19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 02 31/8/06 15:54 Page 1 CUMARTESİ EKİ 02 CMYK 2 2 EYLÜL 2006 CUMARTESİ YAŞAM Feride’nin çitlembik ağacı İzmir’in simgelerinden biri OZAN YAYMAN Ünlü edebiyatçı Reşat Nuri Güntekin’in ‘‘Çalıkuşu’’ romanına esin verdiği kabul edilen ‘‘çitlenbik ağacı’’ hâlâ yerinde. Yazarın, ‘‘Dudaktan Kalbe’’ yapıtını kaleme aldığı bağ evi koruma altında. Nerede görülmüş bir edebiyat eseri adının, bir kentin mahallesine verildiği? İzmir’de mümkün... Kentin, Bozyaka Semti’ndeki ‘‘Çalıkuşu Mahallesi’’ sakinlerinin mağrurluğu bir ayrı. Kolay değil elbet, bir edebiyat yapıtının adıyla yaşamak ve o değeri yaşatmak. Feride’nin hikayesini anlatan Çalıkuşu romanı var ya; işte o anlatıyı isim belleyen mahalleli adıyla ve sanıyla ayrıcalıklı olduğunu düşünüyor. Buranın ahalisi, ‘‘Kaç yere nasip olur, bir edebiyat baş yapıtıyla anılmak’’ demekten geri kalmıyor. Mahallede, Çalıkuşu Feride ile aşığı Kamran’ın gerçekten de bu çitlenbik ağacında sallandığına inanılıyor. Reşat Nuri Güntekin’in yaz aylarını geçirdiği İzmir’de, bu iki aşığı tanıdığını ve gözlemlerinin ardından romanı kaleme aldığı, bölgenin eskileri tarafından dile getiriliyor. Çalıkuşu’yla büyüyenlerin Feride’nin sıkıntılarına hâlâ içlendiği, aktarıldığı gibi idealist ve aydın tutumundan etkilenenlerin azımsanmayacak kadar çok olduğu dile getiriliyor. Her bir sokak, mahalle, edebiyat yapıtlarının adıyla taçlandırılsaydı eğer, yaşayanlarının her biri edebiyat kahramanına dönüşür müydü? Misal bu ya, ‘‘Ruhi Bey Mahallesi’’nde yaşıyorsunuz ve Edip Cansever’in kaleme aldığı ‘Ruhi Bey’e dönüşüyorsunuz zamanla. Düşün, düşün dur o halde Ruhi Bey gibi; ‘‘Kaç türlü girilirdi anılardan içeri’’ diye diye, ‘‘ben Ruhi Bey, nasıl olan Ruhi Bey nasılım’’ sorularıyla derinlerde dolaşan mahalleliler... ‘‘Kuyucaklı Yusuf Mahallesi’’ nasıl olurdu? Sebahattin Ali’nin kahramanı mı olurdu mahalleli? Yusuf gibi sert ve bir o kadar da sevgi dolu yürekler mi atardı? Yenilse de baş eğmeyenlerin mahallesi diye mi anılırdı? Nazım Hikmet’in ‘‘Jakond ile Siyau’’ adını verdiği yapıtı, bir mahallenin ismi olsaydı, yaşayanlarının her biri Mona Liza’ya aşık olacak ve onu Lour Müzesi’nden kaçıracak kadar romantik mi olurdu? ‘‘Aşkı Memnu Mahallesi’’ yaşamlarını ilk ve son sevdiğiyle geçirme düşü kuranlarla mı dolar taşardı?.. Bu soruları sora duralım Çalıkuşu Mahallesi’ndeki çitlembik ağacı şimdilerde İzmir’in önemli simgelerinden birisi. Semtin en hareketli noktasında yer alan ağaç için cadde genişletildi ve taşıt trafiği değiştirildi. Çünkü salt bir ağaç değil bu. Üzerine titrenen, kentin önemli anılarından birisi. Akşam saatlerinde ışıklandırılan ağacın 24 saat süreyle algılanması sağlanıyor. İzmir’de, yazara bu özen niye? Denilir ise verilecek yanıt: ‘‘Bu kent edebiyatçısına, sanatçısına ve aydınına herkesten daha fazla sahip çıkıyor da ondan’’ olur. İstanbul’un Şişli Semti’ne dikilmek üzere yaptırılan Nazım Hikmet heykeline, tepkiler üzerine İzmirliler sahip çıkmıştı. Heykel bugün Kültürpark’ta. Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın heykeli az ötede. Attilla İlhan’ın heykeli daha geçen günlerde dikildi Karşıyaka sahiline. İlk kadın tiyatro sanatçısı Bedia Muhavvit’in ismi göz önündeki caddede. Can Yücel, Muzaffer İzgü, Ali Kocatepe adları birbirine paralel giden sokaklara kazınmış durumda. Ve daha niceleri... Yaşamının bir bölümünü İzmir’de geçiren ve liseyi Frereler Fransız Okulu’nda tamamlayan Reşat Nuri Güntekin’in, yaz aylarında bulunduğu kentte bıraktığı izlerden etkilenen, etkili kişilerin attığı adımlar olgunlaşmak üzere. Ünlü yazarın, ‘‘Dudaktan Kalbe’’ romanını kaleme aldığı bağ evinin müze olarak kullanılmasına az kaldı. Konak Belediyesi tarafından sürdürülen restorasyon çalışmaları kısa süre içinde tamamlanacak ve bir kente, bir değerin mekanı armağan edilecek. İki yıl önce Konak Belediyesi’nin girişimleriyle başlayan çalışmaların sonuçlanmasıyla bellekler daha taze tutulacak. Çalıkuşu’nun ve Dudaktan Kalbe’nin yazıldığı mekan genç kuşaklara tanıtılacak. Gidenler bilir. İzmir’in Urla İlçesi’nde de Necati Cumalı’nın uzun yıllar yaşadığı ev günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Bunun bir benzerinin Reşat Nuri Güntekin adına biçimlenmesi için hazırlanan proje uyarınca bağ evinin ortaya çıkması için yedi binanın kamulaştırılması yapıldı ve yıkım işlemi gerçekleştirildi. Böylece ortaya 30 dönümlük bir arazi çıktı. Burası da rekreasyon alanı olarak düzenleniyor. Evde kütüphane, kültür ve sergi salonu ile okuma odası da oluşturulacak ve müze günün her saati ziyaretçilere açık kalacak. İstem, müzeye gelenlerin ‘‘Dudaktan Kalbe’’ romanını, yazıldığı mekânda okumaları. Kentlilerin, Kamran’ın salıncak kurarak Feride’yi salladığına inanılan çitlembik ağacı karşısında edebiyat sohbetlerine dalmaları. Merhaba İsrail bombalarının yerle bir ettiği Kana’daki sığınaktan çıkarılan küçük cansız beden, savaşın yalın ve gerçek anlatımıydı... Henüz 10 günlüktü Waad, ölü annesinin kollarında kan, toz, toprak içindeydi. Sevgisizlik, çaresizlik ve yarınsızlığa ait bu fotoğrafa bakmaya ise yürekler dayanmıyordu... Gözlerin görmediği kulakların duymadığı bir dünyada hergün onlarcası yaşanıyor bu manzaranın. Adına savaş denilen ekonomik ve politik ihtirasların bedelini yaşamıyla ödüyor insanoğlu. Artık elinde sopası ya da baltası yok kocaman adamların, doğaya karşı vermiyorlar savaşı. Topraklarını korumak adına kılıçlarını kuşanıp, atlarına atlayıp gitmiyorlar savaş meydanına. Uçakları, füzeleri, bombaları, kimyasal ve biyolojik silahlarıyla kentleri yakıp, yıkıyorlar... Geleceği, hayalleri, umudu yokediyorlar. Üstelik bunu ‘barış’ adına, ‘demokrasi’ adına yaptıkları yalanını söylüyorlar yüzleri bile kızarmadan... Tarih kanla yazılmaya devam ediyor... Karikatürcüler, dünyanın seyirci kaldığı bu katliama isyanlarını haykırıyor. İnadına barış isteyen çizgilerini ABD, İsrail ve iki yüzlü davranan Avrupa ülkelerine ithaf ediyorlar. Onların, vahşete ‘dur’ diyen çığlıklarına ortak oluyoruz bu hafta... Sevgi ve barış dolu iyi hafta sonları... Aydan Şener ve Mine Çayıroğlu Çalıkuşu diz isinde... Kesintisiz yaşam Kummotel’de Çeşme ve Çiftlikköy’ün biraz ilerisinde, Altınkum mevkiinde 160 000 metrekarelik alana kurulu bir masal diyarı Kum Beach’e bu sezen Kummotel de katıldı. Haziran ayından itibaren kapıların açan Kummotel, doğallık, rahatlık, lezzet, keyif, eğlence ve huzurun değerini bilenleri çağırıyor. Her biri ikişer yataklı ve banyolu 52 sevimli bungalovu olan Kummotel’de karavan veya çadırla gelenler için de kamp alanları bulunuyor. Öyle ormanlar içinde bir yer değil, ama bir araya gelip minik gölgelikler oluşturan ardıç ağaçları, gökyüzüne uzanan palmiyeleri ve her köşede karşınıza çıkan rengarenk çiçekleriyle çok farklı ve özel. Güzel bir tatil deyince aklınıza yüzme havuzları, su kaydırakları ya da havuz manzaralı spor salonu geliyorsa şimdiden söyleyelim; Kummotel’de bunların hiçbiri yok. Onun yerine yumuşacık kumlar üzerine birbirlerine saygılı mesafelerle dizilmiş şezlongları, ekotasarım harikası locaları ve pırıl pırıl deniziyle muhteşem bir plaj sizi bekliyor. İster kendinizi Ege’nin serin sularına bırakın, ister güneşin keyfini çıkarın isterseniz de dizüstü bilgisayarınızla internette dolaşın. Deniz manzaralı otel restoranında sabahları 127 farklı çeşidi bulabileceğiniz ve klasik müzik dinleyebilirsiniz. Sağlıklı olma halinin ancak ruh, beden ve akıl üçlemesine özen göstererek sağlanabileceği gerçeğinden yola çıkılarak, odaların, bahçelerin, plajın, ve yiyecek/içecek alanlarının işleyişleri bir bütünün parçası olarak değerlendirilmiş. Bedeniniz için yüzme, yoga, tai chi, bisiklet gezileri, yürüyüşler, su sporları gibi olanaklar mevcut. İsterseniz yoğun şehir yaşantısı içinde yorulmuş vücudunuza bir iyilik yapıp , deniz kenarına yerleştirilmiş son derece mütevazi ve huzurlu bir alanda aromaterapi esaslarına göre plajın kumu,tuzu ve bitkisel yağlarla hazırlanmış özel bakım ürünlerinin kullanıldığı saç,el, ayak ve tüm vücüt bakım ve aromatik yağlarla uygulanan değişik masaj türleri ile şımartabilirsiniz. Günün saatine göre sizi yakalıyacak bir müzik performansı ile karşılaşmanız sizi hiç şaşırtmasın; yıldızların altında barda, restoranda veya plajda canlı performanslar eşliğinde jazz, oldies goldies, popüler klasik, klasik gibi türleri dinliyebilirsiniz. Yaşamın keyfini çıkarmayı bilenler için Kum Beach ve Kummotel’de yapılabileceklerin sınırı yok, ama dilerseniz de hiçbir şey yapmadan sadece etrafınızı seyredebilirsiniz. Bu bile kendinizi mutlu hissetmeniz için yeterli olacaktır... açık büfe yerine yumurtanın en tazesi, zeytin ve peynirin en doğalı, bahçe domatesi, sıcak çay ve köy ekmeğiyle idare edeceksiniz. Akşamları da aşçılar buzdan kuğu heykelleri yapmıyorlar, ama doğu Akdeniz mutfağının seçkin örneklerini denemek isterseniz sizi hayal kırıklığına uğratmayacaklardır. Bunların dışında; odaların bir tanesinde bile kapalı devre radyo yayını yok. Sabahları sizi uyandıracak bir kuş ve akşamları sesini dinleyerek uyuyakalacağınız bir cırcır böceği bunun eksikliğini hissetmemeniz için yorulmadan çalışıyor. Ayrıca sabahın ilk ışıklarına kadar çılgınca dans edebileceğiniz bir otel diskosu da mevcut değil. Dilerseniz sahildeki barda denizin üzerine ışıklarını dökerek yükselen ayı seyrederken canlı caz İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Müdürü: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: İpek Aksoy Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu, Mustafa Doğan Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ hafta?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle