu First günü kesin kalkışlı tur programı sunacaklar dileyenlere. Londra’nın Club Holiday’in bugün saygın bir ad yapmış turistik yerlerine, Bath’a, Salisbury’ye, Winchester’a, Brighton’a, olmasının nedeni sayıyor. First Club Holiday, daha iki Disneyland’a (Fransa) gezi ve alışveriş amaçlı turlar ay önce, İzmir Festivali için davet edilen dünyaca ünlü gerçekleştirilecek. Kraliyet Filarmoni Orkestrası’nı 120 sanatçısıyla Yurtdışında faaliyet gösteren en başarılı turizm firmalarından biri birlikte Efes’e götürdü. Özkan, bu nedenle “Sadece bir olan First Club Holiday, bir süre önce, Londra ile Paris, Brüksel ve seyahat acentası değiliz. Yedi yıldır faaliyette olan Lille arasındaki mesafeyi kısaltan hızlandırılmış tren Euorstar’ın şirketimiz büyük organizasyonlara imza atmasından da İngiltere’de çalıştığı tek Türk turizm şirketi. ötürü diğer acentalarla aynı kulvarda değil. Bir çok acenta, Londra’dayken aklınıza adı geçen bu kentlere gitmek tabii ki takdir edilecek bir iş olarak, Türkiye ya da Kıbrıs’dan geldiğinde başvuracağınız tek adres olduğunu buraya ya da adı geçen ülkelere yolcu getiriyorlar. Biz ise bu iki unutmayın. ülkenin dışında başka ülkelerden İngiltere’ye yolcu taşıyoruz. İ Rusya, Kanada, Fransa üzerinde yoğunlaştık” diyor. First Club Holiday’in Rusya’da Moskova ve St Petersburg’da, Kanada’da da Sert kiraz Kör müsün sen? Benim o. Kese kağıdının katlanmış ucunu araladım, elime çarpan taneler belki kiraz belki vişneydi. Körüm ben, sanırım yanlış paketi aldım dedim. Kısa bir tereddüt ardından ; Affedersin, üzgünüm, sende kalsın dedin. Küstah sesin bir engele çarptı, titredi ve söndü. Hızla açılan kapının devinimiyle ıslak yaprak kokusu doldu içerisi. Sanırım bu paket sizin olacak dedi kasadaki adam Peki kirazları da alacak mısınız? Kirazmış onlar… ??? Onlarcasından, yüzlercesinden biriydi. Her gün sokakta, parkta, otobüste yaşadığım yüzlercesinden biri. Alıştığım. Ama alışmayı istemediğim. Bir kör değilmiş gibi görünmek istediğim zamanlarda elimde ne beyaz bir çubuk ne de gözümde kara bir gözlük olmazdı. O zamanlar gözü gören birinin çarpmasıyla sendeler bir arabanın ısrarlı kornasıyla tekrar kör olduğumu hatırlardım. O dalda duran yaprak kokusu tekrar çarptı yüzüme. Beni mi beklemiştin dışarıda; içinde kalan körlüğüm müydü? Çok utanıyorum, affet ne olur dedin. Affetmenin kırık, körlüğün yok olmuş rengi birleşti köşe başında. Önemi yok, dedim. Beraber yürüsek… Kör olmasaydım benimle yürümezdin. Yükü düşmüş omuzların ve serçe adımlarınla yürüdün. Bir köprü uzuyor yer altındaki bir nehre, bir kanat daha düşüyordu suya. Dalda bir nar oluyordu, Afrika’da iki gece. ??? Her park her ikindi yaşadığım kum çocukluğum o gün suyla buluştu. Kumdan bir yıldız kaydı geceye. Ne dilim vardı ne dileğim. Bir koku, bin kokuya karıştı. Bir de sana. Sarı kokusuyla sarıydı, mor kendiyle mor. Sen yaklaştıkça endişe verdiğin için; tenin esmer olduğu için güzeldin. Gölgesi yere düşen saçların vardı mısralarda. Güneşi görmedim ben. Ama yağmura dokundum.Yağmura daha mı çok benzerdin? ??? Ne güzel gözlerin var. Hiç mi görmedin sen? Martılar ve sarmaşıklar dolandı göz kapaklarıma. Yüzümü dedim, yüzümü bile görmedim ben. Avucumdan sert kirazların suyu aktı. ??? Git artık. Güneş batar birazdan. Bu yedinci ikindiydi. Sen güneş batmadan az önce giderdin, ben kalırdım. Karanlıktan korkamam ki ben! Dur da nerede durursan dur da diyemezdim. Gece başlar, gece devam ederdi ama bir akşam gider belki bir ikindi gelmezdin geri. ??? Gemisiz denizlerin kıyıları, senin göstermesen de yanık bir, yüzün vardı. Uzayan ikindilerin sonunda güneşin battığı sazlarda bir kadın bir erkek dururdu. Gemiler dolarken uzak limanlara, hayallerim kırabileceğin camdandı. Kansam da beni uyandıran sesi çayın, demine kadardı sarılmışlığımın. Bardağa dökülen sesi, şelalesi gibiydi gidişinin. Hatırlar mısın, kitaplarının arasına koyduğum çiçekler hangi renkti? ??? Gitsen de uzardı geceler kalsan da. Aklıma çektiğin perdeler gözlerimden kara mıydı ? Ölen serçelerdi adımlarında. Uzayan ikindilerin sonunda güneşin battığı sazlarda bir kadın bir erkek ölürdü. Gemiler boşalırken uzak limanlara, hayallerimi kırdın ya; camdandı . Gül sensen de gül değilsen de; kirazların gül hatırı vardı. g.d.ozdemir@hotmail.com GÜLÇİN AKDAL ÖZDEMİR Kervansaray’dan butik otele Anadolu toprakları “Geçmişine değer vermeyen restorasyonuyla bire bir ilgilenmiş, binlerce yıldır pek çok Gaziantep’i geliştirmek için çok emek geleceğine de değer veremez” harcamış ve şimdi de çalışmalarımızda medeniyete ev sahipliği yapmış. Pek düşüncesiyle yola çıkan genç bize yardımcı oluyor. Zaten böyle bir çok kültüre, dine proje ancak iyi bir ekip işiyle olabilir, iş adamı Tahir Tekin Öztan, kısacası tarihin önemli kalkınabilmek için herkes birbirine bir kısmına şahitlik destek olmalıdır.” Gaziantep’te yıkılmaya yüz etmiş olan bu Türk yemeklerinin özünü koruyan tutmuş hanları dünyaya toprakların tarihi mutfak anlayışınız bu projede de yapıları ne yazık ki çürümeye terk ediliyor. devam edecek mi? tanıtmak için bir proje Son yıllarda bu durumu düzeltmek isteyen “Osmanlı mutfağı giderek yozlaşıyor. yürütüyor. projeler, duyarlı insanlar tarafından hayata Gaziantep yemeklerinde tariflerin özünü geçiriliyor. Bunlardan biri de genç işadamı korumak yapacağımız en büyük hizmet Tahir Tekin Öztan. “Tarihini bilmeyen millet yok olmaya olur. Bu yemekler bizim için birer değerdir. Yeni malzemeler mahkumdur” sözünü unutmayan Öztan, kendi memleketi ekleyerek değişiklik yapılan yemeklere yeni isimler bulunmalıdır Gaziantep’te kaybolmaya yüz tutmuş tarihi hanları tüm dünyaya ama günümüze kadar gelen öz yemeklerimizi bozmamalıyız. Bir tanıtmak için harekete geçti. Öztan, Yemişhan ve Şirehan’ı otel ve kültürü oluşturan bu mutfağı korumak için gerçek bir eğitim restoran olarak yeniden düzenliyor. verilmesi gerektiğine inanıyorum. “Geçmişine değer vermeyen Gaziantep Üniversitesi Rektörü geleceğine de değer veremez” Prof. Dr. Erhan Ekinci’yle bu düşüncesiyle yola çıkan Tahir konu hakkında beraber bir çalışma yapacağız. Gaziantep Tekin Öztan’la projenin amacı ve Üniversitesi’nde yöresel Gaziantep’e kazandıracakları yemekleri korumaya yönelik hakkında konuştuk. derslerin olduğu bir program Böyle büyük bir yatırımı geliştirilecek. Tarihi eserler nasıl Gaziantep’te yapmanızın sebebi aslına uygun korunuyorsa, bize nedir? özgü yemekler de aynı şekilde “Şirehan Projesi’nde öncelikli korunmalıdır. Avrupalının amacımız maddi kazanç sağlamak makarnasına özeneceğimize değil. Bu projede duygusal kendi kültürümüzdeki yemeklere davranıyorum; doğduğum, sahip çıkmalı, asıllarını yetiştiğim, çocukluğumun geçtiği bozmadan onları gelecek şehre sahip çıkmak istiyorum. nesillere aktarabilmeliyiz.” Herkes benim gibi düşünüp en Geçmişte bir çok azından kendi memleketine sahip medeniyete ev sahipliği yapan çıkar, gereken yatırımı yaparsa Şirehan ve Yemişhan’ı Türkiye eşit şekilde kalkınır. Bu yenileme çalışmalarına nasıl bir şehirlerde yapacağımız yatırımlar yön vermeyi düşünüyorsunuz? Burada konuklarınızı nasıl sayesinde büyük şehirlere göçler engellenebilir, yöre halkına kendi ağırlayacaksınız? memleketinde yeni çalışma sahaları açılır. Örneğin bizim “Şirehan, Gaziantep için büyük önem taşıyor, burada projemizde 250 kişiye yeni iş imkanı sağlanacak. Bundan sonrada Gazianteplilerin anıları, kültürleri var. Şirehan’ın restorasyonunda Gaziantep’e yatırımlarım devam edecek. Kültürümüze ve bu büyük alanı her açıdan kullanacağız. Hanı 80100 odalı bir kimliğimize sahip çıkmalıyız. Umarım ben bu yatırımımla diğer iş butik otele dönüştüreceğiz. Otelin altında yemenicik, adamlarına da örnek olurum.” kutlukumacılık, bakırcılık, sedefçilik gibi bugüne kadar gizli kalmış Bu proje Gaziantep’e turizm açısından neler kazandıracak? zanaatların yer alacağı 30 dükkan açılacak. Güneydoğu’ya ve “Kültürel açıdan çok zengin bir tarihe sahip, Mezopotamya ve çevresine gelen herkese Şirehan’da yüzyıllar öncesinde Anadolu medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Gaziantep’in kalitesi yaşadıklarını hissettirecek büyülü bir ortam yaratmayı yükseltilmeli, turizm alanında geniş bir vizyon kazandırılmalı ve düşünüyorum. Osmanlı tarzını bilen, yöreye aşık, Osmanlı sahip olduğu tarihi güzellikler öncelikle Türkiye ile sonra da tüm dokusunu en güzel dünyayla şekilde paylaşılmalıdır. yansıtabilecek Tarihin bize miras mimarlarla bıraktığı bu yerleri çalışacağız. çürümeye terk etmek Şirehan’ın geniş yerine, en güzel avlusunda Osmanlı şekilde düzenleyip sarayının lüksünü turizmi bu yörelere yaşatacağız. de çekmek AyrıcaYemişhan’ı gerekiyor. Gaziantep Sahan restoranı Büyükşehir Belediye olarak restore Başkanı Asım Şirehan, Gaziantep ve Güneydoğu’nun en büyük ediyoruz ve Güzelbey, bu kervansarayıdır. 1885 yılında Halep valisi Cemil Paşa’nın emriyle inşaa yemeklerimizi bu konuda çok duyarlı. edilmiştir. Gaziantep halkının dayanışmasıyla meydana gelen bu han tarihi mekanda Gaziantep’teki diğer Osmanlı döneminin en güzel ve sağlam eserlerinden biridir. sunacağız.” tarihi binaların NİL YÖRÜKER AHMET YAZICI İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: İpek Aksoy Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ Şirehan: hafta?cumhuriyet.com.tr