24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ASLI SELÇUK P DVDVCD Yeniler aris Texas/Yön:Wim Wenders/Oyn:Harry Dean Stanton, Nastassja Kinski, Dean Stockwell/1984, renkli, 139 dakika/Saga Collection. Yazaroyuncu Sam Shepard’ın Motel Chronicles adlı kısa öyküler kitabından yazarın senaryolaştırdığı dram, bir adamın kimlik arayışına odaklanan bir yol filmi. Dört yıldır kayıp olan Travis birdenbire ortaya çıkar, kardeşiyle karısı Travis’in oğlunu kendi öz çocukları gibi severek büyütmüşlerdir. Yalnız ve umutsuz adamın oğluyla iletişim kurması hiç kolay olmaz, bu bağ sonucunda bayağılıklarına, yalanlarına dayanamayacağını sandığı topluma uyum sağlama çabasındadır. Oğlunu bulan Travis için böylece yeni bir arayış başlar:karısını bulmak. Babaoğul birlikte yola çıkarlar. Travis, anneyle oğulu biraraya getirir ama İçinde kırılmış, onarılması güç şeyler vardır. Bu eksikliğin ne olduğunu anlaması İçin kendisiyle yüzleşmesi gerekmektedir. Cannes Altın Palmiye ödüllü filmin Özel Bölümler’inde 8mm’lik çekimler, fragman, Paris Texas ekibi Cannes Film Festivali’nde, Wim Wenders’in filmografisi, yönetmenin açıklamalarıyla filmi izleme seçeneği yer alıyor. Amerika kıtasının uçsuz bucaksız topraklarıyla bu içsel yolculuk ve kaybolmuşluk duygusu olabildiğince birleşiyor. Himmel über Berlin(Arzunun KaD er natları) / Yön:Wim Wenders / Oyn:Bruno Ganz, Solveig Dommartin, Peter Falk / 1987, siyahbeyaz , renkli , 122 dakika/ Saga Collection. Senaryosunu Peter Haendke ve Wim Wenders’in birlikte yazdıkları bu romantik dramda, bölünmüş Berlin’den hüzünlü, mutsuz, sorunlu, sevgisiz, iletişim kuramayan insan portreleri izliyoruz. Zorluklar yaşayan insanların koruyucu meleği Damiel farklı dramlara ta nık olur: Kentin parçalanmış geçmişinin anılarıyla dolu bir yaşlı adam, bir Nazi filminde oynayacak olan Amerikalı bir aktör, sirkte trapezcilik yapan duygulu, güzel bir kadın. Bu insanlara yardımcı olamayan Damiel yaptıklarını sorgulamaya başlar, Üstelik trapezci Marion’a da tutulur. Genç kadının kendini farketmesini isteyen Damiel çok zorlayıcı bir kararın eşiğindedir, ya aşkından vazgeçecektir ya da melek kanatlarını yitirecektir. Cannes’da Wenders’e en iyi yönetmen ödülünü getiren bu şiirsel çalışma usta görüntü yönetmeni Henri Alekan’ın derinlikli siyahbeyaz resimleriyle daha da büyüleyici. Özel Bölümler’de çıkarılmış sahneler, fragman, W. Wenders’in filmografisi, yönetmenin yorumuyla filmi izleme seçeneği yer alıyor. 7 ‘Tanrıkent’ yönetmeni Meirelles’in, aşk hikâyesinden politik eleştiriye yönelen yeni filmi gösterime girdi İlaç şirketleri karşılıksız yardım etmez! Vizyonda... ? VEDA VAKTİ (Le Temps qui reste) Her çeşit tedaviye yanıt vermeyen, öldürücü bir kansere yakalandığını öğrenince bunu ailesinden gizleyen, hali tavrı değişip çevresine ters davranan, yakışıklı ve başarılı ber moda fotoğrafçısı olan eşcinsel Romain’in (Melville Poupaud), yaklaşan ölümünü mütevekkilce bekleyişini anlatan, ilginç Fransız yapımı Veda Vakti, ikinci haftasını devirdi. Festivaldeki Fransız Baharı’ ndan arta kalan Veda Vakti,öfkeden den yadsımaya, kabulleniş ten kendini bırakışa kadar Romain’in aşama aşama bütün dramını aktaran, erkeksi bir melodram.Ölümcül bir hastalığa yakalandığı haberini gizlediği erkek arkadaşını da terkeden ve sırrını sadece Jeanne Moreau’nun oynadığı büyükannesine açan Romain’in kasvetli öyküsü, giderek seyirciyi ‘gözyaşına boğmayan bir erkek melodramına’ dönüşüyor.Bizde de özel hayranlar edinmiş Fransız yönetmen François Ozon’un bu son filmi, yönetmenin 2000’de Kumun Altında’yla başladığı ölümyas üçlemesinin ikinci durağı. Veda Vakti, festivalde kaçıran sinemaseverler için. Üç yıl kadar önce, Rio’nun varoşlarında, yoksul ayaktakımının tıklım tıkış yaşadığı, kümesten farksız, daracık evlerden oluşan, şiddet, silah ve uyuşturucu ticaretinden geçilmeyen bir organize suç mahallesinde geçen, yer yer çok sert, kanlı ve dehşetengiz bir çizgide seyreden TanrıkentCidade de Deus (City of God) filmiyle çıkış yapan, 1956 Sao Paulo doğumlu Brezilyalı yönetmen Fernando Meirelles’in, uluslararası bir kadro ve büyük bir bütçeyle İngiltere yapımı olarak çektiği yeni filmi The Constant Gardener Arka Bahçe adıyla dün gösterime girdi. Yönetmen Meirelles’in, gizli ajanların fink attığı, psikolojik tahlilli romanlarıyla modern casusluk edebiyatının nerdeyse markaya dönüşmüş ancak SSCB’nin dağılması ve Demir Perde’nin ortadan kalkmasıyla konularını giderek küresel dünyamızın çeşitli yöresel sorunlarından seçmeye koyulmuş, ünlü İngiliz yazarı John Le Carre’nin 2001’de yayımlanan ve çok satan bir romanından uyarlanmış, Jeffrey Caine imzalı bir senaryodan çektiği Arka Bahçe, Avrupalı beyaz adamın çağlardan beri sömüregeldiği, bahtı kara kara kıtanın (Afrika’nın) şiddet, açlık, susuzluk, yoksulluk, hastalık, kuraklık, iç savaşlar, AIDS, vb. gibi büyük sorunlarıyla sarıp sarmalanmış, Londra’da başlayıp Kenya’da devam ederek Sudan’da sonuçlanan dramatik bir aşk hikâyesini, kronolojiye sırt çevirerek sürekli geriye dönüşlerle anlatıyor. çilekeş Afrikalının derdine hiç derman olamadığını da vurguluyor. Filmin başında, Irak işgaline Amerikan yardakçısı olarak katılan İngiltere’nin bütünüyle ABD’nin dümen suyundaki dış politikasını kıyasıya yeren, sözünü sakınmaz, ateşli solcu ve sıkı eylemci Tessa’yla (Rachel Weisz), seminerdeki konuşmasını kaba saba bir biçimde eleştirdiği, kendi halindeki, toprakla, çiçek yetiştirmekle uğraşan, uyuşuk, donuk ama güleç yüzlü diplomat Justin’in (Ralph Fiennes), evliliğe varan yıldırım aşkına odaklanıyoruz. Aslında akla kara gibi birbirinden farklı karakterlerdeki Justin’le Tessa’nın karşıtların çekiciliğine bağlanabilecek aşkı, Tessa’nın hunharca katledilmesiyle farklı uçlara yöneliyor. Kenya’daki İngiltere Yüksek Komiserliği’ndeki görevine atanan kocasıyla Afrika’nın yolunu tutan Tessa’nın öldürülmesiyle esrarengiz bir muammanın gerilimine yuvarlanıyoruz daha sonra. Ve ‘eşcinsel’ yardımcısıyla birlikte, birtakım Avrupalı büyük ilaç şirketleri tarafından Kenyalı çocukların, ufuktaki verem salgını tehlikesine karşı kobay gibi kullanıldığını sorup soruşturan ve aslında kocasının başını belaya bulaştırmamak için ketum davranan Tessa’nın hangi fincancı katırlarını ürküttüğünü, sivri çenesi ve pervasız eylemleriyle kimlerin tekerine çomak soktuğunu filan çözmeye koyuluyoruz geriye dönüşler eşliğinde. Sadakatinden kuşkulandığı karısının katledilmesinden sonra adeta onun rolünü ve işlevini giderek üstlenen Justin’in inat ve ısrarla Tessa’nın sırrının peşine düştüğü film, çok kahramanlı, işlek, akıcı anlatımı, kameraman Cesar Charlone’un çoğu el kamerasıyla doğal ışıkta çekilmiş, canlı, grenli görüntüleri, Tessa kompozisyonuyla en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Weisz’la Fiennes’ın başını çektiği, gözalıcı performansları ve Alberto Iglesias imzalı müzikleriyle bizim gibi kaşarlanmış seyirciyi bile koltuğunda, iki saatliğine esir alıyor. Sağlam içeriğinin yanı sıra Nairobi sokaklarındaki hayatı, kıraç, kurak Kenya’yı yansıtan ve filme yer yer egzotik bir belgesel tadı da katan, başarılı görselliği ve gerçekçi sahneleriyle akılda kalan Arka Bahçe, sonuçta Tanrıkent yönetmeni Fernando Meirelles’in kuşkusuz meraklısının ilgisiz kalamayacağı, yeni etkileyici filmi. AHÇE ARKA B The Constant Gardener / Yönetmen: Fernando Meirelles / Senaryo: Jeffrey Caine, John Le Carre’nin romanından / Kamera: Cesar Charlone / Müzik: Alberto Iglesias / Oyuncular: Ralph Fiennes, Rachel Weisz, Danny Huston, Bill Nighy, Pete Postlethwaite / İngiltere 2006 (FilmPop, WB) ÜÇÜNCÜ DÜNYA Başka bir deyişle, sinemada her zaman için geçer akçe olagelen, bildik ‘tutkulu aşk hikâyesi’ klişeleriyle kaynaştırılıp harmanlanmış, gerilim ve heyecan öğesinin de ağır bastığı, politik eleştirel bir yaklaşımın ürünü film, genellikle bir eli yağda bir eli baldaki ‘birinci dünya’nın gözünden, hep yoksul ve perişan bırakılmış ‘üçüncü dünya’yı betimlemeye girişiyor. Kıraç Afrika toprağı adeta Mars’ın yüzeyini andırıyor, üstündeki bir deri bir kemik kalmış insanları da sanki başka bir gezegenden. Birleşmiş Milletler’in iyi niyetli ama amacına ulaşmayan, son kullanma tarihi çoktan geçmiş, bayat ilaçlarla göstermelik ve kıytırık yardımlarının ? KISIK ATEŞTE 15 DAKİKA Almanya’da yaptığı Alltag ve Urban Guerillas adlı iki filmiyle tanınan, Berlin 1972 doğumlu yönetmen Neco Çelik’in Metin Akpınar, Haluk Bilginer, Ata Demirer, Janset, Eyşan Özhim, Cezmi Baskın, Erhan Yazıcıoğlu ve MFÖ’nün Özkan Uğur’u gibi sahne, perde ve ekran ünlülerimizle İstanbul’da çektiği üçüncü filmi Kısık Ateşte 15 Dakika, canlı bomba tehdidi ve tehlikesi altındaki bir restoranda, saat 21.00 ile 21.15 arasındaki büyük sürprizlere gebe 15 dakikayı, gırgırla karışık anlatıyor. Adana Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Stüdyo ödüllerini de evine götüren, yönetmenliğini Ümit Ünal, Kudret Festivali 511 Haziran tarihleri arasında Sabancı, Selim Demirdelen, Yücel Adana Büyükşehir Belediyesi Yolcu, Ömür Atay’ın yaptığı Anlat tarafından 13. kez gerçekleştirilecek. İstanbul. Filmin sanatçılarının Festival’de bu yıl, Uzun Metrajlı Ulusal katılımıyla gerçekleştirilecek gecede Film Yarışması’nda 14, Öğrenci Filmleri ayrıca film müziklerden tanıdığımız Yarışması’nda 40, Onur Ödülleri Özel Cahit Berkay da bir konser verecek. Gösterimi’nde 4, ‘‘Hayallerimiz, Gecenin sunuculuğunu ise Ceyda Aşklarımız ve Atıf Yılmaz’’ bölümünde 3, Düvenci üstleniyor. ‘‘Türk Sineması’nda Bir Usta Oyuncu: Kadir İnanır’’ bölümünde 4, ‘‘Dünya Sineması’ndan Örnekler’’ Anlat İstanbul bölümünde 14, ‘‘AKdeniz’den BEYAZperdeye’’ bölümünde 8, ‘‘Dünya Kısa Filmlerinden Örnekler’’ bölümünde 23, ‘‘Dünyadan ve Türkiye’den Belgesel Örnekleri’’ bölümünde 30, ‘‘Altın Koza Kısa Film Seçkisi’’ bölümünde 20 olmak üzere toplam 160 film Adanalılarla buluşacak. Festival açılışı, 6 Haziran’da saat 20.30’da Cinebonus Sineması’nda yapılacak. Açılış filmi ise 12. Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü başta olmak üzere En iyi Sanat Yönetmeni, En İyi Kurgu, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi ‘Kadıköy Kısa’ başlığı altında bu yıl ilki düzenlenecek olan ‘1. Kadıköy Kısa Film Festivali’ dün başladı. Ulusal kurumların en iyi seçkileriyle, yabancı ülkelerin en iyi seçkilerini biraraya getirmek ve izleyiciyle buluşturmak amacıyla gerçekleşen organizasyon Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM)yapılıyor. Diğer festivallerden farklı olarak ‘Kadıköy Kısa’, ‘Mademki doğamızdan kaçacak bir yer ve merkez yok; Tüm alanlar hepimize açık!’ fikriyle film gösterimlerinin ardından insanlara ‘kendi doğalarını’ hatırlatacak bir buluşmaya da ev sahipliği yapıyor. Yarın saat 17.30 ile 21.30 arası ‘‘Açık Alan Teknolojisi’’ ile Altın Koza başlıyor HAFTA SONU 07 CMYK KIsa film festivali gerçekleşecek buluşmada yapılan platformda kısa film üzerine tartışmalar ve sinema konuşmaları yapılacak. Bu konuşmalar ile yaratıcı doğa ve bu doğa ile üretilen kısa film kültürü irdelenecek. Halka açık yapılacak etkinlikler yarın son buluyor. (0216 467 36 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle