Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Yönetmen Murat Şeker, 80 kuşağının bugünkü duruşunu anlatmak için yola çıktı geliyor ‘2 Süper Film Birden’, insanın aklına ister istemez erotik filmlerin gösterildiği sinemaları getiriyor. 12 Eylül sonrası, insanların ayaklarının sokaklardan kesildiği, evlere kapandığı dönemde gittiği iki süper film birden sinemalarına gönderme yapmak için yola çıkmış yönetmen Murat Şeker. ‘2 Süper Film Birden’ adıyla çektiği filmde, hem o dönemde yetişmiş bir kuşağın bugünkü duruşunu anlatmak istemiş hem de ‘film içinde film’ çekmiş. Filmde erotik sahneler de kullanmış, ama bir mizah unsuru olarak. Başrollerini Fatih Akın, Emir Kusturica ve Hal Hartley gibi dünyaca ünlü yönetmenlerle çalışmış olan Tim Seyfi Ölmez, Murat Akkoyunlu ve Altın Portakal ödüllü Beste Bereket’in paylaşacağı filmde, Durul Bazan, Nejat İşler, Settar Tanrıöğen, Uğur Polat, Suzan Aksoy, Zerrin Sümer, Cahit Berkay, Feridun Düzağaç, Atilla Saral ve Yasemin Öztürk gibi ünlü isimler rol alıyor. 29 Eylül’de vizyona girecek filmle ilgili filmin yönetmeni Murat Şeker ile söyleştik. Filmin ismi iki film birden sinemalarını anımsatıyor. Neden bu ismi tercih ettiniz? Bu ismin çift anlamı var. Birincisi, çocukluğumun geçtiği 12 Eylül sonrası, insanların sokaklardan ayaklarının kesildiği, evlere kapandığı dönemde gittiğimiz iki süper film birden sinemalarına bir gönderme. Çünkü o dönem, politik söylem anlamında sinemanın kan kaybettiği bir dönemdi ve yalnızca seks ve karate filmlerini izliyorduk. Filmde 1980’ler ve 1990’larda yetişen gençlerin bakış açısını yansıtmak istedik. Diğer anlamda da zaten film çeken bir yönetmenin film çekerken film olma hadisesi işleniyor. ZUHAL AYTOLUN Buyrun sanat pazarına ÖZNUR OĞRAŞ Bakırköy Belediyesi, Bakırköylü Sanatçılar Derneği (BASAD), Yerel Gündem ve 21 Bakırköy Kadın Meclisi’nin ortak olarak hazırladığı ‘Her Ayın Son Pazarı Sanat Pazarı’ sloganıyla bir etkinlik düzenleniyor. Proje kapsamanıda, tuval ressamları, heykeltıraşlar, seramikçiler, ebru, minyatür ve tezhip sanatçıları yapıtlarını sanatseverlerle kendi elleriyle doğrudan buluşturuyor. Aynı zamanda da misafirler sevdiği sanatçıyla söyleşiler yapmak imkânını da yakalamış oluyorlar. Etkinliğin ilki Ataköy İTÜ İspirtohane’de geçen pazar günü, Nebahattin Yasakul, Yavuz Deniz, Orhan Akkaplan, Hale Ürkmezgil, Halis Karakurt gibi sanatçıların katılımıyla gerçekleşti. Her ay bir sanatçının misafir olarak yer alacağı etkinliğin bu ayki konuğu sanatçı Naile Akıncı oldu. Sanat ve sanatçı kavramlarının birbirine karıştığı günümüz toplumunda; Atatürk’ün ‘‘Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’’ sözünden hareketle yola çıktıklarını söyleyen BASAD Genel Sekreteri Haluk Ayvazoğlu, ‘‘Etik değerlerimizi yükseltmek, sanatçı ve sanatseveri buluşturmak etkinliğimizin amaçları arasında. Bu etkinliğe önümüzdeki aydan itibaren Bakırköylü Sanatçılar Derneği (BASAD) olarak; müzik, tiyatro ve dans gruplarımızı da dahil edeceğiz. Sanatın diğer dallarını da aracısız olarak misafirlerimizle paylaşmak istiyoruz’’ dedi. Etkinlik her ay pazar günü saat 11.0021. 00 arası Ataköy 78 İTÜ İspirtohane bahçesinde yapılacak. Mizahi bakış ? Bu film 1980’lere dair yoğun bir eleştiri içeriyor gibi... Türkiye’de eleştiri hakaret, özeleştiri mağlubiyet olarak adlandırılıyor. Biz bunun böyle olmadığını düşünüyoruz ve bu iki mekanizmayı da sonuna dek zorlayacağız. Biz çok ters bir zamanda sinemaya tutkulanan bir kuşağın üyeleriyiz. Bu yüzden, 12 Eylül sonrası sözün bastırıldığı dönemde yetişen gençlerin duruşunu ve hayata bakışını vermek istiyoruz filmde. Fazla sert eleştirilere girmeden, yaşarken göz ardı ettiğimiz birtakım davranış psikolojilerini ve bunun sebeplerini irdeliyoruz. Bunu da mizahi bir dille yapıp en azından sağ gösterip sol çakarken fazla can acıtmayalım diyoruz. Çünkü bir miktar kendi canımızı da acıtmış oluruz. Erotizm de var ? Filmin ismi, erotik Türk filmlerinin gösterildiği sinemalara bir gönderme içeriyor. Erotizmin filmdeki yeri nedir? Elbette erotik sahneler var, ancak erotizmi filmde mizahın bir unsuru olarak ele alıyoruz. Derdimiz erotik sahneleri basına sızdırarak ucuz yollu bir tanıtım yapmak değil. Böyle bir duruma yenik düşmekten bizzat kaçınıyorum. ? Dizilerden para kazanıp bunu sinemaya aktarma tasarınız var mı? Dizilerden kazanıp filme aktararak sanatçılığımı öldürmek istemiyorum. Televizyon evimizin gizli psikopatı, kendisine esir ediyor, izleyeni manipüle ediyor. Bu sebepten televizyondan özellikle uzak duruyorum. Aman Allah korusun. Araştırmalara göre bir iç hat yolcusu 20, dış hat yolcusu ise 57 dakika kaybediyor Alanda güvenlik eziyeti Havalimanlarında ‘‘güvenlik’’ nedeniyle bazen 4’e ulaşan noktada yapılan uygulamalar yolcuları bezdiriyor. Polis sayısındaki yetersizlik ve terminal girişlerindeki XRay cihazların azlığı, yolcuların uçağa daha seri ulaşabilmesinin önündeki başlıca engel. Atatürk Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amirliği ile Türk Hava Yolları’nın (THY) havalimanında ‘‘yolcuların uçağa biniş süresinin hesaplanması’’ ile ilgili yürüttüğü çalışmaya göre bir dış hat yolcusunun terminale varıştan uçağa ulaşıncaya kadar güvenlik kontrollerinde kaybettiği zaman ortalama 57 dakika. İç hatlar yolcusu ise ortalama 20 dakika kaybediyor. Bu sürenin azaltılması amacıyla, yerleştirilecek üç boyutlu EDS ve EDDS sistemleriyle birlikte terminal girişlerindeki XRay cihazlarının kaldırılması gündemde. Kontrolleri olumsuz yönde etkileyen unsurlardan biri de uğurlayıcılar. Yolcular ile terminal içine kadar ‘‘uğurlamak’’ için gelen yolcular, özellikle ilk giriş noktalarında güvenlik kontrollerindeki kuyrukların uzamasına neden oluyor. Geçen günlerde düzenlenen özel gündemli Havalimanı Güvenlik Komisyonu Toplantısı’nda, hazırlanan bir rapor tartışmaya açıldı. Özellikle özel havayolu şirketlerinin tarifeli iç hat seferlerine başlaması ve THY’nin filo sayısını arttırmasıyla yolcu sayısının günden güne artış gösterdiğine dikkat çekilerek terminallerdeki yoğunluğun azaltılması için acilen tedbir alınması istendi. Görüşmelerde, bagajlardaki olası patlayıcıları elektronik ortamda üç boyutlu olarak saptayacak EDS ve EDDS sistemlerinin devreye girmesiyle terminal girişindeki XRay cihazlarının kaldırılması gündeme getirildi. Ancak cihazların kaldırılması isteği, emniyet biriminin ‘‘güvenlik endişesi’’ nedeniyle askıya alındı. Bu istek, EDS ve EDDS’lerin faaliyete geçmesinin ardından yeniden görüşülecek. Yetkililer EDS ve EDDS cihazlarının Atatürk Havalimanı İç Hatlar Terminali’nde haziran sonu, Dış Hatlar Terminali’nde ise kasım sonu faaliyete geçeceğini söyledi. Yetkililer TAV’ın bu konuda yaklaşık 30 milyon dolarlık bir yatırım yaptığına dikkat çekiyor. EDS ve EDDS sistemlerinin kurulduğu havalimanlarında yolcular, XRay cihazlarında üst ve bagaj kontrollerinin ardından checkin (bilet ve bagaj) işlemini yaptırıyor. Bu sırada bagajlar uçağa götürülmek üzere kontrol bantlarına yerleştiriliyor. Bantlar kuşkulu bagajların uçağa gitmesini önleyerek onları yeni bir güvenlik noktasına gönderiyor. Böylece konrol edilenler yine aranmıyor. ÖZCAN YAŞAR Geleceğin uçağı Boeing’den Boeing, dünya tanıtım turu kapsamında İstanbul’da Türk havacılık sektörüne tanıttığı, ‘‘geleceğin uçağı’’ olarak tanımladığı 787 Dreamliner’ın tasarım aşamasının yüzde 25’ini tamamladı. Boeing Başkan Yardımcısı ve 787 Programı Genel Müdürü Mike Bair, ‘‘Uçağın detaylı tasarımında, uluslararası ortaklarımızla beraber büyük bir gelişme gösterdik. Tasarımın yüzde 25’inin tamamlanması, gövde ve kanat gibi büyük parçalarda kullanılacak ana malzemenin ve bunların işlenmesi için gerekli araçgerecin artık belli olduğu anlamına geliyor’’ dedi. İlk teslimatının 2008’de yapılması planlanan 787 Dreamliner, yeni teknolojisi, aynı boyuttaki rakiplerine oranla yüzde 20 daha az yakıt tüketimi gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. İniş ve kalkışlardaki düşük emisyon oranı nedeniyle çevreye karşı duyarlı olan 787 Dreamliner, yolculara ve havayolu şirketlerine farklı bir uçuş tecrübesi ve verimlilik sunuyor. 787 Dreamliner, ilk lansmanının yapıldığı 2004’ten bu yana, 29 havayolu şirketinden 393 sipariş aldı. THY’nin ikramı karnıyarık ve kuzu tandır İkram konusunda yeni arayışlar içinde olan Türk Hava Yolları (THY), ‘‘karnıyarık’’, ‘‘pazılı balık kapama’’, ‘‘kuzu tandır’’ gibi 20 çeşit geleneksel Türk yemeklerinden oluşan yeni konsepti yolcularının beğenisine sunacak. Filo yapısını Airbus ve Boeing’in yeni tip uçaklarıyla güçlendirerek uçtuğu hat sayısını arttıran THY, önümüzdeki yıldan itibaren yolcularına ikramda da sürpriz yapmaya hazırlanıyor. Feriye Lokantaları’nın sahibi Vedat Başaran ve gurme Mehmet Yalçın’ın danışmanlığında ikram yelpazesini genişleten THY, Cemil İpekçi danışmanlığında servis konseptini de yenilemişti. Buna göre, THY’nin ikram ihalesini kazanan firma, önümüzdeki yıldan itibaren kuzu tandır, pazılı balık kapama, karnıyarık ve badem revani gibi yemek ve tatlı çeşitlerini hazırlayacak.. Yeni dönemdeki ikram mönülerinin yolcular tarafından beğenileceğine inandıklarını belirten THY yetkilileri, ‘‘Sürekli olarak ‘değişik yemek’ talebi alıyorduk. Biz de yolculardan gelen bu istekleri değerlendirerek 20 mönüden oluşan yeni bir seçenek hazırladık’’ diye konuştular. Bu arada, yolcu taleplerini dikkate alan THY, önümüzdeki aydan itibaren iç hat uçuşlarda içecek seçenekleri arasına ayranı da katacak. Avrupa Havacılık İdaresi’nin (JAA) geçen dönemlerde yaptığı araştırma raporlarında, Türk uçak şirketleri arasında ‘‘en az hata’’ ile uçan şirketler Antalya merkezli SunExpress ve Inter Havayolları olarak yer aldı. Avrupa ülkelerine sefer düzenleyen 10 Türk uçak şirketini denetleyen merkezi Hollanda’da bulunan 27 üye ülkenin ortak girişimi Avrupa Havacılık İdaresi’nin (JAA) yayımladığı rapora göre, JAA denetimlerinde Türk uçak şirketleri arasında olumsuzluk anlamında en az bulguya rastlanan havayolu şirketi SunExpress oldu. Belli dönemlerde periyodik olarak yapılan kontrollerde ikinci olarak yine Antalya merkezli charter uçuşlar düzenleyen havayolu şirketi Inter Havayolları olarak yer aldı. SunExpress Yer İşletme En az hata bir Türk şirketinin Müdürü Mustafa Minareci, TürkAlman ortaklığıyla 15 yıl önce kurulan şirketin, her yıl sistemli bir büyüme süreci içinde olduğunu söyledi. Minareci, teknik altyapı sisteminin düzgün çalışmasının başarıda ilk unsun olduğunu söyledi. Avrupa Havacılık İdaresi (JAA) tarafından yapılan denetimlerde ikinci sırayı alan Inter Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Torosluoğlu da, kuruluşundan bu yana özellikle teknik yatırımlara önem veren şirketin yatırımlarının karşılığını dereceyle aldığı için mutlu olduğunu söyledi. Torosluoğlu, Türkiye’de kendisini iyi geliştirmiş bir teknik ekiple çalıştıklarını belirtti. HAFTA SONU 10 CMYK