Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 07 31/8/06 16:03 Page 1 CUMARTESİ EKİ 07 CMYK 2 EYLÜL 2006 CUMARTESİ 7 İngiliz yazar Reina Lewis, bir dönemin kadın yazarlarının yaşamları ve yapıtları izleğinde oryantalizmi irdeliyor Önce erkekler okumalı Kadının türban, çarşaf kültürüyle baskı altına alınması ve inanç özgürlüğü kisvesi altında işin sömürüye varması, siyasete alet edilmesi yazık ki yabancısı olduğumuz konular değil. 2 binli yılların Türkiyesi’nde molla zihniyetlilerin, adeta tarikat kampları şeklinde konuşlanarak devlete ait arazilerden denize giren yurttaşlara küfür etmeleri, taşlamaları da öyle. Ana söylemi eyleminden menkul bir meczubun Allah’ın, dinin, imanın adını ağzına alarak, bir genç kıza fahişelik yaptığı iddiasıyla aylarca işkence yapması da... Bu sadece bir kadın hakları konusu değil insan hakları konusu elbette. Kadını baskı altına almayı, bunu dini kullanarak mümkünse güzellikle, zihinlerine işleyerek, değilse zorla benimsetmeyi düstur edinenler kendilerine dini bütün Müslüman diyebiliyor bu ülkede. Şimdi kadınlar başlarını kapatmak isteyemezler mi? Elbette isteyebilirler ve istiyorlarsa kapatırlarda. Buna kimsenin itirazı yok. Ama başı kapamayı ‘‘türban’’ kisvesi altında propaganda aracı yapmak ve kadınları kullanarak yurttaşı olunan ülkenin iç barışına yönelik bir tehdide dönüştürmek söz konusu olunca orada tüm fiillerin altüst olduğu ve anlamların ikirciklendiği de bir gerçek. Bu zihniyetin en çok kadınları vurduğu da... Çarşafla, peçeyle yüzyıllarca hüküm sürdü bu coğrafyada kadının kapatılmışlığı, izole edilmişliği. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk devrimleriyle bu gidişe dur demeseydi, kimbilir haremlerde, kafesler arkasında, erkeklerin üç adım ardında daha ne kadar kısılı kalacaktı kadınlarımız. Bu bağlamda farklı okumalara olanak GAMZE AKDEMİR sağlayan bir kitaptan, Alfa Yayın Grubu’na ait Kapı Yayınları’ndan çıkan İngiliz yazar Reina Lewis’in ‘‘Oryantalizmi Yeniden Düşünmek’’inden bahsetmek istiyoruz sizlere. Kitapta yaşamöykülerinin izleğinde devrimci Halide Edib başta olmak üzere, Demetra Vaka Brown, Zeyneb Hanım ve Melek Hanım, Grace Ellison gibi kadın yazarların yapıtları, çevirileri, izlenimleri, dönemlerine göre kadın yazar olma halleri, kadın hakları konusundaki duyarlılıkları ve mücadeleleri inceleniyor. Siyaset, uyruk, sınıf ve etnisite yüzünden birbirlerinden ayrışsalar da dönemlerine göre mucize nitelenebilecek bir şekilde siyasete sirayet edebilen konumları büyüteç altına alınıyor. Erkil toplumda kadın haklarının elde edilme süreci asla kolay olmadı malum, Kitapta yaşamöykülerinin izleğinde Halide Edib başta olmak üzere, Demetra Vaka Brown, Zeyneb Hanım ve Melek Hanım, Grace Ellison gibi kadın yazarların yapıtları, çevirileri, izlenimleri, dönemlerine göre kadın yazar olma halleri, kadın hakları konusundaki duyarlılıkları ve mücadeleleri inceleniyor. Siyaset, uyruk, sınıf ve etnisite yüzünden birbirlerinden ayrışsalar da dönemlerine göre mucize nitelenebilecek bir şekilde siyasete sirayet edebilen konumları büyüteç altına alınıyor. ki bu mücadele pek çok anlamda ve alanda hâlâ sürüyor. Bu bağlamda kitapta, tüm bu kadın yazarları kapsayan yıllarda, bütün Osmanlı tebaasının ve kadınlarının siyasi reforma eşlik eden toplumsal reformla çarpıcı biçimde değişmekte olan yaşamları, kadınların koşulları masaya yatırılıyor. Ayrıca tüm bu gayretin, siyasi yelpazeyi oluşturan tüm taraflar arasında neden olduğu şiddetli tartışmalara ve giderek güçten düşen, ‘‘Avrupa’nın hasta adamı’’ Osmanlı İmparatorluğu’nun, yerini günümüzün modern ulusdevleti Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakırken bir yandan topraklarının azalmasıyla, öte yandan da nüfusunun değişmesiyle karşılaştığı değişimlere tanıklık ediliyor. Halide Edib Adıvar Kadınların değişen yaşamı ryantalizmi Yeniden Düşünmek’’, bir söylem ve kuramsal paradigma olarak Oryantalizmin değeri ve sınırları hakkındaki tartışmalara birkaç cepheden müdahale etmek amacıyla son dönem Osmanlı kadınlarının toplumsal ve kültürel taşıyıcılıklarına yönelik Melek disiplinlerarası bir yaklaşım geliştiriyor öncelikle. Hanım Osmanlı’nın son döneminden başlayarak genç Türkiye Cumhuriyeti’nde duyargaları açık bir kadın kitlenin varolma mücadelelerine ışık tutarken Oryantalizm’in Batı’daki ısrarlı mistik algılanışından, gerçek Oryantalizmin tam ortasına bir serüven de sunuluyor satırlarda. Bir Halide Edib’in Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında doğup yeni Cumhuriyetin yarattığı değişimlerle uğraşan kadın kuşağının deneyimlerini büyük ölçüde temsil eden kadın romancıların başında geldiği belirtiliyor. Halide Edib’i önceleri milliyetçi bir yazar olarak gören edebiyat eleştirisinin dikkatinin daha sonraları yaşamını ve yapıtlarını feminist açıdan ele alan incelemelerle genişlediği de irdeleniyor. Halide Edib’in kadınların yaşamlarındaki toplumsal değişimi etkileyen siyasi dönüşümlerin ortaya çıkarılmasında doğrudan pay sahibi olan biri olduğunu ifade ediyor yazar Reina Lewis. Ve Kurtuluş Savaşı’nda yazarlık ve çevirmenlik yaparak askeri hizmette de bulunan, halk mitinglerinde konuşan, toplumsal değişimi yasalaştırmaya çalışmanın kişisel mücadelesini deneyimleştiren Halide Edib’in tam da bu noktada çalışması için paha biçilemez bir değer taşıdığını anlatıyor. Kitapta dikkat çekilen noktalardan birisi de en başından itibaren kadının özgürleşmesine yönelik tedbirlerin, kadın haklarının teslim edilmesi gayretinin, Kemalizmin modernleşme siyasetinin anahtar parçalarından birisi olması. Öncelikle, Abdülhamit’in son derece katılaşan kılık kıyafet düzenlemeleri altında yaşayan Zeyneb ve Melek Hanımlardan, 1912’de Amerikan Koleji’ndeki bir toplantıda ‘‘peçeyi çıkaran’’ Halide Edib’e kadar kitapta konusu edilen kadın yazarlar, Reina Lewis’in ‘‘bir içe kapanma mekanizması’’ olarak nitelediği peçenin düşüşünü kapsayan dönemde yetişmiş bir kuşağa mensup. “O İçe kapanma mekanizması ryantalizmi Yeniden Düşünmek’’te, peçelemenin, yeniden peçelenmenin ve kapatılmışlığın özgün tarihsel deneyimleri ile ‘‘temsiliyetlerini’’ derinlemesine ayrıntılıyor Reina Lewis. Araştırmalarının amaçlarından birisi de ‘‘peçe’’ ile İslami toplumlardaki kadınlardan tek bir grupmuşçasına bahsedilmesine ilişkin süre giden eğilimde bir düzeltme yapmak. Peçeye şimdilerde çoğunlukla türban şekline dönüşenMüslüman dünyasındaki çoğu sömürgecilik sonrası devletin laik modernitesini reddeden bir genç kadınlar kuşağı tarafından yeniden güç kazandırıldığını söylüyor İngiliz kadın yazar. Diaspora topluluklarındaki kadınlar tarafından bir gurur nişanı olarak giyilen veya aksi takdirde tecavüzkar Zeyneb olacak toplumsal cinsiyetçi davranışları Hanım zorlaştırmak üzere stratejik bir şekilde benimsenen bir seçenek olarak diriltildiğini kaydediyor ardından. Ve ‘‘organik İslami sofuluğun, geçmişte tasavvur edilen altın çağ anlatılarına yaptıkları nostaljik yatırıma bel bağlayan, İslami yeniden uyanışçılar tarafından yeniden şekillendirilen bir dayatma halinde (önceden kaybolmuşsa dahi) yeniden ortaya çıktığını’’ “O ifade ediyor pek yerinde bir tahlilde bulunarak. Basmakalıp düşüncelerin nasıl değiştiğinin, günümüzde ve geçmişte nasıl bir meydan okumayla karşılaşıldığının, müthiş esneklikleriyle çağdaş iktidar ve baskı biçimlerini nasıl yapılandırmaya devam ettiklerinin izini sürerek... ‘‘Oryantalizmi Yeniden Düşünmek’’te, Osmanlı kadınlarının 20. yüzyıl başındaki tecrit edilmiş yaşamları hakkında pek bilinmeyen ya da gözardı edilen İngilizce yayınlarına da odaklanmış Reina Lewis. Bu noktada, seyahat yazıları, anıları ve kurmaca yapıtlarıyla Batılı basmakalıplara meydan okuyan bir karşı söylemi açığa çıkaran bu kadınların Batı’daki yanlış yerleşik oryantalist söyleme ve algılanışla mücadelelerine de dikkat çekiliyor. Başlarda da belirttiğimiz gibi erkil toplumda kadın haklarının mücadelesi pek çok anlamda ve alanda hala süren, elde edilme süreci asla kolay olmadı. Belki de tam bu nedenle bu kitabı önce erkekler okumalı. Kadının mücadelesini anlamayan ve kadın haklarını içselleştirmekten öcü gibi korkan erkekler ise daha önce okumalı. Ve kadın haklarının aynı zamanda insan hakları olduğu unutulmamalı. gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr