Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 12 3/1/07 16:56 Page 1 CUMARTESİ EKİ 12 CMYK Etiketin yarısı zamanı Ocak ayının ilk haftasından Şubat ayının sonuna kadar ünlü üçlümüz; bir Alman, bir Amerikalı ve (tabii) bir de Türk buluşup ne yaparlar? Yok barda oturmazlar, uçağa binmezler...trene sinem@sinemertekin.com de...Alışverişe giderler! Hadi misafirperverlikten oldukça uzak bir yapıya sahip olan Amerikalı ve Almanların (anneleri gelse buyrun kimi aramıştınız derler) her indirim sezonunda evde (ambalajlı) misafir yatağı varken yeni bir tane almasını kişi başına düşen GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla)’ lerine yoralım da üç yanlış bir doğruyu götürdüğü için GSMH puanı ile hiçbir yere giremeyen biz Türklere ne diyelim? Misafirperverlik konusunu açmayacağım. Dünyanın neresine gidersek gidelim (bıyıktan sonra) Türk insanının bir kilometre uzaktan tanınmasına yarayan özelliğimizi anlatmama gerek yok. Sanırım ÇekYat’ın patentinin bir Türk’e ait olduğunu söylemem yeterli. Sonra maddi mallara gösterilen rağbetle kültür ve kültür tüketimine olan talebin ters orantısını yazıp alttan “Olay bitmiştir görüşmeyelim, bu konulara girmeyelim” müziğini verip grotesk örnekler de vermeyeceğim. Efendim bu haftaki konumuzu, daha önce de anons ettiğim gibi “indirimden alınacaklar” diye belirledik. Amma ve lakin önce ülkemiz sınırları içerisindeki “365 gün indirim” çılgınlığını ticaret odası başkanlığı titizliğiyle incelememiz lazım. İnceleyelim ki fıkradaki Alman ve Amerikalının sırf indirimde diye yaptıkları (şuursuz) alışverişin neden bir kaç gün sürdüğünü bizim Türkün neden hala alışverişte olduğunu çözelim. Not: Bu sefer kağı kalemlerinizi değil hesap makinelerinizi hazırlayın. Çünkü vitrinlerde yazan “etiketin yarısı + %30 + 6 taksit” gibi matematik formüllerinin ne anlama geldiğini anlatacağım. SİNEM ERTEKİN Kadınlar ? ? Her zaman söylediğim gibi sade siyah bir elbise. Mini olmasın. Diz ya da diz altı olsun. Dantelli, taş işlemeli de olmasın. Sade olsun...Neymiş? Sade. İyi kesimli siyah pantolon. Mümkün olduğu kadar kaliteli kumaştan olmasına dikkat edin. Kumaşı polyester, naylon olmasın. Paçaları ispanyol, daracık, bel kısmı bol, pileli olmasın. Bunca haftadır yazıyorum kalıp gibi siyah bir pantolon aldıramadım hala.. Siyah çizme. Yuvarlak burunlu, düz olsun. Tabanı lastik, kauçuk olmasın kösele olsun sibuple. Nedense abiye elbise ve gece çantası almak düğün dernek zamanı (son dakika) akla gelir. Alın indirimden istediğiniz tarz bir gece elbisesi, yazın beni anın. Siyah ve kahverengi deri çanta. Büyük olursa sevinirim. Önümüzdeki sezon “büyük çantalara devam” dedi üstadlar. Ona saldır buna saldır aklınız yerinizde olmayacağı için iç giyim almak da aklınıza gelmeyecek. En kalitesinden iki sütyen almanızı tavsiye ederim. Not: Nedense iç EREDE O ESKİ İNDİRİMLER? giyim alışkanlığınız yok. Öğreteceğiz! Eğer hala almadıysanız camel rengi veya Eskiden indirimin de bir adabı vardı. İndirim aylarının siyah bir palto. Palto aldım sağol dersiniz. hangileri olduğu saatli maarif takvimde bile yazar hem tüketici hem de tükettirici bu aylara riayet eder Pufuduk, kaz tüyü montlardan alın derim. mutlu mesut yaşardık. Sonra “İndirim (Benim de hep içimde kalmıştır. Alıcam bir tane. Ormana yürüyüşe gidelim derler herkeste tabelası”nın mahremiyeti vardı. Pek kaz tüyü bende neyse soylemeyeyim. İtibarım gözükmezdi ortalıklarda. Özlerdik, saygı sarsılmasın gözünüzde.) duyardık ortaya çıkınca. Peki ya şimdi? Yeni bir mağaza mı açılacak vitrin Babet ayakkabılar. Favorim favorim. camından önce “indirim” yazısı asanlar Modası hiç mı istersiniz. İndirim yapmadığı halde geçmez. Yatağa indirim tabelasını indirmeyenler mi bile babet istersiniz. 10 yıldır tasfiye nedeni ile ayakkabılarla indirimde olanlar mı istersiniz.. girebilirim. Anlayacağınız Balkan’lardan alçak Koyu basınç ve yağışlı hava ile gelen bu işi laciver de beceremedik. İndirim t jean pantolon. dönemleriyle ilgili Öyle skinny (daracık) (Yunanistan, Fransa, olmasin. Bol da İspanya’da olduğu gibi) olmasın. Dümdüz boru yasal düzenleme gibi inen koyu lacivert jean yapılmadığı sürece pantolon. Yarı likralı güveni sarsılan biz bulursanız ne ala! ? Bol bol beyaz ve mavi gömlek depolayın derim. Benim için bir erkek 365 gün 6 saat beyaz (ne yapacağımızı gömlek giyebilir. Beyaz tişört de.... Uyarı: Sakın tayt şaşırdık artık, ? The Fly filmini hatırlar mısınız? Başrol oyuncusu Jeff Goldblum’un gardırobunu? Onun gibi bir alayım demeyin! yöneticimiz gardıroba sahip olabilirsiniz. Tek tip. Yani her gün aynı giyineceksiniz. Ama temiz! Siz de çizgili Varolanları da törenle yakın. uyuyor mu gömlek, çizgili tişört almak yerine bol bol siyah ceket, siyah tişört alabilirsiniz. 2007 ilkbaharizocammm) ? Sloganlı, baskılı tişörtlerin de modası hiç geçmeyecek. İndirimden alabilirsiniz. Atılgan’ın yaz sezonunun birinci subayı Mister Spock’lı olanlar favorim! (Star Trek Uzay Yolu dizisinin yönetmeninin tüke(ndik)ticileri renkleri; açık gri, krem, de Mister Spock olduğunu biliyor muydunuz?) çarşıya pazara beyaz ve ten. Renkli ? Koyu mavi jean pantolon. Yıkamalı, eskitmeli çamaşır suyu dökülmüş gibi zor beklerler. şeyler almayalım. olmayanlarından lütfen. Hadi şimdi yeşil Kaleydoskop gibi ? Üzerinize oturan nefti yeşil veya siyah düz kadife ceket. dev Hulk olmadan dolaşmayalım. Tek düğmeli ya da iki düğmeli olanlarından. Not: Düz kadife ceket giyen yazayım indirimden (Kaleydeskop çok erkeklerin hayranıyız. alınacaklar listenizi. severim. Ama eski ? Siyah dik yakalı kazak. Beyaz gömlek gibi siyah dik yakalı kazağı tip olanlarını. Bir Yazayım ki annem gibi da üzerinizden çıkartmayabilirsiniz. ? Bej, haki triko kazaklar, hırkalar. yerlerde çok ucuz diye içki ? Baklava desenli çoraplar. Siyah alırsınız nasıl olsa. satılıyorsa şişelerinin üzerine giydirilen ? Nedense şık bir şemsiyeniz yoktur. Ya da şemsiyeniz yoktur. haber elbiselerden almayın! İndirimden sağlam bir tane alalım lütfen. verin. (İster inanın ister inanmayın Ankaralı Gezginler fotoğraflarını sergiledi H emen her meslekten üyeye sahip, yurt içinde ve yurt dışında birçok yeri gezmiş deneyimli gezginlerle, gezmeye ilgi duyan gençlerin oluşturduğu bir elektronik posta grubu olan Ankaralı Gezginler sadece gezileri ile değil sosyal çalışmaları ile de dikkat çekiyor. Ankaralı Gezginler 2126 Aralık tarihleri arasında Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde bir fotoğraf sergisi açtılar.“Gezgin Gözüyle” 2006 Ankaralı Gezginler 1. Fotoğraf Sergisi gerek açılışta gerekse sergi boyunca çok sayıda Ankaralı tarafından gezildi ve sergilenen 54 grup üyesine ait 126 fotoğrafın 99’u satılarak geliri Lösemili Çocuklar Vakfı LÖSEV’e bağışlandı. Ankaralı Gezginler’in başka sosyal çalışmaları da bulunuyor. Geçtiğimiz Kasım ayında kardeş grupları Ankaralı Doğa Gezginleri ile Ankara İncek’te bir park alanının ağaçlandırdılar. Bundan sonraki projeleri ise Ankara’nın ilçelerinden birinde kütüphanesi olmayan bir okula “Ankaralı Gezginler Kütüphanesi” oluşturmak. Ayrıca grup yöneticileri, bu etkinlikleri her yıl tekrar ederek gelenekselleştirmeyi de planlıyorlar. ? ? ? ? N ? ? ? ? Erkekler ? ? viski şişesinin üzerine kimono giydirilmiş, şarap şişesinin üzerinde de simokin var.) ? Trençkot da aldınız mı bir kaç yıl böyle devam edersiniz. Esas amaçlarının “Gezginler arasında bir iletişim platformu oluşturmak” olduğunu belirten grubun kurucusu Timur Özkan üye sayılarının bugün için 240 olduğunu söylüyor. Ankaralı Gezginlerin; Avustralya’dan Amerika’ya, Rusya’dan Afrika’ya kadar birçok ülkede üyeleri bulunuyor. Kuruluşlarından ibaren henüz 18 ay geçmesine rağmen birçok etkinlik gerçekleştiren grubun. çalışmaları arasında Tematik Ankara Gezileri ve geçen Nisan ayında yayımlanan Ankaralı Gezginler adlı gezi kitabı grubun en çok ilgi gören etkinlikleri oldu. “Dünyadan Gezi Yazılarından” oluşan bu kitabın “Türkiye’den Gezi Yazılarından” oluşan ikinci cildi de baskıda, grubun hedefi “Ankara Yazılarından” oluşan üçüncü bir kitap. Böylece gezi literatürüne üç adet kitap kazandırmakla kalmayıp üyelerini daha çok yazmaya ve okumaya teşvik edeceklerine inanıyorlar. Kısacası değişik ve özgün bir grup Ankaralı gezginler, gezmekle yetinmiyorlar, kitap yazıyorlar, sergi düzenliyorlar ve hepsinden önemlisi çeşitli sosyal çalışmalar yapıyorlar. Üstelik bu çalışmaları bir dernek veya benzeri çatı altında değil tamamen sanal ortamda gerçekleştiriyorlar. Ankaralı Gezginler grubu gezmeyi seven ve bir yaşama biçimi olarak benimseyen tüm Ankaralılara açık, üye olmak için herhangi bir yaş sınırı, gezilen ülke sayısı vb sınırlamalar veya aidat ödenmesi söz konusu değil. İlgilenenler kendilerini kısaca tanıtarak http://groups.yahoo.com/group/ankaraligezginler adresinden başvuruda bulunabilirler. Hava kirliliği, trafik ve kısırlık üçlemesi Prof. Ülkemizde son yıllarda ‘kısır çift’ sayısının giderek artmakta AHMET R. olduğunu gözlemliyordum, ama KÜÇÜKUSTA bunların sayısı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sağ olsun, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda yaptığı ve geçen günlerde ANKA Ajansı tarafından haberleştirilen açıklama, benim bu gözlemimin doğru olduğunu ispat ettiği için ‘kendi kendime’ çok mutlu oldum: “Sağlık Bakanlığı verileri, Türkiye’de iki milyon kişinin kısır olduğunu, 150 bin çiftin tedavi için beklediğini ve Türkiye’de kısırlığın giderek arttığını ortaya çıkardı. Bakanlıktan ruhsatlı tüp bebek merkez sayısının 84 olduğu belirtildi. Bebek sahibi olamamanın en önemli nedenleri arasında çevresel faktörler, sigara kullanımındaki artış ve kullanım yaşının özellikle bayanlarda düşmesi, ‘çikolata kist’ olarak adlandırılan kadın hastalıklarının sayısında ve görülme sıklığında yaşanan artış gösterildi.” Ben ne kadındoğum ne de üroloji uzmanıyım, ama haberde de belirtildiği gibi kısırlığın en başta sayılan nedenleri, yani çevresel faktörler ve sigara benim ilgi alanım içinde. milyon kişinin yaşadığı Sao Paulo’da 20012003 yıllarında doğan çocukların cinsiyeti şehir hava kirliliği bakımından az, orta ve çok kirli olmak üzere 3 bölgeye ayrılarak incelenmiş. Şehrin az kirli olan bölgelerinde doğan çocukların %48.2’si, buna karşılık çok kirli bölgelerde doğanların %49.3’ü kız imiş. Buna göre, kız/erkek bebek oranı havası temiz bölgelerdeki gibi olsaymış, 1.180 bebek daha erkek olacakmış. Araştırmacılar hava kirliliğinin üretkenliği etkileyen streslerden biri olduğu kanısındalar. Tabii afetler ve terör gibi olayların da yeni doğanların kız olma ihtimallerini artırdığı bilinmektedir. Kirliliğin cinsiyet oranlarını neden etkilediği belli değildir, ancak çeşitli kimyasal maddelerin sperm kalitesini ve sayısını etkileyebileceği düşünülmektedir. Benzer bulgular hayvanlar arasında da saptanmıştır. Erkek fareler hava kirliliğine maruz bırakıldıklarında, sperm sayılarının azaldığı ve eşlerinin kız doğurma oranının arttığı belirlenmiştir. 17 Gökten üç elma düştü İstanbul trafiğinde saatlerce kıpırdamadan oturmak zorunda olan sürücüler, ciddi bir ‘lokal ısınma’ ve kısırlık tehdidi altındadır. Henüz çocuk sahibi olmayan sürücülere yol kenarlarında ‘soğutma’ yapabilecekleri yerler kurulmalıdır. Otomobil üreticileri erkek sürücüler için alttan soğutmalı koltuk tasarımına öncelik vermelidir. Cinsiyeti etkiliyor 1 2 3 Sıcak dokunuyor ma trafiğin tek olumsuzluğu hava kirliliğinden kaynaklanmıyor. Trafikle ilişkili kısırlığın, uzun süre direksiyon başında oturma sonucu testis torbası ısısının artmasına bağlı olabileceği de ileri sürülüyor. Araba sürmenin testis torbası ısısı üzerine etkilerini belirlemek için yapılan araştırmalardan birinde, gönüllü 9 erkekten önce 40 dakika süreyle yürümeleri ve daha sonra da 160 dakika süreyle araba sürmeleri istenmiş ve bu kişilerin skrotumları üzerine yerleştirilen elektronik bir termometre ile torba derisinin ısısı 2 dakikada bir ölçülerek kaydedilmiş. Sonuçta, direksiyon başında geçirilen 2 saatten sonra torba ısısının yürürkenkine göre 1.72.2 derece arttığı belirlenmiş. Bu, sperm üretimini etkileyebilecek olan çok önemli bir artış. Çünkü, testis torbası ısındığı zaman testislerin de ısısı artıyor ve bu da sperm sayısının azalmasına yol açabiliyor. Testisler biliyorsunuz erkeklerde erkek tohum hücrelerinin, yani spermlerin yapıldığı organlardır. Halk arasında ‘er bezi’ ve ‘haya’ isimleri ile bilinir. Bir diğer adı daha vardır, bilen bilir; onu yazmıyorum. Testisler, tıp dilinde skrotum yani testis torbası adı verilen bir torba içinde vücut dışında bulunmak zorundadır, çünkü testislerin sperm üretebilmeleri için ısının 35.536 arasında olması gerekir. Vücut iç ısısı 37 derece olduğundan, bu ısıda sperm üretimi de mümkün olmaz. Kadınlarda ise durum tam tersidir. Onlarda yumurtaların üretildiği organlar olan yumurtalıklar (overler) karın içinde, yani sıcacık bir yerde olmak zorundadır. A SPERMLERİ ETKİLİYOR Bugüne kadar hava kirliliğinin astım krizleri ve KOAH alevlenmelerine neden olduğunu, bronşit, zatürree… gibi solunum yolları enfeksiyonlarının oluşumuna zemin hazırladığını, akciğer kanseri için risk yarattığını, kalp ve damar hastalıklarına yol açtığını… biliyorduk, ama meğer hava kirliliğinin sağlığımız üzerine olan olumsuz etkileri sadece akciğer ve kalbimizle sınırlı değilmiş. Çünkü, son yıllarda yapılan araştırmalar hava kirliliğinin, erken doğumlara, bebeklerin düşük tartılarla dünyaya gelmelerine, ani bebek ölümlerine ve hatta kısırlığa da neden olabileceğini de gösteriyor. Kurşunlu benzinin yaygın olarak kullanıldığı Peru’da yapılan bir araştırmada trafik polislerinde sperm kalitesi ile kan kurşun düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiş. Kanlarındaki kurşun miktarı daha yüksek olanlarda sperm hareketliliği, konsantrasyonu ve toplam sayıları daha düşük bulunmuş. İtalya’da genç ve orta yaşlardaki otoyol gişe memurları üzerinde yapılan araştırmada ise, bu kişilerin sayıları normal olmasına karşılık spermlerinin güçsüz olduğu, öne doğru ilerlemeleri ve hareketliliklerinin normalden az olduğu belirlenmiş. Gişe memurlarının yüksek düzeyde kükürt dioksit ve karbon monoksite de maruz kalmalarına rağmen, olumsuzlukların azot oksitleri ve kurşundan kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Trafik kısırlığına karşı önlemler undan sonra yol kenarlarında arkasını yola dönerek her iki bacağını yana açmış kişiler yanında, pantolonunu indirmiş, elindeki yelpazeyi ön tarafına sallayan kişiler de görürseniz, şaşırmayın. Bunların ilki ‘ihtiyaç’ ikincileri ise ‘hararet’ gideren uzun yol şoförleridir. Kısırlık sorunu yaşamak istemeyenlere Bülent Ersoy’un B kullandığı türden pille çalışan vantilatörler de önerilebilir. Ön konsolun uygun yerine monte edilmesi mümkün olan vantilatörlerin pek çok ‘motorun su kaynatmasını’ önlemesi mümkündür. Ama kesin çözüm yeni model araçlarda, şoför koltuklarında testis torbalarına denk gelecek yerde soğutma sistemi kurulmasında yatıyor.